Erdoğan'dan İmralı ve Kandil iddiası!
Abone olErdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı, AK Saray ve çözüm süreci önemli mesajlar verdi...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın
maliyetinin 500 milyon dolar civarında olduğunu
vurgulayarak, “Buradaki 2-3 bin kişilik bir kongre sarayı,
dışarıya da açık olacak, büyük çaplı toplantılar yapacağız. Tüm
Türkiye’den kurayla belirlenecek vatandaşlarımızla da bir araya
gelmeyi düşünüyorum. Kongre merkezinin yanına bir cami de
yapacağız, tabii ki halka açık olacak” dedi.
Erdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını
yanıtlayarak, özetle şu değerlendirmelerde bulundu:
PKK ÇOK BAŞLI
Geri çekilme meselesinde örgüt tarafında kafa karışıklığı
mı yaşanıyor?
Şu anda İmralı’nın bu yönde açıklamaları var, ama geri çekilme
şeklinde bir şey henüz gerçekleşmiş değil. Ben o dediğiniz kesimde
bu konularda, çift başlılık, hatta çok başlılık olduğunu görüyorum.
Bu işin Avrupa ayağı var, Kandil var, İmralı var…
İmralı ile görüşmelerin yeniden başlaması olabilir
mi?
Bu istihbarat teşkilatımızla ilgili bir konu. İstihbarat
teşkilatımız, gerektiğinde gider görüşür, gereken neyse yapar.
Hükümetimiz sağduyu neyi gerektiriyorsa onu yapar. Ama oraya
gidenlerin, oraya gidişi bir meydan okuma fırsatı gibi görmelerinin
doğru olmadığına inanıyorum.
PARALEL YAPI SEÇİMDE TERÖR ÖRGÜTÜ
UZANTISINI DESTEKLEDİ
Paralel örgütle PKK arasında bir tür dayanışma var deniyor.
Olayların büyümesinde bunun bir rolü var mı?
O tür pasif direnişler oluyor, olabiliyor. Çünkü bunları malum bir
akşamda temizleyemiyorsunuz. Sorunu, Türkiye’deki mevcut yasalarla
hukuk devleti içerisinde çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda kararlıyız.
Birinci mesele konusunda ise bunların, seçimler sırasında,
Güney-Doğu Anadolu’da terör örgütünün siyasi uzantısı olan adayları
desteklemekte beis görmediklerini hatırlatmakla yetinmek istiyorum…
Üst akıl talimatı böyle veriyor ve bunlar da bu adımları atıyorlar.
Bu dayanışmaları sürecektir…
DEMİREL, ÖZAL’IN UÇAĞINI ELEŞTİRİYORDU
KENDİSİ DE KULLANDI
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve yeni uçak konusunda iç ve dış
basında yazılanları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim meselemiz, yeni Türkiye. Bir de tabii eski Türkiye meselesi
var. Hatırlarsınız eski Türkiye’de buna benzer konular çok
işlenirdi. Daha önce de söyledim rahmetli Özal, biliyorsunuz uçak
aldığı zaman, Demirel’in ağır saldırılarına maruz kalmıştı. Ağır
hakaretlerde bulunulmuştu. Tabii o zamanın cumhurbaşkanları,
başbakanları dış ülkelere tarifeli uçaklarla gidebiliyordu. Yani
ihtiyaçtan dolayı alınmıştı uçak. Rahmetlinin ardından Demirel o
göreve geldi. Çok ağır laflarla eleştirdiği uçakları bizzat kendisi
de kullanmaya başladı. Aslında bu bir samimiyet testiydi. Biz
göreve geldikten sonra, baktım ki bu uçakların biri
Cumhurbaşkanlığında biri de Başbakanlıkta. Uçakların, ihtiyacı
olanların kullanması esasıyla havuz yapılmasını önerdik. Kendileri
(Ahmet Necdet Sezer) buna yanaşmadı.. Ama bu sıkıntılı bir durumdu.
Çünkü öyle anlar oluyordu ki, Dışişleri bakanının veya
bakanlarımızın bir yere gitmeleri gerekiyor ama uçak bulunamıyordu.
