Erdoğan'dan çok sert sözler!
Abone olBaşbakan Erdoğan, Millete Hizmet Yolu'nda konuştu 17 Aralık ve Gezi olaylarını suikast olarak nitelendirdi.
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Millete
Hizmet Yolunda" konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili önemli
açıklamalarda bulundu.
17 Aralık'ta yapılan 'yolsuzluk operasyonlarına' değinen Başbakan Erdoğan, hem Gezi'yi hem de 17 Aralık operasyonunu komplo olarak değerlendirdi. Erdoğan'ın "bize görev verdiğiniz sürece buradayız" sözleri, üç dönem şartının kaldırılacağı yorumuna neden oldu.
17 Aralık'ta yapılan 'yolsuzluk operasyonlarına' değinen Başbakan Erdoğan, hem Gezi'yi hem de 17 Aralık operasyonunu komplo olarak değerlendirdi. Erdoğan'ın "bize görev verdiğiniz sürece buradayız" sözleri, üç dönem şartının kaldırılacağı yorumuna neden oldu.
Başbakan Erdoğan'ın Millete Hizmet Yolunda yaptığı konuşmada
öne çıkan satır başlıkları şu şekilde:
"90 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en umut verici
yılını yaşarken, işte bu başarılara, yani milletimizin umuduna,
yani ülkemizin istikbaline ve istiklaline yönelik maalesef yıl
içinde 2 büyük saldırıya maruz kaldık. Mayıs ve haziran
ayında yapılan sokak gösterileri ile 17 Aralık'ta kurulan komplo,
Türkiye'nin bu en parlak, en başarılı yılını doğrudan hedef
aldı. Türkiye'nin başarılarından, büyüyen ekonomisinden,
aktif dış politikasından, küresel ölçekli projelerden rahatsız olan
çevreler, Türkiye'ye karşı kurdukları yeni bir tuzağı uygulama
planına geçirdiler. Gezi olayları nasıl ağaç, park, çevre kılıfına
saklandıysa, 17 Aralık komplosu da, yolsuzluk kılıfına
saklandı.
"17 ARALIK KOMPLOSU, YOLSUZLUK AMBALAJINA GİZLENMİŞ
BİR SUİKAST GİRİŞİMİDİR"
17 Aralık komplosu, yolsuzluk ambalajına gizlenmiş bir suikast
girişimidir. 17 Aralık komplosu, milletin hükümetini hedef
almıştır. 17 Aralık komplosu, bunun da ötesinde, milli iradeyi,
demokrasiyi, sandığı hedef almıştır. Yargı ve emniyet başta olmak
üzere, devlet kurumları içine yerleşmiş bir örgüt, dışarıdan aldığı
talimatlarla, Türkiye'nin istikrarına, güven ortamına,
Türkiye'nin büyüyen ekonomisine ve kardeşliğine suikast
girişiminde bulunmuştur. Yargı içinde, örgütlü olarak
hareket eden bazıları, egemenliği milletten alıp yargıya devretmek
için bu kirli tuzakta piyon olmuş, adeta bir yargı darbesi
gerçekleştirmek için sorumsuzca ve militanca hareket etmişlerdir.
76 milyonun her bir ferdini, kendi iradesine sahip çıkmaya,
demokrasiyi savunmaya, ülkesine yönelik bu çirkin saldırılara karşı
tek yürek olmaya davet ediyorum.
"DUANIN YÜREĞİMİZDE AÇTIĞI İNŞİRAHTAN ASLA
VAZGEÇMEDİK"
Tarihte, en çaresiz zamanlarda, elimizle, dilimizle bir şey
yapamaz hale geldiğimiz dönemlerde, kalbimizle ettiğimiz samimi
dualar işte bunun sayesinde aydınlık şafaklarla kucaklaştık.
Sarıkamış'ta on binlerce yiğidimizi kaybetsek de Çanakkale'de bir o
kadar zayiat versek de onlarca cephede nice Mehmet'i yitirsek de
topraklarımızın neredeyse yarısı işgal edilse de dualardan ve
duanın yüreğimizde açtığı inşirahtan asla vazgeçmedik.
