Erdoğan'ın eliyle Kürdistan kuruluyor!
Abone olBDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Abdullah Öcalan'ın dış dünyayla teması sağlanmalı" açıklamasına MHP'den ilk tepki geldi.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER.COM-ANKARA
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘Çözüm süreci’nde
ikinci aşamanın tamamlanmadığını, hükümetin hiçbir şey yapmadığının
söylenemeyeceğini; İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis
cezasını çeken Abdullah Öcalan’ın dış dünya ile temasının
sağlanması gerektiğini söyledi.
Abdullah Öcalan’a gereken değerin verilmesini isteyen Demirtaş,
şöyle konuştu:
"Öcalan’ın İmralı’daki 14 metrekarelik hücreden çıkarılması
gerekir. Şu anda belki sayın Öcalan belki çok fazla tutuldu. Rehine
pozisyonunda tutulma durumunun sonlandırılması gerekir. Bu
İmralı’da şu anda da sağlanabilir. Bunun, koşulları
gerçekleştirilebilir. Sonrasında sürecin ilerleyen aşamalarında
tabii ki başka tartışmalar gündeme gelebilir ama şu anda kendisinin
istediği beklentisi dış dünya ile temasının sağlanabilmesi. Orada
belki daha kapsamlı hastane, tetkik koşullarının uzman doktorların
sürekli bulunabileceği güvenliğinin özellikle daha dikkat
edilebilecek bir pozisyonda tutulması."
Demirtaş'ın sözlerini İnternethaber'e değerlendiren MHP
Osmaniye milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu şunları söyledi:
BİZ BUNLARI
SÖYLEMİŞTİK
"2002'den bu yana terörle mücadele değil müzakere edildiğini
söylüyorduk. Bu iddialarımız Genel Başkanımız tarafından dile
getirildiğinde önce yadırgandı, Sayın Başbakan tarafından da 2010
yılındaki Kayseri Mitinginde 1Terör Örgütü ile müzakere eden,
onunla masaya oturan şerefsizdir" diyerek yalanlanmıştı. O günden
bugüne süreç o kadar gelişti ve süreçle ilgili öyle şeyler duyduk
ki, ikinci açılım diye tarif edebileceğimiz, PKK'nın "geri çekilme"
ismini verdiği, hükumetin de Abdullah Öcalan'ı muhatap aldığı
dönemde, BDP sözcüleri ve PKK yöneticileri sürekli hükumetin adım
atması gerektiğini dile getiriyordu."
ELİ KANLI TERÖRİSTE GÜVENİLMEZ
DEMİŞTİK
"Hükumet de "Bakın, şehit gelmiyor, ne güzel, şehitler
gelmemesinden rahatsız olanlar var" diyerek üstü kapalı olarak
muhalefeti suçluyordu. Bunu söylerken de, dayandığı argümanlardan
bir diğeri de PKK'nın artık, Bağımsız Birleşik Kürdistan hedefinden
uzaklaştığını ima ediyorlardı. PKK, idari özerklikle ya da
demokratik özerklikle, yani bütünün içinde kalmak kaydıyla ayrı bir
devlet hayalinden vazgeçmiş olduğunu öne sürerek bu sürecin bu
şekilde tamamlanacağını, demokratik haklar verilerek PKK'nın ve
ayrılıkçı bölücü çevrelerin ikna edileceğini söylüyordu hükumet.
Biz de eli kanlı teröristlerin sözlerine güvenilmeyeceğini,
bunlarla müzakere edilmesinin bir sonuç vermeyeceğini
söylüyorduk."
