Erdoğan'ı bu isimler yönlendiriyor
Abone olHer başarılı erkeğin arkasında bir kadın var derler. Bu söz siyaset dünyası için de geçerli. Peki Başbakan Erdoğan'ın arkasındaki isimler kimler. İşte o adamlar...
Çok mu dikkat çekiciler? Yoksa insanlar, donanımı hep sorgulanan
Erdoğan’ın mutlaka birilerine danışmak zorunda olduğuna inandıkları
için mi hep tartışılıyorlar?
Erdoğan’a toz kondurmak istemeyenlerin, eleştirmek için
kullandıkları kişiler olabilir mi? Ya da Erdoğan’ı eleştirmekten
çekinenlerin günah keçileri? Herkesin kendine göre bir gerekçesi
vardır tabii ama sonuçta bu ülkede başbakan danışmanları çok
popüler. Tek bir tarif vermek zor. Birbirlerinden farklılar. Kimi
koyu bir İslami geçmişe sahip, kimi Amerika’dan gelmiş,
milletvekili olmuş. Kimi ulusalcı bir dış politika hedefliyor, kimi
dünyaya daha liberal bir gözle bakıyor. Ortak özellikleri, parti
içi dengelere uzaklar. Biri hariç, hepsi 51 yaşındaki Başbakan’dan
ufak. Büyük olan da sadece bir yaş büyük. Tek tip olmadıkları gibi,
aralarında zaman zaman çatışmalar da yaşanıyor. Örneğin Ömer Çelik,
Egemen Bağış, Cüneyd Zapsu bir taraftaysa Ahmet Davutoğlu ve Nabi
Avcı diğer tarafta. Yalçın Akdoğan da bu ikiliye nispeten daha
yakın. Akif Beki ise biraz da yeni olmanın, gözde olmanın etkisiyle
hepten ayrı. İdeolojik çatışmalar değil ama bu pozisyonları
belirleyen. İş yapış şekli. Biri, diğerine, sormadan iş yapıyor
diye kızabiliyor örneğin. Ya da insan ilişkilerinde başarısız
gördüğünden, nem kapabiliyor. Ama sonuçta ekip çalışması bir
şekilde gidiyor. İşte Başbakan’ın çevresindeki danışmanlar ve kısa
portreleri.
ÖMER ÇELİK (37)
Tartışmasız en tartışmalı danışman
Tartışmasız şekilde, en tartışmalı danışman. Tayyip Erdoğan’ı ister
yumuşak bulsun ister fazla sert, AKP içinde ister bir gruba yakın
olsun, ister ötekine, hemen her AKP’li tarafından antipatik
karşılanıyor. Bir defa herkes mutabık: Çok zeki. Ağzı müthiş laf
yapıyor. Etkileyici, konuştu mu yakalıyor, şeytan tüyü var. Bunlar
söyleniyor ama sonra ne vefasızlığı kalıyor ne oportünistliği.
Pahalı parfümleri, şık pabuçları ezelden beri. Ama dış görünüş aynı
olsa da, düşünceler epey değişmiş. Geçmişte Yaşar Kaplan ve Ali
Bulaç gibi İslamcı isimlerle dergilerde çalışması, radikal bir
dönem yaşadığına işaret ediyor. Hatta bir ara şair İsmet Özel’e
‘Abi söyle, fedain olalım’ diyecek kadar ileri gitmiş. Yeni Şafak,
Yeni Yüzyıl, Star ve Sabah gazetelerinde yazarlık yaptı. Yeni
Şafak’ta aşk yazarak başladı, Sabah’ta ağır siyaset teorileriyle
bitirdi. Kırıkkale Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olduğu bir
dönem de var. Söylenene göre, ‘abi’leri Çelik’i Beşir Atalay’a
götürüyorlar ve üniversiteye girmesi için ricacı oluyorlar. Atalay,
önce pek hevesli olmasa da, sonra ikna ediliyor ve Çelik’in akademi
yılları böylece başlıyor. Başbakan’la tanıştıran kişi de Ali Bulaç.
Daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yken. Başbakan
yasaklıyken Abdullah Gül ile yakın oluyor. Yasak kalkınca tekrar
Erdoğan’ın yanına geçiyor. Adana milletvekili. Gazi
Üniversitesi’nde siyaset bilimi okudu. Partideki resmi görevi,
Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeliği. Sonuçta söylenen onca lafa,
onca çapkınlık dedikodusuna rağmen hálá en güçlü danışman. Bir defa
dış politikayla ilgili en ufak ayrıntı ondan geçiyor. Başbakan’ın
konuşmaları da aynı şekilde. Yani hem kaleme, hem kelama bakıyor.
Neden bu kadar üstüne gidiliyor denecek olursa, özellikle Ayşe
Arman’a verdiği röportajdan sonra artmış tepkiler. Hani, insanı üç
şey uçurur; aşk, puro ve motosiklet, dediği röportaj. Bekar.
EGEMEN BAĞIŞ (35)
Sadece iki karış uzağında
Aslında çevirmen olarak başlamıştı. Washington’da uzun yıllar Beyaz
Saray tercümanlığı yapmış, Türkiye ile kurulan özel telefon
bağlantılarında görev almıştı. Seçimlerden sonra bu sefer telefonun
öbür ucuna geçti. AKP’den İstanbul milletvekili seçilip, Başbakan
Erdoğan’ın yanında bulunmaya başladı. Hem de her yurtdışı gezisinde
sadece iki karış uzağında. Başlarda, en iyi İngilizce konuşan Türk,
deniliyordu ve danışman değil, sadece tercüman olarak görülüyordu.
Ayrıca Türkiye’de fazla bulunmadığından, İslami çevrelere de pek
yakın sayılmazdı. Ama çevirmenliği her şeyin bu kadar dış
ilişkilere bağlı olduğu bir döneme denk gelince, üstelik mot a mot
da değil, ben şimdi şöyle bir özet geçiyorum, deyip işini
inisiyatif kullanarak yapmaya başlayınca etkinliği her geçen gün
arttı. Öyle ki, hakkında, yurtdışında okuması için bursunu Korkut
Özal buldu, diye dedikodular üretilecek kadar önemsendi. Politikaya
uzak bir aileden değil. Babası Abdullah Bağış, 1974-79 arasında
Adalet Partisi’nden Siirt belediye başkanıydı. Bingöl doğumlu ama
aileden gelen Siirt bağlantıları, ona Başbakan’ın eşinden
Cumhurbaşkanlığı’ndaki bazı görevlilere kadar uzanan geniş bir
ilişki ağı sağlıyor. Sanatla da ilgili, Eczacıbaşı’ların kurduğu
İstanbul Modern’in yönetim kurulu üyesi. Üniversitesi, Amerika New
York’ta Baruch College. Lisansı işletme. Yüksek lisansı kamu
yönetimi. New York’ta Turkish Link adlı bir çeviri bürosu var. Evli
ve tek çocuklu.
CÜNEYD ZAPSU (49)
Amerika, Almanya ve Davos
Egemen Bağış ve Ömer Çelik’e yakın ama Erdoğan ile ilişkisi
onlarınki kadar sürekli ve düzenli değil. İşin içinde Amerika ya da
Almanya oldu mu ön plana çıkıyor. Seçimlerden önce, Erdoğan’ın
Amerika’daki görüşmelerini ayarlayan kişi. Aynı zamanda Başbakan’ın
iş dünyası ile köprüsü. Davos ve TÜSİAD ilişkileri ondan soruluyor.
