Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na ağır sözler
Abone olBaşbakan Erdoğan, Suriye tezkeresine karşı çıkan CHP lideri Kılıçdaroğlu'na çok sert sözlerle yüklendi.
İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan'ın
gündeminde Suriye krizi vardı. Erdoğan, hedefindeki Kılıçdaroğlu
vardı. İstiklal marşında dizeler okuyan Erdoğan, CHP yönetimine
"Egemenlik, bayrak, vatan, onur sizin kitabınızda bir şey
ifade etmiyor mu?" diye sordu.
Tezkereye karşı olan Kılıçdaroğlu'nu Erdoğan, "5 canımız gitti. Biz şimdi buna da sessiz mi kalacaktık ey Kılıçdaroğlu? Senin kanın, canın buna müsaade edebilir ama bizim canımız, kanımız buna müsaade etmez" sözleriyle eleştirdi.
Bu tezkereyle dünyaya savaş açılabileceği görüşünü dile getiren ana muhalefete Erdoğan'ın verdiği cevap savaş ihtimalinin uzak olmadığını gösterdi:
"Efendim bu tezkereyle dünyaya savaş açabilirmişiz.' O işin perde arkası. Açılır, açılmaz. Onu yeri zamanı geldiğinde konuşuruz."
Partisinin grup toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'den Türkiye'ye düşen
top mermilerine değindi.
VATAN TOPRAĞI DEĞİL Mİ?
CHP temsilcilerinin tezkereyi değerlendirme biçimlerinin
çarpıklığının zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacağını kaydeden
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Zamanı geldiğinde, bunlar açıklandığında bu ana muhalefet partisi
ne kadar maharetliymiş, bunu göreceksiniz. Türkiye'ye komşu ülkeden
silah doğrultuluyor, sadece doğrultulmakla kalınmıyor, bu silah
neredeyse her gün ateşleniyor, insanlarımız hayatını kaybediyor.
Ana muhalefet partisi çıkmış saldırganın, katilin, zalimin,
mütecavizin ağzıyla konuşuyor, onun avukatlığına soyunuyor. Bu
nasıl bir şuursuzluktur, bu nasıl bir izansızlıktır. CHP
zihniyetinin Suriye'de katledilen, her türlü zulme maruz bırakılan
insanların haklarını, hukuklarını önemsemediğini, bunları savunmak
yerine Esed'in hakkına hukukuna arka çıkmayı tercih ettiğini
gördük, biliyoruz. CHP zihniyetinin zihin dünyasında Şanlıurfa,
Hatay gibi Esed yönetiminin saldırısına maruz kalan yerler, acaba
vatan topraklarından sayılmıyor mu? Burada hayatını kaybeden
insanlar bizim vatandaşımız, bizim kardeşimiz, bizim canımız
ciğerimiz değil mi?
BLÖFÜN NE OLDUĞUNU YERİ ZAMANI GELDİĞİNDE
GÖRÜRSÜN
Bakın bir atış yapılıyor, biz boş araziye düştü diye cevap
vermedik, iki yapıldı, cevap vermedik, üç yapıldı, yine can kaybı
yok diye sadece notayla bıraktık. Dört, beş, altı; yine herhangi
bir can kaybı yok diye notayla cevaplandırdık. Yedincisinde, işte
Toprak Mahsulleri Ofisi ve orada beş canımız gitti. İki anne, üç
yavrumuz. Biz şimdi artık buna da sessiz mi kalacaktık ey
Kılıçdaroğlu? Senin canın, kanın her şeyin buna müsaade edebilir
ama bizim kanımız, canımız buna müsaade etmez. Buralara yönelik
saldırılar tezkere için yeterli gerekçe oluşturmuyor. Efendim biz
bu tezkere ile dünyaya savaş açabilirmişiz. Şimdi o işin perde
arkası. Açılır açılmaz. Onu yeri zamanı geldiğinde konuşuruz.
