Erdoğan’dan Obama’ya destek
Abone olBaşbakan Erdoğan, ""Sayın Obama bir sağlık reformu adımı attı, bazıları önünü kesmek istiyor. Ne güzel bir adım, niye bu destek verilmiyor...
Başbakan Erdoğan, ""Sayın Obama bir sağlık reformu adımı attı,
bazıları önünü kesmek istiyor. Ne güzel bir adım, niye bu destek
verilmiyor?" dedi.
Başbakan Erdoğan, ’Dünya Kız Çocukları Günü’ dolayısıyla Rixos
Otel’de düzenlenen ’Kız Çocuklarının Eğitim ve Öğretiminde Yeni
Politika ve Uygulamalar Çalıştayı’na katıldı. Erdoğan, yaptığı
konuşmada, "Karabük Üniversitesi’nin öncelikle kızlarda böyle bir
mehter takımını oluşurmuş olması bana çok anlamlı geldi. Biz,
mehterin erkeklerden oluştuğunu bilirdik. Çünkü ben de bir
tuzcubaşıydım, onun için mehteri biraz bilirim. Bugün Burhanettin
hocamızın böyle bir teşebbüsü takdire şayandır. Üniversiteli
kızlarımızı bu yönde tebrik ediyor, alkışlıyorum. ’Okuyan kızlar
umudumuzdur’ başlığıyla tertip edilen bu çalıştaya başarılar
diliyor, dünyadaki tüm kız çocukların bu gününü tebrik ediyorum.
İnsanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum"
dedi.
"PEYGAMBERİMİZ 4 KIZ BABASI"
Türkiye olarak 11 Ekim’in ’Dünya Kız Çocukları Günü’ olarak
kutlanması için girişimde bulunulduğunu anlatan Erdoğan, 2012’den
itibaren 11 Ekim’in ’Dünya Kız Çocukları Günü’ olarak kabul edilip
kutlanmaya başlandığını söyledi. Erdoğan, "Burada özellikle
geçmişimizden bugüne Sevgili Peygamberimizden en çok da çocukların
Peygamberinden bir başlangıçla konuşmamı zenginleştirmek istiyorum.
Çocukların çok sevdiği bir insan, çocukları çok fazla seven bir
insan ve kendi çocukları erken yaşta vefat etmiş ve dört kız babası
olan bir insan. Tabii birisi Peygamber Efendimize ’Ey Allah’ın
Rasulü siz çocukları öper misiniz?’ sorusunu sorduğunda ve ’Biz
öpmeyiz’ dediğinde Sevgili Peygamberimizin verdiği cevap çok
manidardır. Peygamberimizin, ’Allah senin kalbinden merhamet
duygunu almışsa ben ne yapabilirim’ cevabı çok manidardır. Bir yere
gidecekse en son kızı Fatıma’yı öper, kızının kokusu üzerinde
kalsın ister. Yolculuklardan döndüğünde de ilk önce kızı Fatıma’ya
sarılır, onunla hasret giderir. Hz. Peygamber’in bundan 14 asır
önce kız çocuklarıyla ilgili bir uygulamaya da son vermesi
önemlidir. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüp katlediliyordu.
Kız çocuklarına yönelik bu uygulamanın önünde durmak zorundaydı"
şeklinde konuştu.
"BUGÜN BİLE VAR"
"Biz bu insanlık dışı uygulamaya bin 400 yıl önce son verirken
Batı’da kadınların insan olup olmadığı tartışılıyor, kadınlar
toplumdan dışlanıyordu" diyen Erdoğan, "Bugün bile Müslüman
olduğunu söyleyen ama bir kız çocuğu doğduğu zaman hayıflanan ve
sevinmeyen anneler babalar var. Kız çocuklarını erkek çocuklarından
ayrı tutan, horlayan, dışlayan anne babalar var. Mirası paylaşmada,
ülkemizin belli bölgelerinde bu var. Doğu’da, Güneydoğu’da buna
benzer uygulamalar var. Kızı mirastan tamamen dışlayıp erkekler
arasında paylaştıranlar var. Yasayla mirasta yüzde 50-yüzde 50
getirildi. Batı’da da en gelişmiş ülkelerde de kızların ve
kadınların hala eski adetlerden etkilendiğini, bir meta olarak
değerlendirildiğini ve istismar edildiklerini görüyoruz"
ifadelerini kullandı.
