Erdoğan'ın eski danışmanından 'Reis ve Gülen' yorumu
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski basın danışmanı Ahmet Tezcan, "Reis deyip Erdoğan’ı, Hocaefendi deyip Gülen’i kutsayanların ortak noktası aptallık!" sözleriyle çok konuşulacak açıklamalara imza attı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı
döneminde 5 yıl basın danışmanlığını yapan Ahmet Tezcan, Cumhuriyet
Gazetesi'ne çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.
“Reis deyip Erdoğan’ı, Hocaefendi deyip Gülen’i kutsayanların ortak
noktası aptallık” diyen Tezcan, “Bu kutsamalar, kendi kararını
veremeyen, kişiliğini tamamlamamış ve kişiliği oluşmamışların
savrulması” sözleriyle eleştiride bulundu.
ERDOĞAN'A 'BİR SÜRE ÇEKİLSENİZ' ÖNERİSİ
Erdoğan'ın 2011’den önceki Başbakanlık döneminde diktatör
denilmesinin zirvede olduğnu ve MKYK içerisinde Erdoğan'a,
"Bir süre çekilseniz" diyenler olduğunu, fakat
Erdoğan'ın buna sadece güldüğünü ifade etti.
"APTALLIK!"
Tezcan, “Reis diye Erdoğan’ı, Hocaefendi deyip Gülen’i
kutsayanların ortak noktası nedir?" sorusuna
"Aptallık, başka bir şey değil. Kendi
kararını bir başkasının cebine koyan, birey değildir. Bu
kutsamalar, kendi kararını veremeyen, kişiliğini tamamlamamış ve
kişiliği oluşmamışların savrulması. Gelelim meselenin çıkış
noktasına. Hak kavramına riayet dışında bütün davalar batıl,
adanmışlıklar aldanmışlıktır. Bütün davalar batıl derken, AK Parti
ve hükümet kanadını işaret ediyorum. Dava kelimesini çok
kullanıyorlar." cevabını verdi.
"AK PARTİ'YE 4 YILLIK DÜZELTME FIRSATI
VERİLDİ"
Dört yıllık düzeltme fırsatı verildi. Aslında toplum olarak hâlâ
bıçak sırtındayız. Yüzde 50, yüzde 50. AK Parti’si, cemaati,
medyası, muhalefeti, toplum olarak herkes, fert fert kendisini hak
kavramına riayet noktasına çekmezse bu toplum paramparça olur.
"AK PARTİ GÜNLÜKLERİNİN NOKTA'DA YAYINLANMASI ÇOK
İYİ"
Tezcan, AK Parti günlüklerinin Nokta dergisinde yayımlanmasının da
çok iyi olduğunu savunarak “Çünkü o konuşmaların
tamamındaki manzara çok açık: Bu adamlar birbirlerini hakikaten çok
iyi yargılıyor ve sorguluyorlar. Ve zaten birbirlerini bu kadar
rahat yargılayabildikleri için bu seçimlerde
kazandılar” dedi.
İşte o açıklamalardan çarpıcı satırlar:
"SİSTEMİN BUZLARINI KIRA KIRA İLERLEDİ"
AK Parti 2011’e dek, o sekiz yıl boyunca bıçak sırtında hükümet
oldu. Sistemin buzlarını kıra kıra ilerledi. Hatırlayın 2011’de
yüzde 49 alarak bıçak sırtından kurtuldu ama bıçak ucuna yani en
sivri yere geldi. O noktada şunu söylemiştim: Bundan sonra en büyük
düşmanınız kurumsal ve kişisel egodur. 7 Haziran ise bu ‘düşmana’
yani kibre gidişti. Eleştirinin dozuna değil tozuna dahi tahammül
olmayan bir aşamaya gelinmişti. Ama bu hal tek yerde mi var? Hayır,
her yerde var. Bugün ise 2015-2019 arasında AK Parti siyasetin
insan kazanma sanatı olduğunu kanıtlamalı. Çünkü siyaset insan
kaybetme sanatına dönüşürse sonucun ne olduğu 7 Haziran’da
görüldü.
"CİDDİ ANLAMDA ÇAKTILAR"
( "7 Haziran’dan sonra bu vaziyeti çaktılar mı sizce?"
sorusuna cevaben) Bence ciddi anlamda çaktılar. Ve bu da yüzde
49.5’e çıkan yollardan yine sadece bir tanesi. Esas olan şu: AK
Parti’ye oy veren insanların bilinçaltlarında evrensel bir kültür
zemini üzerinde yükselen emperyal bir yönetim anlayışı hâkim
"MANEVİ AÇIDAN BÜYÜK TATMİN"
Adamın tarlasına atacak tohumluk buğdayı olmamasına rağmen devletinin elinin Arakan’a, Kenya’ya uzandığını görmekten manevi açıdan büyük tatmin yaşıyor. Böylesi bilinçaltına sahip bir toplum da mevzuları sadece kendi içine kapanık olarak değerlendirmiyor. Memlekette olup bitenlerin mutlaka dışarıyla da ilgisi vardır, diyor. İşte o söz: Yedi düvel bir şeye karşıysa ben o yedi düvelin karşısında olurum. Çok basit ve hamasi görünüyor. Ama bu bakışın genetik kodları İstiklal Harbi’ne kadar gider. AK Parti’nin karşısındaki çoklu cepheye bakarken de o sözü buluyor: Asla bir araya gelmeyecek olanlar neden birlikte? Yedi düvel bir şeye karşıysa ben o yedi düvelin karşısında olurum! Aydın arkadaşlarımız meseleleri böyle okuyan bilinçaltının farkında olmadıkları için yanılıyorlar
"ONE MİNUTE"
Davos’ta Şimon Peres’e “one minute” dersiniz, sizi hiç sevmeyen
insanlar dahi o bilinçaltı sebebiyle sizi alkışlar. Ama Peres’e
çektiğiniz “one minute”i bu ülkenin insanına çekerseniz o da size
“bir dakika” der. 7 Haziran buydu. Halk AK Parti’ye “one minute”
dedi. 1 Kasım’da da AK Parti üzerinden Türkiye’yi bölmeye çalışan
dışarıdaki güçlere ve onun içerideki bağlantılarına “bir dakika”
dedi