Erdoğan'dan Gülen Cemaati'ne şok suçlamalar
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Gülen Cemaati'nin hain olduğunu ve ajanlık faaliyetleri yürüttüğünü söyledi. Erdoğan neden Cemaat'e haşhaşi dediğini de açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gülen Cemaati'nin
hain ve ajan olduğunu belirterek, neden haşhaşi dediğini,
"Haşhaşiler 11. yüzyılda bugünkü gibi paralel yapı kurarak Büyük
Selçuklu Devleti'ne ağır zararlar vermişti" sözleriyle
açıkladı.
Erdoğan, "Paralel yapının tabanındaki samimi insanları
bu yapının kimlerle işbirliği yaptığını lütfen görsünler ve bu
gidişi sorgulasınlar. Hala bu yapının MOSSAD’la işbirliği tuttuğunu
göremiyorlarsa yazıklar olsun" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜMSİAD'ın İstanbul'daki 6. Genel Kurulu'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
Gezi olaylarında, 17-25 Aralık darbe girişimlerinde, 10 Ağustos
seçimlerinde çok çetin imtihanlardan geçtik. En başta
kardeşliğimiz, muhabbetimiz test edildi bu hadiselerde. Birbirimiz
arasında bu sarsılmaz muhabbet olmasaydı inanın bu dava bugün
burada olmazdı, ben şahsen belki bu kürsüde olmazdım.
ASLA VE ASLA MUTLAK ZAFER
KAZANAMAZLAR
Kaleleri zapt ederler, ülkeleri işgal ederler ama o gönüldeki aşk
var ya, o gönüldeki uhuvvet var ya onu yıkamadıkları sürece asla ve
asla mutlak zafer kazanamazlar.
Bir Fatihler vardır, bir de işgalciler. Fatihler kalpleri
fethederler. İşgalciler de toprakları alsalar bile gönüllere
giremez. İşte onun için işgal ettikleri topraklarda dahi
tutunamazlar. Kimi zaman yasaklarla, montajlarla üzerimize
geldiler. Ama muhabbetimizi sarsamadılar.
ÖNCE YOL ARKADAŞI, SONRA YOLA
ÇIK
Kardeşliğimiz Türkiye’nin istikbalidir. Ümmetin, tüm mazlumların
tutunacağı yegane umut dalıdır
Önce yol arkadaşı, sonra yola çık. Çok bilinen bir söz vardır.
Dostunu yolda tanırsın. Öyle lafla filan tanımak mümkün değil.
YOLUNU SAPTIRANLARA UĞURLAR
OLSUN
Kimin de kardeşlik adı altında gizli niyetleri olduğunu bu süreçte
gördük ve yollarımız ayrıldı. Gidenlere, yolunu saptıranlara
uğurlar olsun.
Bizim kardeşliğimiz bugüne kadar Türkiye’ye çok değerli hizmetler
kazandırdı. Biz birbirini sırtından hançerleyen o hainlerin
seviyelerine inmeyecek, onların düştükleri çukurlara
düşmeyeceğiz.
Bizim kardeşliğimiz birbirimize karşı aynı zamanda
mesuliyetimizdir.
ÇEVRELERİN MAŞASI OLMAYI TERCİH
ETTİLER
Bırakın hainler hain olmanın gereğini yapsınlar. Hıyaneti, fitneyi,
birtakım çevrelerin maşası olmayı tercih ettiler, yollarını öyle
çizdiler.
Bırakın dostlarıyla yürüsünler. Ama biz birbirine kenetlenmiş
tuğlalar gibi sapsağlam büyük Türkiye mücadelesini vermeye devam
edeceğiz
Biz milletimiz seviyoruz ya. Bizi milletimizden ayırmak mümkün
değil. Bizim mücadelemiz, davamızı büyük Türkiye oldu, yeni Türkiye
oldu.
Biz birileri gibi çıkarları peşinde koşan, kendi şahsi iktidarları
peşinde koşanlardan olmadık. Ö yüzden milli irade, sağlam irade
dedik. Önce insan dedik, yola çıktık. Önce devlet demedik, devleti
arkaya aldık.
Bu paralel yapının ne olduğunu, nasıl doğduğunu hep birlikte
düşünmemiz gerekiyor.
BİR O KADAR DA İBRETLİK BİR
SÜREÇTİR
Yaşadığımız süreç tarihi bir süreçtir. Bir o kadar da ibretlik bir
süreçtir.
Bunlara haşhaşiler dedik. Haşhaşiler 11. Yüzyılda ortaya
çıkmışlardı. Aynen bugünkü gibi paralel yapı kurarak büyük Selçuklu
devletine ağır zararlar vermişlerdi. Ondan sonraki devletlerimiz bu
olaylardan ibret alıp bu noktada hassas davranmıştır. Maalesef
70’den sonra TC bu konuda gerekli hassasiyeti gösteremedi. 10 asır
sonra bir başka haşhaşi yapı çıktı.