PKK HEDEFİNİ HİÇ
DEĞİŞTİRMEDİ
"Ama hükumet ellerindeki medya gücüyle bizim bu sözlerimizi,
tezlerimizi gölgede bırakmayı başarıyordu. Son birkaç aydaki
gelişmeler malesef ki bizi haklı çıkardı. Aslında
PKK, Bağımsız Birleşik Kürdistan hayalinden vazgeçmedi. Bu
projeyi gerçekleştireceğini açıklıkla artık deklare ediyorlar. Hem
de Diyarbakır'da Kürdistan Barış Süreci ile ilgili bir kongrede
söylüyorlar. Kaymakam atıyorlar, asayiş timleri oluşturuyorlar, PKK
her gün adım adım hedefine yaklaşıyor. Bugüne kadar PKK'nın
hedefleri konusunda verilmiş hiçbir taviz, PKK'yı hedefinden bir
adım geri çevirmedi. PKK, hedefini hiç değiştirmedi."
HÜKUMET TEDBİR ALMAMAKTA DİRENDİ VE
DİRENİYOR
"Bİz PKK'nın hedefini değiştirmeyeceğini biliyorduk ama PKK'nın
hedefini değiştireceğini söyleyen hükumeti uyarıyorduk. Çünkü, o
konuda siyasi ve idari olarak sorumlu olan hükumettir. Hükumetin,
PKK'nın hedeflerinden, faaliyetlerinden dolayı alması gereken
tedbirler vardı, almıyorlardı, bütün olaylara ve uyarılara rağmen
de almadılar. Hatta bu durum, AKP'nin içinde milletvekilleri ya da
kendi atadıkları bürokratlar tarafından yüksek sesle dile
getirilmesine rağmen hükumet tedbir almamakta direndi.
PKK ÇEKİLMEDİ KANDIRMAK İÇİN TELSİZLERİ
GÖNDERDİLER
"Bugün Güneydoğu'da devlet çekilmiş durumda, PKK'nın bir adım bile
geri çekildiği yok. Hükumet yetkilileri yüzde 15-20 çekildi diyerek
kendileri de geri çekilmeden dolayı memnuniyetsizliklerini dile
getiriyorlar. Ben, yakın zamanda Doğu ve Güneydoğu'da gezmiş bir
vekil olarak söylüyorum, teröristlerin hiçbiri geri çekilmedi,
sadece telsizlerini gönderdiler oraya, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde
telsizin yerini tespit eden cihazlar var, onları kandırmak ya da
onların bu argümanları kullanmalarını sağlamak istediler. Yani bir
tiyatro ve aldatmaca oynandı."
HÜKUMET KÜRDİSTAN PROJESİNE RAZI
OLMUŞ
"PKK, Bağımsız Birleşik Kürdistan projesinden vazgeçmedi.
İran'da, Irak'da, Suriye'de ve Türkiye'deki parçaları birleştirerek
bir devlet kurma hayalini bugünlerde en yüksek seviyeye getirerek
gerçekleştirme yolunda ilerliyor ve hükumet de seyrediyor. Hükumet
niye seyreder, ya olayları göremiyordur, bilemiyordur,
anlayamıyordur seyreder, ya da bu işe razıdır. Bu kadar uyarıya
rağmen tedbir almayan iktidar partisi belli ki PKK
ile Bağımsız Birleşik Kürdistan projesine razı olmuş."
ÖCALAN VE ERDOĞAN'IN RESİMLERİ YANYANA
ASILACAK
"AKP, Bağımsız Birleşik Kürdistan'ı PKK ile birlikte kuruyor.
Zaten, Büyük Ortadoğu Projesi'nin içinde kurulması düşünülen
devletlerden biri de Kürdistan'dı. Bu projenin Eş Başkanı da
Başbakan'dı. Dolayısıyla, AKP, PKK ve BDP işbirliği ile dört
parçalı Bağımsız Birleşik Kürdistan kuruluyor."
"Cumhuriyeti kuran kadronun bir numarası Atatürk, iki numarası da
İsmet İnönü'dür. Cunhuriyet kurulduktan sonra devlet dairelerinde
Atatürk'ün resminin yanında İsmet İnönü'nün resmi vardır. Kürdistan
kurulursa da inanın birinci sırada Abdullah Öcalan'ın resmi olacak,
hemen yanında da Kürdistan'ın kurucusu olarak Tayyip Erdoğan'ın
resmini göreceksiniz. Tayyip Erdoğan eliyle Kürdistan inşaa
ediliyor. Tayyip Erdoğan, Kürdistan'ın kurulması için PKK ile
işbirliği yapıyor, artık bunu görmeyen, duymayan ve anlamayanların
aklından ya da niyetinden şüphelenmek lazım."
