Alman Parlamentosu'nun sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı'nı
kabul etmesi dünün en çok tartışılan konularından biri oldu. Hal
böyle olunca bir başka önemli gelişme arada kaynayıp gitti.
Almanya hakkında son sözü Kasımpaşalı Erdoğan söyledi zaten.
Siz o konuşmayı Tetaş'ın deyimiyle "Trafomdan aşağı
Kasımpaşa" olarak yorumlayabilirsiniz! Bu konuda başka
yorum yapmayacağım.
Gelelim arada kaynadı dediğim habere...
Yarsav eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Erdoğan'ın
Cumhurbaşkanlığı'nın iptali için Yüksek Seçim Kurulu'na
başvurdu.
Gerekçesi ilginç...
Yasalarda Cumhurbaşkanı olan kişilerin 4 yıllık üniversite mezunu
olmasının şart koşulduğunu, Erdoğan'ın bu şartlara haiz
olmadığını iddia ediyor.
Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamen iptal edilmesini
ve yeniden seçime gidilmesini istiyor.
Bu konu ilk olarak 2014 yılında gündeme geldiğinde Erdoğan'ın
üniversiteden hocası, CHP'li Aydın Ayaydın tartışmaları bitiren bir
açıklama yapmıştı.
Hatırlayın!
MHP'li Halaçoğlu bu iddiayı gündeme taşıdığında Ayaydın,
asistan olarak Erdoğan'ın hem sınavlarına hem de "para kredi
dersine" girdiğini ifade etmişti.
Sonra dönemin rektörü çıkıp bu açıklamayı doğrulamış, ardından o
döneme ait mezuniyet belgeleri ve diplomalar yayınlanmıştı.
Yine o dönemde TSK bir açıklama yapmış, Erdoğan'ın üniversite
mezunu olduğu için vatani görevini rütbeli asker olarak yaptığını
belirterek tartışmalara nokta koymuştu.
Ama gelin görün ki yetmiyor ve yetmeyecek.
Erdoğan'ın diplomasını rulo haline getirip her iddia sahibine
bizzat monte etsen bile ikna olmayacaklar.
Oysa ortada çok basit bir gerçek var.
YSK dediğiniz kurum, seçilme yeterliliğini taaa en başta
denetliyor, şartları oluşmayan adayları seçime sokmuyor.
Bundan ötesini tartışmak ahmakların işi ama gelin görün ki
tartışıyorlar.
Tartışıyorlar, çünkü 90 yılın kaymaklı tadını unutamayanların her
yeni güne yeni bir rezillik sığdırmalarının kendilerince iki önemli
nedeni var.
Birincisi...
Bu tür kara kampanlayalar milletin hep savunma pozisyonunda
kalmasını sağlıyor. Bizler bu akla ziyan meseleleri tartışırken,
pek çok önemli konuyu atlıyor ve olduğumuz yerde patinaj yapıp
duruyoruz.
Farzı misal...
Bu tür tartışmalar yüzünden kaldırılan dokunulmazlıklar,
mülteci sorununu, vizelerin kaldırılması, sözde Ermeni Soykırımı,
yeni Anayasa, ve partili Cumhurbaşkanı meseleleri konuşulmasın
istiyorlar ve maalesef başarıyorlar.
İkinci neden çok daha önemli...
Yıllardır başarıyla uyguladıkları "Bezdirme" taktiğini
uyguluyorlar. Hepsi bir anda tek saldırı halinde geliyor. Bir
yanda terör, diğer yanda dış ülkelerin anlamsız baskıları...
Maksat milletin ayarlarıyla oynamak ve Erdoğan'la ona oy veren
seçmen arasındaki sevgi bağını yok etmek..
"Ülkede Erdoğan yüzünden huzur yok ve o oldukça huzurunuz
olmayacak. Ondan kurtulun ülkeye huzur gelsin" mesajını
toplumun aklına zerketmeye çalışıyorlar. Yakın tarihte Özal'ı,
Erbakan'ı ve hatta Ecevit'i bile böyle gönderdiler.
Eminağaoğlu gibi hukuk adamının, dokunulmazlıkları kalkan
Meclis'teki PKK'lılar dururken milletin seçtiği
Cumhurbaşkanı hakkında davalar açmasının altında bu nedenler
yatıyor.
Bugüne dek neler gördük, kim bilir daha neler yaşayacağız. Bakın
şimdiden söylüyorum.
Eminağaoğlu gibi okumuş cahillerimiz yarın bir gün "Meğer
Erdoğan yazı-tura atılarak seçilmiş" diyecek ve buna inanan
hödükler çıkacak isyan edecek.
Yarın bir gün "Erdoğan ilkokulda aşı da olmamış. Lisede de bazı
günler dersleri kırıp okuldan kaçmış" diye YÖK'e dava
açmalarından korkuyorum.
Abarttığımı düşünmeyin...
"Erdoğan sarayda altın kaplama klozet kullanıyor. Yemek yediği
masanın fiyatı 6 buçuk trilyon liraymış" yalanına inanan
embesiller buna mı inanmayacak?
Millet onları rezil rüsva etmekten usandı ama onlar iftira
atmaktan, kara çalmaktan bir türlü bıkmadı.
Birileri YSK'nın Eminağaoğlu'na ne cevap vereceğini şimdiden
tartışmaya açmış görünüyor. Ben gelecek cevabın ne olacağını az çok
biliyorum.
Sizinle de paylaşayım gelecek cevabı:
"Erdoğan'ın diplomasının olduğu yüzde 52 tarafından bizzat
tastiklenmiştir!"
Lafı fazla uzatmadan bugünkü yazıyı bir soru ile bitirelim.
Hatırlayacağınız üzere bir zamanlar birileri "Muhtar bile
olamaz" demişti Erdoğan için...
Şimdi "Cumhurbaşkanı olamaz" dediklerine göre sizce Erdoğan
ne olacak?
a: Başkan
b: Partili Cumhurbaşkanı
c: Halife
d: Hepsi