Erdoğan'dan İstanbul çıkarması
Abone olBaşbakan olduktan sonra İstanbul'a adeta çıkarma yapan Erdoğan, katıldığı toplantıda her kesime mesaj gönderdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Gerilimden, öfkeden, şiddetten
medet umanlar oldu ama AK Parti'nin siyasete açtığı ak sayfa ile
artık gerilim tüccarları tasfiye oldu'' dedi. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Mydonose Showland'a gerekleştirilen Adalet ve Kalkınma
Partisi (AK Parti) İstanbul İl Başkanlığı'nın 9. Danışma Meclisi'ne
katıldı. Kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, konuşmaya başlamadan önce
uzun süre alkışlandı. Siyasetteki yolculuğuna, yıllar önce
İstanbul'dan başladığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
''Uzun, uzun olduğu kadar meşakkatli bir yolculuğa çıkmıştık
yıllarca önce. Çıktığımız yol, Allah'a hamd olsun bizi yeni bir
menzile getirdi. Yine sizlerle birlikteyiz. Yaklaşık 20 ay önce
kurduğumuz AK Parti, yine sizlerin sayesinde Türkiye'nin
özlemleriyle, talepleriyle buluştu. Bu buluşma, Türkiye'nin her
tarafında büyük bir heyecan dalgasını harekete geçirdi. Şimdi bu
heyecanı, yıllardır ertelenen hizmetler için seferber etme
zamanıdır, toplumla devlet arasında hiçbir mesafe kalmayıncaya
kadar adaletle, hakkaniyetle çalışma zamanıdır'' diye konuştu.
Erdoğan, AK Parti içinde koltuk sevdalıları olmadığını ima ederek,
''Vardığımız bu noktanın nihai gayemiz olmadığını özellikle
söylüyorum. Hem kendimiz, hem de yol arkadaşlarımız bu makamların
sürekli olmadığını aklından çıkarmasın. Unutmayalım ki, bizden önce
de hükümetler kuruldu. Bu ülkenin insanları arasından başbakanlar,
bakanlar ve bürokratlar çıktı. Biz, bu yolu birilerine makamlar
kazandırmak için yürümediğimizi hep söyledik, şimdi bunu
icraatımızla göstermeye mecburuz. Bu nedenle geldiğimiz yer durup
oturacağımız bir yer değildir. Yeni ufuklara yürüyeceğiz. Büyük
ülkemiz ve milletimize layık olmak için gecemizi gündüzümüze katıp
çalışacağız. Kuşkusuz geldiğimiz yere kolay gelmedik. Bu yolda
hepimiz bireysel hikayeler yaşadık, yazdık. Bunun farkındayız. Her
birimiz ayrı ayrı bir şiire mısra, bir şarkıya beste olduk. Yaşanan
bütün öyküler, yazılan bütün şiirler, bestelenen bütün şarkılar
saygındır ama tüm öyküler, tüm şiirler ve bu yolculuk sadece
milletimize aittir'' şeklinde konuştu. ''YOLA ÇIKTIĞIMIZ ZEMİNİ
ASLA UNUTMAMAMIZ GEREKİYOR'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
hükümetin geleceğinin, kendi zemininde sabit kalmasına bağlı
olduğunu söyledi. Erdoğan, ''Buradan bir itibar, güven ve istikrar
çıkarabilirsek, bu şeref de milletimizin olacaktır. Çabalarımız
bunun içindir. Milletimize ait olan bu yürüyüşte ayaklarımızın
sürçmemesi, dillerimizin dolanmaması için ayak bastığımız, yola
çıktığımız zemini asla unutmamamız gerekiyor. Bu nedenle
geleceğimiz kendi zeminimizde sabit kalmamıza bağlıdır. Bu zemin,
bu ülkedir, bu topraklardır, bu vatandır. Bizler de tek tek bu ülke
için sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız. Dünyanın bütün
gözleri Türkiye'nin üzerindedir. Onun için Türkiye'nin toplumuyla,
devletiyle, çok güçlü olması gerekir. Bunun için herkesin üretime,
istihdama, toplumsal barışa, bölgesel adalete katkı sağlaması
gerekir. Bizler, dünyaya bu topraklardan bakacağız. Genel olarak,
aile olarak, toplum olarak, devlet olarak yeni ufuklara bakmamız
gerekiyor. Her birimiz bu ülkenin aklı ve vicdanıyız. Hep birlikte
de ortak aklı ve ortak vicdanını oluşturuyoruz. Bu nedenle olup
biten her şeyden hepimiz sorumluyuz'' ifadelerini kullandı.
