Erdoğan'ı çok kızdıracak kıyaslama
Abone olCHP lideri Deniz Baykal Kırşehir'den hükümete yüklendi. Baykal, Başbakan'ı hedef alan öyle bir kıyaslama yaptı ki çok kızdıracak.
CHP lideri Deniz Baykal, "Farklı bir kültürü bizim devlet
düzenimize, Cumhuriyetimize dayatmaya çalışıyorsun. Sen o kültürü
Hikmetyar'ın dizinin dibine çöküp, ondan aldığın günlerden aldın.
Seni Hikmetyar yetiştirdi, Türkiye'de bizleri Mustafa Kemal
yetiştirdi" dedi.
Baykal, partisinin Kırşehir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada,
hükümetin tarım ve ekonomi politikalarını eleştirerek, bu iki
konudaki yanlışlıkların, Türkiye'de işsizliği artırdığını
savundu.
İktidarı, ''Türkiye'nin anayasal sistemini, hukuk sistemini
tepeden tırnağa kendi ihtiyacına göre şekillendirme arayışına
girmekle'' suçlayan Baykal, şunları söyledi:
''Biz deriz ki, siyaset camiye, kışlaya, mahkemeye girmesin. Çünkü
cami, tartışma yeri değil, inanç, ibadet ve iman yeridir. Siyaset
nedir, birbirini sorgulamadır. Siyaseti camiye
sokmayacaksınız. Sokarsanız hem cami hem siyaset bozulur. Siyaseti
kışlaya da sokmayacaksınız. Kışlada disiplin, itaat, görev esas.
Kışlaya siyaset sokarsak memleketin çıkarını kim koruyacak? Neye
döner, Balkan savaşına döner. Allah bir daha o Balkan
günlerini yaşatmasın. Kışlaya siyaseti soktuğunda kimseye hayır
gelmez, memlekete hayır gelmez.''
Siyasetin mahkemede de yeri olmadığını vurgulayan Baykal,
''Hakim kendi siyasi anlayışına göre karar versin, sanık
kendi siyasetine göre destek arasın, böyle bir şey olur
mu?'' diye sordu.
ERGENEKON DAVALARINA ELEŞTİRİ
Türkiye'de siyaseti camiye sokma doğrultusunda bir
tehdit, tehlike ortaya çıktığını ve Anayasa Mahkemesi'nin AK
Partiye, ''Sen laikliğe karşı eylemlerin odağı oldun'' dediğini
savunan Baykal, şöyle konuştu:
''Son dönemde Türkiye'de, cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde
görülmemiş, dünyanın hiçbir demokrasisinde tanık olunmayan olaylar
yaşanmıyor mu? Kuvvet komutanları, ordu komutanları en yüksek
rütbeyle bu millete hizmet vermiş insanlar bir suçlu konumuna
çekilmiyor mu? Bunun altında sadece hukuk, yasalara saygı
anlayışının yattığına inanmamız mümkün mü? Bunun altında bir başka
senaryonun yattığı açık bir gerçek değil mi? Bu memleketin
şerefli evlatları birbiri ardından onur intiharları yapmak
durumunda kalıyorlar. İddialar ortaya atılıyor, altından bir şey
çıkmıyor. 3 yıldır bu suçlamalar sürüyor. Ortada iddiadan başka bir
mahkeme kararı var mı? Tutuklama kararı var ama hüküm yok, yargı
yok. Yıllarca içeride kalıyorsun, neyle suçlandığını bile
bilmiyorsun. Bu hiç bir çağdaş yargılama sistemi içine
yerleştirilecek bir uygulama değildir. Türkiye'de siyaseti
orduya yerleştirme konusunda bir çabanın yürütülmekte olduğunu
hepimiz görüyoruz. Alırım, bırakırım. Neye göre alıyorsun,
neye göre bırakıyorsun. Hukuka göre mi bırakıyorsun, siyasete göre
mi? Hukuk, yargı darbe yemiştir. Hukuka olan güven sarsılmaktadır.
Öyle anlaşılıyor ki, meydan boştur, dini siyasete alet etmişlerdir,
para cezasıyla kurtulmuşlardır. Kışlaya siyaseti sokmaya teşebbüs
etmişlerdir ve çok büyük ölçüde de bunu
gerçekleştirmişlerdir.''
SIRA YARGIYA GELDİ
Sıranın yargıya geldiğini savunan Baykal, hukukun
hükmünü siyasetçinin vermesinin sağlanmak istendiğini öne sürdü ve
mevcut Anayasanın bu anlayışların tamamen dışında olduğunu
söyledi.Hükümetin bu amacına ulaşmak için Anayasayı değiştirmeye
çalıştığını iddia eden Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şimdi hükümet, ilk ikisini halletti, üçüncüsünü halledebilmesi
için Anayasayı değiştirmesi lazım. Anayasayı değiştirmediği sürece
bunu yapamayacak. Şimdi bu bizimki çıktı, diyor ki,
'Anayasa Mahkemesine, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na kimin
üye olacağını biz siyasetçiler kararlaştıralım'. 'Biz siyasetçiler'
dediği kendisi. O kararlaştıracak, milletvekilleri o isimlere oy
verecek ve böylece o isimler Anayasa Mahkemesini, Hakimler Savcılar
Yüksek Kurulunu oluşturacak. Anayasa Mahkemesi 50 yıldır
aynıydı. Gelmiş geçmiş bütün Başbakanlar bunu içlerine
sindirdi.''
ATATÜRK-HİKMETYAR KARŞILAŞTIRMASI
Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunda Anayasa
Mahkemesi'nin verdiği kararı anımsatan Baykal, ''Milletin gerçek
iradesi, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın içinde gizliydi.
Şimdi diyor ki arkadaş, 'ben Anayasa Mahkemesini kendi
yandaşlarımla doldurayım, çıkardığım hiçbir kanunu geri
çevirmesin'. Sen cumhuriyetin temel değerlerini, hukuk
devletini, demokrasiyi ve laiklik ilkesini istemiyorsun, sorun da
oradan kaynaklanıyor. Farklı bir kültürü bizim devlet düzenimize,
cumhuriyetimize dayatmaya çalışıyorsun. Sen o kültürü Hikmetyar'ın
dizinin dibinde çöküp, ondan eğitim aldığın günlerden aldın. Seni
Hikmetyar yetiştirdi, Türkiye'de bizleri Mustafa Kemal Atatürk
yetiştirdi'' dedi.
REFERANDUM TARİHİ BİR FIRSAT
Anayasa değişikliğiyle ilgili referanduma da değinen
Baykal, ''Referandum kaçınılmazdır. Referandum, hepimiz için tarihi
bir fırsat olacaktır. Referandumu, bunlar hakkında hüküm vermek
için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. 'Bu iktidar kalsın mı
gitsin mi, artık yeter mi yoksa çileye devam mı? diyeceğiz''
dedi.