Erdoğan'dan Kürtler'e özerklik sorusu
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair merak edilen soruları cevapladı...
Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır'a Amed demek istiyorlar"
sorusuna yanıt verdi: Kimlik siyaseti işlemek suretiyle buraya
sıçrıyorlar. Halkın ciddi bir talebi yok. Bu ne getirecek? Amed
olsa ne yazar, Diyarbakır olsa ne yazar? Tunceli'ye Dersim dersen
oradaki vatandaşa ekstra bir şey mi gelir?
ATV ve A Haber'in ortak yayınında Erdoğan Aktaş'ın sunduğu "Gündem
Özel" programına katılan Başbakan Erdoğan, Sabah Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Erdal Şafak ve Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet
Barlas'ın sorularını yanıtladı. Erdoğan şunları söyledi:
"NEYİN ÖZERKLİĞİ İSTENİYOR?"
(Ahmet Türk'ün "yeni dönemde yeni anayasada bizim
özerkliğimiz tanınmazsa kendi özerkliğimizi ilan ederiz" sözlerinin
anlamıyla ilgili soruya) Ne anlama geldiği değil onlar neyi ifade
etmek istiyorlar, o önemli. Özerk olmayan yok ki.
Azınlıklar asli unsurlar. Yüzde 1.2'dir. Bunun dışındaki bütün
vatandaşlarım asli unsurdur. Kürt kardeşlerim neyin özerkliğini
istiyor? Üst düzey yönetici, milletvekili mi olamıyor? Neyin
özerkliği isteniyor? Sadece benim milletvekili
arkadaşlarım arasında 60'ı aşkın Kürt vekilim var. Ama onlar (BDP)
sadece istismar yapıyorlar. Ahmet Türk feodal yapını temsilcisidir.
O da ağadır. Önce bu sorunu çözsün. Bunların hepsi istismardır.
ŞEHİTLERİN BEKLENTİSİ İDAMDI
Erdoğan, "O dönemde iktidar olsaydık Öcalan'ı asardık ya da
koalisyondan çekilirdik" şeklindeki sözleriyle ilgili olarak," O
zaman zaten idam yürürlükteydi. Onun idam cezası 2000'de
kesinleşmişti. Madem bu idam yürürlükteydi ve karar verilmişti.
Bunun uygulanması lazım. Bütün o şehitlerin beklentisi bunun
uygulanmasıydı. Ama ne yazık ki 2 yıl bu ertelendi. Kesinleştiği
halde sümen altı edildi. Kararı verilmiş ama ondan sonra başbakanın
sümenaltı ettiği bir süreçtir. Neticede terörist başı
bundan kurtuldu. Bu süreç böylece devam ediyor. Bunun hesabını
vermesi gerekenler hala bunun hesabını soruyorlar, başta Bahçeli. O
kararın altında imzası var. O zaman infaz edilmiş olsaydı biz
bugünlere gelmeyecektik." dedi.
'SADECE İSTİSMAR YAPIYORLAR' AF YETKİSİ KURBANLARIN
OLMALI
Biz sadece Türkiye üzerinden düşünmeyelim. İdam cezasını hala
uygulayan ülkeler var. Başta Amerika olmak üzere uygulayanlar hala
var. Bunu acaba onlar niçin uyguluyor AB neden kaldırma yoluna
gitti. Bunun haklı olan yönleri var haksız olan yönleri var. Ama
Türkiye AB sürecine girdiği için... Ben olayı şöyle
değerlendiririm: İdamla ilgili bir konuda bunun af yetkisi
öldürülenin ailesine aittir diye düşünüyorum. Devlet böyle bir affı
getirmemeli. Burada ağırlaştırılmış müebbet hapis diyoruz. Ne diyor
Bahçeli? "Siz geleceğe yönelik bir söz mü verdiniz?" "Söz
vermedim" dediğim halde hala söylüyor.
HA DİYARBAKIR HA AMED
Kürtçe yer isimleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan
şöyle konuştu: Bunlar oturulur konuşulur. Zaten alınıyor.
Ancak halkın ciddi bir talebi yok, talep bunlardan
kaynaklanıyor. Kimlik siyasetini sürekli işlemek suretiyle oradan
buraya sıçrıyorlar. (Diyarbakır'a Amed demek istiyorlar
mesela" hatırlatmasına) Bu ne getirecek? Amed olsa ne yazar
Diyarbakır olsa ne yazar? Tunceli'ye Dersim desen oradaki
vatandaşlara ekstra bir şey mi gelir?
DİLİ ANLAŞILIR BİR ANAYASA BAKAN YARDIMCISI SİYASİ MÜSTEŞAR
OLACAK
Bakan yardımcısı ile ilgili olarak da Erdoğan şunları söyledi:
Mevcut müsteşarlar bürokrat havasından sıyrılamıyor. Bu bakanların
işini güçleştiriyor. Bürokratik oligarşi oradan başlıyor, aşağı
doğru yayılıyor. Bakan halkla ilgilenemiyor. Müsteşar halkla
konuşmuyor. "Geldim beni görüştürmediler" diye çok şikayet
alıyorum. Mevcut müsteşarları idari müsteşar olarak düşünüyoruz.
