Erdoğan'dan Cemaat'e: Bir daha ayağa kalkamaz
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Gülen Cemaati'nin bir daha ayağa kalkamayacağını belirterek, "Milletimiz bunu gönlünden sildi" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRGEV yurtları açılış töreninde yaptığı konuşmada Gülen Cemaati'ni topa tuttu. Erdoğan, Gülen Cemaati'ni kastederek, "Bu milletin gönlünden sildiği hiç kimse biliniz bir daha ayağa kalkamaz. Milletimiz bunu gönlünden sildi" dedi.
"Malatya'da meydana gelen elim kazada şehit olan pilotlarımıza rahmet ailesine ve TSK'ya başsağlığı diliyorum" diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
EN KARLI YATIRIM İNSANA YATIRIM
2008'den bu yana hızlanan yurt açma faaliyetleri artık İstanbul dışına taşıp yayılmaya başladı. Vakfın adı da TÜRGEV olarak tadil edildi. 1996'dan bugüne gençliğe ve eğitime hizmet maksadıyla vakfımızın çatısı altında emek vermiş bağışlarıyla katkıda bulunmuş herkesi de bu vesileyle, ölenlere rahmet diliyorum, hayatta olanları hayırla yad ediyorum.
TÜRGEV'in önümüzdeki dönemde faaliyete geçireceği üniversitesiyle, kreşten yüksek öğretime kadar hizmet veren bir yapı haline geleceğine inanıyorum.
Dünyadaki en karlı, verimli, hayırlı yatırım insanlara yapılan yatırımdır. İnancını, tarihini kültürünü bilen, araştıran sorgulayan üreten gençler konusundaki çabalarınızda sizlere başarılar diliyorum.
Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da daima yanınızda olacağımı bilmenizi istiyorum.
TÜRGEV DARBE TEŞEBBÜSÜNÜN HEDEFİYDİ
TÜRGEV 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün en önemli hedeflerinden biriydi. Böylesine güzel hayırlı hizmetler yapan bir kurum niçin hedef alınır? Bu soruyu sormak ve bunun cevabını aramak durumundayız. Bu kurumun hizmetleri iftiralarla niçin engellenmek istenir? Destek veren insanlar özel olarak tespit edilip niçin saldırıya uğrar?
Fakir fukaranın evlatlarının sığındığı bu kapıya niçin kilit vurulmaya çalışılır? Tüm bunlar yolsuzluk gibi gerçekten alçakça ahlaksızca bir kılıfla niçin yürütülür? Aslında cevap kendi içinde gizli. Dikkat ederseniz Türkiye'nin ne kadar milli kurumu projesi varsa hepsiyle birlikte TÜRGEV de hedef alınmıştı. Halk Bank'tan ne istedilerse, küresel projelerden niçin rahatsız oldularsa, TÜRGEV'in üzerine de aynı rahatsızlığı yaşadılar.
Kendi ankebut sistem için güneydeki sevdikleri ülkenin, özellikle de ikamet ettikleri yerdeki destekçilerinin çıkarları için TÜRGEV'i tehdit olarak gördüler. TÜRGEV vatanına bağlı gençler yetiştirmek istiyor. Bunu hazmedemediler.
Onlar bu vasıfların tam tersi mahiyette nesil istiyorlar. Yani biri ak diyor diğeri kara. Böyle olunca anlaşabilmeleri mümkün değildi, nitekim olmadı. Bu yapı milletimizin hayır konusundaki eğitim konusundaki duygularını hassasiyetini istismar etti. Yardım diyerek zekat diyerek kurban diyerek topladıkları paraları götürdüler Türkiye aleyhindeki lobilere, partilere aktardılar, yurt içinde ve yurt dışında.
BU MİLLETİN GÖNLÜNDEN SİLDİĞİ HİÇ KİMSE BİR DAHA AYAĞA KALKAMAZ
Sadece yurtiçinde değil, aynı şeyi yurtdışında da yaptılar ve ülkemiz aleyhine lobiler oluşturmak için bunu yaptılar. Allah rızası için diyerek, karın tokluğuna çalıştırdıkları insanların emeğini karanlık oyunlarının malzemesi yaptılar. Milletin feraset duvarına çarpıp milletin tokadını yiyip yerlerine oturdular. Bu milletin gönlünden sildiği hiç kimse biliniz bir daha ayağa kalkamaz. Milletimiz bunu gönlünden sildi. Şimdi tüm STK'larımıza, vakıflarımıza, derneklerimize çok büyük görevler düşüyor, yurt içinde yurtdışında.
Hiçbir yerde bu yapının ortadan kalkmasıyla herhangi bir hizmetin kesintiye uğramasına izin vermeyeceğiz.
Daha çok çalışacağız, koşturacağız. Meselenin özünden amacından en küçük bir sapmaya mahal vermeden bu hizmetleri daha iyi başarılısıyla yürüteceğiz.
Milletimiz için buna mecburuz. Geleceğimizin teminatı gözlerimizin nuru evlatlarımız için mecburuz.
