Erdoğan’dan önemli açıklamalar (5)
Abone olBaşbakan Erdoğan, "Karşınızda, İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış bir başbakan olarak bulunuyorum. Sizin derdinizi en iy...
Başbakan Erdoğan, "Karşınızda, İstanbul gibi bir şehrin belediye
başkanlığını yapmış bir başbakan olarak bulunuyorum. Sizin
derdinizi en iyi ben anlarım, en iyi ben bilirim. Bunu Kılıçdaroğlu
mu anlar, bunu Bahçeli mi anlar, bu diğeri mi anlar? Onların eline
5 tane koyun ver, kaybeder gelirler" dedi.
Başbakan Erdoğan, Büyükşehir Belediye Kanunu’nda yapılan
değişikliğin ardından kapanan belde belediyelerinin AK Partili
başkanlarıyla Rixos Otel’de bir araya geldi. Katılımcılara,
konuşmalar öncesi AK Partili belediyelerin çalışmalarını anlatan
bir film gösterildi. Filmde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ait bölümler
de yer aldı. Ardından AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Menderes Türel bir
konuşma yaptı. "Bu ülkede bizden önce siyaset hep kağıt üzerinde,
özellikle haritalar üzerinde yapılmıştır" diyen Erdoğan, "Seçim
sandıkları kapatıldığında iktidar partileri önlerine haritayı
açtılar, nereden oy aldıklarını, ne kadar oy aldıklarını, ne kadar
oy almadıklarını renkli kalemleriyle işaretlediler. Oy aldıkları
köylere, beldelere, ilçe ve illere hizmet taşırken, oy almadıkları
yerleri adeta cezalandırdılar. AK Parti olarak böyle bir siyaseti
ve hizmet anlayışını elimizin tersiyle ittik. Seçim sandıkları
kapatıldığı andan itibaren biz önümüze tertemiz bir Türkiye
haritası koyduk. Üzerinde hiçbir siyasi işaretleme yapmadan 780 bin
kilometrekareye, 76 milyona tek bir nazarla baktık. 76 milyonun her
bir ferdi bizim nazarımızda birdir, beraberdir. 81 ilin 81’i bizim
için birdir" ifadelerini kullandı.
"SANDIKTA BAŞARILI OLAMAYANLAR, ’SANDIK DIŞINDA NASIL NETİCE
ALIRIZ’ GAYRETİ İÇİNDE"
Türkiye’nin çıkarlarını el üstünde tuttuklarını dile getiren
Erdoğan, "Bin 637 belde belediyesini yüzde 57’sinin AK Partili
olduğu halde bu dönüşüme, bu değişime tabi tutuyor olmamız, bizim
samimiyetimizin, objektif siyaset anlayışımızın en anlamlı
ispatıdır. Değerli kardeşlerim, ben karşınızda bir belediye başkanı
başbakan olarak bulunuyorum. İstanbul gibi bir şehrin belediye
başkanlığını yapmış bir başbakan olarak bulunuyorum. Sizin
derdinizi en iyi ben anlarım, en iyi ben bilirim. Bunu Kılıçdaroğlu
mu anlar, bunu Bahçeli mi anlar, bu diğeri mi anlar. Ne anlarlar
onlar ya. Onların eline 5 tane koyun ver, kaybeder gelirler.
Onların böyle bir durumu yok. Kaybeder gelirler. Şu anda bütün
yaşananlar bu değil mi. Sandıkta başarılı olamayanlar, ’sandık
dışında nasıl netice alırız’ diye şu anda onun gayreti içindeler"
şeklinde konuştu.
"SEÇİLME YAŞINI 18’E İNDİRECEĞİZ"
"AK Parti kadroları, bu makamları bizlere emanet edenlere haksızlık
yapacak bir kadro değildir" diyen Erdoğan, AK Parti kuruluş
tüzüğüne "3 dönem kuralı" getirdiğini belirtti. 30 olan seçilme
yaşını 25’e indirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Müsteşarıma talimat
verdim. Dedim ki ’çalışma yapacaksın.’ Sağ olsun hızla çalışma
devam ediyor. Bunu 18 yaşa indirebilir miyiz, dünyada bu uygulamayı
yapan yerler var mı? Dünyada bırakın dünyayı Avrupa’da yoğun bir
şekilde seçme-seçilme yaşının 18 olduğu ülkeler var. Hollanda,
Almanya, Finlandiya hatta seçme yaşının 16, seçilme yaşının 18
olduğu ülke var. Bu çalışma devam ediyor" açıklamalarında
bulundu.
"PARLAMENTOYU ÇOLUK ÇOCUĞA MI BIRAKACAĞIZ"
Muhalefet partilerinin, "Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız"
yönünde eleştirilerine cevap veren Erdoğan, "Gençliğine güvenmeyen
bu zihniyetlerle nereye gideceğiz. Yani bu cesareti gösteren
iktidar bizim iktidarımız ve gençliğine demokrasi mücadelesi içinde
parlamentonun yolunu açmada bu kadar cesur hareket eden bizim
iktidarımız. Nerede CHP, nerede MHP. Hadi görelim, çıksınlar onlar
da meydana. Desinler ki ’biz böyle bir düzenlemenin içinde varız.’