Kız çocuklarına ve kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ve
şiddetin cahiliye adeti olduğu kadar insanlık dışı olduğunu
belirten Erdoğan, "Kim ki kadına yönelik ayrımcılığı, şiddeti bir
adet gelenek olarak lansediyorsa, kızlara ve kadınlara yönelik
insanlık dışı ayrımı gösteriyorsa o insanlıktan nasibini
almamıştır. 4 kızı olan, kızlarını öpmeye doyamayan Peygamberin
takipçileri onları farklı muameleye tabi tutamaz. Bizim ecdadımız,
kız çocuklarına şefkat gösterilmesini emrediyorsa bizim de bugün
yapmamız gereken kız çocuklarına daha fazla şefkat göstermektir.
Kız çocuklarıyla erkek çocukları arasında tek bir ayrımcılığa
müsaade ederiz, o da ’pozitif ayrımcılıktır’. Çok şükür biz de onun
yapıyoruz. Her alanda kız çocuklarını ve kadınlarımızı kayırmaya
başladık, onların sorunlarına daha fazla eğiliyor, öncelik
tanıyoruz" dedi.
"TÜRKİYE OLARAK KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ YİNE
BİZDEDİR"
Kadınlar ve çocuklar olmak üzere pozitif ayrımcılık yapmanın önünü
açtıklarını bildiren Erdoğan, bu sorunları takip etmekle
kalmadıklarını, artık geçmişin kayıplarını telafi etmenin
mücadelesini verdiklerini ifade etti. Erdoğan, "Bugün Türkiye
olarak zaman zaman karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümü yine
bizdedir. Sorunlarımıza yurtdışından ithal tanımlar üretmek zorunda
değiliz. Bizler binlerce yıllık tarihi olan medeniyetler inşa etmiş
fertleriz. Biz, öncü ve lokomotif olmak zorundayız. Kendi
çözümlerini üretmek varken ithal çözümlere mahkum kalanlar geriden
gider ve tembelleşirler. Yeni ve küresel sorunlara küresel cevap
arayacağız. Küreselleşirken kendi kendimizi inkar etmeyeceğiz. Kız
çocuklarımızın ya da hanım kardeşlerimizin sorunlarını çözerken
kendi tarihimizi ve medeniyetimizi öncü olarak alacağız. Bizim
sorunlarımızı dışarıdan gelip biri çözmeyecek. Hatta en başta bu
sorunları kız çocukları, hanım kardeşlerimiz çözecek. Eğitim
sorunların çözümünde en gerekli adımdır, kız çocuklarımız eğitimle
ne kadar buluşurlarsa çözüm de o kadar sağlıklı olacaktır.
Okuyamamış, okutulamamış her kız çocuğu, toplumu, ülkesi, milleti
için çok büyük bir kayıptır. Okumamış kız çocuğu, sadece ekonomik
bir kayıp değildir, istikbalin bir annesi olarak doğacak çocukları
için de bir kayıptır. Bilen bir annenin çocuğu ile bilmeyen bir
annenin çocuğu aynı olamaz" ifadelerine yer verdi.