Bu yapı benim şahsıma, aileme, arkadaşlarıma taarruz eden bir yapı
değildir. Bu yapı öncelikle Türkiye2nin ulusal bütünlüğüne taarruz
etmiştir. Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, bakanların, AYM’nin bütün
komutanların telefonlarını dinlemek ne demek ya… Böyle bir STK ya
da onun içinde barınanlar bunu nasıl yapabilir. Bu ajanlık değil de
nedir? Dışişleri’ndeki gizli toplantıyı dinleyip de uluslararası
şebekelere servis etmek ne demek?
Ahlaksızca MİT TIR’ları terör örgütlerine silah götürüyordu
diyorlar. Böyle de ahlaksızca yalanları söyleyebiliyorlar.
DİNİ HASSASİYETLERE AĞIR
ZULMETTİLER
Kendilerinden başkasını dindar görmeyecek kadar enaniyet içinde
oldular, sapkın yol çizdiler. Bunlar elimizde artık var. Her yol
bunlar için meşru. İfade şu: Amaç için her yol meşrudur.
Dini hassasiyetlere ağır zulmettiler.
Başka cemaatlere, derneklere hayat hakkı tanımadılar. Şimdi özgür
absın diye feryat ediyorlar dimi. İşte Tahşiye operasyonu diyerek
kitaplara el koyan bizzat bunların kendisiydi.
Bu yapı aynı zamanda bu aziz milletin ahlak değerlerine de suikast
düzenledi. İftirayı, şantajı, montajı, her türlü haksızlığı meşru
gördüler. Bunlar milli değildir, yerli değiller. Buna rağmen bugün
hala bunlarla iş tutanlar, yol arkadaşlığı yapanlar inanın çok
yakında büyük bir mahcubiyet yaşayacaklar. Biz yandık, onlar
yanmasın. Siyasi partilere, STK’lara, derneklere içimizde yanı
başımızda gizlendiğine sananlara sesleniyorum.
Bütün bu pisliklere rağmen samimi insanların o çatı altında
olmasının hiçbir mazereti olamaz
MOSSAD’LA İŞBİRLİĞİ TUTTUĞUNU
GÖREMİYORLARSA YAZIKLAR OLSUN
Paralel yapının tabanındaki samimi insanları bu yapının kimlerle
işbirliği yaptığını lütfen görsünler ve bu gidişi sorgulasınlar.
Hala bu yapının MOSSAD’la işbirliği tuttuğunu göremiyorlarsa
yazıklar olsun.
UTANMADAN SIKILMADAN İTİRAF
EDİYOR
Bakın bir gazete, Peygamberimize hakaret eden karikatürleri
pervasızca yayınlayan bir gazete bundan 5 yıl önce bir savcı ile
ilgili çok ağır hakaretler ediyordu. Şimdi bakıyorsunuz aynı gazete
o savcıya sahip çıkıyor. O savcı da çıkmış 17 Aralık darbe
girişimini nasıl yaptıklarını utanmadan sıkılmadan itiraf
ediyor.
Hukukta bence diye bir yaklaşım, böyle bir bakış açısı olabilir mi?
Bu darbenin apaçık itirafıdır. Yargı en başta içindeki haşhaşileri
temizlemeli.
SEN ANARŞİST MİSİN?
Twitter’dan, gazete sayfalarından, adliye önlerinden hakimler
savcılar keyfice açıklama yapıyor. Dünyanın neresinde bu var. Sen
anarşist misin? Sen bir savcı olarak nasıl adliye önünde broşür
dağıtırsın. Burada da zihinsel bir rahatsızlığın içine girdiği
belli. Adam mı kalmadı, ver de birileri yapsın o işi, sen niye
yapıyorsun
Rafa kaldırılmış bazı dosyalar raftan indiriliyor. Ortaya sadece
cinayetler, kumpaslar çıkmıyor. Ortaya aynı zamanda hukuk
cinayetleri çıkıyor
Birileri hala çıkıp bu paralel yağıyla kol kola iş tutuyorsa onlara
da yazıklar olsun
KILAVUZU KARGA
OLANIN...
Bu paralel yapı montaj konusunda ustadır. Somali’de çocuklara
dağıttığımız kitabın kapağına montaj yapmışlar, sosyal medyada
piyasaya sürmüşler, yetmemiş bunu ana muhalefet partisinin eline
tutuşturmuşlar. Seçimler yaklaşıyor, salla tutar demişler.
Kırşehir’de de söyledim. Kılavuzu karga olanın dedim. Bu kaçıncı
oldu?
BU ARADA BEN DE ÇOK DAVA
KAZANDIM
Bu arada ben de çok dava kazandım. Biraz daha biriksin de biz de
büyük bir meydanda dağıtım mı yaparız, yoksa garip gurebanın olduğu
yerde bir çalışma mı yaparız.
