Erdoğan'ı öldürmeye giden FETÖ timi sanığından çılgın iddia
Abone olErdoğan'a suikast girişimi davası sanıklarından eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı Yüzbaşı İsmail Yiğit'in savunması şaşırttı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından İsmail Yiğit, Marmaris'e Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıldıktan 3,5 saat sonra gittiklerini öne sürerek, "Bizden önce birileri Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunmuş ve kendileri bu saldırıdan kıl payı kurtulmuş olabilir." iddiasında bulundu.
ERDOĞAN AYRILDIKTAN 15-20 DAKİKA SONRA İNMİŞLERDİ
Oysa Erdoğan'ın helikopterinin havalanmasından 15-20 dakika sonra suikast timini taşıyan Sikorsky helikopterleri Marmaris'e inmişti. Görgü tanıkları yaşananları an be an anlatmıştı.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na gerçekleştirilen duruşmada sanıklardan eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı Yüzbaşı İsmail Yiğit, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine savunmasını yaptı.
Eski Binbaşı Şükrü Seymen'in emriyle 15 Temmuz günü Atatürk Havalimanı'nın askeri kısmına gittiklerini belirten Yiğit, burada karşılaştıkları Seymen'in sürekli telefonla görüştüğü için kendisiyle görevin ne olduğuyla ilgili konuşmadıklarını iddia etti.
Helikopterle Çiğli Ana Jet Üssüne gittiklerini anlatan Yiğit, burada yanlarına gelen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in bir telefon ya da tablet bilgisayardan TRT'nin internet sitesinde yayınlanan sözde darbe bildirisini göstererek, "TSK yönetime el koydu, sıkı yönetim ilan edildi. Size Genelkurmay Başkanı'nın emirlerini iletiyorum. Cumhurbaşkanı'nı bulunduğu yerden alacağız." dediğini aktardı.
POLİSİ DE BİZDEN ÖNCE GELEN KİŞİLER ŞEHİT ETMİŞ OLABİLİR
İddianamede, 6 tanığın, kendilerinden daha önce birilerinin gelerek saldırıyı gerçekleştirdiği yönünde ifadeleri olduğunu öne süren Yiğit, "Biz Cumhurbaşkanı Marmaris'ten ayrıldıktan 3,5 saat sonra oraya gittik. Bizden önce birileri Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunmuş ve kendileri bu saldırıdan kıl payı kurtulmuş olabilir. Hayatını kaybeden polisi de bu bizden önce gelen kişiler şehit etmiş olabilir." iddiasında bulundu.
Kendilerinin oraya birilerini öldürüp infial yaratmaları amacıyla gönderilmiş olabileceklerini iddia eden Yiğit, timi oraya gönderen kişilerin ortaya çıkmasını istediklerini kaydetti.
Darbe girişimi gecesi hava trafiğinin kapatıldığını ve bu yasaktan 2 saat sonra helikopterlerinin İstanbul'dan havalandığını belirten Yiğit, buna göz yumanların da yargılanması gerektiğini savundu.
Bu göreve seçilme sebebinin, "FETÖ'nün en iyi ve güvenilir elemanlarından birisi olması" şeklinde gösterildiğini hatırlatan Yiğit, ifadesini şöyle sürdürdü:
BABAM ŞU AN YÜZÜME BAKMIYOR
"Çok dini bir yapım yok ama kimseyi de ilah yerine koymam mümkün değil. Terör örgütü üyesi olduğum kanaatiyle beni bin yıl hapis cezasıyla yargılıyorsunuz. Bu kadar zengin olan bir örgütün iyi bir elemanı olsam sadece bir arabam ve bankada 5-6 bin lira olmazdı. Bir evim bile yok ayrıca 10 yıl boyunca bütün tehlikeli operasyonlarda yer aldım. 18 ay ailemi görmeden terör operasyonlarında görev aldım. Örgütün iyi bir elemanı olsam kendimi daha rahat bir göreve verdirirdim. Ben polis çocuğuyum, 23 sene polis teşkilatının ekmeğini yedim. Babam şu an yüzüme bakmıyor. Terör örgütü üyesi olduğum ve polisleri şehit ettiğim ithamları doğru değil. Böyle bir aşağılamayı kesinlikle kabul etmiyorum."
KUZU'YA İŞİTME TESTİ YAPILSIN
Aynı suikast timinde görev alan eski Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu'nun ifadesinde yer alan ve iddianamede de geçen "İsmail Yüzbaşı araziye çıkınca 'Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?' diye sordu." cümlesinin kesinlikle kendisine ait olmadığını iddia eden Yiğit, Kuzu'nun önceden verdiği ifadelerini reddettiğini anımsattı.
Yiğit, "Kuzu'nun daha önceki ifadelerinde suçladığı 55 kişinin 40'ı şu anda serbest durumda. Araziye çıktığımızda bazı kişilerde duyma kaybı olduğu söyleniyordu. Zekeriya Kuzu'ya işitme testi yapılmasını talep ediyorum." diye konuştu.
Koruma polislerinin bulunduğu bölüme bomba attığı iddiasını da kabul etmeyen Yiğit, camı kırarak içeridekileri uyardığını belirterek, "El bombasını içeri atmadım. Uyarıdan sonra pencerenin önüne bıraktım. Bu bomba taarruz tipi bir bombaydı. Sadece ses ve duman çıkartan, parça tesirli olmayan bu bomba dışarıda patladığı için kimseyi öldürmüş olması mümkün değil." şeklinde savunma yaptı.
Yiğit, üzerine atılı diğer suçlarda olduğu gibi polislere ateş açtığı iddialarını da yalanladı, hiçbir polisi şehit etmediği ileri sürdü.
Suikast için değil Cumhurbaşkanı'nı bulunduğu bölgeden almak için emir aldıklarını öne süren Yiğit, "sıkı yönetim" ilan edilmişse oradaki herkesin Cumhurbaşkanı'nı almaya gideceklerinden haberdar olduğu düşüncesiyle hareket ettiği iddiasında bulundu.
Duruşmaya diğer sanıkların dinlenmesiyle devam ediliyor.
Suç tarihi itibarıyla Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde görevli olmakla birlikte İstanbul Harp Akademileri Komutanlığında Yüzbaşı rütbesiyle kurmaylık eğitimi alan ve iddianamede adı "Sayın Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi eylemine, nakillerini sağlayan helikopterlerden inerek kolluk görevlileriyle çatışmaya giren ve iki polis memurunu şehit eden 23 kişilik grubun içerisinde yer almak suretiyle bizzat katılan şüpheli İsmail Yiğit..." şeklinde geçen İsmail Yiğit, Marmaris'teki saldırının ardından kaçmış, 31 Temmuz'u 1 Ağustos'a bağlayan gece düzenlenen operasyonla, eski Binbaşı Şükrü Seymen'in de aralarında bulunduğu grupla yakalanmış ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.