Erdoğandan Kıbrıs tekrarı
Abone olErdoğan ''Türkiye'den tek taraflı çözüm beklendiği sürece çözüm sağlanamaz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs konusunun AB sürecine zarar vermemesi gerektiğini belirterek, ''Türkiye'den tek taraflı çözüm beklendiği sürece çözüm sağlanamaz'' dedi.
Erdoğan, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nın Finlandiya'ya geçmesi dolayısıyla büyükelçilere verdiği yemekte, Kıbrıs sorununu değerlendirdi.
Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki yemekte, AB büyükelçilerine hitaben konuşan Başbakan Erdoğan, siyasetin AB sürecine karıştırılmamasını istedi.
"Siyasi konuların sürece bulaşması, AB'nin inandırıcılığını etkiliyor" diyen Erdoğan, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin adil bir yaklaşım beklediğini vurguladı.
Erdoğan, "Kıbrıs konusunun süreci engellemesine izin vermemeliyiz. AB zeminlerini kullanarak, Türkiye'den tek taraflı taviz beklemek, sorunun çözümüne katkı sağlamayacaktır. sizleri Birleşmiş Milletler çabalarına destek vermeye çağrıyoruz" dedi.
AB Dönem Başkanlığı'nı üstlenen Finlandiya'nın Ankara Büyükelçisi Maria Serenius ise, "Ek Protokolün uygulanmasını bekliyoruz" mesajını verdi.
Serenius, "ulaştırma dahil, malların serbest dolaşımıyla ilgili tüm engeller kaldırılmalı. Eğer Türkiye Kıbrıs ile ilgili yükümlülüklerini uygulayamazsa, bu üyelik sürecinin geneli üzerinde olumsuz bir etki yapacaktır. Avrupa Birliği uygulamayı bu yıl içinde değerlendirecektir" diye konuştu.
Serenius, ifade özgürlüğü alanında da hala ciddi endişeler olduğunu, Türk Ceza Kanunu'nun AB standartlarında yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başlamıştı.
Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşılmıştı.
Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık Konseyi'ne katılma kararı almıştı.
Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etmişti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle fiili müzakerelerin yolu açılmıştı.
Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi vurgulanmıştı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı deklarasyona atıfta bulunuyor'' denilmişti.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri dönebileceği belirtiliyordu.
'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı. Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden olmuştu.
Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23.58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin başlamasında etkili oldu.
Kaynak: cnn turk