Paralel yapı ile iş tutan başka çevreler de var. Türkiye’nin en
büyük işveren derneği durumunda olan, kısa zaman önce görevi
bırakan başkanı ‘Ben bir paralel devlet görmüyorum’ dedi. Aslında
bal gibi görüyor da bunu söylemek işine gelmiyor. Kim bilir belki
onunla ilgili de montajı vardır. Sen bu ülkenin cumhurbaşkanına
saygısızlık yaparsan bunun cevabını öyle veya böyle alırsın. Bunlar
bir iki kere değil defalarca oldu. Her defasında acaba düzelirler
mi gayreti içinde olduk. Olmadı. Bunlar 24 saat içinde hükümet
devirir, hükümet kurarlardı. Bu devirler eski Türkiye’de var.
Bunlar işine geleni görürler, gelmeyeni görmezler
YÜKSEK FAİZİ GÖRMEDİLER.
NEDEN?
Yüksek faizi görmediler. Neden? Çünkü oradan besleniyorlar. Kendi
cebinden koyduğu parayla değil. Önce pompaya su dolduruyor sonra
basıp oradan istediği suyu çekiyor. Mevduat dediğin vatandaş oraya
parasını akıtıyor nasıl olsa. Ülkede yatırım istiyorsak faizlerin
düşmesi gereken en düşük noktaya düşmesi lazım.
Şu anda yüksek bant 11,7, 11,8 en yüksek. Komisyonları katarsan
15,16,17 gidiyor. Bunun altından kalkılır mı? Bu piyasaya nasıl
yansır. Maliyetler yükselince patron bunu sattığı ürüne vuracak.
Ama bakıyorsun birileri çıkıp ‘sanayiye önem vermemiz lazım,
inşaata o kadar önem vermemiz lazım değil’ diyor. Biz en zor
zamanda inşaat noktasında ara vermedik. İnşaat ve sanayinin at başı
gitmesi lazım. Ülke büyüyor.
Hamdolsun nüfusumuz da artıyor. İstediğimiz gibi değil az artıyor.
Daha fazla artması lazım. Hedefimiz 2023’te 85. Gönlüm tabi daha
fazlasını arzu eder.
Artış oranımızın yüzde 2’nin üzerinde olması lazım. Onun için
açıkça söylüyorum en az 3. Olmazsa olmazımız. Yazanlar çizenler
1’de 2’de kalsın. Bizim üç ya da dördü düşünmemiz lazım
BU FAKİRİ MİLLETİ MUHATAP GÖRMÜŞ
Yerli olanı, milli olanı görürler, gayri milli olanı görmezden
gelirler. Kendi çarkları dönüyorsa Türkiye batmış umurunda
olmaz.
Paralel yapı konusunda şaşırtmadılar. Muhatapları cumhurbaşkanı
değilmiş. Sen kimsin ya, sen kimsin. Bu fakiri milleti muhatap
görmüş. Sen beni muhatap görsen ne yazaaar, görmesen ne yazar.
Bunun için TÜMSİAD gibi, MÜSİAD gibi, ASKON gibi dernek ve vakıflar önemlidir. Bazı uluslararası gazete dernekleri güya bizi hesabına çekiyor. Cezaevinde gazeteciler diyorlar. Soruyorum kaç tane var. Sayı veremiyor. "İsimleri varsa söyle" diyorum. "Bize öyle" dediler diyorlar. 14 yaşında Yakup kardeşimizi içeri aldılar. Adam mı öldürmüştü. 11 sene içerde tuttunuz. Çocuk yaşta içeri aldınız şimdi de çocuklarından ayrı olarak yeniden içeri aldınız.
Boşuna çırpınıyorlar, biz 2023 hedeflerine ulaşacağız. 2023’e yaklaşırken yeni bir anayasanın ne büyük bir ihtiyaç olduğunu görmek durumundayız. Seçimlerde 400’ü alan iktidar yeni anayasayı da kuracaktır, yeni Türkiye’nin de temel taşlarını döşeyecektir.
BAŞKANLIK SİSTEMİ ÇOK DOĞRU
Hızlı gitmemiz lazım. Bir yerlere takılmamız lazım. Siz birini görevden alıyorsunuz onlar iade ediyor. Böyle devlet olur mu? İlahi nihaye çalıştırmaya mecbur musunuz? Çalışanlar sistemini getirmek suretiyle bu işi ilerletmek lazım. Yeni bir anayasa, yeni bir idare sistemi siyasetin, ekonominin de üzerindeki tüm yükleri kaldıracaktır. Bunu daha fazla ertelememek lazım. Muhalefet başkanlık sistemini istiyor mu? İstemiyor. İstemiyorsa çok doğru bir iştir bu. Bu kadar basit.