Erdoğan'dan kendisini Netanyahu'ya benzeten Akşener'e yanıt
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, İyi Parti Lideri Meral Akşener'in kendisini İsrail Başbakanı Netanyahu'ya benzetmesiyle ilgili, "Netanyahu ile aynı kefeye koyacak kadar ahlaksızlaştı." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü
Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda ikincisi düzenlenen
Kütüphane Söyleşileri'nde gençlerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin konusunun sorulması üzerine,
kendisini İsrail Başbakanı Netanyahu'ya benzeten İYİ Parti Genel
Başkanı Meral Akşener'e sert tepki gösterdi.
"Haritada yerini bilmeyecek kadar zavallı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akşener'in Filistin'in haritada yerini
bilmediğini belirterek, "Utanmadan, sıkılmadan kalkıp beni
Netanyahu ile aynı kefeye koyacak kadar ahlaksızlaşan siyasetçi
var. Bir kadın olması hasebiyle daha ileri gidecek değilim ama ben
bugüne kadar Netanyahu ile bir araya gelmiş dahi değilim. Akşener,
Filistin'in yerini bilmeyecek kadar zavallı. İsrail'in başbakanıyla
Davos'ta yine bir maceram oldu.
Davos'ta İsrail'in başbakanına verdiğim cevabı tüm dünya biliyor. Bunlar çünkü çocukları, kadınları, yaşlıları katlederler, şehit ederler. 'Siz busunuz' dedim, Davos'ta söyledim, BMGK'da söyledim. Bunu söylemiş ve 40 yıllık siyasi hayatı bunlarla mücadele ederek geçmiş olan bir Erdoğan'a sen bunları söyleyemezsin. Bu senin ne haddinedir, ne de kimse sana bu fırsatı vermez.
Netanyahu hiçbir zaman dostumuz
olmamıştır
Bugüne kadar Filistin'e T.C. Devleti'nin
yapmış olduğu tüm destekler AK Parti dönemindedir. Hanımefendi,
önce bunu bir öğren. Hastanelerine varıncaya kadar biz bunları
yaptık, insani yardımları yaptık. Yapıyoruz ve yapacağız. Bunu de
özellikle bilmesini isterim. Ama bunların öyle bir derdi yok.
Netanyahu hiçbir zaman dostumuz olmamıştır, olmayacaktır ve biz
de Netanyahu'ya karşı bugüne kadar verdiğimiz mücadele neyse bundan
sonra da aynı mücadeleyi vererek yolumuza devam edeceğiz."
dedi.
Meral Akşener ne demişti?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İsrail Başbakanı Netanyahu'ya benzetmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle yaptığı söyleşiden satır başları şöyle;
Sayı olarak paylaşayım. Şu an itibariyle Türkiye dünyadaki aşı uygulamasında hemen hemen en önde gelen ülkelerden bir tanesi. 11 buçuk milyonu 2. doz olmak üzere toplamda 26 buçuk milyon aşılama yaptık. Dünkü Kabine Toplantısı'ndan sonra attığımız adımla birlikte bu hızla daha da artacak. 65 yaş üstü grubunu zaten bitirmiştik, şimdi aşağıya doğru iniyoruz. 18 yaş altıyla ilgili bir aşılama olayı şu anda söz konusu değil. Öğretmenlerde 3'te 1'ini bitirdik. Sağlık zaten tamam, onu bitirdik.
'Turistlere serbest, vatandaşa yasak'
algısı
Turistlere serbest, vatandaşa yasak... Bunların hepsi 'biz iktidarı
nereden çökertiriz'. Bu sabah bir TV kanalında 'Turizm çöktü'
diyor, siyasete yeni giren şahıs. Biz göreve geldiğimizde 12 milyon
dolar gibi turizm geliri vardı ama biz bu rakamı 35 milyar dolara
kadar çıkardık. Şu anda bir koronavirüs döneminden
geçiyoruz ve turist vs. bunlar zaten gelemiyor. Gelenler öyle veya
böyle bazı riskleri göze alarak geliyor. O riskleri göze alarak
gelenlere de biz diyeceğiz ki 'Sokaklarda dolaşamazsın'. Oradan 3-5
dolar veya avro girecekse ülkemize, bırak girsin. Nerelere nasıl
para harcayacağı belli. Bu konularda yapılan iş tamamen bir siyasi
dezenformasyondur.
