Erdoğan'dan Kabataş'taki tacizle ilgili sert sözler
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan Kabataş'ta bir kadının tacize uğradığı yönündeki iddialar hakkında sert açıklamalarda bulundu.
Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş’ta bir kadının tacize uğradığı iddialarıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı?” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Buyük Kurultayı'na katıldı.
Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"Yıkılan evinin başında gözyaşı döken kadındır. Ayrımcılığa karşı mücadele ederken, insan onuru hunharca alçakça çiğneniniyor. ABD’deki kadın, kadın da Suye’dekiz kadın değil mi? Evini, köyünü bombalarla başına yıkarak öldürmek suç değil mi?
"KADIN İSTİSMARI ASIL BUDUR"
Kendi ülkesinde her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelip, inancının gereği olarak örtünen kadınlara yasak getirenlerin, kadının ismini dahi ağızlarına almaya hakları yoktur. Kadın istismarı asıl budur. Kadının ötekileştirilmesi, kadının sınıf ayrımına tabi tutulması asıl budur.
"KADININ İSMİNİ AĞIZLARINA ALMA HAKLARI YOK"
Kadının önce yaşama hakkına saygı duyulmalı. Bunca zulme ses çıkarmayan kimsenin kadının adını ağzına almaya hakkı yok.
Buradan dünyaya sesleniyorum, ey dünya, ey Batı, lafa geldiği zaman kadın haklarını konuşuyorsunuz ancak benim ülkeme sığınan Suriye ve Irak'tan 2 milyon insanın hakları konusunda bugüne kadar ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?
Bazıları ‘Bize ana demeyin, kadınız’ diyor. Doğuran, doyuran, yetiştiren... Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım. Anacığım ayaklarını çekerdi, ben zorla öperdim, 'Benden cennetin kokusunu mi esirgiyorsun anne' derdim. Babaların ayaklarının altı değil, annelerin ayaklarının altı, o makamdır.
"FITRİ FARKLARA İŞARET ETMEK..."
Kadın ile erkek arasındaki fıtri farklara işaret etmek, kadına karşı ayrımcılık değil tam tersine onun haklarının korunmasının, kollanmasının garantisidir. Kadın bedeninin istismarına karşı çıkmak, onun bir meta, bir istismar aracı olarak kullanılmasına itiraz etmek, ayrımcılık değil tam tersine kadının onuruna, haysiyetine saygı göstermektir.
'KABATAŞ' İDDİALARI
Gezi olayları esnasında bir genç kadın ki genel başkanı olduğum partinin bir belediye başkanının gelinidir bu. Bir anne, yanında çocuğu da olduğu halde bir grubun Kabataş'ta tacizine maruz kaldı. Kimse o kadını taciz edenleri konuşmadı, onları kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedik hakareti bırakmadılar. Terbiyesizce, ahlaksızca, vicdansızca o kadının üzerine gittiler, gitmeye devam ediyorlar. Olumlu yazılar yazan köşe yazarlarına da olmadık hakareti bırakmadılar. 'Müftünün karısıyım' diyerek istismar yapanlara sesini çıkarmayanlar, tacize uğrayanın acısını deşmek için seferber oldular. Kadına el kaldıran, öldüren herkesi lanetliyorum.
Kimse o hanımefendiyi taciz edenlerin peşine düşmedi, tacize uğrayan kadına etmedik hakaret bırakmadılar, o kadının üzerine terbiyesizce, vicdansızca gittiler gitmeye de devam ediyorlar. Bir taraftan bakıyorsunuz çarşaflı kadınlara rozet takarken, öteki tarafta çarşaflı kadınları köle olarak gösteren sergiler açtılar. Benim annem de başörtülü edebiyatı yaparken, aynı zamanda elleri öpülesi anneleri evlatlarının mezuniyet törenlerine almayıp kapılardan geri çevirdiler. Demek ki bunlar için önemli olan kadının bizatihi kendisi değil, sedece bazı kadınlar. Asıl ayırımcılık budur. Üniversite kapılarında başörtülü avına çıkanlar var ya işte asıl ayırımcı onlardır. Tacize uğrayan kadının kendisine değil, kıyafetine bakanlar var ya işte asıl ayırcılar onlardır. Güya kadın ayırımcılığı ile ortaya çıkan bunlar aslında kadına en büyük hakareti onlar yapıyor.
"KARİYER YAPMAK İSTEYEN KADININ YANINDAYIZ"
Kariyer yapmak isteyen, kendi işini kurmak isteyen kadının da yanındayız. Kadınların sosyal haklarının kısıtlanmasına izin vermeyeceğiz. Kadınların işgücü katılımında çok ciddi katkılar sağladık. Şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili çok önemli adımlar attık. Evinde engelli yavrusuna bakan anneye çok önemli destek veriyoruz. Daha önce bunlar yoktu. Asgari ücret neyse bunu o anneye veriyoruz
"ZENGİNLERİN YA BİR YA DA İKİ ÇOCUĞU VAR"
Çocuk rızkıyla birlikte gelir. Olay paraysa, ülkemizde zenginlerin ailelerine bakın, ya bir ya da iki çocuğu vardır. Aileleriyle birlikte kamunun tüm hizmeti çocukların hizmetindedir.
"BENİMLE DALGA GEÇTİLER"
7 Haziran seçimlerinde kadın milletvekili sayısının çok daha artacağı müjdesini de veren Erdoğan şöyle konuştu:
"Pek çok çalışmayla kadınlarımızın iş hayatında ve sosyal hayatta etkin olmasını temin ediyor ve destekliyoruz. Tabi tüm bunlar olurken, benim üzerinde hassasiyetle durduğum konu, Türkiye'nin avantajının genç üretken nüfusu olduğunu söyledim. Ama nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Eskiden çevremizde 3, 5, 9, 10 nüfuslu aileler vardı. Ama şimdi üç çocuğu nadiren görüyoruz. Unutmayın güçlü milletler güçlü ailelerle kurulur. Güçlü ailelerin teminatı işte bu salondur, kadınlar kurultayıdır. Ailelerdeki çocuk sayısının azalmasının elbette çeşitli sebepler var. Ama en önemli nedenin çalışma hayatında yer alan kadının çocuk yapma konusunda isteksiz olması olduğunu biliyoruz. Sizden rica ediyorum, sorumluluk makamında bu konuda hassas olalım. Bakın batı geriliyor. Artık yaşlı bir nüfus var. Eğer şu andaki gibi gidersek biz de batı gibi olacağız. Çocuk hiçbir şeye mani değil. Bakın kreşler açılıyor. Çocuk her işin bereketidir. Çocuk rızkıyla gelir, bunu da biliniz. Çocuk evin neşesidir, geleceğinin teminatıdır. Ben katıldığım nikah törenlerinde en az üç çocuk isyeyince bazıları dalga geçiyor. Onlar gelen tehlikenin farkında değil. Eğer olay paraysa, dikkat edin zenginlerin ailelerinde iki çocuk üç çocuk var. Ama bu başka bir mesele. Beypazarında yaşlı amca diyor ki, 'bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur dengi olur, dört olur bereket olur, gerisi allah kerim' diyor. Çalışan kadınların çocukların bakabilmeleri için ne lazımsa yapıldı yapılacak yapılıyor. Bu konuda en küçük bir tereddüt olmasın. Çocuklarımızın eğitim, sağlık hizmetleri konusunda endişeniz olmasın. Giderek ve standartlarını yükseltiyor. Hiçbir çocuğun hayata dezavantajlı başlaması diye bir şey yoktur.