Erdoğan'dan kamuoyuna ABD mesajı
Abone olBaşbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Türkiye'de dalga dalga yayılan Amerikan aleyhtarlığına karşı Erdoğan, kamuoyuna şu mesajı yolladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin grup toplantısında gündeme ilişkin konulara değinerek başladı. "Türkiye kendi dinamik, imkan, aklı ve irfanıyla ayağa kalkmaya başarmıştır" diye konuşan Başbakan Erdoğan, devralınan tabloya değindi. Erdoğan, "ABD ile ilişkilerimiz dostluk ve müttefiklik zemininde devam etmektedir. Dost ve müttekifik ülkeler arasındaki konjoktürel iletişim sorunları asla dostluğun derinliğini belirleyemez" dedi.
Akl-ı selim sahibi her insanın gelinen noktayı teslim edeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "İçine kapanmış ülke fotoğrafını, heyecansız ve donuk tabloyu bir defa geri getirmemek üzere rafa kaldırdı" diye konuştu. Milletin kendilerine "Emanete sahip çıktığınız sürece yanınızdayız" mesajını verdiğini söyleyen Erdoğan, iki yıllık süreci değerlendirdi.
"Çıtaya en yükseğe koyduk. Bir bütünlük anlayışıyla öncelikle meseleleri ele aldık. İki yıl sonunda bütün meseleleri aştık demiyorum. Ama bakınız hakkı teslim edecek her insaf sahibinin kabul edeceği gerçek şudur: Sağlam bir düzenlemesi yaptık. Artık milletimizin kar ve kazanç hanesine kaydettiğimiz başarılar takdir edilmeye ve görülmeye başlanmıştır."
MİLLETİMİZ TAKDİR EDİYOR
Başbakan Erdoğan, demokrasi, adaletin halktan esirgenmemesi ve hukukun üstünlüğünü her vatandaşın yürekten hissedilmesini hedef olarak koyduklarının altını çizen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İşte hükümet burada ve biz buradayız" diye konuştu.
Ülkenin dış meselelerine hakimiyetimizi sorgulayanların, içerideki başarılarla dışarıdaki performansını hala görmemekte direndiklerini belirten Erdoğan, Kıbrıs ve AB üyeliğinde sergiledikleri performansın eleştirilmesini haksızlık olacağını dile getirdi.
Türkiye'in büyük bir devlet olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan konuşmasınından ana başlıklar şöyle:
AK Parti iktidarı Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasında şimdiye kadar kazanımlarına sahip çıktığı gibi daha ileriye götürmüştür. ABD ile ilişkilerimiz dostluk ve müttefiklik zemininde devam etmektedir. Dost ve müttekifik ülkeler arasındaki konjoktürel iletişim sorunları asla dostluğun derinliğini belirleyemez.
IRAK'IN BÜTÜNLĞÜNDEN YANAYIZ
Biz her zaman Irak halkının kendini yönetme hakkını kullanabilecceği demokratik ve bütünlügü bozulmamış bir Irak'tan yana olduğumuzu ifade ettik. Bugün başka şeyler bekliyor değiliz. Barışı tesis etmek için Irak'ta bulunan koalisyon güçlerinin istikrarı sağlayacağı noktasındaki iyiniyeti koruyoruz.
Açık ihlallere rağmen Irak'ta seçimlerin gerçekleştirilmiş olmasını olumlu buluyoruz. Demokrasiye geçiş süreci için önemli bir adım olarak kabul ediyoruz. Yıl sonunda yapılacak olan seçimin daha farklı bir zeminde olmasının önemine inanıyoruz.
Irak'ın bütün zenginliklerinin Irak halkına ait olduğunun Anayasada tescil edileceğine inanıyorum. Irak'ın dünyadaki demokraik ülkeler arasında yeralacağını düşünüyorum. Irak halkının kendi seçmiş olduğu idarecilerin inisifatifi aldığına inanır olması lazım.
Bu seçime gölge düşüren bazı girişimlerin, önümüzdeki seçimlerde tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmesine inanıyorum.
Herhangi etnik ve dini grubunun da seçime katılmıyoruz demesi doğru olmayacaktır. NATO zirvesi sırasında özellikle bu konular bizzat Başkan Bush tarafından ifade edildiği gibi ABD yönetiminin Irak vizyonu da bu esasların hayata geçirmesi yönündedir.