Şu anda diyelim Sultanahmet Meydanı'nda birçok yer kapalı. dolaşan turistler de halı vs. bazı şeyler satın alıyorsa alıyordur, onlara kapıyı niye kapatacaksın? Türkiye'ye girecekse oradan bir döviz, bırak girsin. Sıkıntı zaten bu aya kadar böyle devam etti. Biz kapıları nasıl açarız, turistleri nasıl bir an önce ülkemize sokarız, bunun arayışı içerisindeyiz. Bunun için birçok Avrupa ülkesiyle görüşmeler yapıyoruz. Kültür Turizm Bakanım örneğin dün Rusya'daydı. Öbür tarafta biz İngiltere'yle, Almanya'yla görüşmeler yapıyoruz. Buralardan turistler gelsin diye.
Turiste açık, yerliye kapalı gibi bir şeyin propagandasını yapmak sosyal medyanın sadece sahtekarlığı ve ülkemizi içeriden vurmasına yönelik kampanyadan başka bir şey değildir. Testi olmadan zaten gelemiyor. Hatta bazıları bu testi ülkemizde olma durumunda kalıyor. Sosyal medya 'Biz bu iktidarı nasıl vururuz, Erdoğan'ın nasıl tökezletiriz', yaptıkları iş bu.
Tam kapanma işe yaradı
mı?
Ciddi
manada bir düşüş söz konusu oldu. 10 binlere indiysek şu anda, bu o
kararlı almış olduğumuz, nitekim Kabine Toplantısı'ndaki kararların
neticesidir. Kısmi kapanmayla tam kapanma arasında farkı çok açık
gördük. Hedef her şeyden önce 5 bine inmek. 5 bine indiğimiz andan
itibaren çok daha rahatlayacağız. Vefat sayısı da ciddi manada
azalmış olacak 5 bine indiğimizde.
Bunu başarmak için de her türlü tedbiri alıyoruz. Esnafa yönelik tedbirler alıyoruz. Bu tedbirleri alırken esnaf çok daha rahat bir çalışmanın içine girmiş olsun. Restoranların, kafelerin, berberlerin durumu, bütün bunları masaya yatırdık, dün Kabine toplantısında bunları konuştuk. Çok ciddi nakdi yardımları da bu kararın içine koyduk. 5 bin, 3 bin liralık nakdi yardımlar var. Bunları biz eğer güçlü bir devlet olmamış olsak, bunları atabileceğimiz bir adım da olmaz.
İsrail'in Filistin saldırıları
Olayı
uluslararası bazda değerlendirmeyelim. Maalesef ülkemizde de aynı
kafada olan, aynı yanlışı ortaya koyan siyasi liderler var.
Muhalefetin bir kanadı, örneğin benim Netanyahu ile adeta aynı
çizgide olduğumu söyleyecek kadar grup toplantısında bir açıklama
yapıyor. Filistin dendiği zaman benim ciğerlerim adeta sese
gelir.
O, Filistin'in haritadaki yerini bilmeyecek kadar zavallıdır, ben ise BMGK'da 47'den bugüne bu terör devleti İsrail'in Filistin'i nasıl topraklarını işgal edip 47'den itibaren bu günlere geldiğini Genel Kurul'da haritayla göstermişimdir. 47'den bugüne kadar nasıl o topraklar işgal edile edile küçüldü ve bugün adeta işgal devleti, terör devleti İsrail Filistinli kardeşlerimize yaşanacak yer bırakmadı, o hale getirdi.
"Güzel müjdeler de alıyoruz"
Bunlar bir tane
sismik araştırma gemisi alamadılar. Bir tane sondaj gemisi
alamadılar. Ama biz sondaj gemilerini, sismik araştırma gemilerini
aldık. Şu anda 5 tane bu şekilde gemimiz var ve kimseye muhtaç
değiliz. Bunların maliyetleri çok çok büyük. Ama biz bunları öyle
bir zamanlamasını güzel yaptık ki bu zamanlamayla beraber bu
gemileri ülkemize kazandırdık.
Güzel müjdeler de alıyoruz. Yakında inşallah petrol, doğalgaz,
bunların haberini alırsanız şaşmayın. Bunları aldığımız anda
Türkiye'nin dünyaya bakışı çok farklı olacak. Dünya şu anda
Türkiye'yi kıskanıyor ve kıskanmakta haklılar. İnşallah 20
Temmuz'da ben Kuzey Kıbrıs'ta olacağım ve gerekli mesajları tüm
dünyaya oradan vereceğim.
