Erdoğan'dan Ricciardone'ye sert uyarı
Abone olAK Parti İl Danışma Meclisi'nde konuşan Başbakan Erdoğan ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin sözlerine böyle karşılık verdi.
İNTERNETHABER.COM- AK Parti İl
Danışma Meclisi'nde konuşan Başbakan Erdoğan, ABD Ankara
Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin ''Çok uzun
süredir hapiste olan milletvekilleri var, bazıları belirsiz
suçlarla hapiste tutuluyorlar. Askeri yetkililer terörist diye
hapse kondu. Eski Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı demir
parmaklıklar arkasında. ABD ve Avrupa Mahkemeleri'nin buna anlam
vermesi zor olacaktır'' sözlerini sert bir dille
eleştirdi.
Türkiye içişlerine karışılacak dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemine burun sokulacak ülke olmadığını söyleyen Erdoğan '' Sabrımız, tahammülümüz, yumuşak başlılığımız kimse tarafından farklı anlaşılmasın. Türkiye kimsenin şamar oğlanı değildir. Türkiye kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneleceği ülke değildir.'' dedi.
Kılıçdaroğlu'nu da es geçmeyen Erdoğan, ''CHP Genel Başkanı Portekiz'e gitti. Orada Türkiye ekonomisini yerden yere vurmaya çalıştı. CHP Başkanını dinleyen üyeler bu yoldaşın kendi ülkesinden haberi yok demişlerdir. İçlerinden kıs kıs gülmüşlerdir. Avrupa'da Türkiye ekonomisinin başarı hikayeleri konuşuluyor ama bu beyefendi çıkmış Portekiz'de yergi ortaya koyuyor'' dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
ABD BÜYÜKELÇİSİNE SERT
SÖZLER
Biz başı öne eğilecek millet değiliz. Biz iradesi teslim alınacak, özgürlüğüne ipotek konulacak, istikameti başkaları tarafından belirlenecek millet değiliz.Hiçbir örgütün irademize yön vermesine, bize ahkam kesmesine izin vermeyiz. Türkiye büyük devlettir. Türkiye'yi asla tek taraflı etki altına alınacak, yönlendirilecek üst perdeden hizaya çekilecek ülke olarak kimse görmesin. Biz alçak gönüllüyüz ama alçaklık kompleksi ile hareket etmeyiz.
Mehmet Akif’in şu dörtlüğünü asla aklınızdan çıkarmayın,
dilinizden düşürmeyin.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
TÜRKİYE KİMSENİN ŞAMAR OĞLANI DEĞİLDİR
Sabrımız, tahammülümüz, yumuşak başlılığımız kimse tarafından farklı anlaşılmasın. Türkiye kimsenin şamar oğlanı değildir. Türkiye kimsenin üzerinde operasyona, ameliyata yöneliceği ülke değildir. Türkiye içişlerine karışılacak dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemine burun sokulacak ülke değildir.
TÜRKİYE ÇOCUK GİBİ AVUTULACAK ÜLKE DEĞİLDİR
Türkiye dış politikada kendine istikamet çizilecek ülke değildir. Biz batıya doğru akan istikbal içinde kalıba sokulacak, bir çocuk gibi avutulacak ülke değiliz.
Sözlerimi istikamet değişimi olarak algılayanlar varsa yanılgının içindedirler. Nasıl ki aziz milletimizin belirlediği istikamette yürüdüysek bundan sonra da milletin gösterdiği istikamette yürüyeceğiz. Bizim oyalanmaya tahammülümüz yoktur. Biz sudan bahanelerle komik herekçelerle kapıda bekletilecek ülke değiliz.
54 yıldır Türkiye oyalanıyor. Çıkıyorlar bize kritrleri yerine getirmiyorsunuz diyor. Kriterleri karşılamadığı halde birçok ülkeyi üye yapıyorsunuz. Ama iş Türkiye'ye gelince bu kriterleri öne sürüyorsunuz.
Bir gerçek var. Biz göreve geldiğimizde o dönem yapılan her türlü liderler zirvesine Avrupa Birliği'nde katılıyorduk. Sarkozy geldi. Sarkoy Merkel'le anlaştı. Ve biz liderler zirvesinden çıkartıldık. Sadece biz davet edilmemekle kalmadı. Dışişleri Bakanlarımızla bile yapılan görüşmeler nadir yapıldı. İşi hafife aldılar. Bu arada 15 ülke Avrupa Birliği'nin üyesiydi.
DAVOS'UN BENİM İÇİN İKİ HATIRASI VAR
Davos'un benim dünyamda iki hatırası var. Bunlardan biri olumludur. Biri olumsuzdur. Olumlu olan Kofi Anna'a yaptığım tekliftir. Bende olumsuz hatıra bırakan one minute olayıdır.
Dünyada Kıbrıs diye bir devlet yoktur. Onlar sadece oyalama politikaları ile zaman kazanmaya çalışıyor.
TÜRKİYE'Yİ ALMAMA NEDENLERİ İDEOLOJİKTİR
Güney Kıbrıs hangi kriterle Avrupa Birliğine üye yapılmıştır. Bunun adalet değeri var mı? Tamamı ile ideolojik yaklaşımdır. Ve Türkiye'yi almama nedenleri ideolojik yaklaşımdır. Ya sabır diyoruz. Türkiye'yi eleştiren, Türkiye'nin önüne kriterler çıkaran Avrupa Birliğine soru sormak istiyorum.