Milletin, 3 Kasım seçimleriyle herkese bir ders verdiğini kaydeden
Recep Tayyip Erdoğan, bu dersin sadece siyasetçilere yönelik
olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Türkiye, uzun yıllar enerjisini
toprağa verdi. Üretim heyecanı, teşebbüs gücü ne yazık ki kırıldı.
Gerilimden, öfkeden, şiddetten medet umanlar oldu ama AK Parti'nin
siyasete açtığı ak sayfa ile artık gerilim tüccarları tasfiye oldu.
3 Kasım'da halkın verdiği bu dersten sadece siyasetçiler değil,
bürokratından tüccarına herkes sonuçlar çıkarmalıdır. Geçmişte emek
sarf etmeden, alın teri dökmeden kazanma kapılarının ardına kadar
açık olması, halk ile devlet arasındaki güven zeminini yaraladı.
Siyasi alan daraldı, siyasetçi itibar kaybetti. Siyasi kriz yönetim
krizine dönüştü. Kriz bununla da kalmadı. Bireyin ve toplumun
kendine olan güveni zayıfladı. Bu nedenle şimdi her alanda
kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Eksiklerimizi gidermemiz,
yanlışlarımızı düzeltmemiz gerekiyor. Tam bir demokrasi için, tüm
vatandaşların başının dik olması için, herkesin onuru için çok
çalışmak gerekiyor'' dedi. ''AK PARTİ TÜRKİYE'DİR'' Başbakan
Erdoğan, demokrasinin tartışılmadığı ve şefkatin her yerde
hissedildiği bir Türkiye için herkese yeni sorumluluklar, yeni
görevler düştüğünü söyledi. ''Ayrımcılığın bütün izlerini silelim''
diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu büyük ülkeyle birlikte
büyümek için gücümüz oranında geniş ufuklara hep birlikte bakalım.
Bugün ülke olarak maddi zorluklarımız var ama bilelim ki insanlığın
selameti için dünyaya söyleyeceğimiz çok sözümüz var. İnsanlığın
mutluluğu, sadece güç ve iktidar ilişkileriyle anlaşa'fcmüze katıp
çalışaılamaz, anlatılamaz. Kuşkusuz bu topraklarda büyük badireler
yaşadık ama büyük medeniyetler de kurduk. Büyük şölenlere tanıklık
ettik bu topraklarda. Bu nedenle kimse bizi medeniyet tarihindeki
yerimizden, devlet geleneğimizden, kimliğimizden soyutlayarak
istatistiklerle, grafiklerle anlatmaya kalkmasın, çalışmasın.''
Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin felsefesinin de idealinin de
dünyaya Türkiye'nin tezlerini anlatmak olduğunu söyledi. AK
Parti'nin vazgeçilmez hedefinin, her alanda Türkiye'nin itibarını
yükseltmek olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''AK Parti
Türkiye'dir. AK Parti milyonların ortak vicdanı olarak doğmuş ve
iktidar olmuştur. AK Parti iktidarı bütün vatandaşlarımıza bir kez
daha hayırlı olsun. Ülkemizin her alanda zor günlerden geçtiği
hepimizin malumudur. Buna rağmen sizlere umutsuzluktan,
çaresizlikten bahsedecek değilim. Çünkü halkımız bizi Türkiye'nin
birikmiş ve güncel bütün problemlerini çözmek için görevlendirdi.
Türkiye bize güvenmiştir. Biz de Türkiye'ye güvendiğimiz için bütün
problemlerin üstesinden geleceğimize inanarak bu yoldayız'' diye
konuştu. HÜKÜMETİN ÇALIŞMALARI VE HEDEFLERİ Başbakan Erdoğan,
hükümetin Irak krizi konusunda da Kıbrıs meselesinde de Türkiye
Devleti ve Türk milleti için her türlü hassasiyeti göstereceğini
söyledi. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Erdoğan, hükümetin
çalışmaları ve hedefleri konusunda ise şunları söyledi:
''Hükümetimiz, ekonomik alanlarda da gerekli tedbirleri eksiksiz
alacaktır. Hükümetimiz önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüş
sürecini devam ettirmeye yönelik politikaları kararlılıkla
uygulayacaktır. Fiyat istikrarına yönelik politikaların
sürdürülmesi, hızlı ekonomik büyümeye ulaşılması, vazgeçilmez
önceliklerimiz olacak. Yeni sürpriz kaynakları duyacaksınız.
Bunlarla ülke ekonomisinin nasıl gelişmekte olduğunu hep birlikte
yaşayacaksınız. Önceliklerin iyi tespit edilmiş kararlı adımlar
sonucunda büyüme hızının artması mutlaka gerçekleşecektir.