Kuzey Kıbrıs'ta bizim bulunmamız, bizim oradan vereceğimiz mesajlar
sadece adayı değil, tüm dünyayı ilgilendiriyor.
Havaalanı olarak 2 tane havaalanı var Kıbrıs'ta. Biz orayı da şimdi bir değişikliğe sevk etmek suretiyle yeni bir isimle ve daha çok İHA'larımızın ve SİHA'larımızın yer aldığı... Bölgede olabilecek herhangi bir saldırıda güçlü olmamız lazım. Havada, karada varız.
"Fetö'den önemli bir ismi yakında
açıklayacağız"
Şu anda terörle mücadelede, bu günlerde,
Gara Operasyonu'nda emri veren Nurettin Sofi denen katili öldürdük,
işini bitirdik. Ama biz bugüne kadar çok Nurettin Sofiler öldürdük.
Hedefimiz şu anda Kandil; Kandil'i de çökertmemiz lazım.
Rastgele bir yönetim yok. Ne yaptığını bilen, attığı adımı gayet iyi bilen ve bununla birlikte de hedefim benim şu ve bu hedefi de şu kadar zaman içerisinde gerçekleştireceğim, bu planlamayla yürüyen bir Türkiye Cumhuriyeti var. Yakında FETÖ takımından da önemli bir ismi açıklayacağız, şu anda elimizde.
Kimi yakaladık, hesaba çektik, ne durumda, onun da açıklamasını inşallah yapacağız.
Hayvan hakları çalışmaları
Sokak
hayvanlarıyla iş bitmiyor. Adeta süs eşyası gibi alınıp satılan
hayvanlar var. Özellikle AVM'lerde bu tür alışverişler var.
Bunlarla beraber bir de sokaklarda sahibinin elinde yürüyen
hayvanlar var ki bu hayvanlar da çok çok güzel hayvanlar ama
affetmiyorlar. Sahibinin elinden kopup gidip bir kediyi
parçalayabiliyor veya bir çocuğu parçalayabiliyor. Bu tür hayvanlar
da var.
Kaybolan atların akıbeti
Bunların yanında
sokak hayvanlarıyla ilgili çalışmaları devlet olarak biz de
yürütüyoruz. Son zamanda bir şey daha gelişti: İstanbul'un Adalar
ilçesinde 900'ü aşkın at adeta telef edilmeyle karşı karşıya
getirildi.
Peki, neydi durum? Bu atlar önce dedik ki Adalar'dan alınsın. Ne olsun? Adalar'a elektrikli otomobiller getirilsin, yaini bu atların yaptığı işi elektrikli otomobiller yapsın. Bunu İçişleri Bakanımla vesaire görüştük, İçişleri Bakanım da İBB Başkanı'yla görüştü. Mutabık kaldık. Ben de Cumhurbaşkanı olarak isabetli buldum, ama elektrikli olmak kaydıyla. Böyle bir karar verildiğine göre, atları buradan uygun bir mahalle transfer edelim. Öyle bir noktaya geldi ki 900'ü aşkın atın nerede olduğu dahi belli değil. Bunun cevabını İBB Başkanı'nın ya da Adalar İlçe Belediyesi'nin vermesi lazım. Bunların hastalık üretmesi de söz konusu olabilir, bununla ilgili de cevap yok.
Önce Çin'den otomobil getirilmesi konuşuldu, daha sonra bunun yarıda kaldığı söylendi, Bursa'dan böyle bir haber geldi, bu da ortada kaldı. Bu otomobil sorunu çözülemedi. Sorumlu olan Adalar İlçe Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuyu çözmesi lazım. Ancak hayvan haklarıyla ilgili konuda sona geliyoruz ve bu konuyu Genel Başkan Yardımcım Özlem Hanım ve Tekirdağ Milletvekilim Mustafa Yel yakından takip ediyorlar ve inşallah kısa zamanda neticeye varıp adım atacağız.
Güz döneminde üniversiteler açılacak
mı?
Üniversite öğrencilerinin bu noktadaki avantajları
daha fazla. Fevkalade bir durum olmazsa onların konumunun bu
noktada farklı olacağını YÖK söylüyor. Bütün mesele aşı konusunu,
hele hele yerli, milli aşımızı yetiştirebilirsek o zaman herhangi
bir endişe olmayacak. Üniveriste öğrencilerinin aşılarını yapalım
diyoruz, aşıları olduktan sonra da yol açık.