Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Dikkatlerimiz 6 yaşında bir kız çocuğunun resmen tecavüze
uğraması ile meşgulken, son 24 saat içinde önüme dikkatimi çeken
iki başka haber geldi.
Biri İzmir’den…
İzmir’de tuhaf bir şeyler oluyor.
Tuhaf yanlış bir kelime oldu. Güzel şeyler oluyor demeliydim.
İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer açıkladı.
Ahmet Güneştekin’in geçen ay İzmir’de açtığı “Gavur Mahallesi”
sergisini bir ayda 300 bin kişi ziyaret etmiş.
Hâlâ her gün 10 bine yakın insan sergiyi geziyormuş.
Galiba şu sıralar dünyada tek sanatçı adına açılan bir sergide
rekor rakama ulaşılıyormuş.
“Gavur Mahallesi”, Ahmet Güneştekin’in geçen yıl Diyarbakır’da
açtığı “Yüzleşme” sergisinin bir tür devamı.
İzmir’deki tema, “Mübadele…”
Bavul simgeliyor mübadilliği…
Gerçekten çok etkileyici ve düşündürücü bir sergi…
Dün Urla’daydım…
Fransa’da yayınlanan “Philosophie” dergisinin Aralık 2022-Ocak 2023
sayısı geldi.
Yani 2023’ün ilk sayısı oluyor…
Kapak konusu şu:
“Irkçılık, Cinsiyetçilik ve aynı cinsiye evliliği konularını kavga
etmeden konuşabilir miyiz?”
Bu dergiyi Türkiye’de yayınlasam bunlara bir de “Altı yaşında
çocuğun evlendirilmesi meselesini kavga etmeden, dindarlardan
korkmadan tartışabilir miyiz” sorusunu eklerdim…
Tabii biraz daha cesaretim olsaydı şunu derdim:
“Dinsizlikle suçlanmadan, tehdit edilmeden “Dinde yenilenme”
konusunu konuşabilir miyiz…”
İtiraf edeyim o noktaya gidecek kadar cesaretim yok.
Korkuyorum çünkü…
Ama şunu görüyorum…
Tarikatları, çok eski dönemlerde ulema tarafından getirilen dini
yorumları, tartışmaya, hem de ciddi biçimde tartışmaya
başladık.
Asıl önemlisi, bu konuları bizzat toplumun muhafazakâr kesimin önde
gelen yazarları tartışmaya başladı.
Yine son 24 saatten örnekler vereyim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve daha önce de Bülent Arınç’ın basın
danışmanlığını yapan, Anadolu Ajansı’nı eski genel müdürü ve bugün
bağımsız gazeteci olarak, kendi Youtube kanalında görüşlerini
yazmaya söylemeye devam eden Kemal Öztürk şunları yazdı:
“Yüzleşme Vakti…”
Yazısının ikinci paragrafı şu cümleyle bitiyor:
“Dindar camianın yüzleşme zamanı geldi artık…”
Devamı da şöyle:
“Kendi içinde yaşadığı sorunlarla yüzleşmeli ve bunları
çözmeli…”
Devam ediyor:
“Başkalarının günahlarını sıralayarak kendi günahınızı
hafifletemezsiniz..”
Muhafazakâr kanatta bayrağı açan çok önemli ikinci bir mahalle
daha var.
“Karar gazetesi yazarları…”
İslami kesimde de, laik kesimde de büyük saygınlığı olan Ahmet
Taşgetiren, daha ilk günden bu olayın vahametini ve önemini
anlattı.
Dün ise Taha Akyol belki de ilk defa adı açıkça koydu.
Yazısının başlığı her şeyi anlatıyordu:
“Zamanı mühürlemek…”
Akyol, tarihte fıkıh ulemasının çocukların çok küçük yaşta
evlendirilmesine izin veren yorumlarının bulunduğunu anlatıyor ve
devam ediyor:
“Çocukların evlendirilmesine cevaz veren bu yorum ne yazık ki
yüzyıllar boyu devam edebilmiş ve 'Mühürlenen zihinlerde’ ‘Din’
gibi algılanmıştır.”
Taşgetiren ve Akyol’un araladığı bu kapı Karar gazetesinin
yazarları tarafından dün ardına kadar açıldı.
İşte size sadece dünkü başlıklarından örneklerle anlatayım:
(*) Mehmet Ocaktan: “Fetvalardaki hangi İslam’a inanalım…”
(*) Yusuf Ziya Cömert: “İslama kim saldırdı..”
(*) Elif Çakır: “Devletin iki yıldır haberi varmış”
(*) Mustafa Çağırıcı: “Çocuk yaşta evlendirme fetvası…”
Kısaca dünün özeti şuydu:
Muhafazakâr kesimin aklı başında yazarları artık “Tarikat” ve
“Cemaat” gerçeğinin içine vicdanlarının sorduğu soruları sokmaya
başladılar.
Tabii “Aşırı güçlendirilmiş başkanlık rejiminde” konu geliyor ve
en üst makama dayanıyor..
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tartışmaya girer mi?
Eşi Emine Erdoğan, tarikat meselesine girmeden bu konudaki
eleştirel görüşünü net ve açık şekilde dile getirdi.
Ancak Cumhurbaşkanının 10 gün sonra yaptığı açıklamasında bir cümle
herkesin dikkatini çekti.
Erdoğan konuyu “Erken evlendirme sorunu” olarak görüyordu.
Yani fıkıh ve fetvalar, cemaat ve tarikat gerçeklerini bu işe
karıştırmıyordu.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018’de Kadınlar Gününde” yaptığı
konuşmada, bugün tartıştığımız çocukların evlendirilmesi konusunda
işin özüne inmiş ve sorunun adını koymuştu…
Hatırlayalım 4 yıl önce bir 8 Haziran günü kız çocukları konusunda
söylediği şu sözleri:
“Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, ya çok farklı bir dünyada,
farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar; çünkü İslamın
güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar…”
Bugün bile söylenenlerden çok daha ileri bir şey değil mi
bu…Öyleyse bugün ne oldu?
Cumhurbaşkanı 4 yıl önceki söylediklerinden vaz mı geçti?
Kendisini geriye doğru mu güncelledi?
Yoksa seçim yaklaşıyor diye, üç beş tarikatın oyunu çok mu
önemsiyor…
Oysa bu bebek tecavüzü olayına Türkiye’nin bütün çevrelerinin
gösterdiği tepki Cumhurbaşkanına da şu mesajı veriyor:
Belki üç beş oy gidebilir ama ondan çok daha fazlasını
getirebilir…
Ayrıca cemaatlere dokunma konusunda eli en rahat insanın Erdoğan
olması gerekir.
15 Temmuz gecesi, ailesinin bile hayatına kasteden darbenin
arkasında bal gibi bir dini cemaat ve tarikat gerçeği vardı.
Fransız felsefesi Batı’yı bölen konuların kavga etmeden korkmadan
tartışılmayı konuşuyor.
Biz de kutuplaşmadan, radikallerin ve Taliban kafalalardan
korkmadan medeni bir şekilde asırlardır fıkıh adı altında gelen
yorumları artık konuşabilmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı, eski “Dava arkadaşları”,
hatta kendisi bunu söyleyebilir hale geldiyse,
İlerisi için daha umutlu olabiliriz.
Yeter ki hiç korkmadan şu gerçeği artık kabul edelim.
Türkiye Cemaat ve tarikat gerçeği ile yüzleşmeli…“