Erdoğan'ı Numan Kurtulmuş'la vurdu
Abone olDSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Başbakan Erdoğan'a SP Lideri Kurtulmuş üzerinden soru yöneltti.
DSP İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a yanıtlamak üzere verdiği soru önergesinde Saadet Partisi
Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşmaları üzerinden soru
yöneltti. Yağız'ın yazısında şu sorulara yer verildi:
Vaktiyle aynı saflarda siyaset yaptığınız SP Genel Başkanı Sayın
Numan Kurtulmuş, Vatan Gazetesi Yazarı Sayın Aydın Ayaydın’ın
sorularını yanıtlarken, “En çok dikkatimizi çeken, ‘yolsuzluğa ve
yoksulluğa’ hayır diyerek iktidara gelmiş bir ekibin zamanla
devletçi reflekslerle yasakçılığa savrulması ve yolsuzluklara
bulaşmasıdır. Yolsuzluklarla mücadeleyi taahhüt eden bir parti,
yolsuzluklarla anılmaya başlamıştır” demiştir.
Bu bağlamda sormak istiyorum:
1-SP Genel Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’un, “yolsuzluğa ve
yoksulluğa hayır diyerek iktidara gelen ekibinizin yasakçılığa
savrulduğu ve yolsuzluklara bulaştığı” yönündeki değerlendirmesini
nasıl karşılıyorsunuz? Partiniz, Sayın Kurtulmuş’un iddia ettiği
gibi, “yolsuzluklarla mücadele etmek yerine yolsuzluklarla
anılmaya” mı başlamıştır?
2-Sayın Kurtulmuş ayrıca, “iktidarınız sürecinde servetin el
değiştirdiğini, partiniz yandaşlarının zengin olduğunu” belirterek,
“Rüyasında Murat marka araba görmemiş olan sonradan görme zenginler
‘cip’lerden inmez olmuşlardır. (…) İktidar, yandaşlarını zengin
eden, sonradan görme cip modasına uyan bir görünüm kazandı. Halkı
unuttu” ifadelerini kullanmıştır. İktidarınız döneminde zengin olan
kişiler kimlerdir? Servet nasıl el değiştirmiştir? Kimlerden
kimlere geçmiştir? İktidarınızın halkı unuttuğu görüşüne katılıyor
musunuz?
3-Sayın Kurtulmuş, “bunları yazmaya çalışan medya üzerinde
iktidarınız tarafından baskı oluşturulduğunu” da kaydederek, “bunu
72 milyon Türk halkının ve bütün dünyanın gördüğünü” söylemiş ve
“İktidar medyayı esir almıştır” diye konuşmuştur. Bu sözler çok
ciddi bir iddiayı içermektedir. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu
durum, özel olarak basın özgürlüğü ve genel olarak da ‘açılım’larla
güçlendirilmeye çalışıldığı belirtilen ülkemiz demokrasisinin
geleceği açısından ciddi bir risk oluşturmuyor mu?