Erdoğandan başarısız 4 imza
Abone olBaykal 'Hükümet ne zaman masaya otursa cebi boş kalkıyor' dedi. Sonra da cebini boşalttığı örnekleri tek tek saymaya başladı.
İNTERNETHABER
CHP lideri Deniz Baykal bugünkü grup toplantısına bir hayli hızlı
bir başlangıç yaptı. Dün İstanbul'da yaşanan olayın sonuçlarından
üzüntü duyduğunu dile getirdikten sonra hemen Ermenistan meselesine
girdi.
OBAMA GELMİŞ GEÇMİŞ EN SERT KONUŞMAYI YAPTI
Türkiye'nin 24 Nisan'dan hemen önce Ermenistan'la yol haritası açıklamasına rağmen Obama'nın gelmiş geçmiş en sert konuşmayı yaptığını söyledi ve "AKP hükümeti ne zaman masaya otursa cebi boş kalkıyor" dedi. Cebini boşalttığı örnekleri de tek tek saydı: Ermenistan, Rasmussen, AB ve Sarkozy olayları!..
ERDOĞAN ADINA ÖZÜR
Türkiye'ye kırgın olan Azerbaycan'a da seslenen Baykal "Azeri
milletvekiline 'fitne' diyen Erdoğan adına Azerbaycan'dan özür
diliyorum. Azerbaycan unutmasın Tayyip Erdoğan bugün var yarın yok,
ama Türkiye ile Azerbaycan'ın dostluğu ebedidir' diye konuştu.
ADALET BAKANI YALAN SÖYLEDİ
Baykal'ın üzerinde önemle durduğu ikinci konuysa Deniz Feneri konusuydu. "Adalet bakanı bize aylardır 'dosyayı tercüme ediyoruz' diyor. Oysa dosya Türkçe gelmiş. Göz göre göre yalan söyleyen adalet bakanı derhal ayrılmalıdır" diyerek Mehmet Ali Şahin'i istifaya davet etti.
ERDOĞAN OBAMA'NIN KONUŞMASI İÇİN DENGELİ
DEDİ
Baykal'ın konuşması şöyleydi:
"Obama 24 Nisan'da bir konuşma yaptı. ABD Başkanı, Ermenistan'ın ve
Diasporanın yorumunu birebir sahiplendi. Terminolojiyi de
sahiplendi. Bu konuda Ermenilerin kullandıkları deyim Sayın Obama
tarafından iki kere tekrar edilmiştir. 1914 olaylarının öteki
boyutu görmezden gelinmiştir. Türk ve Kürk kökenli vatandaşların
haksız yere öldürülmesi, müslümanların öldürülmesi görmezden
gelinmiştir. Bir de rakam verilmiştir. Tarihin kesinlikle
reddettiği 1,5 milyon rakamı verilmiştir. Nereden çıktı bu
rakam?
ERDOĞAN ÖNCE DENGELİ DEDİ
Sayın Başbakan ilk açıklamasında Obama'nın
açıklamanın dengeli olduğunu ifade etmiştir. Sayın Obama
aslında soykırım görüşünü ifade etmiştir. Bunu da Türkiye
ziyaretininden hemen sonra bu konuşmayı yapmıştır. Türkiye'de büyük
bir dostlukla karşılandıktan sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı ve
Başbakanıyla kapsamlı görüşmeler yaptıktan sonra bu açıklamayı
yapmıştır.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı Obama'ya Türkiye'nin görüşlerini
aktarmadı mı? Obama rahatlıkla konuşmasının kabul edilebileceğini
nasıl düşünüyor?
OBAMA'YA ABD'Lİ BİLİM ADAMLARININ GÖRÜŞLERİNİ
OKUTSAYDINIZ
Hükümete yapabilecekleri şeyleri anlatmak istiyorum. Eğer Obama'ya
bunları anlatacak vakitleri yoksa CHP'nin bir süre önce buraya
çağırdığı Jastin Mc Carty'nin kitaplarını verselerdi... 74 ABD'li
bilimadamının Ermeni soykırımı yoktur diye yaptığı açıklamanın
metnini verebilirlerdi. Bunu yapan bilimadamları daha sonra nasıl
baskı gördüler, niye bir daha görüşlerini dile getiremediler? Yine
aynı şekilde İngiltere'de Avam Kamerası'nda her yıl soykırım yoktur
açıklamalarını Obama'nın önüne koysalardı.... Tüm bunlar yetmiyorsa
BM'nin soykırımın önlenmesi metni verilebilirdi.
BİR ÜLKE SOYKIRIMLA NASIL SUÇLANIR! BM'NİN KURALLARI
BELLİ
"Bir ülkeyi soykırımla suçlamak çok ağır bir ithamdır. Eğer yetkili
bir hukuki karar olmadan siz bir ağır insanlık suçuyla itham
ediyorsanız, yargısız infaz yapıyorsunuz demektir. Masumiyet
ilkesini ihlal ediyorsunuz demektir. Peşin fikirle hüküm
veriyorsunuz demektir. Hukuk eğitimi almış her siyasetçinin bunu
bilmesi lazım.
