Erdoğan’dan müstehaktır yorumuna sert eleştiri
Abone olBaşbakan Erdoğan, bir köşe yazarının maden faciasında ölen işçiler için “müstahaktır” açıklamalarını eleştirerek, “İnsanlıktan nasibini alma...
Başbakan Erdoğan, bir köşe yazarının maden faciasında ölen
işçiler için “müstahaktır” açıklamalarını eleştirerek, “İnsanlıktan
nasibini almamış, zerre kadar vicdanı olmayan, ahlak değerleriyle
yakından alakalı olmayan bazı tipler de bizim mitinglerimize geldi
diye ‘onlar buna müstahaktır’ diyecek kadar seviye kaybından mahrum
olanlardır. Bu yazıyı yazanları patronları, acaba bunları kendi
gazetelerinde nasıl barındırıyor?” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATO’da gerçekleştirilen Filistin,
Gürcistan, Somali, Tunus ve Makedonya’da TİKA tarafından yapımı
tamamlanan projelerin açılış törenine katıldı. Programda bir
konuşma yapan Başbakan Erdoğan, bugün açılışı yapılan bir başka
TİKA projesinin de Filistin’de bulunduğunu kaydederek, “Ramallah’ta
son derece modern bir kız okulu inşaa ettik. BU okul, 450 öğrenciye
hizmet verecek. Bölgedeki bu en modern okulun Filistinli
kardeşlerimize hayırlı olsun diyorum” dedi.
Üçüncü projenin Gürcistan’da olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan,
Gürcistan Çalışma Bakanlığı, Gürcistan Ekonomi Bakanlığı ve Tiflis
Belediye Başkanlığı ile birlikte TİKA’nın bir engelli merkezini
tamamladığı ifade etti. Erdoğan, “Bu merkez Gürcistan’daki engelli
çocuk ve gençlerimizin eğitimine önemli katkılar sağlıyor. Onları
geleceğe hazırlıyor. Bu önemli projenin de hayırlı olmasını
diliyorum” dedi.
“BU PROJENİN DE KARDEŞ TUNUS HALKINA HAYIRLI OLMASINI
DİLİYORUM”
Bir diğer projenin ise Somali’de tamamlandığını dile getiren
Erdoğan, Mogadişu’ya yaptı ziyarette şehir içi yolların
kullanılamaz halde olduğunu gördüğü ve bu yollar için proje
hazırlanması talimatı verdiğini söyledi. Erdoğan, TİKA’nın 2012’nin
Ekim ayında çalışmalarını başlattığını ve Mogadişu’da 23
kilometrelik çift yönlü, aydınlatmasıyla önemli bir yol
kazandırdığını belirtti. Erdoğan, havalimanı inşaatının da devam
ettiğini bildirdi.
Tunus’ta önemli bir tarım projesi gerçekleştirdiklerini vurgulayan
Başbakan Erdoğan, “Tunus’un yeniden yapılandırılması kapsamında bu
ülkeye kalkınma ve teknik desteği veriyoruz. Tunus İçişleri
Bakanlığı’na 292 araç, 42 bin 490güvenlik malzemesi teslim ettik.
Belediyecilik hizmetlerine katkı amacıyla da 92 belediye hizmet
aracı, 50 iş makinası temin ettik. Son olarak da Tunus’a 13 iş
makinesi, 70 traktör temin ederek burada tarımın güçlendirilmesine
önemli katkı sağladık. Bu projenin de kardeş Tunus halkına hayırlı
olmasını diliyorum” dedi.
“Bu anlamlı günde 5 önemli projeyi 5 ülkeye kazandırıyoruz” diyen
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Bu açılışlarla 19 Mayıs’ı tam da ruhuna uygun kutluyoruz. Sadece
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin evini ihya
etmek değil, bu 5 projenin 5’i de 19 Mayıs ruhuna denk düşen
projeler. Başta TİKA olmak üzere birçok kuruluşumuzla
gerçekleştirdiğimiz projeler doğrudan doğruya 19 Mayıs ruhuyla
örtüşen projelerdir. 19 Mayıs 1919’da başlayan süreç ulusal
sınırlarımıza hapsolunacak bir süreç değil. Bize çoğu zaman
‘Türkiye saldırıya maruz kaldı, Türkiye toprakları işgal edildi.
Tüm dünya Türkiye aleyhine tavır takındı. Türkiye yalnız bırakıldı’
diye anlattılar. Hayır. Türkiye, o süreçte asla yalnız değildi. Her
zaman ifade ediyorum, 19 Mayıs 1919’un kapılarını aralayan
Çanakkale zaferimizde Anadolu ve Trakya’nın evlatları kadar,
Bosna-Hersek’in, Suriye’nin, Filistin’in Irak’ın evlatları da
dedelerimizle birlikte şehit oldular. Senegal’den bize karşı
savaşmak için getirilen kardeşlerimiz Çanakkale’ye gelip de ezan
sesini duyunca bize karşı savaşmayacaklarını ifade edip,
silahlarını bıraktılar. Çok anlamladır. Erzurum işgal edildiğinde
dünyada birçok halk göz yaşı döktü, dualar etti. İzmir, İstanbul’da
işgal edildiğinde inanın çok geniş coğrafyada kardeşlerimiz
gözyaşına boğuldu. Ta Arjantin’den dünyanın hemen her ülkesinden
gönderilen yardımları duaları unutmadık. Afganistan, Hindistan,
Pakistan’dan toplanan ve Kurtuluş Savaşımız için gönderilen
yardımları hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. Ecdad dünyaya
el uzattığı için, 5 kıtada gönüller fet etiği için o ecdadın
torunları olarak o fetedilmiş gönüllerine mazhar olduk. Kanuni
Sultan Süleyman nerelere, hangi anlayışla gitmişti? Hiçbir zaman
oraları yalnız bırakmadılar. Ecdadımız, büyüklerimiz, hele hele
bırakın sadece sel felaketlerini, depremleri şunları bunları. Bir
yerde zulüm varsa oralara da gittiler. Biz tarihimiz boyunca hele
hele güçlü olduğumuz dönemlerde zayıflara mazlumlara el uzattık.
İhtiyacımız olduğunda da dost ve kardeşlerimizin yardımlarını
gördük. İhtiyacı olana ırk, din, dil mezhep ayrımı yapmaksızın el
uzatma bizim milli kültürümüzdür. Ecdadımızdan ve tarihimizden
devraldığımız çok önemli bir mirastır. Bugün burada bir şeyin
altını özellikle çizerek ifade ediyorum. İktidara geldiğimizde
2002’den önce Türkiye alan el konumundaydı. Büyüyen ekonomiyle
birlikte o dönemi kapattık. Artık veren el konumuna yükseldik.
Yıllık bu noktada yaptığımız yardım hamdolsun 2,5 milyar doları
aşmış vaziyette. Neden? Çünkü biz biliyoruz ki veren el alan elden
hayırlıdır.”
“TİKA KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA 15 BİN PROJE GERÇEKLEŞTİRDİ”
Son 11 yılda sadece TİKA’ya 1 milyar liranın üzerinde kaynak
aktarıldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, “Önceki dönemlere göre
yüzde 335 artış kaydettik. TİKA kurulduğu günden bu yana 15 bin
proje gerçekleştirdi. Bunun 13 binini son 11 yılda başlattık ve
bunlar bitti. Kalkınma yardımları artışında dünyada üst üste üç kez
dünya birincisi olduk. Kalkınma yardımlarında da ilk beşte yer
alıyoruz. 2013 yılında resmi ve özel yardım miktarımız hamdolsun
2,5 - 3 milyar dolara ulaştık. TİKA eliyle her alanda dost ve
kardeş ülkelerimizin yanında olduk. Kazakistan’dan Makedonya’ya
kadar birçok ülkeye 148 okul inşa ettik. 164 okulun onarımını
bitirdik. 32 ülkenin üniversitesiyle iş birliği yaptık. 12 Türk
Dili ve Edebiyatı bölümü, 18 de merkez açtık. 5 kıtada 49 sağlık
merkezi inşa ettik. Moğolistan’dan Etiyopya’ya kadar ata yadigarı
eserlerimize sahip çıktık. Su kuyuları açtık, tarımı destekledik,
mesleki eğitim verdik. Kardeşlerim, büyük ülke olmak, büyük millet
olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkanlarımızla o büyüklüğü yerine
getirmenin mücadelesi içinde olduk” dedi.
Zaman zaman uluslararası yardımlarının eleştiri konusu yapıldığına
dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “İşte en son, bunu üzülerek
söylüyorum ‘Somali’yi bırak Soma’ya bak’ tarzında, insaf ve vicdan
dışı ifadeler dile getirildi. Acımız daha çok sıcakken yaralarımız
tazeyken, yüreklerimiz hala kanarken bu eleştiriler üzerinde
durmayacağım. Biz Allah’ın izniyle milletimizin desteğiyle Soma’ya
da ulaştık ve oradaki yaraları bir an önce sardık, sarıyoruz,
saracağız. Ama Somali’ye de ulaşacak güçte bir devletiz artık”
şeklinde konuştu.
“BİZ 2002 ÖNCESİ TÜRKİYE DEĞİLİZ ARTIK”
“Biz 2002 öncesi Türkiye değiliz artık” ifadesini kullanan Başbakan
Erdoğan, “Bingöl depremi oldu. En hızlı şekilde tüm imkanlarımızla
oraya ulaştık ve 1 yılda yeni Bingöl inşa ettik. Eser orda. Arzu
edenler gider, gezer, görür. Öyle lafla değil. İlgili bakanlarım
şahsım 24 saat içinde hepimiz orada yerimizi aldık. Bizzat
yapılanları orada sürdürdük. Kütahya Simav’da deprem oldu, anında
ve bir yılda yine Simav’ı inşa ettik. Şimdi Simav’ı tanıyamazsınız.