Bakan yardımcısını adeta bir siyasi müsteşar olarak düşünüyoruz.
Bakan ona hangi yetkileri devrederse bu yetkileri kullanabilen...
ama vekil değil... ücret politikası bakanla müsteşar arasında
olacak.
KALIN BİR ANAYASA OLMAYACAK
"Kalın bir anayasa olmayacak. Mevcutta eklerle dolu bir
anayasa var. Bu eklerden kurtulmamız lazım. Onlardan temizlendiği
zaman anayasa kitapçığı küçülecektir. Siyaset bilimcisinden sosyal
bilimcisine, hukukçusundan tarihçisine, ekonomistine 'bende buna
bir şey katabilirim' diyen herkes bu anayasaya katkı
verecek. STK'lar da bunun içinde olacak. Yapılmış bazı
taslaklar var. Bunlardan da istifade etmeyi planlıyoruz. İlk etapta
parlamentoda bir uzlaşma komisyonu oluşsun istiyoruz. 26 maddelik
değişiklikte CHP, MHP ve BDP bizimle çalışmak istemedi. Kahve
içmeye gelirsiniz dediler. Biz millet ne istiyor diyoruz. Bununla
ilgili çalışma yapılıyor. Sivil, katılımcı, ülkenin her bölgesinin
'bu benim anayasam' diyeceği, dili anlaşılır bir anayasa...
Mevcudun dilini anlamakta ben çok çile çekiyorum. İnanıyorum ki
vatandaş da aynı sıkıntıyı çekiyor. Mevcut için tercüman lazım.
Vatandaş, okuduğu zaman anlasın ve yaptığının nereye oturur onu
görsün.
YÖK'ÜN KALDIRILMASI
YÖK'ü kaldıracağım diyorlar. Biz YÖK'ün kaldırılmasına gerek yok
ama köklü bir reforma ihtiyacı var diyoruz. Bununla ilgili
çalışıyoruz. YÖK ile ilgili sıkıntıların bu çalışma ile aşılacağı
gibi üniversitelerimize büyük rahatlık gelecek ve boşta kalan
öğrenci de kalmayacak diyebilirim.
367 İSTİYORUM
"Yeni bir anayasa, ileri bir demokrasi için temel hak ve
özgürlükler için 12 Haziran gününün değişim, dönüşüm noktası
olmasını diliyorum. Halkımdan da 367'nin üzerinde bir parlamentoya
girmeyi arzu ediyoruz. Bunu kolektif aklı oluşturmak için
süratle neticeyi alma arzusuyla söylüyorum."
[PAGE]
'TSK KENDİNİ DIŞARIYA ODAKLAMALI'
Başbakan Erdoğan, TSK'nın dışarıya odaklanması gerektiğini, sivil
iradenin işinin de içerde emniyetin sağlanması olması gerektiğini
söyledi. Erdoğan şunları belirtti:
O maddeyle (35. Madde) ilgili bir düzenleme olacak. Ama nasıl
olacak, oturulur konuşulur. O ifade çok muğlak bir ifade. O
ifadenin içinde böyle bir yetki yok. Sivil iradeyi yok farz
ediyorsunuz. Bırakın da o mücadeleyi sivil irade versin. Biz dış
saldırılara karşı görevliyiz TSK buna kendini kodlaması lazım.
İçerde de bu işi emniyetin sivil iradeyle yürütmesi lazım. Olağan
üstü halde de orda otorite validir. 2007 olayı Türkiye'ye ciddi
kayıp getirmiştir. O olmasaydı milli gelir şu anda kesinlikle 15'e
doğru giderdi. Çok iyi bir ivme yakalamıştık. Buna rağmen 10 binin
üzerindeyiz.
FRANSA'YA GÜVENEMİYORUM
(Fransa'da tutuklanan PKK'lılarla ilgili soruya) Ben batıda
olanlara artık pek güvenemiyorum. En önemlisi de merhum Özdemir
Sabancı'yla ilgili kaç karar alındı. Yakalandı bırakıldı. Şimdi
kayıp. Nasıl güveneceksiniz? Yine Fransa'da birçok tutuklama oldu.
G-20 toplantısında Sarkozy, "Sana sürprizim var"
dedi. "2 ay içinde olacak" dedi. Ben ısrar edince
"terör örgütünden bazılarını teslim edeceğiz"
dedi. Hala teslim edecekler.
LİBYA'YA BOMBA İSTEĞİ GELMEDİ
Erdoğan, ABD'nin Türkiye'den Libya'nın bombalanmasını istedi
iddiası ile ilgili olarak, "ABD bizden böyle bir şeyi talep edemez
ki. Bu NATO içinde müzakere edilecek bir konudur. Türkiye'nin
görevi lojistik destektir." dedi.
ESAD'IN KARDEŞİNE ELEŞTİRİ
Suriye adeta iç meselemiz. Nereye kadar devam edecek. Esad'a
anlattım. Buna rağmen bu işi hala hafife alıyorlar. İnsani noktada,
kardeşi, bu konularda insani davranmıyor. Öldürdükleri kadınların
tepesinde öyle bir çirkin görüntü veriyorlar ki bu yenilir yutulur
görüntüler değil. Türkiye olarak kalkıp da hala Suriye
diyemeyiz.