"HAYDİ KIZLAR OKULA" İLE 350 BİN ÇOCUK OKULLA BULUŞTU
Bir toplumun sadece zengin olmakla, iyi gelir elde etmekle değil
iyi eğitim almakla kalkınacağına işaret eden Erdoğan, kadın ve
erkek Türkiye’ye katma değer sağlayacak insanlara ihtiyaç olduğunu
söyledi. Türkiye’de zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarırken ekonomik
gerekçelerden çok sosyal gerekçeleri önemsediklerini bildiren
Erdoğan, Türkiye’de her çocuğun zorunlu olarak 12 yıl eğitim
almasını arzuladıklarını ve bunun adımlarını attıklarını söyledi.
12 yıl zorunlu eğitimi getirirken, kademeli bir yapıya
kavuştururken birilerinin çıkıp ’kız çocuklarının eve
hapsedileceğini iddia ettiğini’ belirten Erdoğan, bu sistemin kız
çocukları okulla buluşturan bir sistem olduğuna işaret etti.
Erdoğan, "İlköğretimde 2002 yılında kız çocuk brüt okullaşma oranı
yüzde 91’di, bugün bu oran yüzde 100’ü aştı. Ortaöğretimde 2002
yılında kız çocuklarının brüt okullaşma oranı yüzde 72’ydi, şu anda
yüzde 94. Yükseköğretimde 2002’de oran yüzde 74’tü, şu anda yüzde
87. 2003 yılında başlattığımız ’Haydi Kızlar Okula Kampanyası’yla
350 bin kız çocuğumuzu okulla buluşturduk. 2008 yılında
başlattığımız ’Ana-Kız Okuldayız Kampanyası’yla 2 milyon 590 bin
kızımıza ve hanım kardeşimize kurs verdik. Eğitimin önündeki
ekonomik imkansızlık engelini kaldırdık. Ailelere yapılan eğitim
yardımında ilköğretimde erkek çocuklara 30 lira yardım yaparken,
kız çocuklarına 35 lira ödeme yapıyoruz. Ortaöğretimde erkek
çocuklara 45 lira öderken, kız çocuklarına 55 lira ödüyoruz. Bu
ödemeyi de babaya değil anneye yapıyoruz. Babaya yapsak ’duman olup
gidecek’, anneye yapıyoruz ki yerini bulsun. Kısacası kız
çocuklarımızın okuması, okutulması erkekler kadar, hatta onlardan
çok daha fazla eğitim imkanına kavuşması için 11 yıldır çok
kapsamlı bir mücadele veriyoruz ve her geçen gün başarı oranı
artıyor" diye konuştu.
"BU ÇARPIK ZİHNİYET TEDAVÜLDEN KALKTI"
Kız çocuklarının eğitimiyle ilgili olarak bazı konuların açık
şekilde konuşulması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, "Kız
çocuklarına yönelik ayrımcılık kızların okutulmasının önünde engel
teşkil etti. Kızların okula gönderilmesinin önünde bir başka engel
duruyor. 10 yıllar boyunca devletle vatandaş arasında güven sorunu
olduğu için, vatandaş devleti kendisinin çok ötesinde gördüğü için
kızlarımız okullardan uzak tutuldu. Vatandaşına şefkat göstermeyen
asık suratlı devlet, çocuklarımızı ciddi manada okullardan
uzaklaştırdı" şeklinde konuştu.
On yıllar boyunca devletle vatandaş arasında oluşan soğukluk gibi
öğrenci ile okul arasında da bir soğukluğun oluştuğunu söyleyen
Erdoğan, "Devlet ve devletin okulları çocuklarımıza, özellikle de
kız çocuklarımıza kendi değerlerini unutma, inançlarının gereğini
çiğneme yönünde baskı yaptı, dayatmalarda bulundu. Bu ülkede kız
çocuklarını okula göndermeyen anne babalar yıllarca eleştirildi.
Üniversite kapılarında kız çocuklarının onurlarını kıran
uygulamalar görüldü. Bugün artık bu çarpık zihniyet tedavülden
kalkmıştır" diye konuştu.