Bizim önümüzde örnek var. Nedir o örnek, bir karanlık çağı kapatıp,
bir karanlık çağı açan Fatih bizim en güzel örneğimizdir. O bu
yaştaydı" şeklindeki sözleriyle yüklendi.
"TÜRKİYE’DE BU MAKAMLAR HEP SALTANAT İŞLEVİ GÖRMÜŞ"
Sahibi millet olan bir emanetle hizmet yolunda yürüdüklerini
belirten Erdoğan, "Hem millet hem de Allah gün gelecek bize bu
emanetin hesabını soracak. Biz bunun bilincindeyiz. Allah’ın
izniyle hem milletin huzurunda hem Allah’ın huzurunda biz alnımızın
akıyla bu hesabı vermek istiyoruz. Eğer devletin hazinesinden,
milletin hazinesinden belediyelere giden para hakkıyla
kullanılmıyorsa, verimli kullanılmıyor, hizmete dönüşmüyorsa bunun
vebali bizim için çok ağır olur. Öyle belde belediyelerimiz var ki
2 bin, 3 bin nüfus var, bu ideal olanı. 500 civarında olan da var.
İşte o bir kere ilçe olmuş. O ilçe olduğu için onunla uğraşacak
halimiz yok. Bakın İstanbul, Ankara gibi yerlerde 30 bin, 40 bin
nüfuslu muhtarlıklar var. Belediye demiyorum, muhtarlık var. Ama
Türkiye’de bu makamlar hep saltanat işlevi görmüş. Onun için 2 bin,
3 bin nüfusu var ama yanlarında bakıyorsunuz 250 tane maaşlı
çalışanı var. Şimdi sen burada nasıl hizmet vereceksin. Hizmet
verebilir misin. Öyle belde belediyelerimiz var ki gönderilen
ödenek bırakın hizmet üretmeyi maaş ödemeye yetmiyor. Bu çarpık
yapının sorumlusu on yıllardır birikerek gelen bu sorunu ele
almayanlardır. Biz ele birlikte aldık ve bu soruna biz neşter
vurduk. Daha önce neşter vurduk ama Danıştay’dan döndü. Onların da
vebali var. Engellediler bu süreci" değerlendirmesinde bulundu.
"BELDE BELEDİYE BAŞKANLARI İLÇE BELEDİYE BAŞKANI OLARAK KARŞIMIZA
ÇIKABİLİR"
Belediyeciliği bir yarışa benzeten Erdoğan, "İlçe seçimlerine
katılmamız lazım. İl seçimlerine katılmamız lazım ve bu seçimlerden
de en büyük başarıyı elde ederek çıkmamız lazım. Dolayısıyla ben
belde belediye başkanlarımın bir kısmının karşımıza yarın ilçe
belediye başkanı olarak çıkacağına inanıyorum. Bunu da görüyorum.
Olmaması için hiçbir sebep yok" dedi.
Bazı belde belediye başkanlarının ayağa kalkarak, "ilçe kabul
etmiyor" sözlerine ise Erdoğan, "İlçe belediye başkanlarımın böyle
bir hakkı yoktur. İl başkanlarımın da böyle bir tasarrufu yoktur.
Bu bir yarıştır ve bu yarışın içerisinde bizi en ideal kim temsil
edecekse ve o ilçede, ilçedeki mensuplarımız kimi belediye başkanı
olarak görmek istiyorsa ilçe başkanım da, il başkanım da onun
yanında yer alacak. Aksi takdirde bu davaya haksızlık yapmış
olurlar, bu davaya ihanet etmiş olurlar. Biz kimsenin nefsini
tatmin etmek için buralarda değiliz" karşılığını verdi.
Sözleri sık sık belde belediye başkanlarının alkışlarıyla kesilen
Erdoğan, makamların değişebileceğini ancak millete hizmet üretmeye
devam edeceklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Değiştiği anda da bulunduğumuz makam ne ise orada da bu göreve
devam etmemiz gerekir. Belediye başkanlığı süresince edindiğiniz
tecrübeden, birikimden her aşamada istifade edeceğiz. İlçe
başkanlarıma ve il başkanlarıma sesleniyorum. Bu kardeşlerimizden
diyelim ki belediye başkanı adayı olamayan kardeşlerimiz olduğu
zaman da bunları dışlamayıp, bunlardan nasıl istifade edeceğiz,
bunların da yolunu yordamını süratle bulacaksınız. Yetişmiş insan
öyle kolay kolay bulunmuyor. Belli deneyime, tecrübeye sahip olan
insan kolay kolay elde edilmiyor. Yani bunları kolay kolay
harcayamayız. Her kademede millete hizmet mümkündür."
