Erdoğandan Köşk uyarısı!
Abone olErdoğan, Ankara'da açtı ağzını yumdu gözünü. Özellikle dünkü Köşk toplahtısına karşı çıkanlara cevabı sert oldu.
İNTERNETHABER
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin düzenlediği aday tanıtım toplantısında konuştu. Erdoğan'ın ilk gündem maddesi Ergenekon ve dün Çankaya Köşk'ünde Cumhurbaşkanı Gül'ün düzenlediği toplantı oldu. Erdoğan Köşk'teki toplantıyı eleştirenlere sert tepki gösterdi.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Devam eden bir mahkeme süreci vardır ve gerçekleşen operasyonlar mahkeme kararıyla ve talebiyle gerçekleşmektedir. Burada Hükümeti ilgilendiren boyut sadece kolluk kuvvetlerinin yargının görevlendirmesiyle sürecin içerisinde olmasından ibarettir.
"HÜKÜMET TARAF DEĞİLDİR"
Yürütme organı olarak Hükümet, konunun tarafı değildir. Yaşanan
gelişmelerin yönlediricisi veya karar vericisi de değildir. Bir
kısım çevrelerin bu süreci Hükümetin yönlendirmesi altındaymış gibi
göstermeye çalışması son derece yanlıştır, yargının irade ve
işlemlerine saygısızlıktır. Bu süreçte kimi siyasetçilerin Hükümeti
taraf gibi gösterecek yaklaşımlar içerisine girmesini kabul etmemiz
mümkün değildir.
"BİZ MİLLETİN SAVCISIYIZ"
Ne kimse kendisini devam eden davada avukat gibi görmelidir, ne
de Hükümeti savcı konumunda göstermeye çalışmalıdır. Biz, daha önce
de söyledim, eğer bir savcılık görevi bize yüklenmeye çalışılıyorsa
biz milletin savcısıyız. Devam eden bir
yargılamayla ilgili olarak görüş ve yorumda bulunmak, insanları
suçlu veya suçsuz ilan etmek açık bir hukuksuzluktur ve ciddi bir
suçtur.
"MEDYAYA UYARI"
Özellikle medyada yargısız infaz görüntüsü veren haber ve
yorumların çıkmasını son derece yanlış bulduğumu başından itibaren
söylüyorum. İnsanların şahsiyetlerinin korunması, herkesin
öncelikli hassasiyeti olmalıdır.
Yargılama bitene kadar kimsenin suçlanamayacağı, suçlu ilan
edilemeyeceğidir. Herkes yargılama süreçlerine saygılı olmalı,
insanların şahsiyetlerini incitici, tahkir ve tezvir edici
ifadelerden şiddetle kaçınmalıdır.
KİMSEYİ YIPRATMAYIN UYARISI
Ayrıca önemli olan ve daha önce vurguladığım bir husus da
kişilerin hatalarının kurumları bağlamayacağı, güvenlik
kuvvetlerimizin manevi şahsiyetini zedeleyecek yorum ve
değerlendirmelerden kaçınılması gereğini de tekrar vurguluyorum.
Gerek Emniyet Teşkilatımız, gerek Silahlı Kuvvetlerimiz üzerinde
yapılan bu noktadaki bazı yaklaşımları, bu kurumlarımızın
yıpratılmasına yönelik adımlar veyahut da kampanyalar olarak
gördüğümü de burada söylemek zorundayım.
Türkiye köklü tarihe ve tecrübeye sahip bir hukuk devletidir. Kurum
ve kurallar işlemektedir.
Hukuki sürecin işlemesini herkes sağduyu ve metanetle karşılamalı,
gelişmeleri hassasiyetle izlemelidir. Kimse hukukun işlemesini bir
sorun olarak takdim etmemeli, bunu bir gerginlik vesilesi haline
getirmemelidir. Biz Hükümet olarak gelişmeleri hukukun ve
Anayasa'nın belirlediği pozisyonda kalarak izlemeye devam
edeceğiz.
CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN YENİ YIL YEMEĞİ
Cumhurbaşkanımız, bu yılın başında bir uygulama
başlattı. Aslında bu uygulama sıradan, rastgele bir uygulama değil.
Anayasa'nın da işaret ettiği, 104. maddesinde, bir cumhurbaşkanının
organları bir araya getirebilme hakkının, yetkisinin olduğunu
vurguladığı böyle bir hüküm olmasına rağmen, bakıyorsunuz bazı
siyasiler çıkıyor,
"GÖLGE DÜŞÜRMEYİN"
'Cumhurbaşkanı'nın kuvvetler ayrılığına uymadığını, bu kurumları
bir araya getirmek suretiyle bir yanlış yaptığını, burada aslında
farklı bir adımın atıldığını, bunlar Türkiye'de bir sıkıntının
olduğunu gösteriyor' gibi yaklaşımlarla, buna bile 'nasıl
biz gölge düşürebiliriz', bunun gayreti içerisine
giriyorlar. Bu çok çirkin bir yaklaşım tarzı.
Her şeyden önce; bu ülkede yasama yürütmeyle bir araya gelemez hale
gelirse, yürütme yargıyla, yasama yargıyla bir araya gelemez hale
gelirse... Bu kuvvetler kim için var? Türkiye Cumhuriyeti için,
Türk insanı için değil mi? Bunun için var. Biz bir araya gelmekten
çekinir, kaçınır, bundan ürkersek, bu ülkeyi biz nasıl
kalkındıracağız? Biz zaten bu anlayışların sıkıntısı içerisinde
birbirimizle hep bir araya gelmekten kaçındık.''
"RANDEVU VERMEDİLER"
Siyasi parti genel başkanlarından randevu istediği halde kendisine randevu vermeyenler olduğunu belirten Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın da randevu isteğine randevu vermeyenler bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, ''Lafa geldiği zaman da 'AK Parti uzlaşmadan yana değildir' demişlerdir. Uzlaşmadan yana olmayanlar karşımızda muhalefette duruyorlar zaten'' dedi.