Efendim blöf yapıyorlarmış. Blöfün de ne olduğunu onun da yeri
zamanı geldiğinde görürsün. Nitekim işte o gece gereken adımlar
atılmıştır ve misliyle, hakkı verilerek neticesi de alınmıştır. Siz
nerede, hangi boyutta, hangi asırda yaşıyorsunuz ey
Kılıçdaroğlu.''
ECEVİT HATIRLATMASI
CHP'li Muharrem İnce'nin Meclis'teki sert çıkışına tepki
gösteren Erdoğan, ana muhalefeti Ecevit'in Clinton karşısında
tartışılan duruşuyla vurdu:
"Hadi siz de ABD’ye canı cehenneme diyebiliyor musunuz? Sokak ağzı bu. Siz ABD’nin karşısında el pençe divan duran adamlarsınız ya. ABD Başkanı orada trabzanın üzerinde orada otururken sizin Başkanınız da el pençe duruyordu. Biz ne gerekiyorsa o görüntüleri veriyoruz. Ortada somut bir sorun var. Sizin toprağınıza top ateşi açıldığında siz ne yaparsınız? Görmezden mi gelirsiniz, alttan mı alırsınız?"
VATAN BAYRAK ONUR BİR ŞEY İFADE ETMİYOR
MU?
Eleştiri dozunu iyice yükselten Erdoğan, istiklal marşından iki
kıta okudu ve sözlerine devam etti:
''Size hangi komplo teorisyenleri akıl daneliği yapıyor. Ortada
somut bir konu, somut bir sorun var. Sizin toprağınıza top atışı
açıldığında, insanınız öldürüldüğünde siz ne yaparsınız, nasıl
davranırsınız? Görmezden mi gelirsiniz, sineye mi çekersiniz,
alttan mı alırsınız? Egemenliktir, hürriyettir, vatandır,
bayraktır, onurdur; bunlar sizin kitabınızda bir şey ifade etmiyor
mu? Siz hiç mi İstiklal Marşı'nı okumuyorsunuz. Biz milli
marşımızdan aldığımız ilhamla hareket ediyoruz.
'Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım / Hangi çılgın bana
zincir vuracakmış, şaşarım / Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner,
aşarım / Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım / Arkadaş
yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni dursun bu
hayasızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın / Kim
bilir belki yarın belki yarından da yakın.'
Ey CHP, ey CHP'nin Genel Başkanı bu milli marş sadece geçmişi
anlatmıyor, geleceğe de ışık tutuyor. Onun için bu Parlamento'da
saatlerce alkışlanarak onaylandı. Siz destek verin ya da vermeyin.
Türkiye Cumhuriyeti topraklarına, Türk Milletine, bayrağımıza,
egemenliğimize yönelen her türlü tehdit, karşısında bizi
bulacaktır.''
CHP, BDP’NİN KUYRUĞUNA TAKILDI
"Böyle büyük bir milleti CHP yönetiminin kaprislerine terk
edemeyiz" diyen Erdoğan, eleştirilerini devam ettirdi:
Böyle bir milli meselede ortaya milli bir duruş koyamayacak
kadar CHP farklı bir yerdedir. Türkiye’nin kaderini tezkereye
karşı çıkma adı altında Suriye yönetiminin çıkarına bırakamayız.
CHP bir kez daha BDP’nin kuyruğuna takılmıştır. BDP’nin hangi amaca
hizmet ettiğini zaten herkes anlayabiliyor. Ama Esed aşkının
CHP’nin gözünü neden kör ettiğini anlamak mümkün değil.
BARİ SUSUN
Tezkereyi desteklemeyi AK Parti’ye destek olarak düşünüp gururunuza
yediremiyorsanız bari susun. TV’lerde çıkıp konuşuyor. Çırpındıkça
daha da batacaksın."
HER TÜRLÜ HAZIRLIĞI YAPIYORUZ
Artık karşılıksız bırakmak asla yok. Her türlü ihtimal dahilinde
her türlü hazırlığı yapıyoruz. Devlet olmanın gereği her türlü
tedbiri almaktır. İnandırıcılığını kaybedersiniz devletinizin
hukukunu ve milletinizin haklarını koruyamazsınız.
