Erdoğan'dan dünyaya Suriye çağrısı
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki sığınmacılar konusunda Avrupa'nın para yerine sadece nasihat verdiğini söyledi. Güvenli Bölge konusundaki çağrısını bir kez daha yineleyen Erdoğan, gerekirse bu bölgenin Türkiye tarafından inşa edileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriyeli sığınmacıların tüm
sağlık kuruluşlarından ayrım görmeksizin sağlık hizmeti aldığını
söyledi. İlaçların ücretsiz verildiğini belirten Erdoğan,
sığınmacılar konusunda Avrupa Birliği'nin para yerine sadece
nasihat verdiğini ifade etti. Erdoğan, Güvenli Bölge konusundaki
çağrısını bir kez daha yineleyerek gerekirse bölgeyi Türkiye'nin
inşa edeceğini söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı kapsamında verilen Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri töreninde konuştu. Suriyeli mülteciler konusunda dünyaya bir kez daha çağrıda bulunan Erdoğan, Türkiye'nin bugüne kadar sığınmacılar için 40 milyar doları aşan harcama yaptığını kaydetti.
Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satır başları şöyle:
"Ülkemizdeki sığınmacıların hepsi de tüm şehirlerimizdeki sağlık kurumlarından vatandaşlarımız gibi aynı şartlarda hizmet alıyorlar. Bu vesileyle Sağlık Bakanlığımıza tüm sağlık kurumlarımıza milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Bizim şu anda bu bölgede 8,5 yıldır yaptığımız harcama 40 milyar doları aşmıştır.
Biz hastalarımıza ilaçlarımızı da ücretsiz olarak veriyoruz.
Dünyada böyle bir hizmeti verebilen başka bir ülke yok. Bu hizmet
sadece sağlıkla da sınırlı değil. Gıdadan barınmaya eğitimden
istihdama kadar her konuda ülkemizdeki sığınmacıları insani
şartlarda yaşatmanın gayreti içerisindeyiz. Biz bu hizmetleri
paramız çok olduğundan ya da mecbur olduğumuz için veriyor değiliz.
Tam tersine gelir bakımından bizden kat kat ilerde olan ülkelerin
sığınmacıları nasıl bir sefalete mahkum ettiğini sizler de
görüyorsunuz.
"8,5 yılda 40 milyar doları aştı"
Kimse de bu mağdurlara sınırlarımızı açmaya da zorlamamıştır. Biz bu insani duruşu gösterdik göstermeye devam ediyoruz. Asıl üzüntü verici olanda bu mücadelemizde büyük oranda tek başımıza bırakılmamızdır. Şu anda AB başta olmak üzere tümüyle bizim sadece sivil toplum kuruluşlarımıza STK'lar vasıtasıyla gelen destek nedir biliyor musunuz? Bizim milli bütçemize değil, 3 milyar avro! Peki bizim yaptığımız yatırım ne? Bizim şu anda bu bölgede 8,5 yıldır yaptığımız harcama 40 milyar doları aşmıştır.
"Paraya gelince ses yok"
Peki AB'den biz daha mı zenginiz? Bu bizim medeniyetimizin bize yüklemiş olduğu görevdir. Suriye krizi boyunca bizim attığımız her adımda biz yanlız bırakıldık. Uzun uğraşlar sonucunda Suriye'de oluşturduğumuz "Güvenli Bölgeler" bugün ülkedeki en huzurlu ve yaşanabilir yerlerdir. Son olarak Barış Pınarı Harekatı ile Suriyeli kardeşlerimize geri dönecekleri yeni alanlar kazandırdık. Planlarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık. Bunları BM Genel Kurulu'nda liderlerle yaptığımız görüşmelerde kendilerine takdim ettim. Bakıyorlar kitapçığa gayet güzel. Peki para? Paraya gelince ses yok. Bunlar parasız olmaz. Bunu beraber yapacağız.
Oldu oldu olmadı Telabyad ile Resulayn arasında gerekirse bir mülteciler şehrini veya şehirlerini biz kuracağız.
"Oldu oldu, olmadı..."
Şimdi yarın BM Genel Sekreteri misafirim olacak. Beraber kahvaltımız var. Tabii kendisine projeleri taktim edeceğim. Diyeceğim ki bir uluslararası donörler toplantısı çağrısını siz yapın. Yaptınız yaptınız, yapmadığınız takdirde bu çağrıyı ben yapacağım. Oldu oldu olmadı Telabyad ile Resulayn arasında gerekirse bir mülteciler şehrini veya şehirlerini biz kuracağız.
Ben o zaman Adnan Polat'ın kapısını çalarım. Sayın Polat hadi sen de burada bir şeyler üstlen. O da hayrına böyle bir şeye bakın o da tamam dedi. Bizim insanımız böyledir. Böyle adımları atar.
"Aldığımız tek şey nasihat"
Yıllardır milyonlarca sığınmacıyı topraklarımızda barındırmak için biz bu ev sahipliği yaptık. Maalesef uluslararası arenadan aldığımız tek şey nasihat. Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli kabul eden zihniyetin gözü Suriye'de ve dünyanın her yerinde kendi çıkarından başka bir şey görmüyor. Biz ise etrafımıza baktığımızda sadece insan görüyoruz. Sadece can görüyoruz, sadece hayat görüyoruz. Diğerleriyle en büyük farkımız işte budur."