BM SOYKIRIMI TARİF ETMİŞ
BM'de oybirliğiyle bir sözleşme kabul ederek bu konuda
yapılacakları bir çerçeveye oturtmuştur. Bu konuda bir iddiası olan
ona baksın. Soykırım nedir? BM bunu tarif etmiştir. Yetkili
mahkemeler karar vermiştir. Almanya'da Nürnberg'de öyle oldu.
Irak'ta öyle oldu. Bu konuda yapılacaklar açık şekilde bellidir. Bu
olmadan bir ülkeye sen soykırım yaptın diye itham etmek, taa Magna
Carta'dan beri hukukun temel ilkelerine aykırıdır.
Ruanda ve Uganda'da uluslararası BM kararıyla geçiçi nitelikte
mahkemeler kurulmuştur. Ve öyle karar verilmiştir. Avrupa İnsan
Hakları sözleşmesinin 6. maddesi "bir suçla itham edilen kimse suçu
ispat edilene kadar masumdur" diyor. Sistematik olarak bu
Türkiye'ye bu suçlamaların yapılmış olması, hukuk bilinciyle
bağdaştırılamaz
TÜRKİYE'NİN TAVRI ÜZÜNTÜ VERİCİ
Bu tablo karşısında Türkiye'nin takındığı tavır üzüntü verici
olmuştur. Ne bu konuşmadan önce, ne de konuşmadan sonra konuya
nasıl baktığımızı etkili bir şekilde anlatamamıştır. Obama
bundan önceki ABD başkanlarının çok üstünde bir konuşma yapmıştır.
Başbakan da önce dengeli diyerek, ardından da toparlamaya çalışarak
kararsız bir tavır takınmıştır.
TAVİZ VERDİKÇE KAYBEDERSİNİZ
Bu konuşma Türkiye ile Ermenistan arasındaki görüşmelerin hangi
noktada olduğunu açıklamasının ardından ortaya çıktı. Türkiye gece
24'te "Biz Ermenistan'la yol haritası sağladık" diye konuştuktan
sonra Obama neden konuşmuştur?
Taviz vererek karşı tarafı idare etmeye mecbur olduğunuz
sürece artık vereceğizi taviz yoktur. Türkiye böyle bir
sürece sokulmuştur. Bizim bu tablo karşısında takındığımız tavır,
olayın başında da, içinde de, sonrasında da maalesef yanlış
olmuştur.
ERDOĞAN ADINA ÖZÜR DİLİYORUM
Bu süreç Ermenistan'la ilişkilerimiz düzelmemiştir, soykırım
noktasında dünyanın Türkiye'ye bakışı düzelmeden, Azerbaycan'la
ilişkilerimiz bozulmuştur. Azerbaycan'ın tepkisini normal
karşılamak lazım. Başbakan bu tepkinin ortaya çıkmasında da kızgın.
Emredici, itham edici görüşler belirtiyor. Başbakan "fitne"
diyor. Buraya gelip büyük samiyetle Türkiye ile Azerbaycan'ın dost
kalması için çaba sarf eden Azerbaycan milletvekiline "fitne" demek
Türkiye başbakanına yakışmaz. Ben Azerbaycan'dan Başbakanın bu sözü
için özür diliyorum.
TAYYİP ERDOĞAN BUGÜN VAR YARIN YOK
Ben çok uzun süredir Cumhurbaşkanı Azerbaycan'a gitsin diyoruz.
Ortadoğu şeyhlerine gösteridiğimiz ilgiyi niye onlardan
esirgiyoruz.
Azerbaycanlılar bilsinler ki, Tayyip Erdoğan bugün var yarın yok,
geçicidir. Ama Türkiye ile Azerbaycan dostluğu ebedidir. Bu dostluk
bu bölgenin en temel dostluğudur. Ebediyen var olacaktır.
Bugünlerin geçeceği hesaba katılmalıdır.
ERDOĞAN'IN BAŞARISIZ
OLDUĞU GÖRÜŞMELER
Genel olarak söylüyorum; AKP iktidarı ne zaman masaya
otursa, masadan kalkarken cebi boşalmış oluyor. Kazan
kazan diyoruz, ortaya çıkan tablo kaybet kazan oluyor. Ne yazık ki
kaybeden de hep Türkiye oluyor.
ERMENİSTAN'LA İLİŞKİLER
Ermenistan'la ilişkilerden ne kazandık, Obama'nın konuşmasını
kazandık, Büyük felafeketi kazandık, soykırımının dünyaya yeniden
kabul edilemsini kazandık...
