Erdoğan'dan Taksim açıklaması
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'in gösteriler için uygun olmadığını söyleyerek "İlla Taksim diyorlarsa bunun adı Kaos olur" dedi
Cumhurbaşkanlığı sarayında işçilere
hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'in gösteriler
için uygun olmadığını söyleyerek "İlla Taksim diyorlarsa bunun adı
Kaos olur" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda
işçilere hitap etti, Taksim Meydanı ile ilgili açıklamalarda
bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları
Her yıl 1 Mayıs'ta yaşanan ısrara art niyetli bulduğumu belirtmek
istiyorum. Taksim Meydanı, miting yapmaya uygun bir yer değil.
Taksim'de miting yapmak demek tüm İstanbul'u felç etmek demek. Bir
de güvenlik sorunu var orada
Orası hareket merkezi. Git Yenikapı’da yap, orası müsait. Kendine
güveniyorsan gidip orada yapabilirsin. Karadan, denizden ulaşıp
yapabilirsin. İstanbul’daki arkadaşlarıma söyledim "8 değil 18 yer
yapın" dedim, miting alanı yapın dedim.
BUNUN ADI KAOS ÇIKARMA OLUR
"Eğlence yapılır, festival yapılır oralarda" dedim. Şimdi öyle
şeyler oluyor ki zaman zaman görüyorsunuz. Her mitingde Kadıköy’de
cam çerçeve esnafın her şeyi gidiyor. 1 Mayıs’ı devlet olarak resmi
gün belirlemiş ve tatil ilan etmişiz
Taksim’de 1977 yılında yaşanan acı olayla ilgili hassasiyeti
biliyor ve saygı duyuyoruz. Sendikaların çiçek koymasına bir şey
demiyoruz. Çelenk koyup ayrıldılar. Herkes Taksim’e kilitleniyor.
İlla oraya on binlerce gidip "Taksim’de toplanacağız" derseniz
bunun adı anma olmaz, bunun adı kaos çıkarma olur. Bunda asla iyi
niyet görmeyiz, görmüyoruz da…
"KALABALIĞIN ARASINA TERÖR ÖRGÜTÜ SIZIYOR"
Bir de bu kalabalığın arasına terör örgütleri sızıyor. Demir
bilyeler, sapanlar, Molotoflar çantalarla yakalandılar, emniyet
müdüründen bilgi aldım. Birilerinin keyif, birilerini kendini
tatmini için kimsenin hakkını çiğnetmeyiz. Siyasi, partilerimiz
mitinglerinizi nasıl miting alanlarında yapıyorsa sendikalardan da
bunu eklemek hakkımızdır. 1 Mayıs’ı kimseye kapalı tutmuyoruz, açık
tutmak için çalışıyoruz. Bizim kültürümüzde emeğe çok büyük önem
verilir. Bir hadiste işçinin hakkını verin yazıyor.
"HAK ARAMA MÜCADELENİZİ DESTEKLİYORUM"
Bazı şeyler kanun zoruyla değil kalple, gönülle, Allah muhabbetiyle
olur. Hiç kimsenin başkasının hakkına göz dikmesi düşünülemez.
Rabbim "Karşıma kul hakkıyla gelme" diyor. Çok zengin olabilirsin
ama kul hakkın varsa yandın.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bu anlamda değerlendirmemiz
lazım. Bu süreci destekleyeceğimi, işçilerimizle sonuna kadar
kolkola yürüyeceğimizi söylüyorum. İşçilerimiz benim için
kutsaldır. Hak arama mücadelenizi de destekliyorum. Hakkınızı
elbette arayacaksınız. Ancak asla vandallığa izin vermeyeceğiz.
Türkiye geçmişte çalıştığı fabrikayı işçiler gördü. Biz bunu kabul
etmeyiz. İşine ihanet eden, milletinin istikbaline ihanet etmiş
demektir.
ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR
Ülkemizde 2013 yılı baharından beri ibret verici olaylar
yaşanıyor. Gezi olayları ile başlayan bu süreçte bir takım ülkeler
yaptıkları yayınlarla adeta tahrik etmişlerdir Gezi olayları
sırasında canlı yayın yaparak Türkiye hakkında karalayanların,
diğer ülkelerde bu yaşandığında üç maymunu yaşadıklarını görüyoruz.
Baltimorda öldürülen zenci insan değil mi, hatta bizim hgazetecimiz
de gözaltına alındı. Amerikada yaşanan olaylarla ilgili kimsenin
"Endişeliyiz" açıklaması gelmedi. Göstericilere şiddet uygulanması
konusunda herhangi bir açıklama gelmedi. Çünkü bunların derdi insan
hakları değil. Bakın Mısır'da 2 bine yakın idam kararı
verildi. Batıda ses var mı, yok. Kendileriyle biraraya geldiğimde
soruyorum, niye sesiniz çıkmıyor? Siz bu idam kararını verenleri
alkışlıyorsunuz. Onlarla aynı masaya oturmadığımda niye oturmadınız
diye soruyorsunuz. Ayıp. Ben insanım, bunlar da insan. Bunlar
hakları ellerinden darbeyle alınan insanlardır. Bunu görmeye
mecburuz.