"DİYARBAKIR'DA TARİHİ BİR BULUŞMAYA ŞAHİT
OLDUK"
Enerji noktasında, Türkiye'ye çok büyük kazanımlar sağlayacak
adımlar atıldı. 'Marmaray' adını verdiğimiz, Türkiye'nin 153 yıllık
hayali, küresel ölçekte bir proje tamamlandı ve İstanbul'a,
Türkiye'ye hizmet vermeye başladı. Asya-Avrupa kıtaları böylece
birbirine bağlandı. Ankara İstanbul Hızlı Tren Projesi tamamlanma
ve açılma aşamasına geldi. Diyarbakır'da tarihi bir buluşmayı
gerçekleşti. Terörün sona erdiği, artık şehirlerimize şehitlerin
gelmediği, silahların sustuğu, siyasetin süreçlere egemen olmaya
başladığı bir anda Diyarbakır'da, Sayın Barzani'nin, 38 yıldır
ülkesinden uzak kalan Şivan Perver'in, değerli sanatçımız İbrahim
Tatlıses'in ve on binlerce Diyarbakırlının bulunduğu tarihi bir
buluşmaya şahit olduk. Diyarbakır'da da diğer 80 vilayette de
insanlar sevinç gözyaşları döktüler. 76 milyon, Diyarbakır'daki
buluşmayı, Yeni Türkiye'nin, güçlü, büyük ve kardeşlik içindeki
Türkiye'nin buluşması, kucaklaşmasıdır.
"YARGI VE EMNİYET BAŞTA OLMAK ÜZERE, DEVLET KURUMLARI
İÇİNE YERLEŞMİŞ BİR ÖRGÜT"
Türkiye'nin aktif, onurlu dış politikasını hedef almıştır. Düşünebiliyor musunuz? 10 yıl önce biz iktidara gelmeden Halk Bankasının ederi 1 milyar doların çok altındaydı. Ama şimdi Halk Bankasının ederi 25 milyar dolar. Acaba Halk Bankasına karşı yapılan bu komplo ne ile izah edilecek?
Bu komplo, hangi partiye oy verirseniz verin, hangi partinin gönüldaşı olursanız olun, ayrım yapmaksızın sizleri, sizin sofranızdaki ekmeği, sizin cebinizdeki parayı, sizin alın terinizi hedef almıştır. En önemlisi de bu komplo, Diyarbakır'da oluşan kardeşlik tablosunu, 1 yıldır susan silahları, çözüm sürecini, kardeşliğimizi, artık güç kazanan siyaseti hedef almıştır. Yargı ve emniyet başta olmak üzere, devlet kurumları içine yerleşmiş bir örgüt, dışarıdan aldığı talimatlarla, Türkiye'nin istikrarına, güven ortamına, Türkiye'nin büyüyen ekonomisine ve kardeşliğine suikast girişiminde bulunmuştur. Tabii ki dürüst davranan gerek yargı mensuplarını gerekse emniyet teşkilatımızdaki mensuplarımızı tenzih ederim.
"YARGI İÇİNDE, ÖRGÜTLÜ OLARAK HAREKET EDEN BAZILARI
MİLİTANCA HAREKET ETMİŞLERDİR"
Ama bu oyunun içerisine bulaşan, bu oyunda aktif rol alanları
tarih affetmeyecektir. Ne yazık ki, bu ihanete, büyüyen Türkiye'den
çıkarları zedelenen malum bazı medya kuruluşları, bazı sermaye
çevreleri, bazı siyasi partiler de fırsatçılık saikiyle destek
vermişlerdir. Sorumsuzca ve militanca hareket etmişlerdir. Yargı
içinde, örgütlü olarak hareket eden bazıları, egemenliği milletten
alıp yargıya devretmek için bu kirli tuzakta piyon olmuş, adeta bir
yargı darbesi gerçekleştirmek için sorumsuzca ve militanca hareket
etmişlerdir.
"ALLAH'TAN BAŞKA HİÇBİR GÜCÜN BİZDEN BU EMANETİ
ALMASINA MÜSAADE ETMEYİZ"
Millet egemenliğinin ve demokrasinin bir gereği olarak, siz bize 'git' dediğinizde, biz, bir an bile tereddüt etmez ve emaneti size teslim ederiz. Ama siz bize 'kal' dediğiniz müddetçe, yetkiyi bize verdiğiniz müddetçe, Allah'tan başka hiçbir gücün bizden bu emaneti almasına müsaade etmeyiz.