Erdoğan'ın bedelli askerlik açıklaması
Abone olGazeteciler Erdoğan'a 'bedelli askerlikle ilgili çok sayıda mail alıyoruz' dedi. Erdoğan'ın yanıtı şöyle oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ATV'de
Erdoğan Aktaş'ın yönettiği 'Başbakan ile Gündem' programında
Hasan Bülent Kahraman, Emre Aköz ve Erdal Şafak'ın sorularını
yanıtladı. Erdoğan gazetecilerin bedelli askerlikle çok sayıda
e-posta aldıklarını söylemeleri üzerine "Gönderilen talepleri
klasörleyip Genelkurmay ile Milli Savunma Bakanlığı’na gönderseniz
iyi olur" dedi.
CHP'DE KİMİN NE KONUŞTUĞU BELLİ
DEĞİL
Başbakan Erdoğan'a ilk soruyu Aktaş
sordu. Erdoğan Aktaş'ın ''Bülent Beyin (Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın) bir ifadesi oldu. 'CHP eğer
Anayasa Mahkemesi'ne gitmeme garantisi verilirse bir uzlaşma kapısı
açılır' dedi. Tam böyle tartışmalar devam ederken, sanki CHP ile
uzlaşma gündemden kalkmış gibi görünürken, Bülent beyin bu
açıklaması ile gerçekten bir kapı açılabilir mi? Eğer CHP'nin tavrı
böyle olursa?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
ERDOĞAN'IN BEDELLİ AÇIKLAMASI |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan net bir dille söylemese de bedelli askerliğe sıcak baktığını işaret etti. Erdoğan "Bize ulaşan e-mailler en çok bedelli askerlik hakkında. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna "Bu e-mailleri Genelkurmay ile Milli Savunma Bakanlığı'na dosya halinde gönderseniz çok iyi olur." dedi. Kişisel fikri sorulduğunda ise yanıt vermekten kaçındı ve
"Detayları görüşmemiz lazım. Detayları öğrenemeden bir
değerlendirme yaparsam yanlış olur." diye konuştu. |
''Konuya şöyle girersek isabetli olur, diye düşünüyorum. Bu işin
bir süreci var. Olaya başlarken hatırlarsanız, geçici 15. Madde'den
başladık. Genel başkan, 'geçici 15. madde sadece oylamaya
gelsin, diğerlerini asla görüşemeyiz' dedi. Süreç böyle
başladı. Daha sonra 3 madde diye bir süreç gündeme geldi, daha
sonra da bize bir yazı geldi. Bu gelen yazıda ise 3 ana konu
başlığı şeklinde geldi. Bu 3 ana konu başlığı ise malumunuz 11 artı
3 geçici maddeyi kapsıyor. Ben de bunu 'şark kurnazlığı'
olarak ifade etmiştim. Çünkü ABD seyahatine çıkarken eğer bu
konuda...O zaman daha komisyonda da şeyleri tartışmaya
başlamadığımız süreç. Dedik ki 'bu konuda samimi iseler grup
başkanvekillerini görevlendirebiliriz'. 'Grup
başkanvekilleri otursunlar konuyu değerlendirsinler. Yasal alt
zemini varsa bu işin gereğini yapalım' dedik. Tabi şimdi köprünün
altından çok sular aktı, gitti. Şu saate, bakıyorsunuz 2-3
gün önce böyle bir teklifle yine karşımıza çıktılar. Bir taraftan 3
madde, bir taraftan ana konu başlığı, yani kimin ne dediği belli
değil. Grup başkanvekilleri farklı, kendileri farklı
konuşuyor.''
3 MADDE DİYORLAR ASLINDA 14 MADDE
''Ben yanımda getirdim işi sağlama alalım diye'' diyen Erdoğan,
yanında getirdiği metne değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şimdi biz bu yazılı metine mi inanacağız, yoksa Genel
başkanın söylediklerine mi inanacağız? Gelen arkadaşlar
grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları, kendileri
gelmişler ve burada aynen kullandıkları ifade şu 'teklifin
kamuoyuna yansımasının öncesinde ve sonrasında CHP'nin çekince
koyduğu siyasi partilerin uyacakları esaslar ve bağlantılı maddeler
ile HSYK ve anayasa mahkemesinin yapısı, üyeliği, denetimi, görev
ve yetkileri, çalışma ve yargılama usulü ile bağlantılı
maddeleriyle ilgili 3 ana konudaki maddelerin tekliften
ayrıştırılarak diğer maddelerinin anayasa değişikliği teklifi
olarak görüşülmesinde yarar bulmaktayız' Gerçek bu diğer
sözleri ben pek kale almıyorum. Buradan hareket ettiğimiz zaman 3
madde diye bir şey söz konusu değil. Bu olay 11 maddeyi kapsıyor,
buna geçici maddeleri de ilave ettiğiniz zaman 14 maddeyi
kapsıyor. Şimdi biz burada hangisine inanacağız. Artık
Anayasa komisyonundan da geçmiş durumda. Şu anda zaten bundan sonra
bir sulandırmadır, bir şark kurnazlığıdır. Ve geri dönüş filan söz
konusu değil.
YAPILACAK İŞ HALKA GÖTÜRMEK
Bundan sonra yapılacak olan iş Parlamentoda hakikaten, dürüstçe,
samimi bir yaklaşımla, bunun oylamasına katılalım. Madem ki
'halka götürelim' diyorlar, o maddeleri, halka götürme noktasında
da tasarrufu Sayın Cumhurbaşkanımıza bırakalım. Ki zaten
başından itibaren genel başkanın yaklaşımı, direk Cumhurbaşkanını
bu işe içine bulaştırmak olmuştur. Halbuki bu işin muhatabı yasama
organının başkanı, Meclis Başkanıdır, Cumhurbaşkanı değil ki. Bunun
götürülmesi gereken yer Meclis Başkanlığıydı, Meclis Başkanlığına
götürülmedi ve Cumhurbaşkanı'na bir çağrı yaptı.
Cumhurbaşkanı'nı burada taraflı hale getirme gayreti içine
girdi. Fakat daha sonra bizim de konuya girişlerimiz oldu.
Dedik ki 'bu işin muhatabı cumhurbaşkanlığı muhatabı değil, meclis
başkanlığıdır. CHP'nin bir eğer böyle bir düşüncesi varsa lütfen
müracaatlarını meclis başkanlığına yapsın. Meclis başkanlığında
yapılacak bir şey varsa yürütülebilir. Grup başkanvekillerinin
çalışmalarıyla yürütülebilir. Yasal zemini de varsa oraya
oturtulmak suretiyle orada çıkış yolunu buluruz ve biz burada
olumlu yaklaşım içerisindeyiz diye bizzat kendim ve arkadaşlarım
açıkladık.''
PARTİ KAPATMA SÜRECİNİ İYİCE ZORLAŞTIRMAMIZ GEREK
Başbakan Erdoğan Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz'ün
"Meclis'te birçok parti kapatıldı, ancak bunlara bir son
vermek gerekir. Bu konuda Venedik Kriterleri komisyonunun
taleplerini uygulamaya koymadınız, neden? Bu kriterlere
esas olan bir partinin şiddete başvurmaması onun dışında hayatına
devam etmesi. Siz neden böyle bir tercih yaptınız?" sorusuna şöyle
cevap verdi:
"Biz istedik ki Parlamento müsaade ettiği zaman yargılama süreci
başlasın. Avrupa'da da bunun benzeri uygulamalar var. Siyasetçi
kendi ayağına kurşun sıkmayacak. Meclis'in 3'te 2'si onay verirse
parti yargılanabilecek.