Erdoğandan irtica imzası

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Sezer’in "irtica en büyük tehdit" sözlerine hak verdiğini belirtirken, "Başbakan Amok koşucusu gibi herkese saldırıyor. Başbakan, MGK’nın ’irtica en büyük tehdittir’ metnine imza attı mı, atmadı mı?" diye sordu.

Deniz Baykal, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında Başbakan Erdoğan’a yüklendi. Baykal, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının Tek Çatı Altında Birleştirilmesine İlişkin Yasanın diğer yasalardan farklı şekilde ele alınarak temel yasa olarak görüşülmesini eleştirirken şöyle dedi: "Bu önemli kanuna sıra gelince Başbakan ’madde madde konuşmayalım. 30 madde 30 madde konuşalım’ demiştir. 30’una birden oy vereceğiz. Bu müzakere mi? Bu konuşma mı? Bu TBMM’ye yakışan bir kanun yapma mı? Türkiye’nin en önemli kanunu. Bu demokrasi mi? Hoşgörü mü? Katılımcılık mı? Parlementoya saygı mı? Pek çok kanun ya Anayasa Mahkemesi’nden ya da Köşk’ten dönüyor. Ya da kanun yürürlüğe girmeden yanlışlıkları görüp yeniden kanun, tasarı getiriyorsunuz. Bırakın da şunu bir konuşalım. Gece çalıştırın, gündüz çalıştırın. 3’te 2 çoğunluğunuz var. Biz de düşüncelerimizi aktarmak istiyoruz. Konuşturmadınız, Meclis’in etrafı binlerce kamu görevlisi tarafından kuşatılmış durumda. Böyle aldatmaca olur mu? Yaptığın iyiliği sen anlat, yanlışı da ben anlatayım. Bu sizin ve IMF’nin kanunu, bu Meclis’te CHP olmadan çıkarılan bir kanun."

9 BİN GÜNDE EMEKLİLİK HİÇBİR AVRUPA ÜLKESİNDE YOK

Sosyal güvenlikte kazanılmış hakların yok edilemeyeceğini kaydeden Baykal, bir işçinin emekli olması için gerekli prim ödeme gün sayısının 7 binden 9 bine çıkarıldığını söyledi. Baykal, özel sektördeki çalışan hiçbir işçinin kesintisiz olarak aynı işyerinde çalışmayacağını, bunun Türkiye gerçeği ile bağdaşmayacağını, sosyal güvenliğin işçiler için bir hayal haline dönüştürüldüğünü ifade etti. Baykal, "Avrupa ülkelerinde dahi 9 bin iş günü çalışana emeklilik hakkı uygulaması yok. Bu ülkelerde uygulanan rakam 5 bin iş günüdür. İnsanlar kolayca işlerinden çıkarılmaktadır. 9 bin prim iş gününü tamamlamaları mümkün olmamaktadır" diye konuştu.

İŞ BULUNCAYA KADAR SAĞLIK SİGORTASI

Baykal, Genel Sağlık Sigortası’ndaki 18 yaşına kadar her çocuğun sağlık masrafının devlet tarafından karşılanması uygulamasının "iş buluncaya kadar" uzatılmasını de önerdi. "Başbakan istediğin hastaneye git diyor. İstediği yere gitmeye kalktığı anda ekstra para ödemek zorunda kalırsın. Sevk zincirine uymazsa yüzde 30 katılım payı ödeyecek" diyen Baykal, işsizlik Sigortası Fonu’nun tek çatı altında birleştirilmediğini, hükümetin "Onu devletin finansmanı için kullanırım, vatandaşın finansmanı için kullandırmam" anlayışında olduğunu savundu.

BAŞBAKAN AMOK KOŞUCUSU GİBİ

Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Sezer’in "irtica tehlikesi var" sözlerine gösterdiği tepkiyi de eleştirerek, şöyle dedi: "Başbakan Cumhurbaşkanıyla çatışıyor, önüne gelenle kavga ediyor. Sürekli kavga içinde, çatışma içinde. Verip veriştiriyor. Kabına sığamıyor. Hindistan ve Malezya’da Amok koşucusu. Vurur kırar. Önüne gelene saldırıyor. Cumhurbaşkanı ’irtica tehlikesi var’ dedi. Hükümet olarak Başbakan siz MGK’da Türkiye’nin en önemli tehditlerin başında irtica vardır metninin altına imza attınız mı, atmadınız mı? Bu sen atmışsın, söyleyince niye kızıyorsun. Bunun reddedilir tarafı var mı? İnsanların inançlarını, değerlerini rencide etmek, onları üzmek sonucunu doğurabilecek değerlendirmelerden kaçmak gerekir. Herkesin inancına, herkesin değerlerine en büyük saygıyı göstermek gerekir. 2 gün önce İstanbul’da bir üniversitede 31 Mart’ı anma toplantısı yapılıyor. Ziraat Fakültesi’nde zorbalar tarafından baskın yapılıyor. Asıl üzücü olan da bu olayların örtbas edilmek istenmesidir. Cumhurbaşkanı uyarıyor. Niye telaş ediyorsunuz? O insanları himaye ederek bir yere varacağınızı mı sanıyorsunuz? Kimse bu olayları mafyalaşma anlayışı olarak değerlendirmesin."

BAŞBAKAN YALAN SÖYLÜYOR

Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın SHP’nin HEP’i Meclise taşımasına ilişkin Baykal’ı eleştiren sözlerini de anımsatırken, "Sen kimin dizinin dibinde fotoğraf verdin" dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakan tatmin olma ihtiyacı içinde. Aynı parti içindesin, grup başkanvekiliydin. Bu parti tarafından yanlışlık yapılırken grup başkanvekiliydin diyor. Başbakanın sözlerine yalan demek çok üzücü. Ama bu kaba bir yalandır. Başbakan Erdoğan yalan söylüyor. Olaylar benim istifamdan sonra oldu. Bu olayların karşısında hep tavır takındım. Başbakan acz içindedir. Benim hakkımdaki gerçek dışı beyanlardan medet umar hale gelmiştir."