Erdoğan'dan Obama'ya 1915 sitemi
Abone olBaşbakan Erdoğan, halka seslendi işsizlik oranını yüzde 10 indireceklerini söyledi. İşte Erdoğan'ın sözleri;
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her konuda nihai söz ve
karar sahibinin millet olduğunu belirterek, "Ülkemizin en hayati
meselelerinde, siz aziz milletimizin temsilcilerinden oluşan
Türkiye Büyük Millet Meclisi ittifakla karar alamadığında, son sözü
söyleyecek olan, son kararı verecek olan da sizlersiniz değerli
milletim." dedi.
Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, bu yıl Çocuk Bayramı ile
birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 90. kuruluş yıldönümünü
de Milli Egemenlik Haftası kapsamındaki etkinliklerle
kutladıklarını belirterek, "Hâkimiyet-i Milliye'nin, yani
millet egemenliğinin ne büyük bir güç, ne büyük bir kazanım ve ne
sağlam bir meşruiyet kaynağı olduğunu bir an olsun aklımızdan
çıkarmamamız gerekiyor. " dedi.
Erdoğan, 23 Nisan 1920'de, Gazi Mustafa Kemal'in de ifade ettiği
gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), millet iradesinin
tecelligahı ve onun üzerinde hiç bir gücün olmadığına işaret
ederek, "Milletin iradesi üzerine ipotek koymaya, onun
üzerinde vesayet kurmaya çalışanlar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki ruhu
anlayamamış olanlardır."
MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK PROJESİ
Başbakan Erdoğan, ülkenin bütün insanların huzur içinde yaşaması,
gönüllerin şen olması ve bir tek insanın burnunun kanamasını
istemediklerini, bunun için Milli Birlik ve Kardeşlik
Projesi'ni başlattıklarını hatırlattı.
Açılım başlatırken sahip oldukları umut ve heyecanın, milletin her
kesiminden aynı olumlu karşılığı görmesinin kendilerini ayrı mutlu
ettiğini anlatan Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik
Projesini anlatmak ve değerli sanatçıların görüş, öneri ve
eleştirilerini almak üzere bir süredir istişare toplantıları
düzenlediklerine işaret etti.
BAYKAL, TÜRK VE YILDIZ'A YAPILAN SALDIRILARI
HATIRLATTI
"Biz, akan kan dursun, güvenlik güçleri şehit olsun,
anneler artık daha fazla ağlamasın diye çırpınırken, bazı iç ve dış
mihraklar, istismar zeminlerini kaybedecek olmanın verdiği panikle,
süreci kışkırtmaya, tahrik etmeye, ülke içinde huzursuzluk
çıkarmaya çalışıyorlar. "diyen Erdoğan, CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal'a Van'da, kapatılan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'e
Samsun'da, Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız'a
Kayseri'de ve güvenlik güçlerine Giresun'daki yapılan saldırıların
bu ülkenin kardeşliğine yapılan saldırılar olduğunu vurguladı.
Erdoğan, "Bu saldırılar, Türkiye'nin huzurunu, istikrarını,
kardeşlik iklimini bozmaya yönelik saldırılardır. Bütün bu
provokasyonlara, bütün bu tahriklere, bütün bu insanlık dışı
saldırılara rağmen biz kardeşliğimizi muhafaza etmeye, onu daha da
pekiştirmeye devam edeceğiz. Bu menfur saldırılar Türkiye'yi asla
ve asla kutlu yürüyüşünden alıkoyamayacak. Terör
tacirlerine, çatışma lobilerine, husumetten, savaştan, gençlerin
ölümünden, annelerin gözyaşından beslenen bu istismarcılara karşı
mücadelemizi sürdürecek, Türkiye'nin bütün gerçekleri görmesini
sağlayacağız. Birliğimizle, dirliğimizle, bütünlüğümüzle
bu odakları saf dışı edeceğiz. "
'OBAMA, ÜLKEMİZ, MİLLETİMİZ AÇISINDAN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN
OLMAYAN İDDİALARI DİLE GETİRMİŞTİR'
Zirve kapsamında birçok ülke lideriyle de ayrı ayrı temasları
olduğunu kaydeden Erdoğan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'la
bir buçuk saatlik bir görüşmesinin olduğunu hatırlatarak, şunları
söyledi:
"Kendisine ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve
protokollerin hayata geçirilmesi için Türkiye'nin çok
samimi gayret bir gayret içinde olduğunu, aynı samimiyeti
kendilerinden de beklediğimizi özellikle vurguladık.
Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri ve Yukarı Karabağ konusunda da
Türkiye olarak beklentilerimizi ve atılacak olumlu adımların
meselenin çözümüne yapacağı katkıları detaylarıyla ifade ettik ve
şu bizim için çok önemliydi. Biz ön koşulsuz anlayışını
kabulleniyoruz ama bunun önüne bir şey koyduk. O da bölge
barışına hizmet edecek bir anlaşma olarak buna bakıyoruz.
Dolayısıyla bölge barışının içerisinde önemli iki aktör var.
Azerbaycan ve Ermenistan ve aradaki bu sıkıntı giderilmediği sürece
şüphesiz ki bu attığımız normalleştirme süreci sıkıntıyı
yaşayacaktır. "
ERDOĞAN PROTOKOL İÇİN NELER SÖYLEDİ,
TOBB'UN AÇIKLAMASINA NEDEN ÜZÜLDÜ?
TÜM AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
PROTOKOLÜN ASKIYA ALINMASI
Erdoğan, Ermenistan tarafının tek taraflı olarak protokolleri
askıya aldığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Tabii bu karar
Ermenistan tarafının kendi kararıdır, bu noktada Türkiye olarak biz
eski konumumuzu sürdürüyoruz. Meselenin çözümüne yönelik
pozitif tavrımızı, protokollerin lafzına ve ruhuna sadakatimizi
baştan beri sürdürdük, bundan sonra da sürdüreceğiz. Bu
tavrımızın uluslararası camiada yaptığı olumlu tesirleri,
Türkiye'nin barışçı yaklaşımına yönelik takdirleri dış
ziyaretlerimiz sırasında muhataplarımızdan sık sık duyuyoruz. "
Amerika Birleşik Devletleri ziyareti sırasında bizzat Başkan Obama
ile yaptıkları 45 dakikalık görüşme içinde süreçten duyduğu
heyecanı kendileriyle paylaştığını anlatan Erdoğan, konuşmasına
şöyle devam etti: "Biz de kendisine sözde Ermeni soykırımı
iddialarının Temsilciler Meclisi Dış ilişkiler Komitesi'nde kabul
edilmesinden duyduğumuz üzüntüyü ifade etme fırsatı bulduk.
Kendileri daha önce Dışişleri Bakanı vasıtasıyla bu konu ile ilgili
üzüntülerini dile getirmişlerdi. Ancak 24 Nisan'da Sayın Obama
bizim hassasiyetlerimizi belli ölçüde dikkate almakla birlikte yine
de ülkemiz açısından, milletimiz açısından kabul edilmesi mümkün
olmayan iddiaları dile getirmiştir. Devlet olarak, hükümet olarak
gerekli tepki her zaman ifade ediliyor, her zeminde ifade ediliyor.
Yıllardır süregelen bu haksız tutumu elbette esefle kınıyoruz, bu
kadar tek taraflı ve mesnetsiz iddiaların en başta tarih bilimiyle
çeliştiği açıktır. Biz öteden beri bu meseleyi bütün boyutlarıyla
tarihçilere bırakmanın gereğini vurguluyoruz ama maalesef üçüncü
ülkeler bu meseleyi kendi iç politikalarına malzeme etmekten bir
türlü geri durmuyorlar. Bu tutum hem milletimizde derin izler
bırakıyor, hem de Türkiye'nin Ermenistan ilişkilerine yönelik
açılımlarını da olumsuz etkiliyor. Bir an önce bu yanlış tutumların
ortadan kalkmasını istiyoruz, Türkiye dost olarak gördüğü ülkelerin
bu türden samimiyetsiz ve ikircikli davranışlarından fazlasıyla
rahatsızdır, kim olursa olsun. "
ERDOĞAN, KRİZ BAHANESİYLE İŞÇİ ÇIKARAN İŞVERENLERE
ELEŞTİRİSİNİ SÜRDÜRDÜ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, krizi bahane ederek işçi çıkaran
işverenlere yönelik eleştirilerine devam etti. Türkiye'de kayıt
dışının yüzde 45-50 olduğuna işaret eden Erdoğan, "Kimse
işçiyi çıkarmak suretiyle kar ediyorum, kazanıyorum noktasına
gelmesin. Eğer kayıt dışı ekonominin yüzde 45-50 olduğu ülkemde,
bunu beraber çözeceğiz." dedi.
