Erdoğan'dan Papa'ya sitem
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ağırladığı ilk konuk olan Papa Françesko’nun ortak basın toplantısına, Erdoğan'ın diplomatik sitemi damga vurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Saray’daki
basın toplantısında diplomatik bir üslupla Papa Françesko'ya "Sisi
siteminde" bulundu.
Hürriyet'in haberine göre, Papa, beş gün önce Mısır'ın darbeyle
iktidara gelen lideri Abdülfettah Es-Sisi'yi ağırlamıştı. Erdoğan
konuşmasında, darbecilere verilen uluslararası desteği eleştirdi ve
şöyle dedi:
"Bazı ülkelerdeki askeri darbeler, katliamlar, hak ihlalleri,
kıyımlar dünyadan gereken cevabı almayarak adeta teşvik ediliyor.
İşte bu çifte standartlı tutum, bu adaletsiz yaklaşım sadece İslam
dünyasındaki kitlelerin ruhunda değil, adalete gönül veren tüm
insanların ruhunda tamiri zor tahribatlar açıyor."
VATİKAN’DA SİSİ'Yİ AĞIRLAMIŞTI
Papa, sadece beş gün önce, Vatikan'da Mısır'ın darbeyle
iktiadara gelen Cumhurbaşkanı Sisi'yi ağırlamıştı.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, İtalya ve Fransa’dan oluşan Avrupa
turunun ilk durağında Vatikan’daki Papalık Sarayı’nda Papa ile bir
araya gelmişti.
22 dakika süren görüşmenin ardından Vatikan'ın yaptığı yazılı
açıklamada, Papa'nın Sisi ile görüşmesinde birçok konunun gündeme
geldiği, ana temalardan birinin Ortadoğu ve kuzey Afrika'da barış
ve istikrarın teşvik edilmesinde Mısır'ın rolü olduğu ifade
edilmişti. Açıklamada, Papa'nın, Ortadoğu barış sürecine ilişkin
halkların hayatını tehlikeye atan ve çok sayıda kişinin ölmesine
yol açan çatışmaların son bulması için tek yolun diyalog ve
müzakere olduğunu vurguladığı belirtilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa Franciscus'a Fatih
Sultan Mehmet'in Bosna'da ikamet eden Hristiyanlara verdiği Din ve
İnanç Özgürlüğü fermanının gümüş zemin üzerine hazırlanmış
tablosunu; Papa Franciscus da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Romalı çağdaş
ressam Riommi'nin “St. Angelo Kalesi'nden Görünüm”
adlı yağlı boya tablosundan esinlenerek hazırlanan mozaik bir resim
hediye etti.
ERDOĞAN VE PAPA'NIN AÇIKLAMALARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Ak Saray'daki ortak basın
toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları:
Bu ziyaretin, bölgemizin son derece kritik bir süreçten geçtiği,
böyle bir zaman diliminde gerçekleşiyor olması son derece anlamlı.
Saygıdeğer misafirimizin Türkiye’ye yaptığı bu ziyareti çok
önemsiyorum. Bunun barış umutlarını çoğaltacak çok hayati bir adım
olduğuna inanıyorum. Bugün verilecek mesajlar sadece Vatikan'a
değil tüm Müslüman coğrafyasına, tüm Hristiyan coğrafyasına
ulaşacak, oralarda da yankı bulacaktır. Bugün Ankara'da vücut bulan
fotoğraf, hiç şüphesiz bir umut fotoğrafıdır. Vatikan'dan gelen son
yıllardaki kardeşlik mesajları büyük umut vadediyor.
Batı'da ırkçılık, ayrımcılık, İslamofobi son yıllarda ciddi bir
artış gösteriyor. Müslüman ülkelerde yaşayanlara önyargının hızla
arttığını görüyoruz. İnsanlar, kendilerinden başka dine mensup
kişiler tarafından tutucu, gerici ya da şiddet yanlısı olarak
yaftalanıyor.
SURİYE’DEKİ ‘DEVLET TERÖRÜ’NE VURGU
Örneğin Batı dünyasında Müslümanların terörle özdeşleştirildiğini üzüntüyle müşahede ediyoruz. Yine Müslüman dünyasında Hristiyanlara şiddetle yaklaşan algıları esefle müşahede ediyoruz. Şunu özellikle ifade etmek isterim ki DEAŞ gibi, El Kaide gibi, Boko Haram gibi örgütler uzun yıllar süren yanlış politikaların sonucunda ortaya çıkmıştır. Ayrıştırılan, uzak tutulan, yalnız bırakılan insanlar bu örgütlerin açık hedefi haline getirilmişti.
DEAŞ bütün dünyada her gün konuşuluyor, tedbirler alınıyor.
Ancak Suriye’de 300 bin masum insanı öldüren, 7 milyon insanı ülke
içinde veya ülkesinin dışında iltica etmesine neden olan durumu
kimse ciddi manada konuşmuyor. Burada bir devlet terörü var.
Suriye’deki devlet terörünü estiren bir kişi var. “Acaba o
giderse onun yerine kim gelir ki” şeklinde hiçbir
altyapısı olmayan bir yaklaşım sergileniyor.
Kudüs’teki kısıtlamaları kimse görmüyor. Uluslararası camia buna da
kayıtsız kalıyor. Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir devam eden PKK
terörü dünyadan gereken tepkiyi almıyor İşte bu çifte standartlı
tutum, bu adaletsiz yaklaşım sadece İslam dünyasındaki kitlelerin
ruhunda değil, adalet isteyen herkesin ruhunda derin yaralar
açıyor.
Bugün buradan verdiğimiz veya vermekte olduğumuz mesaj bu olacaktır. Gerek Batı’da yükselen İslamofobi’ye gerekse İslam dünyasında Batı’ya yönelik şiddete karşı birlikte durmamız gerekiyor. Bunların karşısında eli kolu bağlı durmak, tarihe ve insanlığa karşı büyük bir haksızlık olacaktır. Hoşgörüsüzlüğe karşı birlikte çözümler üretmek ve uygulamak zorunda olduğumuza inanıyorum.