"MİTİNGLER SESSİZ YIĞINLARIN SESİNİ, HEM TÜRKİYE’YE HEM DE DÜNYAYA
ULAŞTIRMAYI AMAÇLIYOR"
Yaklaşık iki haftadır devam eden Taksim Gezi Parkı olaylarını
değerlendiren Erdoğan, "Taksim’de başlayıp ülke genelinde devam
eden gösteriler, sizleri de halkımızı da ciddi şekilde rahatsız
ediyor. İbretlik ve son derece anlamlı bir sükut içinde, sessiz
yığınlar sabırla, itidal içinde gelişmeleri takip ettiler, takip
ediyorlar. Yarın partimizin genişletilmiş il başkanları
toplantısında, bu gösteriler yoluyla Türkiye’de nasıl bir oyun
oynanmak istendiğini bütün boyutlarıyla milletimizle paylaşacağız.
Ardından Ankara Sincan’da Cumartesi günü, Pazar günü İstanbul’da
saat 18.00’de Kazlıçeşme’de bir miting yapacağız. Bu mitingler bir
kitlenin karşısına başka bir kitle çıkarmayı amaçlamıyor. Eğer
böyle bir şeyi düşünecek olsak aynı mahalde bunu yaparız. Ama biz
aynı mahalde yapmıyoruz dikkat edin. Hukukun tayin ettiği,
belirlediği yer neresiyse orada yapıyoruz. Ama bu mitingler sessiz
yığınların sesini, hem Türkiye’ye hem de dünyaya ulaştırmayı
amaçlıyor" ifadelerini kullandı.
Ulusal ve uluslararası medyayı da eleştiren Erdoğan, şunları
kaydetti:
"Şu anda Türkiye’deki bir takım medya, onlarla birlikte bazı
uluslararası medya kuruluşları gösterileri, bir ’Türkiye manzarası’
olarak sunmak gibi aldatıcı, aynı zamanda ahlaksız bir girişimin
içindeler. Sanki bütün Türkiye yanıyor, bütün Türkiye yıkılıyor.
Belli yerlerde lokal, mevzi olarak bu tür şeyler yapıldı. Bu
otelden çıktığınız zaman alt geçitlerdeki o canım canım
seramiklerin nasıl kırıldığını görürsünüz. Kimler kırdı bunları, bu
ülkeyi sevenler mi, çevreciler mi, bütün belediye duraklarını
kimler yakıp yıktı, otobüsleri kimler yaktı yıktı, emniyetin bütün
araç gereçlerini kimler yaktı, yıktı. Benim sivil vatandaşımın, iki
yüz kadar aracını, gerecini kimler yaktı, yıktı? Bunları dürüst
anlamak, anlatmak görevimiz değil mi?"
"GENÇLİĞİM GEZİ PARKI ÇEVRESİNDE GEÇTİ"
Erdoğan, "Hep söyledik, ’samimi, dürüst olanların başımız, gözümüz
üstünde yeri var’ dedik. Sorun Gezi Parkı olayı ise kusura
bakmasın. Bazılarının otelin üst katlarından Gezi Parkı’nı seyretme
ihtiyaçları olabilir. Ama benim öyle bir ihtiyacım yok. Çünkü ben o
Gezi Parkı’nı çok iyi bilenlerdenim. Gençliğimin en ideal yılları
hep o Gezi Parkı çevresinde geçti. Belediye başkanlığımda bütün
hizmetimin ağırlıklı kısmı oralarda geçti" dedi.
"Bir Kasımpaşalı olarak ve Beyoğlu’nun bir çocuğu olarak orayı çok
iyi bilirim" diyen Erdoğan, "Kimse bize Gezi Parkı’yla ilgili ders
vermesin. Kaldı ki Gezi Parkı’nda ağaçların tamamının temizlenmesi
söz konusu değilken bu yaygaralar kopartıldı. Biz çevre bilincini
iyi anlamamız lazım. Çevre sadece yeşil değildir, sadece bir
başlıktır. Bunun yanında tarih, kültür, görüntü, gürültü kirliliği,
ses kirliliği vardır. Bütün bunlar çevre kapsamı içindedir. Yok,
farz edemezsiniz" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK ABDESTLERİNİ ORAYA YAPIYORLAR"
"Taksim Meydanı otobüslerden geçirilmezdi" diyen Erdoğan, şunları
kaydetti:
"Bu kardeşiniz belediye başkanınız olduğunuz zaman, aleyhte yazılar
yazan maske dağıtıyorlardı İstanbul halkına. Çöp yığınlarından
geçilmiyordu. Şu anda çok enteresan, aynen o Gezi Parkı’nı
çevrecilik adına, açık konuşacağım pislikten geçilmiyor. Sidik
kokusundan geçilmiyor ve birçoğu affedersiniz büyük abdestini oraya
yapıyor. Bunların hepsi tespitle mevcut. Samimi olanları
kastetmiyorum. Bazı otellere gidip ihtiyaçlarını gideriyorlar.
Orada her şey ücretsiz biliyorsunuz. Kaynağı enteresan. Her durum
orada onlara göre meşru. Bunu da güya çevrecilik adına
yapıyorlar."
(İHA)