Ev toplantılarında, Türk burjuvazisine Erdoğan tanıtımları yaptığı
biliniyor. Korkut Özal’a olan yakınlığı her zaman konuşulur ama
ailesinin sahip olduğu Azizler Holding, İslami yönünü çok ön plana
çıkarmıyor. Daha çok, BİM marketleri var ya, onlar da bizdenmiş,
diye konuşulan, hep uzaktan bilinen bir grup. Birçok kişi için,
biraz Ülker gibiler. Ancak BİM’in hissedarları arasında Kadir
Topbaş’ın ailesinden de, Nakşibendi şeyhi olarak bilinen Emin
Saraç’ın ailesinden de birilerinin oluşu Zapsu’yu hep bir siyaset
odağı haline getiriyor. Bu noktaya gelen ilişkiler ise büyük oranda
İslami çevrelerce çok yakından bilinen dedesi Abdürrahim Zapsu’ya
uzanıyor. Abdürrahim Bey, 1. Dünya Savaşı’nda Saidi Nursi ile yan
yana savaşmış, beraber Ruslar’a esir düşmüş biri. Savaş sonrasında
ise İslami yayınlar çıkarmış ve Necip Fazıl’ın öncülüğündeki Büyük
Doğu Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer almış. Failimeçhul bir
cinayet sonucu ölen Kürt aydın Musa Anter de eniştesi. 1960
darbesiyle ailece Almanya’ya gidiyorlar. Sonra abisi Aziz Zapsu ile
Türkiye’ye dönüyorlar ve Alman Lisesi’nde okuyorlar. Ortak kanı,
Başbakan’ın yasaklı olduğu dönemlerde çok daha etkiliydi.
Milletvekili olmaya gerek duymayacak ya da böyle bir hırs
taşımayacak kadar. Evli ve üç çocuğu var.
AHMET DAVUTOĞLU (46)
En muhafazakar, Gül’den yadigar
‘Stratejik derinlik’ ve ‘komşu ülkelerle sıfır problem’
politikalarıyla ülkeyi Ortadoğu’ya yakınlaştıran isim, işte o.
Türkiye’nin dünyada pergel ucu olmasını istiyor ve bu düşünceleri
nedeniyle çevresinde neo-Osmanlıcı olarak tanınıyor.
Çelik-Bağış-Zapsu üçlüsüne karşı Nabi Avcı ile yakın duruyor.
Danışmanlar arasında siyaset bilgisi en çok itibar gören isim. Bu
yönüyle devletle ilişkileri de daha sıkı. Ulusalcı politikaları,
asker tarafından da zaman zaman dikkate alınıyor. Danışman oluşu,
Abdullah Gül’ün Başbakanlığı zamanında gerçekleşti. Erdoğan da
devam ettirdi. Muhafazakar görüşleri en baskın danışman. İslam
Konferansı Örgütü (İKÖ) tarafından kurulan Malezya Uluslararası
İslam Üniversitesi’nde bir dönem ders vermişti. Parti içinde çok
kuvvetli bir itibarı var. Konya doğumlu. İstanbul Erkek Lisesi’ni
bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde hem ekonomi hem
politika okudu. Yüksek lisans ve doktorasını da yine burada
tamamladı. 1999 yılında profesör oldu. Halen Beykent
Üniversitesi’nde ders veriyor. Evli ve dört çocuklu.
NABİ AVCI (52)
Sarı silgili kurşun kalem meraklısı
Danışmanlar arasında, bir yaş da olsa Başbakan’dan büyük tek isim.
Ama hitap şekli, ‘Nabi’ de değil ‘Abi’ de. Erdoğan Avcı’ya, ya Nabi
Bey diyor, ya Hocam ya da Nabi Hocam. Son dönemlerde ismi çok
tartışıldı. Hatta görevden alındığı söylentileri bile çıktı ama
hálá resmi olarak başdanışman o. 20’li yaşlarda Veysel Vedat
müstear ismiyle şiirler yazdı. Edebiyat ve sanat bilgisiyle en
entelektüel danışman. İdeolojik olarak liberal, yaşam tarzı olarak
muhafazakar. Politik duruşu, her ortamda bir denge unsuru.
