Erdoğan'dan IŞİD ve Suriye için sert açıklama
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Mülteciler Günü nedeniyle ziyarette bulunduğu Midyat'ta IŞİD ve Suriye hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Malesef dün önce
Şam rejimi, ardından DEAŞ konusunda yapılan yanlışlar bugün PYD
konusunda yapılıyor. Bölgenin tarihine, sosyolojisine,
demografisine uymayan hiçbir çözüm, bu coğrafyaya barış getirmez"
dedi.
Erdoğan, "Suriye'de sadece bir gruba destek verilerek,
diğer tüm kesimlerin tasfiyesine dönük bir oyun oynanıyor. Biz bu
oyuna izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Haziran Mülteciler Günü
nedeniyle Mardin’in Midyat ilçesinde Suriye ve Iraklıların kaldığı
AFAD Geçici Barınma Merkezi’ni ziyaret etti.
Burada mültecilere yönelik bir konuşma yapan Erdoğan, şunları
söyledi:
"AVRUPA BİZDEN GÜÇLÜ AMA..."
"Bu Ramazan'ın evinizden uzak geçirdiğiniz son Ramazan olmasını
temenni ediyorum. Sizler bizim için muhacirsiniz. Biz de ensar
olarak muhacir kardeşlerimize Medine'deki aşkla, şevkle, muhabbetle
sahip çıkıyoruz. Bizim kültürümüzde misafir berekettir, şereftir.
Sizler bize bereket getirdiniz, varlığınızla şeref kattınız.
Elbette bu misafirliğin başka şartlar altında gerçekleşmesini
isterdik. Ancak Suriye'de yaşananlar böyle bir sonuç ortaya
çıkardı.
Bölgemizde yaklaşık 5 yıldır devam eden hadiseler, hepimizi
derinden yaralıyor ve üzüyor. Bu süreçte biz kardeşlik hukukunun
gereği olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye
çalıştık. İmkanları bizden daha iyi olan ülkelere göre çok daha
cesur davrandık ve kapılarımızı açtık. Hiçbir mağduru, mazlumu
zalimin pençesine terk etmedik, etmeyeceğiz. Demokrasi ve refah
konusunda sözü hiç kimseye bırakmayan batı ülkelerinin bu süreçte
utanç verici tavrını görüyoruz. Mülteci teknelerini sınırlarına
yaklaştırmayıp, içindeki masumları Akdeniz'in Ege'nin sularında
ölüme terk eden ülkeler var. Sadedce ve sadece kendi halklarının
refahını öne sürerek yardım için uzanan elleri geri çevirmek bize
göre insanlık suçudur. Hiçbir ülke kendini ve halkını dış dünyaya
kapatarak arzu ettiği refaha ve güvenliğe kavuşamaz. Kapılarını
açmayan bu devletler, Türkiye'nin omuzladığı yüke destek vermekten
de kaçınıyorlar. Şu an bizim ülkemizde 2 milyon mülteci var.
Avrupa'nın tamamında 200 bin kişi bile yok. Avrupa ekonomik olarak
bizden güçlü değil mi?
Nerede insan hakları? Bu ikiyüzlü tavır ortadan kalkmadığı sürece
dünya barışı her zaman tehlikededir.
"TÜM DÜNYA SINIFTA KALDI"
Biz kilerimizdeki son ekmeğe kadar, elimizdeki imkanları
kardeşlerimizle bölüşmekten çekinmeyiz. Ama bu tüm insanlığın ortak
sorunudur. Batı başta olmak üzere tüm dünya Suriye'de insanlık,
Mısır'da demokrasi konusunda sicilinin bozulduğunu bilmelidir. Biz
Suriye ve Irak'ta sorunların barış içinde çözülmesi için en
başından beri mücadele ettik. Şam ve Bağdat yönetimlerine
uyarılarımızı en başından beri yaptık. Ayrıca BM, NATO, AB
nezdinde, bölgedeki gelişmelerin nereye varabileceğini sürekli
anlattık.
"SURİYE'DE OYUN OYNANIYOR, İZİN
VERMEYECEĞİZ"
Malesef dün önce Şam rejimi, ardından DEAŞ konusunda yapılan
yanlışlar bugün PYD konusunda yapılıyor. Bölgenin tarihine,
sosyolojisine, demografisine uymayan hiçbir çözüm, bu coğrafyaya
barış getirmez. Biz bölgededki herhangi bir etnik ve inanç grubunun
değil, orada yaşayan tüm insanların hakkını, hukukunu, geleceğini
gözeten çözümden yanayız. Bu dayatmalar daha çok kan, daha çok acı
getirir. Suriye'de sadece bir gruba destek verilerek, diğer tüm
kesimlerin tasfiyesine dönük bir oyun oynanıyor. Biz bu oyuna izin
vermeyeceğiz. Ülkemizdeki misafirlerimizi yurtlarına, evlerine
kavuşturmak için çabalarken, yeni zulümlerin yaşanmasına göz
yummayacağız. Vatanlarından uzakta, sabırla güzel günlere kavuşmak
isteyen kardeşlerimizin sonuna kadar yanında olacağız. İnşallah
zafer sizlerin olacaktır. Men sabera zafera (Kim sabrederse zafere
erer)