Arkadan büyük bir felaket, Van depremi. Van depreminde de bir yılda
biz yeni Van’ı inşa ettik. 5 katrilyon harcadık biz Van depreminde
5 katrilyon. Yani bizden öncekiler gibi deprem felaketinin altında
kalan bir iktidar olmadık hamdolsun biz. Bizden öncekiler depremden
sonra iktidarı bırakıp kaçıp gittiler. Biz tam aksine, orada daha
modern ve daha güzel bir şehir nasıl inşa edilir bunun gayreti
içerisinde olduk. Şimdi de biz Soma’da 301 kardeşimizin ailelerini
mağdur etmemek için her türlü tedbiri aldık. O ocakta çalışan
kardeşlerimizle ilgili de çalışmalarımızı yapacağız. Kendilerine de
istismara fırsat vermeyecek şekilde AFAD devreye girmiştir. AFAD’ın
yapacağı çalışmalar, hesap açılmıştır. Şu dernek bu dernek falan
istismardır. AFAD sadece bu iş için hesap açmıştır. Kimse bu oyuna
gelmesin, herhangi bir yardım yapacak olan varsa AFAD’daki özel
hesaba yatırsın” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sel baskınlarına yangınlara hızla ulaştık. İmkanlarımızı çok üst
seviyelere çıkardık. Biz, AFAD’ı Kızılay’dan sonra bunun için
kurduk. AFAD ile birlikte bu hızı artırdık. Şu anda Bosna’da
Sırbistan’da Afganistan’da varız.Oralara da yardım ulaştırmaya
çalışıyoruz. Oralarda da yaraları sarmaya çalışıyoruz. Biz
Türkiye’yiz. Sadece afetlere ulaşan değil, afetlere yönelik en
keskin tedbirleri de alan biz olduk. Depreme karşı kentsel dönüşümü
başlattık. Bedeli ne olursa olsun yapacağız dedik ve çürük binaları
yıkarak yenilerini yapıp sahiplerine teslim ederek büyük devlet
olmanın gereğini yaptık.”
“EĞER BUNLARI KAPIYA KOYMUYORSAN SEN DE AYNI ZİHNİYETE
SAHİPSİN”
“Biz, vicdan sahibi bir milletiz. Vicdan sahibi milletin elbette
vicdan sahibi devleti olacak” diyen Başbakan Erdoğan, şunları
kaydetti:
“Fakat insanlıktan nasibini almamış, zerre kadar vicdanı olmayan,
ahlak değerleriyle yakından alakalı olmayan bazı tipler de bizim
mitinglerimize geldi diye ‘onlar buna müstahaktır’ diyecek kadar
seviye kaybından mahrum olanlardır. Bakıyorsunuz bir diğeri de çok
çok ahlaksızca bir ifadeyi kullanıyor. Şimdi ben soruyorum. Bu
yazıyı yazanları patronları, acaba bunları kendi gazetelerinde
nasıl barındırıyor? Sen bir patron olarak sen de aynı zihniyete
sahipsin, eğer bunları kapıya koymuyorsan sen de aynı zihniyete
sahipsin. Çünkü benim o şehit vatandaşlarıma bu ölümü ‘haktır’ deme
hakkına bunlar sahip değildir, diyemezsin. Bunlar ‘Ne gazidir, ne
şehittir, noktan nokta niyazidir’ diyenleri yanında barındıranlar
bunu söyleme hakkına sahip değildir. Onu barındıranlar da aynı şeyi
düşünüyor demektir. Zaman zaman bir yerlere gelip de bazı
eylemlerde bulunanlar önce bu ifadeyi kullananlara karşı
tavırlarını koysunlar da samimiyetlerini görelim. Hem içerde hem
dışarıda ulaşabildiğimiz her yere vicdanın insani değerlerin
gerektirdiği tavrı göstermeyi sürdüreceğiz. Acının rengi, dili,
dini, ırkı yoktur. Baştan beri neler söylediler ya. Baştan beri ‘Bu
patron AK Partilidir’ dediler. İlk defa o gün orada gördüm. O güne
kadar kendisiyle görüşmüş değilim. Tanımam bilmem. Bu müfteriler bu
ülkede benim milletimden bu iftiralarla bir şey sağlayacaklar,
sağlayamazsınız. Benim milletim müfterileri bu ülkede çok iyi
tanıdı. Utanmadan sıkılmadan ‘yandaşlarına orayı peşkeş çekti’
diyecek kadar alçaldılar. Bunlar ne derse desin biz ellerini
Allah’a açıp bütün bu şehitlerimize Fatihaları gönderenlere, Kur’an
kurslarımızdaki yavrularımıza onlara ben Allah razı olsun diyorum.
Çünkü onlar bu milletin dininden vicdanından çıkan sese bence
rehberlik ettiler. Onlar diğerlerinin düştüğü seviyeye düşmediler.
Onlar tam tersini yaptılar, bir şehit ne beklerse onu gönderdiler.
Rabbim hiç kimseye, hiçbir ülke ve halka acılar yaşatmasın, Rabbim
hiç kimseyi büyük acılarla imtihan etmesin diye dua ediyorum. Bugün
açılışını yaptığımız projelerin dost ve kardeş ülkelere, o
ülkelerin halklarına hayırlı olmasını diliyorum.”
(İHA)