DEVLETİN EN PAHALI
MAHKUMU
"Bebek katili Öcalan şu anda Türkiye'nin en pahalı mahkumu.
Devletin bütün imkanları ona seferber ediliyor, onun için deniz
ulaşım araçları, onun için özel koruma birimleri oluşturuluyor.
Öcalan için oraya hanım mahkumlar da gidiyormuş.Hepimizşn aklına
aynı soru geliyor, Acaba bu ceza infaz kanununda yapılan
değişiklikle evlenme yolu açılan Öcalan, bu kadınlardan biriyle mi
evlendirilecek?"
NİKAHINI GÖKÇEK KIYSIN, ŞAHİDİ DE BAŞBAKAN
OLSUN
"Acaba Abdullah Öcalan'ın nikahını kim kıyacak, mesela Melih Gökçek
kıyabilir mi. Mesela Başbakan nikah şahidi olabilir, ben artık
bunları bekliyorum. Hatta nikahta Başbakan'ın "3 çocuk istiyorum
Abdullah kardeşim" demesini de bekliyorum. Gözümün önüne böyle bir
sahne geliyor.
TÜRKİYE'Yİ DİZE GETİRDİK
DİYECEKLER
"O bebek katilinin şartlarında hiçbir olmusuzluk yok. daha
geçenlerde Türk Tabipler Birliği, bağımsız hekimlerini gönderdi
oraya, sağlık şartlarının gayet iyi olduğunu rapor ettiler.
Bunların hepsi, BDP; PKK kanadından yaygara çıkarmak suretiyle o
adamın salıverilmesi ya da basın toplantıları yapabileceği, aynı
Tayyip Erdoğan'ın hapse girdiği cezaevinde misafirlerini kabul edip
basın toplantılarını düzenlediği gibi bir atmosfer istiyorlar.
Tayyip Erdoğan'ın cezasını çektiği gibi Abdullah Öcalan'ın da aynı
imkanlardan yararlanmasını istiyorlar. Ziyaretçileriyle
görüşebilecek, her türlü mesajı verebilecek, basın toplantısı
yapabilecek, eşiyle de uygun ortamlarda görüşebilecek. Örgütün
böyle bir talebi var, asıl gaye, Kürdistan Devleti'nin kuruluşunda
terör örgütü liderinin, bebek katilinin katılımı sağlayabilmek ve
taraftarlarına, "Bakın Türkiye'yi bir kere daha dize getirdik,
görüyorsunuz" demektir."
AMAÇLARI BÜYÜK BİR ORDU
KURMAK
"Amaçları, önderleri kabul ettikleri, ağırlaştırılmış müebbete
mahkum ettikleri bu katili, "Bakın sizinle muhatap edebiliyoruz,
onun şartlarını iyileştirebiliyoruz, devlete istediğimizi
yaptırıyoruz" diyecekler. Ve örgüte son altı ayda sağlanan rekor
katılımı biraz daha artıracaklar. Geçenlerde örgütten kaçan bir
terörist itiraf etmişti: "Duran Kalkan geldi ve bize dedi ki, biz
geri çekilmiyoruz, hedeflerimizden vazgeçedik, yüz bin kişilik bir
ordu temin edip onların karşısına o zaman çıkacağız" demişti.
Kütahya AKP milletvekili ve birkaç gün önce Siirt valisinin
söylediği gibi, insanlar bu psikoljik atmosferde , oradaki işsiz
güçsüz insanlar iş buluruz, PKK bize artık ümit veriyor diye örgüte
katılacaklar. İşte Abdullah Öcalan denen katilin şartlarının
iyileştirilmesi diye kastettikleri, onun bu kitleye temasını
sağlamak ve bu şekilde örgütü daha da güçlendirmek, tek amaçları
bu."