Erdoğandan Başbuğ Paşaya cevap
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın hedefinde muhalefet vardı. Yandaş medyayı eleştiren Erdoğan, Başbuğ Paşa'ya da cevap verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal’ın, iktidara yönelik “sivil dikta”
benzetmesine bir kez daha yanıt vererek, “Onlar sivil dikta
diyor. Biz demokrasi için çalışıyoruz. Onların siyasi sicili kara
lekelerle dolu. Bu ülkede tek parti diktacılığını kimin yaptığı
bellidir. Bu ülkede çetelerin avukatlığını yapan çok açık
ortadadır. Bakıyoruz milletvekilleri Ergenekon'un avukatlığı için
Silivri'den hiç ayrılmıyor.Tek parti diktası deyince akıllara CHP
gelir” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup toplantısında
yaptığı konuşmada, sözlerine Türkiye için önemli gelişmeden
bahsederek başladı.
Erdoğan, “Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne başkan olarak seçilmiştir. Bu
tarihi bir olaydır.1949'dan bu yana yaklaşık 60 yıl sonra ilk kez
bir Türk milletvekili Parlamenterler Meclisi'ne başkan oldu. Bu
ayrıca doğu Avrupa'dan bir parlamenterin başkan olması anlamına
geliyor” dedi.
Başbakan Erdoğan, ağır geçen kış şartlarına dikkat çekerek,
“Tüm vali ve belediye başkanlarımızın kış şartlarına karşı
teyakkuz halinde olmasını istiyorum. Aç ve açta kalanlarına devlet
elimizi uzatmalıyız."Ölüm rampaları" olarak bilinen Elmadağ mevkii
bölünmüş yola dönüşmüştür. Biz Ferhat'ız milletimiz Şirin. Onların
sevgisi için dağları deliyoruz” diye konuştu.
Erdoğan konuşmasında, son iki haftada yapılan açılışlardan
bahsetti. Erdoğan, “Sadece şu iki haftaya bölünmüş yol ve
yatırımların açılışını, İstanbul Kültür Başkenti açılışını, Rusya
S. Arabistan ziyaretlerini sığdırdık. Onlar laf üretiyor, Biz iş
üretiyoruz. Onlar yıkıcı diyor. Biz yapıyoruz, üretiyoruz. Sadece
söylemlerimizle değil eylemlerimizle ne olduğumuzu ortaya
koyuyoruz” dedi.
-SİVİL DİKTA-
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, iktidara, “sivil dikta”
benzetmesine grup konuşmasında da yanıt verdi.
Erdoğan, “Onlar sivil dikta diyor. Biz demokrasi için
çalışıyoruz. Onların siyasi sicili kara lekelerle dolu. Bu ülkede
tek parti diktacılığını kimin yaptığı bellidir. Bu ülkede çetelerin
avukatlığını yapan çok açık ortadadır. Bakıyoruz milletvekilleri
Ergenekon'un avukatlığı için Silivri'den hiç ayrılmıyor”
dedi.
Erdoğan İsmet İnönü üzerinden CHP’ye şu sözlerle yüklenmeye devam
etti; “Tek parti diktası deyince akıllara CHP gelir. Bir
zamanlar bu ülkede vali CHP'nin il başkanıydı. Bize sivil dikta
yakıştırması yapan yandaş köşe yazarları ve bunu destekleyen önce
aynaya baksın. Biz milletin oyuyla geldik. Biz gizli tasniflerle
gelmedik. Onun için milletimizin kutsal emanetini biz sonuna kadar
taşıyacağız savunacağız. Bu ülkede hizipçi, demokrasiyi vesayet
altına almak isteyenler bellidir. Benim milletim maskenin ardındaki
yüzleri çok iyi biliyor. Bu millet bunun için CHP'ye iktidar yüzü
göstermiyor.”