BALTİMORU GÖRMÜYORLAR
Türkiye'de yaşanan olayları görenler, Baltimor'da yaşananları
görmüyor. Bizde devlet terörü olarak açıklananlar orada güvenlik
çalışması olarak görülüyor. Bizdeki vandallara çapulcu dediğimiz
için bizi linç edenler, Amerika'daki vandallara çapulcu demekten
geri durmadı. Biliyorsunuz Gezi olaylarının ardından 17-25 olayları
yaşandı. Ülkemizde sinsice yerleşen bir şey. Son olaylarda
gördük,böyle birşey olabilir mi, yetkisi olmayanlar, yetki
kullandı.
TEK AMAÇLARI TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESMEK
En son MGK'da aldığımız kararla illegal yapılanma ile artık Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi'ne koyduk. Artık her yerde bu belge
içerisinde yer alan maddeler artık bir mesnet teşkil ediyor.
Milletimizin duasıyla bizler bu son teşebbüsleri de boşa çıkardık.
Şimdi bu paralel ihanet çetesi bölücü örgütle el ele vermiş. Bölücü
örgüt ppartisiyle yere göğe sığdıramıyorlar. Tek amaçları
Türkiye'nin önünü kesmek. Bunun için dünyanın neresinde uzantıları
varsa orada çalışıyorlar. Silahlı teröristeleriyle devletin içine
sızmış hukukçularıyla yapıyorlar. Biri kurşunla, öteki kumpasla
milletin istikbaline kastediyorlar.
TERCİHLERİNİ GELECEKTEN YANA KULLANACAĞINDAN ŞÜPHEM
YOK
Önümüzdeki seçimleri hedeflerine ulaşma amacıyla kullanacaklar.
Milletimizin tercihini geleceğinden yana kullanacağından şüphem
yok. Terörün hiçbir çeşidiyle hukuk devleti yanyana olmaz.
Demokrasi ve ekonomide elde ettiğimiz kazanımların tehlikeye
girmesine izin vermeyeceğiz.
TAMAMEN YALAN
Türkiye'de çözüm süreccini başlatan kurum olarak gösterdiğimiz
kararlılık, herhangi bir örgütün istismar alanı olması sözkonusu
olamaz. Süleymanşah Türbesi olayında hareket halindeki bir tank
arıza yapmış. Milletvekillerinden biri bu tankı biz kurtardık
diyor. Tamamen yalan. Ya sen ne anlarsın tankı tamir edip tekrar
orduya teslim etmekten. Senin böyle bir derdin mi var? Bir
parlamento mücadelesini malesef kurallar içinde yapmak gibi bir
dertleri yok.
HÜSRANA UĞRAYACAKLAR
Bu mücadele ortadayken bizi hukukla vurmaya çalışanlar hüsrana
uğrayacak. Ülkemizin ve miletimizin gelecceği için her mücadeleyi
birileri rayından çıkarmaya çalışıyor. Biz ihya etme gayretindeyiz,
onlar istismar etme gayretinde. Zenginleşen Türkiye'yi yağmalama
koalisyonu kurma derdindeler. 1990'lı yılları hatırlayanlar
var. Önümüzdeki seçimlerin istikrarla sonuçlanacağına
inanıyorum.
ASGARİ ÜCRET AÇIK ARTTIRMAYA ÇIKARILMIŞ
Bugünlerde, 40 yılını siyasete vermiş bir insan olarak şaşıyorum.
Asgari ücret açık arttırmaya çıkarılmış. Devletin belirlediği bir
ücret var. Herhalde 1000 lira. Bir tanesi 1500 diyor, diğeri 1800
diyor, bir tanesi 5000 veriyor.
Bunlar asgari ücreti bilmiyor herhalde. Devlet 1000 liranın altında
hiçbir ücret verilemez diyor. 3 bin de verirsin, 5 binle verirsin.
O binle onun sosyal güvencesini garantiye alıyor. En az bin lira
verirsin, SGK'yı da teminat altına alırsın. Bu bir güvencedir.
İşverenin daha fazla vermesinin önünde bir engel yok. O asgari
ücret bu işin en az limitidir.
Bunların hepsi hesapsız, kitapsız desteksiz atılan rakamlar. 8 saat
olayını biz 5 gün üzerinden aldığımız zaman 40 saat yapar. Fakat
biz bu maden olayından sonra bu işi yeniden ele alalım dedik. Nihai
olarak 7 buçuk saatte karar kılınmış. Biz göreve geldiğimizde
asgari ücret 184 liraydı. Şu anda 949 lira. Üç çocuğunuz varsa daha
da yukarı çıkıyor.
Ülkemizdeki milli gelir 232 milyar dolardan 800 milyar dolara
çıktı. Bunlar durup dururken olmadı. Eğer güçlü bir Türkiye varsa
böyle olur. İnşallah 2023 için milli gelirimizi 2 trilyon dolara
çıkarmak istiyoruz.