Erdoğan'dan iftar sürprizi: Bu yıl farklı
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birlik Vakfı'nca İstanbul'da düzenlenen iftar programında konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayının ilk gününde İstanbul'da Birlik Vakfı'nın iftar yemeğine katıldı.
İftara giderken sürpriz bir şekilde Sultanahmet Meydanı'na uğrayan Erdoğan belediyenin 10 bin kişilik iftar yemeğine katılanlara kısa bir konuşma yaptı.
Erdoğan burada "Bu senenin bir farklılığı var. Kardeşlerim, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyoruz. Bu Cumhurbaşkanlığı seçiminin de ülkemiz için, milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Ve bir olalım, beraber olalım. İnşallah aydınlık yarınların Türkiyesi'ni, 2023'ün Türkiyesi'ni de farklı bir şekilde inşa edelim" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan, zenginlerin, fakirleri hatırlamasının en önemli işaret fişeğinin ramazan ayı olduğunu belirterek, "Rabbim bu ramazanı şerifi milletin birliğine vesile kılsın. Tüm insanların birliğine, beraberliğine vesile kılsın. Tüm İslam dünyasının birliğine beraberliğine vesile kılsın" dedi.
Erdoğan, Sultanahmet Meydanı'nda, Fatih Belediyesi'nin iftarına katılan vatandaşları selamladı.
Katılımcıların "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu edebi azaptan kurtuluş" olan ramazanını tebrik eden Erdoğan, "Hoşgeldiniz. Bu akşam ilk iftarı yapıyoruz. İftarınız mübarek olsun. Rabbim iftarlarınızı kabul etsin. Sizlerle böyle anlamlı bir ayın içerisinde, anlamlı bir akşamda bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diye konuştu.
Sultanahmet Meydanı'nda Türkiye'den vatandaşlarla dünyanın değişik yerlerinden gelen misafirlerin iftar sofralarını paylaştığını anlatan Erdoğan, "O bakımdan bu akşam çok anlamlı ama bilesiniz ki bu ay aynı zamanda bu sofrada bizim bulduklarımızı bulamayanların düşünülmesinin gerektiği bir aydır" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, ramazanda yoksul kesimin düşünülmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Fakir fukaranın, garip gurabanın düşünülmesi gereken bir aydır. Çünkü bizim bulduklarımızı bulamayanlar var. Onun için de zenginlerin, fakirleri hatırlamasının en önemli işaret fişeği, işte ramazan ayıdır. Kardeşlerim ben sizin şu andaki birliğinizi, beraberliğinizi, bütünlüğünüzü ayrıca kutluyorum. Ayrıca bundan dolayı tebrik ediyorum. Rabbim bu ramazanı şerifi milletimizin birliğine vesile kılsın. Tüm insanların birliğine, beraberliğine vesile kılsın. Tüm İslam dünyasının birliğine beraberliğine vesile kılsın."
ZULÜMLER BİTSİN
Başbakan Erdoğan, Mısır, Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelere de değinerek, şöyle devam etti:
"İnşallah Mısır'daki zulümler bitsin. İnşallah Suriye'de ölümler bitsin. İnşallah oradaki kardeşlerimiz de huzur içinde yaşayabilecekleri ramazanlara ulaşsın. İnşallah Irak'taki katliamlar da dursun. İnşallah Irak'taki kardeşlerimiz de o mutlu yaşayabilecekleri günlere en kısa zamanda kavuşsunlar. Aynı temennim Libya içindir. Aynı temennim Myanmar içindir. Dünyanın neresinde olursa olsun, nerede bir zulüm varsa o zulümlerin sona ermesi temennimizi yenilemek istiyorum. Bu duygular içinde ramazan-ı şerife nasıl bu şekilde başladıysak, bir duayla ya Rab bizleri Ramazan Bayramı'na da aynı şekilde bayram sevincini ülkemizde ve tüm dünyada yaşayabilecek şekilde eriştir."
BİR OLALIM, BERABER OLALIM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bu senenin bir farklılığı var. Kardeşlerim, cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyoruz. Bu cumhurbaşkanlığı seçiminin de ülkemiz için, milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Ve bir olalım, beraber olalım. İnşallah aydınlık yarınların Türkiyesi'ni, 2023'ün Türkiyesi'ni de farklı bir şekilde inşa edelim."
Sultanahmet Meydanı'ndaki vatandaşlar, Başbakan Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu, fotoğraflarını çekti.
Başbakan Erdoğan, daha sonra Birlik Vakfı'nın iftarına katılmak üzere meydandan ayrıldı.