Bu ihtiyaç üzerine bir uçak daha alalım dedik. Tam o sırada,
Berlusconi’nin uçağının satışta olduğunu öğrendik. Berlusconi’nin
uçağı o zaman 5 yaşında. O uçağı satın aldık. Türkiye’nin hamle
üstüne hamle yaptığı bir dönemde, vakitin nakit olduğu apaçık
ortadaydı. Öyle ülkeler var ki, 2 saatlik bir görüşme için tarifeli
uçakla gidip gelmeniz size 2- 3 güne mal olabiliyordu. Halbuki
yöneticilerin, bakanların zaman kaybetmeleri, ülke açısından ciddi
bir kayıp. Zaman içerisinde, Türkiye’nin gelişimiyle doğru orantılı
olarak bu husustaki ihtiyaç da arttı elbet. Yaklaşık 4 sene önce,
bu ihtiyacı daha somut olarak hissetmeye başladık. Örneğin biz ABD
gibi uzak ülkelere giderken bir yeya iki yerde yakıt ikmali için
durmak zorunda kalıyorduk. Bu durum yaklaşık 2 saat kayba yol
açıyordu. Bunları değerlendirmeye başladık. Diğer ülkeler gibi
bizler de mola vermeden uçabilmeliydik. Sonuçta da bu uçağı almaya
karar verdik. Ancak talihsizlikler nedeniyle epey zaman
kaybedildi.
CUMHURBAŞKANLIĞINA KONGRE MERKEZİ VE CAMİ
YAPILACAK
Maliyeti ne kadar oldu uçağın? Ayrıca Cumhurbaşkanlığı
Sarayı’na yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?
Tüm donanımları dahil olmak üzere bize şu anki maliyeti 179 milyon
dolar. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ilişkin tartışmalar da uçak
meselesinden farklı değil. Bu bina, ülkemiz için bir ihtiyaçtı. O
nedenle yapıldı. Yabancı konukları karşılama törenlerini, caddeyi
trafiğe kapatmak suretiyle sokakta yapmak durumunda kalıyorduk. Hem
kapalı alanda tören yapma şansımız olacak, hem de açık alanda.
Türkiye’ye yaraşan, tüm ihtiyaçlara cevap veren bir bina yapıldı.
Ben, 11 yıllık Başbakanlığım boyunca resmi konutta oturmamış bir
insanım. Tabii medyanın bir kesimi işin bu yönünü pek görmek
istemiyor. Keçiören’de bir apartman dairesinde oturdum. Ankara’da
Abdullah Bey’in oturduğu konuta taşınmam, Cumhurbaşkanı seçildikten
sonradır. Beştepe’deki projede konut da olacak. Bitince geçeceğiz
tabii. Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı kapsamında, 2-3 bin
kişilik bir kongre sarayı da olacak. Bu dışarıya da açık olacak.
Orada büyük çaplı toplantılar yapma imkanımız olacak. Örneğin,
muhtarlarla orada bir araya gelmeyi planlıyorum; kendilerini
dönüşümlü olarak çağırma suretiyle bunu yapabilirim. Hakeza, tüm
Türkiye’den kurayla belirlenecek vatandaşlarımızla da benzer bir
toplantıyla biraraya gelmeyi düşünüyorum. Kongre merkezinin yanına
bir cami de yapacağız. O bölgede ihtiyaç var çünkü. Tabii ki cami
halka açık olacak.
MALİYET 500 MİLYON DOLAR CİVARINDA
KALİTENİN BEDELİ OLUR
Maliyetle ilgili tartışmalara ne diyorsunuz?
Bizim amacımız, tıpkı ecdadımız gibi, ülkemize kalıcı bir eser
bırakmak. Projeyle ilgili olarak ben nasıl bir şey istediğimizi
söyledim. O da şuydu: Binanın dışında, Ankara’da da izlerini
gördüğümüz Selçuklu mimarisi olmalı. İçeride Osmanlı’nın taban
tavan arasındaki mesafedeki o rahatlık olmalı. Donanım olarak da
modern teknolojinin kullanıldığı akıllı bir bina olmalı. Sağ olsun
arkadaşlar, iyi bir iş çıkardılar. Malzeme noktasında da bütün
hassasiyeti ortaya koydular. Kalitenin elbet bir bedeli de olur.
Eğer burda bir suiistimal varsa, bunu inceleyecek merciler
bellidir. Bu açıdan herhangi bir sıkıntımız yok. Maliyet konusunda
750-800 milyon dolar gibi rakamlardan bahsedenler var. Bu
kesinlikle doğru değil. Maliyet 500 milyon dolar civarında.
BÜYÜK DEVLET BÜYÜK
DÜŞÜNÜR
Cumhurbaşkanlığı Sarayıyla ilgili uluslararası medyanın
hassasiyetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Umursamıyorum. Bizim için herhangi bir kıymeti harbiyesi de yok.
Biz kendi işimize bakarız. Büyük devletsek, büyük düşünmek
durumundayız. Onlar ne derse desin, biz yolumuza devam
edeceğiz.