RASMUSSEN OLAYI
Sonra geçenlerden Rasmussen genel sekreter olmamalı dedi, masaya
oturdu. Masadan rasmussene oy vererek kalktı. Özür dilenecekti, ROJ
tv kapanacaktı, Türk yardımcı atacanacaktı o da olmadı
AB İÇİN KIBRIS'I VERİP KALKTI
AB ile ilişkiler konusunda 'tam üyelik' diye yola çıktık. Bizi de
Brüksel'de bir toplantıya çağırdılar. Sonra biz sakın ha
imzalamayın "Kıbrıs'ı ön şart olarak istiyorlar" dedik. O da güya
istemedi. sonra masaya oturdu. Kıbrıs'ı verip
kalktı.
BİZ SARKOZY'YE EVET DEDİK, O BİZE HAYIR DEDİ!
NATO'nun askeri kanadı oylaması vardı. Belki AB ile müzakereler
konusunda Fransa'nın tavrı değişir dedik. Ama bu şansı iyi
kullanamadık. Biz Fransa için oy verdik. Ama
Sarkozy, Obama'nın AB'ye Türkiye'yi de alın demesine rağmen 'o iş
başka, bu iş başka' dedi.
ŞİMDİ DE KIBRIS'A DİKKAT DİYORUM
ŞİMDİ DE KIBRIS'A DİKKAT DİYORUM
Kıbrıs'ta seçim yapıldı. Seçimi kazanan parti görüşmeye
çağrılmadı. Seçimin ardından ağır üslupla konuşmak Türkiye
başbakanına da cumhurbaşkanına da yakışmıyor. İktidarın
açıklamalaları Talat'ı zor durumda bırakacak nitelikler.
Etrafınızdaki monşerlere sorun bakalım ne diyorlar. Kıbrıs'ta bir
müzakere devam ediyor. Bir süredir sayın Talat'ın götürdüğü ve
AKP'nin de destek verdiği anlayış tek devlet, tek millet... Ama
sonuçta kuzeyde Türkler ve Rumlar, güneyde ise sadece Rumların
olduğu tek vatan, tek millet anlayışı var... Ayrı bir eşitlik hakkı
tanınmadan var olan bugünkü devlete monte edilecek bir müzakere
yürüyor. Ama seçimi kazanan Ulusal Parti bu müzakereye hayır dedi.
İki toplum kendi iradeleriyle bir araya gelmeli dedi...
AB ile ilişkilerimizin geldiği noktayı gördük, Ermenistan'la
ilişkilerimiin geldiği noktayı gördük. Şimdi size "Kıbrıs'a dikkat"
diyorum.
ADALET BAKANI'NIN YALANI ORTAYA
ÇIKTI
Deniz Feneri konusunda yayın yapmak yasak, Ergenekon konusunda
serbest. Bu ne biçim adalet. On binlerce insan dinleniyor. Kaç kişi
dedik, 70 bin dediler. Sanki memnun olmalıyız.. Türkiye'de 70
milyonu dinlemek için alt yapı kurmuşsunuz. Onu başbakana
bağlamışsınız. Elde ettiğiniz bilgileri de internetten insanların
onurunu zedelemek için servis ediyorsunuz.
ADALET BAKANI YALAN SÖYLEDİ
Deniz Feneri konusunda savcı "tek dosya var ve Türkçe gönderdik"
diyor. Türkiye aylardır tercüme edilmesini bekliyordu. Bunu
kim söylüyordu Adalet Bakanı. Şaka gibi bir şey bu! Türkiye'ye
yakışıyor mu? Derhal o adalet bakanının oradan ayrılması
lazım. 70 milyonu aldatmaya çalışacaksınız. Metnin Türkçe
geldiği Almanya'dan yapılan açıklamayla anlaşılacak. Siz Deniz
Feneri'ni koruyacaksınız diye, o sanıkları koruyacaksınız diye bu
kadar kaba yalanı nasıl söylersiniz. O yalan ortaya çıktıktan sonra
o yalanı söyleyenin Adalet Bakanı diye ortalıkta dolaşması Türk
halkına hakaret değil midir?
DENİZ FENERİ'NİN ALTINDAN NE ÇIKACAK?
Deniz Feneri davasında 16 kişi aranıyor. Tercüme yok ama o
aranan ve hakkında bilgi istenen kişiler İstanbul belediyesinde
ballı ihaleleri almaya devam ediyor
Yok anayasa değişecekmiş, yargıyı adam edecekmiş... Sen önce var
olan hukuk düzenini işlet. En temel haklar ihale ediliyor.
Deniz Feneri olayı bu hükümet için dokunulmaz bir konu...
Altından ne çıkacak diye korkuyorlar bilmiyorum. Neden bu kadar
telaş içindeler anlayamıyorum. Bir ülkenin Almanya'da
yargılanmış konuyu kendi ülkesinde yargılamaktan kaçınması
anlaşılır gibi değil...