ERDOĞAN BİRLİK VAKFI'NDA İSE ŞUNLARI SÖYLEDİ
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
[PAGE]Birlik Vakfı'nın iftarında konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu ramazanda "Hiç kimse kimsesiz kalmasın" çağrısıyla bir kampanya başlattığını hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ramazan, bildiğiniz gibi en çok da yoksulların, gariplerin, mazlum ve mağdurların sevindiği aydır. Yoksulun, garip gurebanın, mazlum ve mağdurların sevinemediği ramazan, ruhuna uygun şekilde idrak edilmemiş bir ramazandır. İşte onun için bu iftar sofrasında olan ya da olmayan her bir kardeşimin bu ramazanda hiç kimseyi kimsesiz bırakmamak adına çok çalışmalarını, çok gayret göstermelerini özellikle rica ediyorum. Sokağımızdan, mahallemizden, semtimizden, oturduğumuz apartmandan başlayarak, Türkiye'yi kucaklayacak, hatta sınırlarımızı aşacak bir yardımlaşma kampanyasının inşallah herkesin ruhuna sirayet etmesini arzuluyorum. Evinden, ilinden, vatanından uzakta, zor şartlar altında ülkemizde misafir olan Suriyeli, Iraklı kardeşlerimize bu ramazanda daha bir ehemmiyet göstermenizi sizlerden ve tüm kardeşlerimden özellikle istiyor, diliyorum."
Bölge ülkelerinin zor bir dönemden geçtiğini belirten Erdoğan, "Bu ramazanın her ramazandan daha bir önemli olduğunu görüyoruz. Oruç, aslında Müslümanın kendi iç muhasebesini yapmasıdır. Oruç, Müslümanın kendisini yoksulların, muhtaçların, mazlumların yerine koyması, onların içinde bulundukları durumu hissedebilmesidir. Hepiniz biliyorsunuz ki oruç sadece kuru kuruya açlık değildir. Susuzluk değildir. Oruç, insanın kendisini, hayatını sorgulaması, bu fani dünyada neye tekabül ettiğini etraflıca tefekkür edebilmesidir. Açıkçası kendimize çok sayıda soru sormamız, bu sorulara da tatmin edici cevaplar bulmamız gereken bir ramazanı idrak ediyoruz" şeklinde konuştu.
IRAK VE SURİYE ZOR SÜREÇLERDEN GEÇİYOR
Belli meselelerde insanın kendisini değil de kendisi dışındakileri sorgulaması ve suçlamasının bir kaçış, kolaycılık ve kendi kendisini aldatması olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bakın şu anda Irak ve Suriye, tarihlerinin en zor süreçlerinden geçiyor. Hiç kimse çıkıp da ne Irak'ta ne de Suriye'de başkalarını, başka etkenleri, dış güçleri suçlamasın. Önce işe kendimizden başlamamız lazım. Herkes sorulması gereken soruları eğer gerçekten cesursa kendisine yöneltsin. O kadar acı manzaralarla karşılaşıyoruz ki gerçekten tarifi mümkün değil. Düşünün ki bazı zavallılar çıkıyor, üzerine bombaları bağlıyor, bir camiye gidip orada namaz kılanların arasına üzerindeki bombayı patlatarak bir de tekbir getirmek suretiyle orayı kan gölüne çeviriyor. O bombayı patlatan zavallı, o esfel-i safilin, bunu da kendi inançları doğrultusunda yaptığını iddia ediyor. Düşünün ki imsakla birlikte oruç ibadetine başlayanlar, aynı ezanın sesiyle, aynı ibadet için nefislerine kilit vuranlar, aynı kıbleye yönelenler kalkıp birbirlerine silah doğrultabiliyor. Birbirlerini hunharca katledebiliyor. Kendilerini sömürenlere, istismar edenlere, kendilerinin işlediği cinayeti zevkle seyredenlere tek kelime edemeyenler, cesaretle karşı koyamayanlar, Müslüman kardeşlerinin canlarına, mallarına, ırzlarına saldırabiliyorlar. İşte bu içler acısı manzara, insanların kendilerini muhasebeye çekmekten kaçınmalarının bir neticesidir. Kendilerine en basit, en temel soruları sormaktan kaçınanlar maalesef kardeş katletmeyi meşrulaştırmaktadır."
DÜŞTÜLER DÜŞECEKLER
Başbakan Erdoğan, "Bizler, hepimiz ezelden gelen ve inşallah ebede giden bir mübarek davanın hizmetkarlarıyız. Biz, o davanın içinde hizmet etme aşkı ve şevkine sahip oldukça Rabbim bize olmamız gereken mevki ve makamı takdir etmiştir, takdir edecektir" ifadelerini kullandı.
Hedefe ulaşmakla mükellef olmadıklarını, hedefe ilerleyen yolda bulunmakla, o yolda ilerlemekle mükellef olduklarını vurgulayan Erdoğan, yolu unutup menzile ulaşmayı tek gaye olarak benimseyenlerin bugün düştükleri zavallı durumun görüldüğünü kaydetti.
Erdoğan, "Mesele şu okul değil, talebe değil, yoksulun elinden tutmak değil, o görüntünün altında meselesi güç olan, iktidar olan, hırsını tatmin etmek olanların düştükleri acziyeti bugünlerde sizler de çok iyi görüyorsunuz. İsimsiz nice kahramanın omuzlarında yükselen dava, sarsılmadan Allah'ın izniyle yolunda ilerliyor. Ama kendisine dünyalık kazanmayı, güç devşirmeyi, iktidar devşirmeyi gaye edinen sahte davalar her taraflarından dökülüyorlar. Ölmeden önce menzile ulaşmak için kendilerine her yolu meşru görenler, tökezleyip düşerler. Ve işte görüyorsunuz. Düştüler, düşecekler" diye konuştu.