Bir grubun ’Böyle bir şey olamaz’ dediğini söyleyen Erdoğan, "Ya
siz kimsiniz ya? Millet bu işin kararını vermiş, artık bu ülkede
’ulusalcı’ diye bir şey yok. Bu ülke ne kadar erkeklerin ülkesiyse,
o kadar da kadınların ülkesidir. Bu ülkede başı açık kardeşimle
başı örtülü kardeşimin özgürlüklerini, haklarını ayıramayacaksınız.
76 milyon kadın-erkek, genç-yaşlı hepimiz bu ülkenin sahibiyiz.
Hepimiz bir, beraberiz, birlikte Türkiye’yiz. Hiçbir alanda,
meselede ayrımcılığı kabul etmiyoruz. 76 milyonun her bir ferdiyle
devlet karşısında eşit olmasını, her fırsattan yararlanması
sağlamak için çaba gösteriyoruz. Bu ülkede hiç kimse kız
çocuklarının kıyafetine bakıp ’sen okuyamazsın’ diyemez. Artık
meslek liselerinde okuyan tüm kardeşlerimiz istediği okula aynı
yarış içinde girecek ve kazandığı yerde de okuyacaktır. Ben bunun
acısını çekmiş bir babayım. Benim oğlum, katsayı engeline takıldı.
Yurt dışında okudu. Kızlarım başörtülü olduğu için kendi ülkemde
okuyamadı. Onlar da gitti yurtdışında okudu. Bunlar başındaki bir
örtüyle uğraşacak kadar cahil ve zavallı. Şair diyor ya ’Öz
yurdunda garipsin, öz vatanında parya. 76 milyon kadın-erkek,
Türküylü, Kürdüyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla. Gazi Mustafa Kemal’in
ilk Meclis konuşması çok manidardır. Biz, oradaki ifadesiyle ’Mecmu
var’ diyor. Anasır-ı İslam, yani İslam" ifadelerini kullandı.
OBAMA’YA DESTEK VERDİ
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Sayın Obama bir sağlık reformu adımı attı, bazıları önünü kesmek
istiyor. Ne güzel bir adım, niye bu destek verilmiyor? Çünkü insan
çok önemli. Herkes sosyal devletin imkanlarını bulamayabilir.
Neymiş benim kazandığımı sen başkalarına harcayamazsın. Bizde
Kanuni Sultan Süleyman’ın güzel bir ifadesi var; ’Halk içinde
muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes
sıhhat gibi’. Ne demek bu, yani bizde devlet anlayışı bir sağlıklı
nefese devleti feda eder. İnsan o kadar önemli ve dolayısıyla biz
buna inandık. Bunu egemen kılmak için mücadelemizi veriyoruz.
Ülkemizin en ağırlık kalemi eğitim ve sağlık harcamaları olmuştur.
Artık Türkiye’nin tüm sağlık kurumları kim anlaşma yaparsa devletle
hepsiyle benim çiftçi kardeşim, en yoksul kardeşim oradan hizmet
alır. Ben özellikle dört kız babası olan, kızlarını koklamaya
doyamayan Peygamberin takipçisi olarak, sizler Halime Hatun’un,
Nene Hatun’un torunlarısınız. Sevgili kızlarım, gençler. Başınızı
öne eğmeyecek asla vazgeçmeyeceksiniz. Siz, umudunuzu kaybederseniz
gelecek kaybeder. Hiçbir umutsuzluk şevkinizi kırmasın. Siz
mücadele ettikçe bu ülkede eğitimsizlik azalacak. Şiddet azalacak,
kadına kalkan eller karşısında bizi bulacak. Siz kararlı
davrandıkça her türlü ayrımcılık tarihe karışacaktır. Sanat
eserlerinizle, emeğinizle, alın terinizle, en çok da
yetiştireceğiniz çocuklarla geleceğin Türkiye’sini siz inşa
edeceksiniz. Bizler de sizin en iyi eğitimi almanız için mücadele
edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından ’Altın Kızlar’a ödüllerini
verdi.
(İHA)