Siz bir yandan Türkiye'yi kriterlere uymamakla itham edip bir yandan Türkiye'ye bedel ödedeten teröre neden musama gösteriyorsunuz? Sürekli terör sorunundan dem vurduğunuz halde niçin Türkiye'nin terörle mücadelesine gereken desteği vermiyorsunuz.
KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN CANİNLERE KOL KANAT GERİLİYOR
Avrupa ülkelerinde kırmızı bültenle aranan azılı canilere kol kanat geriliyor. Berlin'in göbeğinde bölücü terör örgütünün liderinin posterinin asılı olduğu çadırda para toplanıyor. Türkiye'de cinayet işledikleri sabit olan militanlar mahkemelrde hoşgörü ile yargılanıp, komik cezalarla sokağa salınıyor. Terör örgütlerinin para toplanmasına, bu paraları sevk ve idare etmelerine müsama gösteriliyor. O azalı teröristler benim ülkemde alçakça suikastlar düzenliyor. Biz bunları o yöneticilerin önüne koyduğumuzda özgürlük diyorlar.
İNSAN KATLETMEK NE ZAMANDAN BERİ ÖZGÜRLÜK OLDU?
İnsan katletmek ne zamandan beri özgürlükten sayılır oldu. Terör örgütü kurmaya musama göstermek ne zamandan beri demokrasi oldu? Sizin terörle mücadelenize biz destek vereceğiz. Bizim Avrupa Birliği noktasında tahammülümüz zayıfladığı gibi terör konusunda musamamız kalmamıştır. Paris'teki olay, ardından ABD Elçiliğine gerçekleştirilen olay Avrupa ile teör arsındaki muhabbetin sorgulanması gereğini ortaya koymuştur. Biz bunun üzerine kararlılıkla gideceğiz.
DÜN AKŞAM REKOR KIRDIK
Merkez Bankamızın rezervi dün akşam itibariyle 125 milyar 234 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdı. Görevi aldığımızda rezerv 27 buçuk milyar dolardı. IMF borcumuz 860 milyon dolar. 14 şubat'ta 435 milyon dolar ödeme yapacağızç Mayıs'taki son ödemede bu hesabı sıfırlayacak, bu defteri kapatacağız. IMF'nin bizden borç talebi var. IMF'ye 5 milyar dolar borç vermek için de müzakerelerimiz devam ediyor.
KILIÇDAROĞLU'NA KIS KIS GÜLÜYORLARDIR
CHP Genel Başkanı Portekiz'e gitti. Orada Türkiye ekonomisini yerden yere vurmaya çalıştı. CHP Başkanı'nı dinleyen üyeler bu yoldaşın kendi ülkesinden haberi yok demişlerdir. İçlerinden kıs kıs gülmüşlerdir. Avrupa'da Türkiye ekonomisinin başarı hikayeleri konuşuluyor ama bu beyefendi çıkmış Portekiz'de yergi ortaya koyuyor. Türkiye'nin sessiz devrimleri her yerde konuşuluyor ülkemizin ana muhalefeti bunları konuşuyor.
PKK SİLAH BIRAKACAK
Terör meselesini gündemimizden çıkartacağız. Türkiye'yi çekemeyenler tarafından desteklenen terör olgusundan kurtulmak durumundayız. Hafta içinde çıkarttığımız yasayla terörün finans kaynaklarına darbe vuruyoruz. Bu konuda da yersiz kaygıların oluştuğunu görüyorum. Bu yeni yasa terörle mücadeleye etki katacak yasadır. Silahların bırakılması, fikirlerin siyasetin konuşması için adımlarımızı atıyoruz. Bölücü terör örgütü silahlarını bırakmadığı sürece güvenlik güçlerimizden kimse operasyonları durdurmasını beklemesin. Onlar silahları bırakacak ve bırakmakla da kalmayacak. Türkiye sınırları içinde olanlar bundan önceki düşülen yanlışlara izin vermeden onların yurt dışına çıkışına izin veririz.
YEREL SEÇİMLER
Biz seçim çalışmalarını seçimin bittiği andan itibaren başlatırız. Biz bugün seçim çalışması başlatmıyoruz. Bizim çalışmamız 2011'de başladı. Biz diğer partiler gibi seçime bir ay kala sahaya çıkanlardan değiliz. Bu sandıklar kapanıyor biz çalışmalara başlıyoruz. Yeni seçimler için hazırlıklar başlıyor.
MARMARAY'I 29 EKİM'DE AÇACAĞIZ
Asrın projesi olarak bilinen Marmaray'ı 29 Ekim'de yetiştirme çabasındayız. Üçüncü havalimanı için ihale sürecine girmiş bulunuyoruz. Onun inşaatını da başlatacağız. Bizim belirlediğimiz hedef bunu 3 yıl içinde bitirelim. Kanal İstanbul'un hazırlıkları devam ediyor.
İstanbul’a biri Avrupa yakasında diğeri Anadolu yakasında olmak üzere iki şehir projemiz var. İki şehir projesi ile adeta bir yeni İstanbul inşa edeceğiz. 1+1 şeklinde 2 milyon nüfusu olacak.
BUNLARIN DÜNYASINDA YOK
2 alan olacak mitingler için. Taksim mi olsun falan filan… Doldurur musun doldurmaz mısın bizi ilgilendirmez. Bunlar hizmet diye bir şeyi anlamıyor. Bu ülkede sol bir garip. Hizmet diye bir şey bunların dünyasında yok. Bunlar nasıl kalktıysalar öyle yatmak isterler. Biz hayatımızı dünyadaki gelişmelerle güncelleyerek devam ettirmek istiyoruz. İstanbul’un içinde tarihle kucaklaşan bir meydan yok.