"İŞSİZLİĞİ YÜZDE 10'LARIN ALTINDA DÜŞÜRECEĞİZ"
Ekonomideki iyileşmenin işsizlik oranlarında da görüldüğünü
vurgulayan Erdoğan, "Ocak ayında işsizlik yüzde 14,5 olarak
gerçekleşmiş bulunuyor. Ocak ayı mevsimsel olarak işsizlik
oranlarının en yüksek olduğu aydır. Mart-Nisan döneminden itibaren
bu rakamlar kademeli olarak düşer. Yaz aylarında en düşük seviyeye
gelir. 2009 yılı Ocak ayı işsizlik oranının yüzde 15,5'larda
olduğunu dikkate alırsak, geçen yıla göre bu alanda yüzde 1'lik bir
düşüş yaşandığı ortaya çıkar. Bu düşüşün 2010 yılı için çok ümit
var bir başlangıç olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz." şeklinde
konuştu.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü;
"Aslında bunlar önemli adımlar. Eğer bugün İspanya gibi
bir ülke yüzde 18,5 işsizliği yaşıyorsa bunun gerekçesi teknoloji
yoğun bir dönemin içerisinde olduğundandır. Aynı şekilde Amerika,
aynı şekilde Japonya, bunlar tarihlerinde görmedikleri işsizliği
görüyorlar. Fakat biz hizmet sektöründe başlattığımız sıçramayla
yine de işsizlikte inanıyorum ki yüzde 10'ların altına düşeceğiz ve
işsizlerimize iş imkânlarını hazırlamanın gayreti içerisindeyiz."
dedi,
TOBB'UN İŞÇİ AÇIKLAMASINA ÜZÜLDÜ
Erdoğan, şu anda memur alımında yeni bir çalışmayı başlattıklarını
ve alacakları üniversite ve lise mezunu gençleri biraz daha
rahatlama getireceklerine işaret ederek, konuşmasına şunları
söyledi:
"Ve bu arada benim TOBB'ne yaptığım davet bugünün daveti değildir.
Ta 4 yıl, 5 yıl önceden başlayan bir süreçtir.
Bunu niçin açıkça söylüyorum, çünkü bu ülkede işsizlik konusu bizim
için bir milli mesele halindedir. Olaya böyle bakmamız lazım ve her
işverenimiz, ortalama bir rakam vermiştim ben, o da neydi,
1 kişiyi yanında istihdam edecek olsa 1.500.000 mensubu
olan bir TOBB, 1.500.000 işsizin iş bulmasına vesile
olabilirdi. Fakat bunu farklı şekilde yorumladılar. Bu
benim de üzüntümü mucip oldu. Çünkü biz bu ülkede bu sorunları
birlikte çözeceğiz.
Eğer bu sorunların çözümünü sadece hükümetten beklersek yanlış
olur. Bakınız, eğer biz tekstil sektöründe KDV'yi yüzde 18'den
yüzde 8'e indirirken buradaki bütün gayretimiz istihdam yaratılsın,
bunun içindi. Şimdi, işsizime iş bulma noktasında bu çağrıyı
işverenlere yapmakla yanlış mı yaptım ve bu çağrıyı bundan sonra da
yapmaya devam edeceğim. Çünkü bu benim için yol gösterme
noktasında, bir hatırlatma noktasında görevimdir ve bunu yapmaya da
yine devam edeceğim. Hep birlikte çözüm bulacağız."
Konuşmasında işverenleri de uyarana Erdoğan, şu ikazda bulundu:
"Kimse işçiyi çıkarmak suretiyle kar ediyorum, kazanıyorum
noktasına gelmesin. Eğer kayıt dışı ekonominin yüzde 45-50 olduğu
ülkemde, bunu beraber çözeceğiz, niçin kayıt dışı ekonomi var, eğer
ben bir emek sömürüsü yapılıyor ifadesini kullandıysam bunu da
kullanmamın sebebi şudur. 18 yaşın altında eğer çocuklar
çalıştırılıyorsa ve bu çocuklara asgari ücret değil, dikkat edin,
bunun altını da çiziyorum, 200 lira, 100 lira gibi ücretler
veriliyorsa bu emek sömürüsü değil de nedir. Ha, bunlara karşı
yaptırımlarınızı yapın diye bize bir çağrı bir davet yapılmış
olabilir, yapılabilir bu da haklıdır ve bunların da üzerine
gidiyoruz ve bundan sonra çok daha farklı bir şekilde
gideceğiz."
Başbakan Erdoğan, ekonomideki bu güzel gidişatı hızlandırmak için
hükümet olarak biz bütün kesimlere yönelik destek imkânlarımızı
seferber etmeye de devam ettiklerini söyledi. Erdoğan, bu kesimler
içerisinde sayıları 1 milyon 900 bini bulan esnaf ve sanatkârların
önemli bir yekûn tuttuğunu kaydetti.