Geçmişinde de radikallik yok. Erdoğan ile tanışması, 90’lı yıllara
uzanıyor. 1994 belediye seçimlerinde Erdoğan’ın seçim kampanyasını
yürüten ekipten. O günden beri ilişkileri sürüyor. ODTÜ politika
mezunu. Anadolu Üniversitesi’nde uzun yıllar iletişim dersleri
verdi, son iki yıla kadar da Bilgi Üniversitesi’ndeydi. Hasan Celal
Güzel’in, Turgut Özal’ın, Yıldırım Akbulut’un danışmanlıklarını da
yapmıştı. Ahmet Davutoğlu’na yakın dururken Ömer Çelik ile
aralarında bir sürtüşme olduğu konuşuluyor. Bu arada Yalçın Akdoğan
da üniversiteden öğrencisi. Erdoğan’ın basın danışmanı Ahmet
Tezcan’ın göreve gelmesinde ise aracı olan isim. Başbakan üzerinde
eskiden daha etkin olduğu söyleniyor. Kurşun kalem meraklısı.
Özellikle de sarı silgili olanlara. Evli ve beş çocuklu.
YALÇIN AKDOĞAN (36)
Önce anayasa şimdi resmi tarih
AKP içinde ona Doktrin Hocası diyorlar. Sebebi geçen yıl AKP
Milletvekili Faruk Bayrak’ın yayınevi Alfa Yayınları’ndan çıkan
‘AKP ve Muhafazakar Demokrasi’ adlı kitap. Zaten yıldızının
parlayıp, danışmanlık görevine getirilmesi de bu kitap sonrasına
rastlıyor. Kitap, AKP’nin bir nevi anayasası. Özal’ın dört
eğilimini işliyor. Erdoğan’ın özel siparişi. Ömer Çelik ile
Ankara’da politik konuşmalar yaptıkları bir kafeden beri yakın
arkadaşlar ama Ömer Çelik ne kadar politik bir role sahipse, o
kendini o kadar apolitik konumlandırıyor. Politik manevralarla
değil, ideolojiyle ilgileniyor. En son üstlendiği görev de, böyle
bir tavır gerektiriyor zaten. Anayasayı yazdı, şimdi de AKP’nin
resmi tarihini yazıyor. Erdoğan’ın yanında, gittiği her yerde,
yaptığı her görüşmede notlar tutuyor. Bir gün toparladığında,
AKP’nin liderlik tarihçesi olarak yayınlamak üzere. Yeni Şafak
gazetesinde onun da bir yazarlık geçmişi var. Anadolu
Üniversitesi’nde iletişim yüksek lisansı, Marmara Üniversitesi’nde
siyaset bilimi doktorası yaptı. Evli ve iki çocuk babası.
AKİF BEKİ (34)
En yıpranmamış, en yeni, en genç
En yıpranmamış, en yeni, en genç danışman. Gruba bu
yılın haziran ayında dahil oldu ve Amerikan başkanlarınınki gibi
Erdoğan’ın sözcülüğünü yapmaya başladı. Gazeteci kökenli. 28
Şubat’ın savurduğu isimlerden. O dönem bir süre Amerika’da kaldı,
dil öğrendi ve Kanal 7’nin Washington temsilciliğini üstlendi. 3
yıl sonra dönüp, Ankara temsilcisi oldu. Ahmet Hakan’ın
ayrılmasından sonra da Hakan’ın Kanal 7’deki görevlerini devraldı.
Asıl çıkışını, 2003’te yayınladığı ve Erdoğan’ın konuşma dilini
analiz ettiği ‘Erdoğan’ın Harfleri’ adlı kitaptan sonra yaptı.
Erdoğan’ın konuşmalarını incelemiş ve zihninin kodlarını çözmeye
çalışmıştı. Önemli kararları perşembe günü aldığını söyleyecek
kadar da iddialı bir çalışma ortaya çıkarmıştı. Başbakan beğenmiş
olacak ki, şimdi soru sorulunca Erdoğan’mış gibi cevap vermeye
çalışıyor. Görev tanımı en net olan o. Bingöl doğumlu. İstanbul
Üniversitesi’nde Arap dili ve edebiyatı okudu. Evli ve tek çocuk
babası.
Haber: Tolga Tanış
Kaynak: