Erdoğandan umutsuzlara tavsiye
Abone olTürkiye’yi 100. yılında dünyanın 10 gelişmiş ülkesinden biri yapacaklarını belirtirken umutsuzlara mesajı farklı oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sürekli bardağın boş tarafına
bakmanın, sadece onu nazara almanın, her şeyden önce kendi
kendimize büyük bir haksızlık olacağını belirterek, ''Millet olarak
kendi başarılarımızı küçümsemiş, aldığımız mesafeleri yok saymış
oluruz'' dedi.
Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında, gelişmenin, kalkınmanın,
ilerlemenin en büyük düşmanının karamsarlık hastalığı olduğuna
işaret etti, ''Hangi millet bu hastalığa yakalandıysa
kaybetmiştir'' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye ekonomisinde dört yıl önce başlattıkları yeniden
yapılanma ve atılım sürecine hız kesmeden devam ettiklerini
belirterek, ''Bildiğiniz gibi ben bardağın boş tarafı ile dolu
tarafını karşılaştırmayı seviyorum. Bunun bizi daha doğru, daha
hakkaniyetli bir neticeye götüreceğine inanıyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, "Biz, yokluklar, imkansızlıklar içinde bile ye'se
(ümitsizlik) kapılmamış, umudunu yitirmemiş, öz güvenini
kaybetmemiş bir milletiz. İstiklal mücadelemizi zafere ulaştıran
şey işte bu yüksek ruh olmuştur. İstikbal mücadelemizi de aynı
ruhla umutlarımızı canlı tutarak sürdürmek durumundayız" dedi.
Ekonomi ve siyasi istikrar
Bardağın tamamını görmek için kısa bir değerlendirme yapmak
istediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin
1980'li yıllarda, bir dünya ekonomisi olma yolunda tarihi adımlar
attığını söyledi.
Ekonomik serbestleşmenin, demokratik açılımlarla desteklenince çok
kısa zamanda etkisini göstermeye başladığını, Türkiye'ye büyük bir
sıçrama fırsatını verdiğini belirten Erdoğan, ''Ne yazık ki bu
demokratikleşme süreci, özellikle de ekonomide açılımlar 90'lı
yıllar boyunca yapısal reformlarla desteklenemedi. Enflasyon
patladı, işsizlik ve yoksulluk arttı, güven kaybı piyasaları vurdu.
Siyasi, istikrarsızlık ve belirsizlikler, hem ekonominin ağır
kayıplar verdiği krizlere, hem de serbestleşme sürecinin aksamasına
yol açtı. Onun için biz iktidara gelirken dedik ki, ekonomik
kalkınma ile demokratik reformları birlikte gerçekleştireceğiz.
Dedik ki, özgürlük ve refah ikiz kardeş gibidir" diye konuştu.
Ekonomi ve siyasette istikrarı yeniden sağladıklarını dile getiren
Başbakan Erdoğan, ''Dikkat ederseniz onun için artık her vesileyle
diyorum ki, şimdi büyük bir sosyal restorasyon sürecinden
geçiyoruz. Toplumsal barışımızı güçlendiren adımlar atıyor, sosyal
istikrar bütçeleri yapıyoruz'' dedi.
80'li yıllarda başlayan açılım sürecini tekrar hızlandırdıklarını
da anlatan Başbakan Erdoğan, ''Kaybettiğimiz yılları telafi ettik,
Türkiye'yi yeniden dünya ligine taşıdık'' diye konuştu, demokrasi
olmadan kalkınmanın da olmayacağını söyledi.
"Türkiye krizler ülkesi olmaktan çıktı"
Son 4 yılda Türkiye'nin, krizler ülkesi olmaktan çıktığını,
fırsatlar ve imkanlar ülkesi haline geldiğini belirten Başbakan
Erdoğan, Türkiye'nin kronik sorunu olan yüksek ve belirsiz
enflasyonu, son 4 yıl içinde kademe kademe düşürerek 30 yılı aşkın
bir süreden sonra ilk kez tek haneli oranlara indirdiklerini
anlattı.
1985 yılında yüzde 44 olan yıllık enflasyonun, sonraki yıllarda
daha da arttığını, yüzde 125 seviyelerine kadar çıktığını anımsatan
Başbakan Erdoğan, ''Yüksek enflasyon karşısında paramız pul
olmuştu'' dedi.
Türkiye'nin önüne büyük hedefler koyduğunu ifade eden Başbakan
Erdoğan, ''İnşallah hep birlikte bu hedefleri tek tek yakalıyoruz''
dedi.
Bugün, sadece dış politika ve ekonomik alanlarda değil, hak ve
özgürlükler alanında da Türkiye'nin büyük bir itibar kazandığını
ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu güven ve istikrar zemininin
korunması sadece hükümetimizin değil, toplumsal sorumluluk duyan
herkesin katkılarıyla mümkün olacaktır'' diye konuştu.
"Bu ülke böyle sömürüldü"
Başbakan Erdoğan, Petrol Piyasası Kanunu'nda yapılan düzenlemelerle
yolsuzluğun en büyük kalemini kırdıklarını kaydederek, ''Ülkemizde
1990 yılından bugüne kadar araç sayısı tam 4 kat artmasına rağmen,
2006 yılında Türkiye'de satılan akaryakıt miktarı hala 1990 yılı
seviyesinde görünüyor. Suistimalin ne kadar büyük olduğunu görüyor
musunuz? Sevgili vatandaşlarım, bu ülke böyle sömürüldü'' dedi.
Türkiye'nin petrol aldığı 48 ülkenin 31'inden Türkiye'ye sattıkları
petrolün kayıtlarını aldıklarını ve o ülkelerin kayıtları ile
Türkiye'nin resmi kayıtları arasında 18.7 milyar dolarlık bir fark
göründüğünü belirten Erdoğan, ÖTV, KDV ve EPDK payı da eklenince
farkın 38 milyar doları bulduğunu söyledi.
Erdoğan, Petrol Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklikle,
kaçakların, suistimallerin, hırsızlıkların ve ülkenin geleceğini
çalan ağır yolsuzlukların önüne geçtiklerini vurguladı.
Dış politikaya dair...
Ulusa Sesleniş konuşmasında dış politikadaki gelişmelere de değinen
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, Ortadoğu'da barışın tesisi için üstüne
düşen rolü en üst seviyede yerine getirmek için gayretlerini bütün
hızı ve ağırlığıyla sürdürüyor. Her zaman ifade ettiğimiz gibi biz,
Ortadoğu barışının, küresel sorunların çözümünde anahtar role sahip
olduğuna inanıyor, bu konuda uluslararası toplumun gayret ve
hassasiyetini artırması gerektiği fikrini savunuyoruz" dedi.
"Biz Türkiye olarak bu süreci destekliyoruz ve bu sürecin
yanındayız" diyen Erdoğan, "Türkiye olarak amacımız bölgede
çatışmayı doğuran her türlü gelişmenin karşısında barış adına
girişimlerde bulunmak, barış zeminini güçlendirmektir. İnşallah
önümüzdeki günlerde bu gayretlerimizin somut neticeleri ortaya
çıkmaya başlayacaktır. Türkiye büyük bir ülkedir, önemli bir
küresel aktördür, bölgemizde ve dünyada barışın tesisi için elbette
yapabileceği çok şey vardır'' diye konuştu.