-YANDAŞ MEDYA-
Erdoğan’ın eleştirilerinden AKP iktidarını eleştiren köşe yazarları
da nasibini aldı. Erdoğan, “ Şimdi yandaş kalemleri bize
kalkıp ne diyorlar, tek parti diktası ayıptır. Önce aynaya bir
bakın. Aynada kimi göreceğiniz belli olur. Biz talimatla gelmedik,
biz milletimizin yeter söz milletin karar milletindir gerçeğiyle
sandıklardan geldik. V e biz gizli tasniflerle de gelmedik. Bunu
benim vatandaşım çok iyi bilir. Biz her şeyimizle açık şeffaf
olarak buraya geldik. Öyleyse milletimizin bu kutsal emanetini
sonuna kadar hakkıyla sürdüreceğiz, taşıyacağız. Bu ülkede
hizipçilik deyince tahammülsüzlük gerilim kriz deyince hemen kimin
akla geldiği çok bellidir” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin çok önemli bir dönemden geçtiğine vurgu
yaparak, iktidarın yapmak istediklerini şöyle sıraladı;
“Mesele şudur; ‘Türkiye değişecek mi böyle gelmiş böyle
gider’ deyip kendi haline mi bırakılacak. Türkiye statükoculuk
yaparak içine mi kapanacak, yoksa çağdaş dünya rotasında değişime
devam edecek? Kronik sorunlar ülkemizi inletmeye Türkiye’nin birlik
ve bütünlüğün hedef almaya devam edecek mi, yoksa tüm çözüm
alanlarını, millete refah mı aldıracağız. Aksak demokrasi bu millet
için yeterli mi, yoksa demokrasinin nitelikleri daha ileri
seviyelere taşınacak mı? Türkiye ileri demokrasiye çağdaş bir hukuk
sistemine mi sahip olacak , yoksa yarım yamalak geri kalmış bir
yapıda yoluna devam etmek zorunda mı bırakılacak? Bizim tavrımız
çok açık net. Biz değişimden yanayız. Biz statokunun değişmesinden
yanayız, demokrasiden ve demokratikleşmeden yanayız. Türkiye’nin
daha fazla atılım yapmasından yanayız. İleri bir demokrasiden hukuk
sisteminden daha fazla özgürlükten yanayız. 7 yıldır asıl
demokratik reformları hayata geçirdiysek bundan sonra da devam
edeceğiz. Türkiye’ye biçilen elbisenin dar olduğun biliyoruz,
Türkiye’nin vizyonunu da genişletmekten yanayız.”
AKP’nin, değişimden dönüşümden demokrasiden hukuktan yana olduğunu
ifade eden Erdoğan, “Bugün eğer çeteler gün yüzüne
çıkıyorsa yargının önüne çıkıyorsa kirli oyunlar deşifre ediliyorsa
bu sergilenen sağlam duruş sayesindedir. Kirli planlar açığa
çıkıyor özgürce eleştirilebiliyor tartışılabiliyor bu ortaya konan
kararlı iradenin neticesidir. bugün Türkiye tek yürek halinde kirli
emellere karşı cesur duruş sergiliyorsa hükümetin cesur duruşu
sizlerin cesur duruşu sayesindedir” dedi.
-KÖŞE YAZARLARI GAZ VERMEYE ÇALIŞIYOR-
Bazı köşe yazarlarının iktidara gaz vermeye çalıştığını öne süren
Erdoğan, “Kusura bakmayın” diyerek, “
Kimse gaz vermesin, biz ne yaptığımızı gayet iyi biliriz, ne zaman
ne yapacağımızı da gayet iyi biliyoruz. Biz bu yola çıkarken bütün
bunların planlamasını yaptık. Köşenizde bu tür yazıları rahatlıkla
yazabiliyorsanız acaba insafa gelin de 7 yıl önce niye
yazamıyordunuz diye kendinize bir sorun. Yazanlar da vardı. Onları
da her zaman taktir ettik ediyoruz. O gün yazamadığı halde bugün
yazanlar kendilerini muhasebeye çeksinler, bize de gaz vermeye
çalışmasınlar” diye konuştu.
-FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERE VURGU-
Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde Uğur Mumcu’ya atıfta bulunarak
şöyle dedi:
“Bundan 17 yıl önce 24 ocakta Uğur mumcu evinin önünde
katledildi. O saldırının hemen ardından belli kesimler töhmet
altında bırakıldı, adres saptırıldı. Maalesef dosya birçok soru
işaretine mahal verecek şekilde kapatıldı. Azmettirenler ortaya
çıkarılamadı. Aynı şey Bahriye Üçok için aynı şey Çetin Emeç, Necip
Hablemitoğludu, Abdi İpekçi için geçerli nice saldırı nice suikast
azmettirenler ortaya çıkarılmadan işleniş gayeleri net olarak
belirlenemeden bunlar belli kesimlere fatura edildi. Tarih
gerçekleri ortaya koyuyor. Bak şimdi yavaş yavaş her şey açığa
çıkmaya başladı. Bugün bizim yaptığımız Dink’in Mumcu, İpek’çinin
diğer tüm kirli saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak,
tüm bu olayları aydınlığa kavuşturmak, gelecekte benzer
melanetlerin yaşanmasını önlemeye yöneliktir, biz bunu yapıyoruz.
Biz yasamadaki gücümüzle yürütmedeki gücümüzle bunu yapıyoruz.
Bunun dışı yargınındır. Biz ancak bunu yapabiliriz, yaptık
yapıyoruz.”
ERDOĞAN'DAN BAŞBUĞ'A YANIT
Başbakan Erdoğan, darbe ve en son “Balyoz”
iddialarıyla gerilen siyaset ve TSK’dan gelen eleştirilere ve
yumruklarını masaya vurarak “Ordunun da bir sabrı
var” diyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a
üstü kapalı yanıt verdi.
Erdoğan, “Yasaları önce iyi okusunlar tahlil etsinler hukuk
devleti içinde bunların nasıl yapılacağını iyi bilsinler görsünler.
Biz öyle öfkeyle kalkıp zararla oturanlardan olmayacağız. Dik
duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Türkiye’nin buna ihtiyacı var.
Yasaları önce iyi okusunlar tahlil etsinler hukuk devleti içinde
bunların nasıl yapılacağını iyi bilsinler görsünler. Türkiye’nin
buna ihtiyacı var” dedi.
Türkiye’nin, selameti için demokrasi hukuk sisteminin selameti için
risk aldıklarını, mücadele verdiklerini, dik durarak sorumlu
davrandıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, “Türkiye’ye
demokrasiye hukuka milli iradeye, herkes her kurumda aynı
sorumluluk duygusuyla hareket etmeli. Türkiye’nin hukukunu
koruyamayanlar kendi hukuklarını da koruyamazlar. Haddini ve
hukukunu bilmeyenler bu ülke için sorumlu davranamazlar, dirayetli
de olamazlar aydınlık geleceği de ulaşamazlar” diye
konuştu.
-AK PARTİ İLE BAŞEDEMEYENLER-
AKP ile baş edemeyen siyasi partilerin başka yerlerden medet
ummasını, demokrasi dışı yöntemlerden medet ummasını, demokrasi ve
hukuka yönelik girişimlere duyarsız kalmasını, Türk siyaseti
açısından büyük bir talihsizlik olarak değerlendiren Erdoğan, faali
meçhul cinayetlerinden örnekler verdi.
Erdoğan, “Nice saldırı nice suikast azmettirenler ortaya
çıkarılmadan işleniş gayeleri net olarak belirlenemeden bunlar
belli kesimlere fatura edildi” dedi.