BARIŞ VE İSTİKRARDAN YANAYIZ
Her iki ülke kamuoyunu oluşturan basın-yayın organlarının resmin bütününü gözden kaçırmamalarına, özellikle nezaketsiz tavırlarından uzaklaşmalarından yarar gördüğümüzü belirtmem gerekiyor.
Biz medeniyet tarihinin merkezi olan toprakların çocuklarıyız. İmkanlarımızı ve potansiyelimizi biliyoruz. Son derece gerçekçi politikalar üretiyor, dünya ile bu gerçekler etrafında birleşiyor. Bölgede ve bütün dünyada barış, demokrasi ve istikrar istiyoruz.
Irak'ta ancak ve ancak hür ve demokratik yapılanmayla istikrarsızlığın giderilebilceğine inanıyoruz. Gerilimle yaraların sarılamayacağına inanıyoruz. Devletimizin öteden beri savunduğu tez budur. Bu ülkedeki demokratik eksikliklerin giderilmesi bu kadar kaos yaşamış bir ülkedeki bütün bakışların Bağdat'a odaklanmasıyla mümkün olabildiğini söylüyoruz.
HEDEFİMİZ TAM ÜYELİK
Hükümet olarak daimi gündem maddelerimizden biri de Avrupa Birliği'dir. AB'ye üyeliğimiz konusu bizim için Dış politika konularından herhangi birisi değildir. Üyelik için t am bir iradeyle hazırlıklarını yaptığımız temel konudur. Şimdiye kadar milletimizin iradesini temsil edilen iradenin sağlamlığı ile gerçekleştirilen reformlar ortadadır.
İki yıl geceli gündüzlü bu parlamento yasal ve anayasal edğişiklik konusunda nasıl bir irade ortaya koymuştur? Bu gerek yurtta ve gerek dünyada gayet iyi bilinmektedir ve takdir edilmelidir. Biz AB ile tam üyeliğe hazırlanıyoruz.
3 Ekim tarihi ülkemiz için yeni bir sayfanın açılacağı bir dönüm noktasıdır. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Yer yer yapılan uyarı ve eleştirileri halkımızın duyarlılığına bağlıyorum. Eleştiriler, uyarılar zaman zaman maksadı aşan boyutlara varsa da bu konudaki irademizde bir zayıflama olmayacaktır.
Keşke analiz yapanlar, yorumcular ve bilim adamlarımız spekülasyonlara itibar etmeseler de Türkiye'nin değer ve zenginliklerini AB'ye katma yönünde yoğunlaşsalar. Toplumun tüm katmanlarının gayretiyle AB üyeliği anlam kazanacaktır.
Bundan sonraki süreçte akademisyen, sivil toplum örgütleri, sermaye çevreleri, medya ve toplum hep beraber elele vererek bu süreci çalıştıracaktır. Artık özgüven sorununu aşalım, başkaların üzerinden enerjimizi dağıtmayı bırakalım.
KKTC ÇÖZÜMDEN YANA TAVIR KOYDU
Önümüzde Kıbrıs'la ilgili bir süreç yaşanıyor. Biz bu süreci iktidara geldiğimizden bu yana çözümden yana irade koyduğumuz hepinizin malumu. Kıbrıs'ta yapılan seçimler bir önceki döneme göre daha sağlam bir hükümet yapısı ortaya koymuştur.
KKTC'deki kardeşlerimiz bir önceki seçimde ve 24 Nisan referandumundan sonra bir kez daha bu seçimde çözümden yana irade sergilemiştir. Bu vesileyle bir kez daha demokratik bir olgunlukla Kıbrıs Türkü'nün katılımcığını, siyasetçilerini önemli bir konuma taşımıştır. Kendilerini milletim ve şahsım adına tebrik ediyorum.
KKTC tercihleri BM'den AB'ye kadar herkes tarafından hakkaniyetle değerlendireceklerini umuyorum. KKTC'ye uygulanan izolosyan politikalarından artık vazgeçilecektir. Bunu üst düzey temaslarımda devamlı müzakare ediyoruz.
Ayrıntılar gelecek...