Hazırladığımız şubat ayı tahmini 400 trilyon lira artı vermiştir.
Bu tahminler artarak devam edecektir. Çok daha fazlasıyla
sürprizler gelişecektir. 2003 mali yılı bütçe görüşmeleri TBMM'de
hızla devam etmektedir. Bu çerçevede bütçe büyüklükleri belirlenmiş
olup, bütçe yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefine uygun olarak
hazırlanmıştır. Bu durum çok güçlü bir mali uyuma işaret etmekte
olup bütçe hedeflerinin gerçekleşmesini teminen belirlendiğini açık
ve net göstermektedir. Hükümetimiz bölgemizde ortaya çıkabilecek
muhtemel gelişmeler karşısında veya bütçe gerçekleşmeleri gerektiği
takdirde her türlü tedbiri alacaktır. Hükümet olarak kamu borç
stokunu düşürmekte kararlıyız.'' ''KAMU YÖNETİM REFORMU
GERÇEKLEŞTİRİLECEK'' Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik ortamın, daha
fazla yatırım, daha fazla tüketim ve daha çok istihdam için uygun
hale geleceğini söyledi. Hükümetin, mali disiplini uygulamakta
kararlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Ancak mali disiplini yapısal
reformlara ve kamuda verimliliği artıracak tedbirlere dayandırmak
zorundayız. Bu sayededir ki bir süre sonra vergi yükünün
azaltılmasını, kamu fiyatlarının makul seviyede tutulmasını ve adil
dağılımı da sağlayabilelim. Kamu hizmetlerinde verimlilik ve
aışacağız. Kuşkusuz etkinliğin artırılması amacıyla kamu yönetim
reformu gerçekleştirilecektir. Kamuda mali disiplini, şeffaflığı
sağlayacak ortamın oluşturulması, bu gaye ile kamu mali yönetim ve
kontrol sistemi yeniden yapılandırılacaktır. Bankaların aracılık
faaliyetlerine geri dönmesi ve kredi kanallarını yeniden işler hale
getirilmesi de sağlanacaktır. Bizim ekonomi anlayışımızın
temelinde, insan ve insana hizmet anlayışı yatmaktadır'' diye
konuştu. AK Parti iktidarıyla Türkiye'nin siyasi ve sosyal alanda
yakaladığı istikrar ve güven ortamının, ekonomik alanda da
canlanmayı sağlayacağını belirten Erdoğan, İstanbullular, iş görme
biçimimizi, hizmet üretme ve kaynakları değerlendirme yöntemimizi
çok iyi bilir. Şimdi bu geleneğimizi, millete hizmet anlayışımızı
bütün Türkiye'ye yaymak istiyoruz. Bu azmimizi hiçbir engel kırmaya
çalışmasın, herkesten istikrara, adalete, kalkınmaya, güvene omuz
vermesini rica ediyorum. Her adımımızın ne kadar insanı
ilgilendirdiğini, her birimizin ne kadar sosyal fayda ürettiğimizin
düşünülmesi gerekiyor'' dedi. BAŞBAKAN'IN İSTANBUL SEVGİSİ Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'la kucaklaşmaktan duyduğu
memnuniyeti, konuşması sırasında sık sık dile getirdi. İstanbul'un,
Türkiye ve medeniyetin özeti olduğunu ifade eden Erdoğan,
''İstanbul ki, her zaman aziz şehrimizdir ve her zaman kalp
merkezimizdir. Bizleri bu şehir besledi, bu şehir büyüttü. Allah'a
şükür olsun ki bu şehir kendisine hizmet etme mutluluğunu yaşattı
bizlere. Ayrıca bu aziz şehri ve bu güzel ülkeyi bize miras bırakan
ecdadımızın ruhaniyetini incitmemek için çaba içinde olacağız.
Diyarbakır'dan İzmir'e, Siirt'ten Bursa'ya, İstanbul'dan Van'a
kadar bu ülkeyi mamur kılmak için boynumuzun borcu var'' şeklinde
konuştu. Erdoğan, konuşmasını şöyle sona erdirdi: ''Yaşadığımız
dünya, adalet kavramını insanlara unutturacak kadar katı bir dünya
olsa da, şiddet ve öfke üreten birey ve topulumun manevi
dinamiklerini yıkan bu dünyaya karşı, kendi öz dinamiklerimize
yaslanmak zorundayız. İstanbul'dan güç almaya ve İstanbul'a
teşekkür etmeye geldim. Tabandan tavana, 7'den 70'e, kadınıyla
erkeğiyle hep birlikte, omuz omuza hep tek şey söylüyoruz. Her şey
Türkiye için. Allah yar ve yardımcınız olsun.''