Erdoğan'dan Gandi'yi sıkıştıracak liste
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu...
İNTERNETHABER- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tutuklu gazeteciler üzerinden hükümete yüklenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu önce 'başka ülkelere yağcılık yapan siyasetçi' olarak tanımladı ardından da açıkladığı listeyle yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu'nun 105 gazeteci tutuklu iddiasını yalanlayan Erdoğan, CHP'nin açıkladığı listedeki isimlere yönelik suçlamaları açıkladı.
"Bu gazeteci olduğu iddia edilen 105 kişilik isim listesindeki 25 kişi hükümlü, 70 kişi tutuklu, 6 kişinin cezaevinde kaydı yok, 4 kişi tahliye edilmiş. Bu isimlerden sadece 6 tanesinin sarı basın kartı var. Burada kimler var, muhasebeciler, ofis elemanları var. "
Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına eşi Emine Erdoğan ile kızı Sümeyye Erdoğan'ın dün 34 köylünün yaşamını yitirdiği Uludere'ye düzenlediği ziyarete ilişkin değerlendirmelerle başladı.
ULUDERE'YE MESAJ
KÜSTAHLAR! |
Başbakan Erdoğan ile Taraf gazetesi MİT krizi sonrası ikinci kez karşı karşıya geldi. Bu kez Erdoğan'ı kızdıran o manşetti ve sözleri çok daha sert oldu... AYRINTILAR İÇİN TIKLAYIN |
Uludereliler'e misafirperverlikleri, samimiyetleri ve muhabetleri için teşekkür eden Erdoğan, "Biz Uludere'nin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Uludere olayının aydınlığa kavuşturulması için ilgili kurumlar her türlü çalışmayı sürdürmektedir. Biz vicdani olan bir partiyiz. Bütün provokasyonlara kışkırmartlara rağmen olayın üzerine gidiyoruz" mesajını verdi.
'BAŞKA ÜLKELERE YAĞCILIK YAPAN SİYASETÇİ'
Erdoğan, konuşmasının büyük bir bölümünü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutuklu gazetecilere ilişkin açıklamalarına ayırdı. Sert sözlerle Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bir sendika gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı imajını vererek karalamaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu da onlara uyarak, Türkiye'de yüzden fazla gazetecinin tutuklu olduğunu söylüyor. Hatta Kılıçdaroğlu, durumu bir adım öteye götürüp, 'İsrail'de tutuklu gazeteci yok' demeye bile getirmişti. Geçtiğimiz hafta Ramallah'ta iki Filistin televizyonunun kapatıldığını da kendisine hatırlatmış olalım. Türkiye, kendi ülkesini başka ülkelere şikayet eden, başka ülkelere yağcılık yapan bir başka siyasetçi görmedi.
LİSTEYİ TEK TEK AÇIKLADI
Biz sendikanın listesindeki isimleri tek tek çıkardık. Bu gazeteci olduğu iddia edilen 105 kişilik isim listesindeki 25 kişi hükümlü, 70 kişi tutuklu, 6 kişinin cezaevinde kaydı yok, yani hayali, 4 kişi de tahliye edilmiş.
Bu isimlerden sadece 6 tanesinin sarı basın kartı var. Burada kimler var, muhasebeciler, ofis elemanları var. Bunlar gazeteci gibi gösteriliyor. 69 kişi PKK Kongra-Gel, KCK örgütüyle ilişkilendiriliyor. PKK üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri taşımak, terör eylemi sırasında sahte polis kimliği kullanmak, polis aracına silahlı saldırıda bulunmak, terör örgütüne üye toplamak...
İNGİLTERE'Yİ HATIRLATARAK YÜKLENDİ
CHP Genel Başkanı bu gerçeklere rağmen bu isimler üzerinden kendi ülkesini karalayan bir genel başkandır. Gazetecileri Koruma Komitesi, tutuklu ve hükümlü sayısını 8 olarak verdi. Medyada göremeyeceğimiz İngiltere'deki bir olayı da hatırlatayım. Son iki haftada polise rüşvet iddiasıyla 10 gazeteci tutuklandı. Ben İngiltere'de muhalefet partilerinin ülkelerini şikayet ettiklerini duymadım.
YALAN AMBALAJI
CHP Genel Başkanı tarafından yapılan kara propaganda bile Türkiye'ye yapılmış büyük haksızlıktır. CHP seçmeni ise hiç hak etmiyor. CHP'nin tabanına sesleniyorum, yönetime şunu sorun; Bu CHP nereye götürülmek isteniyor, bunu bir sorun. Gazetecilerle ilgili listeyi isterse beyefendi onu da kendisine göndeririz. Onu bile aldığı gün hemen yalan ambalajında takdim eder. Çıksın polise silahlı saldırıda bulunmaktan yargılananları gazeteci diye savunsun.
12 SAATTE NE KONUŞTUN?
Anamuhalefet demokrasinin olmazsa olmazıdır. Sağlıklı muhalefet bizim de yararımızadır. CHP Genel Başkanı zulümle dolu geçmişine sahip çıkabilir ama o karanlık geçmişe Türkiye'yi götürmeye gücü yetmez. 12 saat konuşmuş olmakla övünüyorlar. İşte CHP bu. Ne konuştu diye sor, onu soran yok. 12 saat konuştun da ne söyledin. CHP muhalefette 9 yıldır konuşuyor, 79 bin saattir konuşuyor. Peki bugüne kadar ne dedi, ne söyledi? Onlar konuşacak, biz yapacağız.
Yüzde 50'yi almak size her şeyi alma yetkisini vermez diyor. Köşe yazarı. Biz hiçbir zaman azınlıklara zulmetme yetkisini kendimizde görmüyoruz. Geçmişteki gibi azınlıkların çoğunluğa hükmetme yetkisini de kimseye vermeyeceğiz."
ERDOĞAN'DAN KÜRT ANNELERE ÇARPICI ÇAĞRI...
HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
[PAGE]
İKİ KEZ ONAY ALDIK
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Kürt meselesiyle ilgili terör konusuna bakışımız en başından beri bellidir. Güneydoğu, Kürt sorunu, adına ne derseniz deyin... 2005 Ağustos'unda Diyarbakır'da yaptığım konuşmayla ivme kazanmıştır. Meselenin çözümüne yönelik adımlar attık. 2010 yılında 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adı altında süreç başlattık. Sorunu çözmek için yeni ve kararlı bir adım başlattık.
Bu süreç milletimizden iki kez onay aldı. Bu işin onayını muhalefette bulunan partilerden değil, milletten alacağız. Bize verilen desteği heba etmek niyetinde değiliz.
TERÖR MESELESİ KARMAŞIK BİR KÜME
Kürt meselesi, terör meselesi, Güneydoğu meselesi... Bir sorunlar kümesidir.
Mesele eli silahlı bir terör örgütüyle mücüdele değildir. Siyasi, ekonomik, kültürel boyutu var. Bir de istismar, çıkar ve uluslararası siyasi boyutu var. İnsan kaçakçılığı, esrar-eroin kaçakçılığı mı ararsın... Silah kaçakçılığı bu işin içinde. Terör, yurtiçi ve yurtdışında siyaseti dizayn etmek için kullanılıyor. Karşımızda taşeron olarak kullanılan bir örgüt var. Biz sadece dağdaki teröristle değil, onun arkasındaki kirli ellerle de mücadele ediyoruz. Silah tüccarları, uyuşturucu kartelleri bu meselenin çözülmesini istemiyor. Öldürülen teröristlerin kanını ve şehitlerimizin kanı istismar edenler meselenin çözülmesini istemiyor.
MUHALEFET DESTEK VERMEDİ
Çok açık söylüyorum. MHP bize destek vermedi. Şehit cenazelerinden rahatsız değil misiniz? Şehit tabutlarından rahatsız değil misiniz? Bu konuda destek vermeyeceksiniz de hangi konuda destek vereceksiniz? CHP her zaman karşı çıktı. BDP'de beslendiği bataklık kuruyacağı korkusuyla hareket etti.
Yanyana gelmeleri düşünülemeyen bu üç parti 12 Eylül'de de 12 Haziran'da da tüm ilkelerini çiğneyip bir araya geldiler.
'MESELEYİ BİZ ÇÖZECEĞİZ'
Meselenin çözülmemesi için, 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin başarısız olması için üç koldan AK Parti'ye saldırıya geçtiler. Ama bunların hiçbiri bizim için bahane değil. Biz CHP, MHP ve BDP'yle değil, milletimizle yürüyoruz. Biz milletimizin desteği ve hayır duasıyla bu meseleyi çözeceğiz, son nefesimize kadar bunun mücadelesini vereceğiz. Bu bir kardeşlik meselesidir.
Bizim kardeşliğimiz, bir kavmiyet, bir ırkçılık kardeşliği değildir. Bizim bir inanç kardeşliğimiz var.
KÜRT ANNELERE ÇAĞRI
Buradan Kürt kökenli kardeşlerime bir kez daha sesleniyorum. Kürt kökenli annelere sesleniyorum. Samimiyetimizi görün. Nasıl engellenmek istendiğimizi görün.
Terör örgütünde çocukların nasıl istismar edildiğini görün. El ele vereceğiz ve bu oyunu hep beraber bozacağız. Terör örgütü içinde nasıl infazlar yaşandığını görün, bilin.
Terör örgütü uzantısı siyasetçiler de sizin acınızı istismar ediyor, bunu görün. 'Biz bunlara oyumuzu veriyoruz, peki bunlar ne verdi' diye sorun. Anacığım, bacım siz buna layık mısınız? Yüksekova'ya havaalanı yapılacağı zaman karşısına dikilen kim? Bunlar. Bu milleti seven bunlar mı? Ama siz halden memnunsanız söyleyecek bir şeyim yok. Onlara rağmen görevimizi yapmaya devam edeceğiz.
Biz milletimizden bugün bir tek şey istiyoruz. Bu hareket sizin gayretlerinizle buralara geldi. Bu desteğinizi vermeye devam edin. Yaşlı ninelerin hayır dualarını çok iyi biliyoruz. Bu hareket onlarla ayrı bir güç kazanıyor. Biz engelleri aşaacak, terörü inşallah minimize edeceğiz.