MAARİF VAKFI ADIYLA VAKIF KURULUYOR
Şimdi yurtdışındaki okullar için inşallah Milli Eğitim Bakanlığı'mız hükümetimize hazırlığı sundular ve MEB öncülüğünde ama tamamen sivil yapıya sahip bir Maarif Vakfı adıyla vakıf kuruluyor. Oralardaki eğitim hizmetlerini artık bu vakıf yürütecek. Yurtdışında acaba ne olacak sorusu cevabını buluyor.
Yurt içinde de ne barınma ne burs konusunda en küçük bir aksamaya yol açılmayacağına inanıyorum. Az önce bakanımız 400 bin öğrenci kapasitesine ulaştığını zaten ifade ettiler.
28 ŞUBAT'I FARKLI YAD EDECEĞİZ
28 Şubat 1997'de ve 28 Şubat geliyor, yad edeceğiz. Ama bu defa farklı yad edeceğiz.
Nerelerden nerelere. Kudret kuvvet sahibi olan Allah'tır. Bugünleri gördük. Şimdi 17-25 Aralık 2013'te köklerinden sarsılmak istenen bu mirasa sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Zahirde farklı gözükse de aslında her iki teşebbüste aynı amaca yönelikti. Amaç bu milletle kadim medeniyeti arasındaki bağları koparmaktı. Böylece milletimiz istikametsiz, hedefsiz bir topluluk haline dönüştürülecekti.
Biz buna izin vermedik. Milletimiz için bu mücadeleyi veriyoruz. Meseleyi Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi gibi göstermeye çabalayanlar, aslında bu yapının kendilerine de düşman olduğunu iyi biliyorlar.
Bu yapı darbe teşebbüsünde başarılı olabilseydi hepsini esir alacaktı. Şantajla, kasetle, montajla dinlemeyle esir alacaktı. Onları da bu büyük tehditten kurtardık, bu çok önemli.
Ama gittiler o yapıya teslim oldular. Sen kendi ayağınla gidersen o da seni hep kullanır. İşte günlerdir gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Biri diğerine montajlı kasetler veriyor, öteki ona biatını bildiriyor, arada birbirini tehdit etmekten hakaret etmekten de geri durmuyorlar. Bu nasıl hastalıklı bir ilişkidir?
Şimdi hedef 7 Haziran. Bu nasıl bir çarpık ilişkidir. Ama her iki tarafa da yakışır. Çünkü cibilliyetlerinin gereği bu.
ONLAR İNADINA MİNİ ETEK, DEKOLTE DESİN BİZ…
Varsın onlar kendilerine icazetli şakirtler yetiştirsinler, inadına dekolte inadına mini etek diye feveran etsinler, biz TÜRGEV ile diğer vakıflarımızla derneklerimizle birlikte inancına tarihine bağlı nesiller düşünen tartışan gençler yetiştirmek için çalışmaya devam edeceğiz.
17 ARALIK'IN SIRLARI ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI
Şu anda Pensilvanya'nın ikinci yakalama emri çıktı. Ne oluyor? Nereye gidiyor bu iş? Şimdi 17-25 AralıK'ın sırları ortaya çıkmaya başladı görüyoruz. Türkiye'de kendilerine yol arkadaşlığı yapanlardan da boşuna medet ummasınlar. Millet onlara bu ülkenin yönetimini teslim etmez.
Şunu çok açık net söylemek zorundayım. Bizim ilişkimiz tarihimizle. Tarihten aldığımız ilhamla geleceği inşa etmek. Yani kökü mazide olan ati anlayışının gereğini yerine getirmek. Biz bunların tabiatının bunların cibilliyetinin gereğini tamamen bir kenara koyan ve tam anlamıyla eşrefi mahlukat olan insana yakışanı yapmanın gayreti içerisindeyiz. Bu bir dürüstlük ilkesidir.
ÖZGECAN'IN BABASI DERS VERDİ
Ekmeği olmayana ekmek, okula gidemeyene eğitim imkanı sağlamak mecburiyetindeyiz.
Özgecan kızımızla ilgili yaşanan yenilir yutulur değil. Arka arkaya üç dört beş kızımızla, bayanla olanlar yenilir yutulur değil. Nasıl oldu da biz bu hale geldik. Bu konuda bu vakıflarımızın çalışmaları çok önemli. Tabi bu bir vahşet. Bunların da yargıda karşılığının hem kısa sürede, hem de en yüksek derecede verilmesi gerekiyor.
Birçok şeyler tartışılıyor, daha ileri ifade kullanmadan şunu diyorum. Adaletin terazisi yerini milim şaşmadan bulmalıdır diyorum. Bunun olması şart. Üstat ne diyordu "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,"
Bizim üzerimizde bu kadar mukaddes yük var. Bunun gereğini yerine getirmemiz lazım. Bu olayları yaşamamamız lazım. Bu vesileyle bir şeyi yaşadık. Mehmet Bey’in o irfan dersi unutulacak bir ders değildi. Baba bütün bu acılar içerisinde tüm insanlığa, insanlık dersi verdi. İşte burada hepimizin ortak almamız gereken dersler de var ayrıca. Bu da çok manidar. Ben kendilerine anneye babaya bu noktada da Allah razı olsun diyorum. Onlar tahrik unsuru olmadılar. Bu ülkede böyle babalar da anneler de varmış dedirttiler.