Erdoğan'dan MİT'e telekulak talimatı!
Abone olMurat Yetkin, MİT'ten bir yetkilinin verdiği bilgileri paylaştığı yazısında Türkiye'yi sarsan dinleme skandallarının perde arkasını yazdı...
İNTERNETHABER.COM
Gülen Cemaati ve Almanya'dan sonra ABD ve İngiltere'nin de Türkiye'de telekulak faaliyeti yürüttüğü iddialarının yoğunluk kazanmasıyla oluşan dinleme skandallarının perde arkasını köşesine taşıyan Radikal yazarı Murat Yetkin, MİT'ten bir yetkilinin verdiği bilgileri paylaştı.
ERDOĞAN'DAN MİT'E TALİMAT: SADECE YÜZ YÜZE!
"Adı bizde saklı MİT yetkilisi diyor ki: “Taksim meydanına çıkıp âleme ilan etmeyeceğiniz hiçbir şeyi internet ortamında tutmayın, söylemeyin, yazmayın.” diyerek istihbarat teşkilatının tavsiyesini aktaran Murat Yetkin devletin dinlemelere karşı aldığı tedbirleri yazdı. 2009-1010 yıllarından bu yana, Erdoğan’ın talimatıyla milli güvenliğe dair bütün konuşmaların yüz yüze yapıldığını aktaran Murat Yetkin, MİT yetkilisinin “En önemli korunma önlemimiz bu: Önemli hiçbir şeyi telefonda konuşma, internette bulundurma, yazma!" dediğini aktardı.
İşte Yetkin'in yazısındaki ilgili bölüm:
MİT: BİZ YAPMIYORUZ!
“Akıl verene bak, Türkiye’yi dinlemeyen kalmamış!” diyecekseniz, devamını da okuyun.
MİT’teki kaynağım, “Biz yapmıyoruz” diyor; “Uzunca bir süredir sadece biz değil, devlet güvenliği ile ilgili kritik konumdaki hiçbir yetkili yapmıyor. O yüzden Der Spiegel dergisinde yazan Amerikan, Alman, İngiliz dinlemeleri, eğer yapılmışsa da, devlet güvenliği açısında hiçbir operasyonumuza hasar vermiş değil.”
Bu önemli bir iddia... ABD, İngiltere ve Almanya’nın elindeki teknolojik imkânlar, para insan kaynakları (Amerikan NSA’nın yıllık bütçesi 70 milyar dolar ve 30 bin çalışanı var) Türkiye’nin elindekilerden hayli fazla.
İSTİHBARATIN ÇOĞU UYDU ÜZERİNDEN
“Yapılan istihbaratın çoğu uydu üzerinden” diye izah ediyor istihbarat kaynağım; sonra açıklamaya başlıyor:
“Kimse o tarafa bakmıyor ama, insansız hava araçları (İHA) sadece görüntü değil, telefon görüşmesi dahil her türlü elektronik sinyali toplama ve iletme kapasitesine sahip.
“Bir de telekomünikasyon sisteminden muhtemel sızıntılar olabilir. Zaten telekomünikasyonla ilgili bir çalışma var, ondan resmen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) sorumlu.
“Ayrıca yabancı servislerin elçilik binalarının çatılarına, bahçelerine yerleştirebileceği cihazlar var. Ki çatılara, bahçelere yeni kutular, antenler konup konmadığını biz de sık sık hava fotoğraflarıyla kontrol ediyoruz.
MİT DE KRİTİK HİÇ BİR BİLGİYİ İNTERNET VE TELEFONDA PAYLAŞMIYO!
“Ama dikkat ederseniz bunların tamamı telefon, ya da veri haberleşmesiyle ilgili... Biz de gerçekten kritik, devlet güvenliği bakımından harekât değeri olan hiçbir şeyi bir süredir telefonda konuşmuyoruz, internette yazışmıyoruz.
“En önemli korunma önlemimiz bu: Önemli hiçbir şeyi telefonda konuşma, internette bulundurma, yazma! Özellikle e-mail’in aramızdaki adı “kartpostaldır”, yani size getiren postacı dâhil herkesin okumasına açıktır.”
2009'DAN BU YANA BÜTÜN ÖNEMLİ GÖRÜŞMELER YÜZ YÜZE YAPILIYOR!
MİT yetkilisine göre, “en azından” 2009-1010 yıllarından (“Oslo ile ilgisi var mı?” sorumu cevapsız bıraktı) bu yana, dönemin Başbakanı, şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla milli güvenliğe dair bütün konuşmalar yüz yüze yapılmış. Kaynağım, gerekirse bakanların, devlet görevlilerinin gecenin ikisinde, üçünde bir birlerini evlerinde ziyaret ettiğini, ama kritik bilgilerin elektronik aletler olmadan yüz yüze aktarıldığını söylüyor.
BÜYÜKELÇİLER DE KONUŞMUYOR YAZMIYOR!
Der Spiegel dergisi Amerikan elektronik istihbaratı NSA’nın Türkiye’nin Vaşington Büyükelçiliği telefonlarına ve New York’taki BM Temsilciliği bilgisayarına girdiğini yazdığını hatırlatarak, “Buna büyükelçiler dâhil mi?” diyorum. “Dâhil” diyor, “Gerçekten operasyonel bilgileri ne telefonda konuşuluyor, ne bilgisayarda tutuluyor. Önemli bir durumda sayın bakan çağırıyor, büyükelçiler, ya da diğer personel Ankara’ya gelip konuşuyor.”
ERDOĞAN NASIL DİNLENDİ?
Bu noktada üç örnek hakkında sorular soruyorum; madem casusluk faaliyeti hiç operasyonel zarar vermedi, öyleyse şunlar nasıl oldu:
Dönemim Dışişleri Bakanı, şimdi Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun makam odasında, Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasındaki konuşmanın kaydı internete nasıl düştü?
Suriye’ye giden MİT TIR’ları nasıl durduruldu?
Erdoğan’ın odasında bulunduğu açıklanan iki dinleme cihazını kim yerleştirdi?
DIŞ DEĞİL İÇ BAĞLANTILI YAPILDI!
“Bunların hiç biri Der Spiegel’de yazan türden elektronik casusluk konusuyla ilgili değil” diyor kaynağım; “Her üçü hakkında da soruşturma ve kovuşturma devam ediyor. Ama birincisinde ses kaydı muhtemelen içeriden ve binadan birisi tarafından yapıldı, elektronik yoldan değil. İkincisi, paralel yapı (Gülenci olduğu iddia edilen devlet görevlileri) tarafından alınan kararlarla TİB üzerinden yapılan yasadışı dinlemeler sonucu bir tertip, zaten mahkemede. Dinleme cihazları da muhtemelen aynı şekilde, yani dış değil, iç bağlantılı.”