'Erdoğan'ı ver iktidarı al' diyecekler!
Abone olAK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, sorumsuzlukla suçladığı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirirken, "İktidar senin mi, iktidar dağıtıyorsun? Bugün 'Bilal'i ver, iktidarı al' diyen, yarın şuna hazırlanıyor. 'Tayyip Erdoğan'ı ver, iktidarı al'
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kahramanmaraş'ta
partisinin Ağustos ayı İl Danışma Meclisi'ne katıldı. Necip Fazıl
Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen, AK Parti Milletvekilleri
İlker Çitil, Veysi Kaynak, Uğur Dilipak, Nursel Reyhanlıoğlu,
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, ilçe belediye
başkanları ve partililerin katıldığı toplantıda konuşan Mahir Ünal,
partisinin hükümet kurma sürecinde muhalefet partileriyle
yaptıkları istikşafi görüşmelerini anlattı.
Siyahi insan hakları savunucu Malcom X'in 'Dünyadaki en büyük
işletme medyadır. Medya suçsuzu suçlu, suçluyu suçsuz gösterir'
sözünü hatırlatan Mahir Ünal, medyayı eleştirirken şöyle dedi:
"Malcolm X'in bir sözü vardır. Der ki; 'Dünyadaki en büyük işletme
medyadır. Medya suçsuzu suçlu, suçluyu suçsuz gösterir.' O
yüzdendir kardeşlerim zihninizi ve kalbinizi her an uyanık tutun.
Bu ülkede öyle bir medya var ki bir anda akı kara, karayı ak
yapıyor."
KOALİSYON TEKLİF EDİLMESİ İÇİN BU YOLA ÇIKILMADI
Kİ
AK Parti'nin, hükümet kurma süreciyle ilgili CHP ile yaptığı
istikşafi görüşmelerinin CHP kurmayları tarafından manipüle
edildiğini savunan Ünal, "O yüzden detaylı bir şekilde bunları,
içinde bütün süreçleri yaşamış bir kardeşiniz olarak buradan tekrar
ediyorum. CHP'nin kurmayları, Grup Başkanvekilleri sürekli medyada
konuşuyorlar. Neyi konuşuyorlar? 'AK Parti 13 yıldan beri
Türkiye'yi çok kötü yönetmiştir. Biz bir restorasyon hükümeti, bir
onarım hükümeti oluşturacağız' diyor. Siz '13 yıllık dış
politikanızı yanlış yaptık' deyin, '13 yıllık çalışmalarınızı
yanlış yaptınız' deyin gelin beraber bir onarım hükümeti kuralım.
Neyi onaracaksınız? AK Parti'nin bütün dünyada başarı hikayesi
olarak görülen ve kabul edilen 13 yıllık iktidarını bunlar ne
yapacaklarmış, restore edeceklermiş. Bir onarım hükümeti
kuracakmışız, bizden de bunu kabul etmemizi istiyorlar. Biz dedik
ki; bu yaptığımız çalışmalar bize gösteriyor ki sizinle beraber bir
reform hedefli erken seçim hükümeti kurabiliriz. Onlar da bize
dediler ki '4 yıl süreli koalisyon kuralım.' onlar bize, biz onlara
bir teklifte bulunduk ve bu işin olmayacağı ortaya çıktı. Şimdi
çıkıp da niye şunu söylüyorlar; 'Bize koalisyon teklif eden
olmadı.' Manipülasyona bak. Koalisyon teklif edilmesi için bu yola
çıkılmadı ki" diye konuştu.