Erdoğan, terör örgütü ve onun uzantısı olmakla suçladığı BDP'yi eleştirdi. Terörle mücadelenin kararlılıkla devam edeceğinin altını çizen Erdoğan, BDP'ye oy verenlere seslendi:
SİZİ İNSAN YERİNE KOYUP DA HİZMET VEREN ANLAYIŞ
VAR MI?
"Güllük gülistanlık yerlerde mi yaşıyorsunuz, yoksa pislik içinde
mi? Sizi insan yerine koyup da hizmet veren yerel yönetim anlayışı
var mı? Biz yapılan tahsislerin nasıl değerlendirildiğini de iyi
biliyoruz. KCK operasyonları Kürt kardeşlerimin halkını başka
yerlere çekenlere yapılmıştır. Belediyelerde malum yerlerden
gönderilenler belediye yönetiliyor. BDP’nin oyunlarına
gelmeyin."
RESMİ DİL TÜRKÇE
Ana dilde eğim tartışmalarına değinen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
''Bölücü terör örgütünün kendine göre bazı istismar başlıkları var. Biz o başlıklara da gelmeyiz. Ne diyor, 'Anadilde eğitim-öğretim' Yok böyle bir şey, bizim ülkemizin resmi dili Türkçe'dir. Bu bir haktır iddiasında bulunanlara sesleniyorum, bu bir hak değildir.''
MHP'YE TEŞEKKÜR
MHP'nin tezkereye destek vermesine teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Tezkereyi destekleyerek bu milli meselede ortaya koyduğu ilkeli tutum için MHP ve genel başkanına teşekkür ediyorum. Bize her şeyi söyleyebilirsin ayrı mesele ama bu işe destek vermek ayrı mesele."
MİLLİYETÇİYİM
Erdoğan medyaya da bu sözleriyle dokundurdu:
"Bu sözlerimden sonra bazı gazeteler "Erdoğan'dan milliyetçi söylem" diyecekler. Evet bu milliyetçi söylemse ben milliyetçiyim. Biz Türkiye'nin bütün sorunlarını milletimizle birlikte çözeriz."
ABD'YE RAĞMEN İRAN'A DESTEK VERDİK
Suriye halkı bizim canımız ciğerimizdir bizim rejimle sorunmuz vardır" diyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "mezhepçi dış politika izleniyor" eleştirisine Erdoğan, İran ve Arap baharı örnekleriyle cevap verdi:
"Arap baharı denilen süreçte yönetimde düşenlerin çoğu sunniydi. Bırak tarihi anı oku. anı okumaktan da uzaksın. Biz bunlar sunnidir diye diktatörleri desteklemedik. Nereden çıkarsa çıksın biz hepisinin karşısındayız. Amerika'ya rağmen biz İran'ın yanında yer aldık'' diyen Erdoğan, ''Senin bunlardan haberin yok mu? Çıkıyorsun sağda, solda bunları konuşuyorsun. Çık da konuş diyor. İşte konuşuyoruz. Gece 1-2'lere kadar bizimle bunları konuştular; 'Ne olur siz de destekleyin.' Biz desteklemedik. 'Biz tükürdüğümüzü yalayamayız' dedik ve nükleer enerji konusunda Brezilya Devlet Başkanı ile birlikte ikimiz, orada gayet dik durduk. O zaman üstelik BM Güvenlik Konseyi'nde geçici üyeydik. Öyle bir dönemde bunu yaptık. Sen AK Parti iktidarını ne zannediyorsun ya? Önce aynaya geç bir bak bakalım, kimsin, nesin, neredesin? Sayın Kılıçdaroğlu ve avanesini bu saplantıdan kurtulmaya davet ediyorum. Bakın Şia, biz ise Sünni...Biz orada da bu desteği verdik."