Erdoğan, “Tetikçilerin maşaların kiralık katillerin
figüranların nasıl bir kirli oyun tezgahın içinde olduğunu
göstermektir. Artık bu oyunlar bu ülkede sahnelenmesin. Her kirli
plan bu ülkenin hukuk sistemine kardeşliğine birlik bütünlüğüne
vatandaşın işine aşına huzuruna kastetmektir. Demokrasiyi zafiyete
uğratacak her girişim bu ülkenin bekası için bir
tehdittir” dedi.
-"KARANLIK SENARYOLARIN HEPSİ LANETLİDİR"-
Karanlık senaryolardan nemalanmak isteyenlerin olduğunu öne süren
Erdoğan şöyle dedi:
“Bundan nemalanlar istismar vesilesi medet umanlar
bilmelidir ki, bu karanlık senaryoların hepsi lanetlidir, bu lanet
hepsini karanlığın içine çekip ebediyen mahkum edecektir. Bu
kanunsuzluklarla mücadele bizim tek başına gerçekleştireceğimiz bir
konu değildir. Muhalefet başta olmak üzere tüm kesimlerin samimi
desteği hayati derecede önemlidir. Çetelere avukatlık yaptırmasını,
süreci her fırsatta provoke etmesini benim aziz milletimin
takdirine bırakıyorum. Faili meçhullerin faili malum haline
gelmesinden kim neden korkuyor çekiniyor, kim gizli kapaklı işlerin
aydınlığa çıkmasından kim neden endişe ediyor. Her olaya kılıf
bularak bu ülkede hukuk korumak mümkün mü?”
-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-
Ne zaman demokratikleşmeden yana adım atmaya çalıştıklarında
karşılarında statükocuları bulduklarını öne süren Erdoğan, son
günlerde AKP’nin anayasa değişikliği hazırlıklarına yönelik
eleştirilere tepki gösterdi.
Erdoğan, “Anayasa gündeme gelir gelmez malum çevreler
sahneye fırlıyor. Ortada böyle bir şey yok daha. Parlamenter
demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru değil miyiz, anayasa yasa
bunları değiştirmek bu parlamentonun görevi değil mi birincil
görevi. Ama daha bunun adını zikrettiğin anda ’istemezük’ başlıyor.
Çünkü bunlar ‘istemezük’ familyasının mensuplarıdır” diye
konuştu.
-367 GARABETİ-
“Bu iktidar anayasa değişikliği yapamaz” diyen
Sabih Kanadaoğlu’na, “367 garabetiyle bu ülkenin enerjisini
heba edenler” diyerek yanıt verdi.
Erdoğan, “Millet egemenliğine bizatihi kendisine meydan
okurcasına rol üstleniyorlar. Muhalefet de bu akıldanelerin
kuyruğuna takılıyor kervanda yerini alıyor. Demokrasi mücadelesinde
iktidar muhalefet yoktur” dedi. Erdoğan şöyle dedi:
“Demokrasi konusunda iktidarda muhalefette taraftır, aynı
tarafta olmalıdır. Biz ortada dolaşan iddialar senaryolar
karşısında sağduyuyu soğukkanlılığı elden bırakmayacağız. İsteyen
istediği tavrı takınsın. Bizi çekmek istedikleri tartışmaya biz
girmeyeceğiz, tuzaklara düşmeyeceğiz. Yapıcı olmaya devam edeceğiz.
Biz eserlerimizle hizmetlerimizle Türkiye için iyiyi güzeli
hedefleyen niyetlerle kendimizi anlatacağız. Meclis içi ve dışı
muhalefetin hırçın tavrı karşısında biz hırçınlaşamayız. Onların
sorumsuz tavır sergileyemeyiz. Her sorunu hukuk çerçevesinde
çözeceğiz. Demokrasiyi de hukuku da yüceltmeye devam edeceğiz. Bir
kanun devleti olmanın peşinde değiliz. Hukuk devleti olmanın
peşindeyiz, bizim derdimiz bu. Ama gerçekleri de tüm boyutlarıyla
milletimizle paylaşacağız.”