Erdoğan'dan flaş açıklamalar! Bütün dengeleri alt üst etti
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, valilere hitap etti. Erdoğan'ın gündeminde Suriye ve Cerablus operasyonu vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cerablus
operasyonunun başarısı Suriye’deki bütün dengeleri alt üst etti.
Başarı beraberinde yeni fırsat ve imkanları da getiriyor. Cerablus
operasyonu dünyanın bölgeye bakışını değiştirdi. Bundan böyle
bölgede Türkiye’nin göz önüne alınmadığı bir planın devreye
sokulması mümkün değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
valilere hitap etti. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları
şöyle:
Millet olarak bizim özelliklerimizden biri de gittiğimiz
coğrafyalarda karşımıza çıkan iyi, faydalı ne varsa onları kendi
bünyemize katma noktasındaki esnekliğimizdir. Bu bizim tarih ve
kültür geçmişimizi zenginleştiren bir bakıştır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında görülen toptancı bakış
dahi bunu kesmeyi başaramamıştır. Osmanlı Devleti’nin 33 vilayeti
vardı. Aynı topraklar üzerinde bugün 63 devlet faaliyet gösteriyor.
Sizler işte bu kadim geleneğin 81 şehrimizdeki en üst
temsilcilikleri olarak çok önemli bir görev üstlenmiş
oluyorsunuz. Şayet valiliklerimiz bu görevlerini
hakkıyla yerine getiremezlerse tıpkı uzuvlarından birini kaybeden
insanın engelli konumuna düşmesi gibi devlet çarkı da teklemeye
başlar. Valilik bir icraat makamıdır. Hiçbir mazeretin başarılı bir
icraatın yerini tutmayacağı yerlerin başında gelir. Sizler devleti
temsil ediyorsunuz ama sabah 9 akşam 6 mesaisi yapan o klasik
devlet memuru anlaşmasıyla asla çalışamazsınız. Memurun sorumluluğu
size karşıdır, sizin sorumluluğunuz ise millete karşıdır. Millete
hizmetin saati, sınırı olmaz.
Türkiye’yi 14 yıldır takip eden değil takip edilen ülke olma
mücadelesi veriyoruz. Sizlerden de aynı şeyi bekliyoruz. Yerel
yönetimden gelmiş bir cumhurbaşkanı olarak özellikle ifade etmek
istiyorum, Türkiye aynı anda pek çok sorunla baş etmek zorunda olan
bir ülkedir. 2 husus öne çıkıyor. Biri terörle
mücadele, diğeri ise sınır güvenliğimizin sağlanması sorunudur.
Bunlar iç içe girmiş sorunlardır. 1984 yılından beri bölücü terör
örgütü ile mücadele ediyoruz. Dinimizi istismar ederek kendisine
alan açmak isteyen DAİŞ belasıyla karşı karşıya
kaldık. 15 Temmuz’dan beri FETÖ’nün kanlı yüzüyle
muhattap olduk. Bakıyorsunuz bir hücre evinde PKK’lılar ile
birlikte FETÖ’cüler yakalanıyor. Diğer örgütler konusunda da benzer
durumlar söz konusu. PKK ile FETÖ’nün, DAİŞ ile DHKPC’nin bizim
nezdimizde bir farkı yoktur. Vatanımızın, devletimizin,
bayrağımızın düşmanlarıdır. Hepsinin de kökünü kazıyana kadar
azimle yolumuza devam edeceğiz. Tek fert kalıncaya kadar, şahsım
için söylüyorum, bu mücadeleyi sürdüreceğim. Bu can bu tende olduğu
sürece mücadeleyi sürdüreceğim.
Diğer darbelerde milletimiz karşısındakinin kim olduğunu bildiği
için gardını alma imkanına sahipti. FETÖ ise 40 yılı
aşkın bir süredir milletimizin kanını emerek büyümüş ve her tarafa
yayılmıştır. Bu grupların gerçekleştirdikleri eğitim, hayır, irşad
faaliyetleri devletimizi de rahatsız etmemiştir. 30
yıl boyunca çift kişilikli, daha da ileri gidiyorum çok kişilikli
faaliyet gösteren bu kişilerin ruh sağlıklarının yerinde olması
mümkün değildir. 17-25 Aralık’ta bu yapının karanlık yüzünü gördük
ama anlaşılan kimseye meramımızı anlatamadık. Şahsen konuşmalarımda
bunlar terör örgütüdür dedikçe karşımdakiler terör örgütü dediğiniz
silahlı olur, kan döker diyordu. Köşe yazılarında bunları
yazıyordu.
"KİMİN TÜRK, TÜRKİYE UNVANI VARSA BUNLARIN YASAKLANMASI
LAZIM"
Teşkilat şeması şöyle önümüze geldiğinde bu kişi sadece Türkiye’yi
ele geçirme niyetinde olan bir meczup ya da terörist başı değil.
Bakıyorsun ki en tepe noktaya geliyor orada kainatın imamı olarak
geçiyor. Röportajlarında 170 ülkede eğitim faaliyeti yaptıklarını
anlatıyorlar. Bu 170 ülkede o ülkeyi ele geçirmenin niyeti
içindeyiz demek. Ve o okullarda kimler okuyor, o ülkelerin ileri
gelenlerinin çocukları. Gittiğim her yerde devlet ve
hükümet başkanlarına bunları anlatıyorum. Ama bize, “Biz bunları
buraya sokmak istemediğimiz zaman siz bize şöyle dediniz, böyle
dediniz’. Haklılar. Bakanlar Kurulu’nda şunu söyledim, dünyadaki
bizim bilgimiz dışında kimin Türk, Türkiye unvanı varsa bunların
yasaklanması lazım. Kainat imamı böyle, kıtaların
imamları var, bitmiyor ülkelerin imamları var. O ülkelerde her
meslek grubunun imamları var. Silahlı kuvvetlerin, polisin,
yargının imamı var. Ben milletimin ferasetine inanıyorum, o feraset
15 Temmuz gecesi kendisini çok net ortaya koydu. Vatandaşımızın
şehadete yürüyüşü bütün hesapları alt üst etti.
CERABLUS OPERASYONU
Darbenin üzerinden 40 gün geçmeden Suriye’de uzun süredir
planladığımız Cerablus operasyonunu başlattık. Bazı dostlar şunu
söylediler, niye cepheyi genişletiyoruz diyenler oldu. TV
ekranlarından bu kadar cephede bu yapılmaz diyenler oldu. Şuna
inanmamız lazım. Cephelerin genişlemesi ya da daralması bir iman
meselesidir. Bu ülkede biz askeriyle polisiyle 1 milyon insan
besliyoruz. Bu milletin kendisi ben varım diyor. Bu cephelerin
hepsi çok küçüktür.
Biz 20 milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye kadar
küçülmüş bir milletiz. Biz tokluğu gördük.
Topraklarımız 780 bin kilometrekare ama gönül
topraklarımız çok daha geniş. Biz o gönül topraklarına göre
oynamalıyız. Neymiş? Uluslararası hukukta bir ülkenin
yönetimi sizi çağırmadan o ülkeye giremezsiniz. O ülkenin yönetimi
zalim