'TAYYİP ERDOĞAN'I VER, İKTİDARI AL'
DİYECEKLER
Mahir Ünal, konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi de
eleştirdi. Sorumluluk almamakla suçladığı Bahçeli'nin kenarda
bekleyerek emirler yağdırdığını söyleyen Ünal, şöyle konuştu:
"Amaçları, AK Parti ile HDP'yi kabinede bir araya getirmek. Şimdi
sorumluluktan kaçan adamlara siyasetçi diyebilir miyiz? Hepiniz
siyasetçisiniz. Siyaset, risk almak değil midir? Siyaset sorumluluk
sahibi olmak değil midir? Şimdi bu sorumsuzlara biz nasıl siyasetçi
diyeceğiz. Öncelikle sorumluluğunuzu alacaksınız. Ayrıca siyaset
iktidar olmak için yapılır. Soruyorum size Milliyetçi Hareket
Partisi'nin iktidar olmak gibi bir niyeti var mıdır? Peki o zaman
soruyorum; bu siyaseti neden yapıyorlar? Yada şöyle soralım; ne
yapmak istiyorlar? Sayın Devlet Bahçeli emirler yağdırıyor; 'Milli
Güvenlik Kurulu toplansın, sıkıyönetim ilan edilsin, terör olayları
bıçak gibi kesilsin.' Ne kadar Ne kadar keyifli, ne kadar konforlu
bir hayat . Kenarda bekleyeceksiniz talimat, emir vereceksiniz. O
onu yapsın, bu bunu yapsın. Sana bu hakkı kim veriyor? Ya sen bu
millete inanmıyorsun, ya da bu milleti temsil etmiyorsun. Bu millet
sana yüzde 15 vermiş. Yüzde 15 kadar konuşursun, daha fazla
konuşamazsın. Eğer söz de, karar da milletin diyorsan o halde yüzde
15 kadar konuşacaksın. Herkes milletin kendisine verdiği yetki
kadar, temsili oranda konuşacaksın. Sen hangi hakla yüzde 41 almış
AK Parti ile ilgili bu şekilde konuşma hakkına sahipsin? Sen hangi
hakla yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanı hakkında bu şekilde
konuşuyorsun? 'Bilal'i ver, iktidarı al.' İktidar senin mi, iktidar
dağıtıyorsun? Bugün 'Bilal'i ver, iktidarı al' diyen yarın şuna
hazırlanıyor. 'Tayyip Erdoğan'ı ver, iktidarı al' diyecekler. Böyle
bir şey yok kardeşlerim. İktidar da milletindir, karar da
milletindir. Kimse bu milletin aklıyla, irfanıyla, ferasetiyle alay
etmeye kalkışmasın. Bu millete saygı duyduğunu söyleyeceksin. Bu
milletin yüzde 52'sinin onayladığı Cumhurbaşkanı'na her türlü
hakareti edeceksin.
BİR AMAÇLARI VAR; ERDOĞAN'SIZ BİR TÜRKİYE
Muhalefet partileri, medya, PKK, IŞİD ve bölgede çıkarları olan
ülkelerin AK Parti ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'a
saldırdığını savunarak Erdoğan'sız bir Türkiye amaçlandığını öne
sürdü. Mahir Ünal, şunları söyledi:
"MHP, AK Parti'ye saldırıyor, Cumhurbaşkanı'na saldırıyor. CHP, AK
Parti'ye saldırıyor, Cumhurbaşkanı'na saldırıyor. HDP, AK Parti'ye
saldırıyor, Cumhurbaşkanı'na saldırıyor. PKK, IŞİD, bölgede
çıkarları olan bütün başkentler, medya, hepsi aynı yere saldırıyor.
Bu birbirine benzemeyen hepsi aynı yelpazede yer almış, ortak hedef
olarak Erdoğan'ı 12'ye hedef koymuş bu adamların sizce amacı nedir?
Her birinin birbirinden farklı ama ama noktada örtüşen bir amaçları
var; Erdoğan'sız bir Türkiye. Çünkü Erdoğan'sız bir Türkiye
yönetilebilir, hükmedilebilir ve diz çöktürülebilir bir Türkiye
olacaktır. Bu millet çok umutlandı. Bu millet şairin şiirinde
söylediği gibi; 'Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek, inanır
olmuştum artık solmayacağına.' Biz baharı bağrında taşıyan
çiçeklerimiz vardı ve her seferinde onların solmayacağına inandık.
Menderes'i soldurdular. Umutlandık ama soldurdular. Turgut Özal'la
umutlandık ama soldurdular. Erbakan'la umutlandık, soldurdular. ama
bir defa daha çiçeğimizin, umudumuzun solmasına izin vermeyeceğiz.
Bu milletin umudunun solmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü
zannediyorlar ki eğer Erdoğan'ın şahsında tecelli eden bu millet
iradesine diz çöktürürsek, artık bunlar öğrenilmiş çaresizlik
içerisinde diz çökerler diye düşünüyorlar." Mahir Ünal'ın
konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.