Erdoğan'dan HDP hakkında olay açıklamalar
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, 18. Muhtarlar Toplantısı'nda Güneydoğu'daki operasyonlar, Riyad-Tahran gerilimi ve Başkanlık Sistemi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 18. Muhtarlar Toplantısı'nda son dakika açıklamalar yaptı.
Başkanlık Sistemi hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben 'Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir Başkanlık sistemi' dedim, başladılar saldırmaya... Ya bunlar kendi ülkelerinin markasını da istemiyorlar. Mecbur muyuz illa Amerikan sistemi, Fransız sistemi veya şu sistemi bu sistemi söylemeye... Biz hepsinden alırız. Adeta bir arı gibi ondan da ondan da hepsinden toplarız. Balımızı yapar, milletimize sunarız." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Türkiyelileşmek iddiasıyla yola çıkıp varlıklarını hendeklere endeksleyenlerin, Kandil'in şamar oğlanına dönenlerin durumunu hep birlikte ibretle takip ediyoruz. Kürt kardeşlerimin adını istismar ederek bu ülkeye ve bu millete husumet besleyen kim varsa onun eteğinin altına girmenin adı siyaset değil, ihanettir. En başta Kürt kardeşlerime ihanettir. Kürt kardeşlerim bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır.
"TERÖR ÖRGÜTÜNE SIRTINI DAYAMIŞ PARTİ KUKLADAN İBARETTİR"
Bu oyun bin yıllık hesaplaşmanın yeni bir tezahüründen başka bir şey değildir. Terör örgütü de sırtını ona dayanan parti de bölgede hesabı ve çıkarı olan güçlerin oyuncağı haline dönüşmüş birer kukladan ibarettir.
"YAPTIĞI SUÇU PARTİ DEĞİL KENDİSİ ÖDEMELİDİR"
Prensip olarak ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Gereksiz görüyorum. Hiç düşünmeye bile gerek yok. Ancak herhangi bir siyasetçinin yaptığı suçun, hatanın bedelini kurumsal olarak partisi değil, şahıs olarak kendisi ödemelidir. Bu, genel başkan da, milletvekili de, belediye başkanı da, meclis üyesi de olabilir. Kim olursa olsun bunun bedelini ödemelidir.
"İSTİSMARA ARTIK PARLAMENTO İZİN VERMEMELİDİR"
Tercihini siyasetin imkanlarından yana değil, terörden, terör örgütünün eylemlerinden yana koyanlar, bunun hesabını hukuk önünde vermelidir. Terör örgütünün diğer mensupları için hukuk neyi emrediyorsa bu kişiler için de aynı yöntemler işletilmelidir. Milletvekili dokunulmazlığı terör örgütüne perde olmak için değil, Meclis'te millete daha iyi hizmet vermek için getirilmiş bir imtiyazdır. Bu imtiyazın istismarına artık parlamentomuz izin vermemelidir.
"İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE YARGI HAREKETE GEÇMELİDİR"
Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis'in ve yargının harekete geçmesi şarttır, diye düşünüyorum. Aynı şekilde milletin kendisine hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları konusunda da meclis üyeleri konusunda da İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum.
"DARBE ANAYASALARI İLE YÖNETİLEN ÜLKE UTANCINDAN KURTULMALIYIZ"
Türkiye, artık darbe dönemlerinin dışında, siyasetin imkanlarıyla, yeni anayasasını yapabilme iradesini ortaya koymalıdır. Darbe anayasaları ile yönetilen ülke utancından artık kurtulmalıyız. Daha 'Bismillah' demeden dayatılan ön şartlar, milletimizin arzu ettiği, beklediği Türkiye'nin yaşadığı değişimi kucaklayacak, önünü açacak bir anayasanın inşasını zorlaştırıyor. Referansımız mevcut anayasa ise niçin yeni anayasa peşinde koşuyoruz. Adı üstünde, yeni anayasa... Yeni bir anlayışla, yeni bir yaklaşımla oluşturulmalıdır.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ HEM DEMOKRASİ HEM DE KALKINMA BAKIMINDAN ÖNDEDİR"
Başkanlık sistemiyle yönetilen pek çok ülke hem demokrasi bakımından hem kalkınma bakımından, bölgesindeki ülkelerin fersah fersah önüne geçebiliyor. Demek ki burada asıl mesele, ülkenin hedefleriyle yönetim biçimi arasındaki ilişkiyi doğru kurabilmektir. İşte Türkiye'nin de kendi yönetim sistemini kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeye ihtiyacı vardır.
"TÜRKİYE'NİN YENİ BİR BAŞLANGICA İHTİYACI VAR"
Türkiye'nin değişik alanlarda, adeta sistemini yenileme noktasında bir tazelenmeye, bir yeni başlangıca ihtiyacı var. Bu millet, bu ülke değişime, yeniliğe, daha iyiyi, daha güzeli aramaya hiçbir zaman kapalı olmamıştır. Her kim ki bu gerçeğe sırtını dönmüşse o tarihin tozlu raflarındaki yerini almıştır.
"MÜSLÜMANLAR KARŞI KARŞIYA GETİRİLİYOR"
Mezhep fitnesi bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor, Müslümanları karşı karşıya getiriyor. Bunu bir üst akıl aslında idare ediyor. Bunu bilmemiz lazım. Mesele nedir? Mesele 'İslam dünyasında bir mezhep çatışması olsun ve İslam dünyası kendi içinde paramparça olsun.' Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de Lübnan'da yaşanan görüntülerin gerisindeki en önemli sebebin mezhep fitnesi olduğunu biliyoruz.