BU KUTLU DAVA SANCAĞINI TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Zaferi Allah'ın takdiri olarak görenlerin, büyük ve kadim davanın kutlu yürüyüşü içerisinde yollarında ilerlediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün neye sahipsek, hangi özgürlüğe sahipsek, bizden öncekilerin samimi fedakarlıkları sayesinde sahibiz. Unutmayın ki yarınki nesiller de sizlerin fedakarlıkları sayesinde bugünkünden çok daha fazlasına, çok daha fazla özgürlüğe sahip olacaklar. Hiçbir karşılık beklemeden, ikbal, makam ve mevki hırsına asla kapılmadan, doğru yoldan şaşmadan bu kutlu dava sancağını inşallah en yüksek burçlara doğru taşımaya devam edeceğiz. Bu kadim davanın hizmetkarları rehavete kapılıp, hırsa boyun eğer, farklı algıların peşine düşerlerse hem davaya hem de davayı bugünlere taşıyan isimsiz nice kahramana haksızlık etmiş olur, nankörlük etmiş olur. Bu insanlık davası içerisinde karşılık beklemeden ilerleyenler, gönülleri fethetmenin mücadelesini verenler, nefsinden önce taşıdığı sancağı kendisine dert edinenler de inanıyorum ki hak ettikleri yere gelirler."
Daha öncekilerin bir avuç insan olarak yola çıktıklarına işaret eden Erdoğan, o insanların "az kişiyiz" demeyip bahanelere sığınmadıklarını, zorun karşısında kolayı seçmediklerini kaydetti.
GÖNÜLLER KAZANARAK İLERLEDİK
O insanların, milletin de duasını alarak bir avuç sudan koskoca bir nehre dönüştüklerini belirten Erdoğan, "Aynı dava şuuruyla, aynı hareket ahlakıyla o nehri aldık, hamd olsun deniz yaptık, yapıyoruz. İnşallah bugünün gençleri de o denizleri alacak, okyanus yapacaklar. Buna inanıyorum. Sürekli gönüller kazanarak ilerledik, ilerleyeceğiz. İsimleri, makam ve mevkileri, nefsi hırsları değil insanı, milleti, ülkeyi, insanlığı öne çıkararak yürüdük, inşallah hep öyle devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
BİZİ UMUT OLARAK GÖRÜYORLAR
Salondaki katılımcılardan bu geniş coğrafyadaki mazlumların Türkiye'ye baktıklarını akıllarında tutmasını istirham eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mısır, Suriye, Irak, Libya, Afganistan, Somali, Myanmar bizlere bakıyor. Bizi istikbali olarak, bizi umudu olarak görüyor. Böyle bir mesuliyet altında olduğunuzu bilerek çok büyük bir dava taşının hamalları olduğumuzu bilerek kararlılıkla ve cesaretle geleceğe ilerleyeceğinize gönülden inanıyorum. Fakat, böyle bir mübarek ayda, böyle bir iftar sofrasında malum 'Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl'. Buraya bakarak bir gerçeği burada ifade etmek istiyorum. Ümmetin parçalanması için gayret edenlere karşı dik durmaya mecbur olduğumuzu özellikle hatırlatmak istiyorum. Bunun bizim için bir vecibe olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ne yazık ki bunun gayreti içerisinde olanlar var. Bunun gayreti içerisinde olanlara karşı, ben karşımdaki şu topluluğu, hepsini, temel taşları, önemli dua taşları olarak görüyorum."
Başbakan Erdoğan, "Mübarek Ramazan-ı Şerif'in hem millet olarak hem de tek tek fertler olarak işte bu mesuliyeti bizlere tekrar hatırlatmasını, bu mesuliyetimizin ağırlığını tekrar idrak etmemizi sağlamasını temenni ediyorum. Allah her şeye kadirdir" dedi.
Samimi bir duanın, samimi bir çabanın er ya da geç insanlığı kuşatacağını anlatan Erdoğan, sözlerini, "Ramazan-ı Şerif'in işte bu hissiyat içerisinde hayırlara vesile olmasını, kutlu ve mübarek olmasını niyaz ediyorum. Ramazan hürmetine, semaya açılan o samimi eller hürmetine, bölgemizde kanın, gözyaşının, yoksulluğun, zulmün dinmesini Rabbim'den niyaz ediyorum. Rabbim, oruçlarımızı ve tüm ibadetlerimizi kabul etsin. Rabbim bizi, milletimi, Müslümanları korusun. Birlik Vakfı'na, değerli yöneticilerine, mensuplarına bu anlamlı iftar davetleri için teşekkür ediyor, başarılarınızın artarak devamını diliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum" şeklinde tamamladı.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a, Birlik Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı ve eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman tarafından günün anısına kristalden yapılmış portresi takdim edildi.
İftar duasını, Diyanet İşleri Başkanı Prof . Dr. Mehmet Görmez'in yaptığı yemeğe, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.