Erdoğan'dan AB mesajı
Abone olFransa'da haftalık yayınlanan Le Point dergisine konuşan Başbakan Erdoğan, kendisini Müslüman demokrat ve laik olarak tanımladı. İşte Erdoğan'ın açıklamaları
20.04.2005 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Anayasası ile
Türkiye'yi birbirine karıştırmanın tamamen yanlış olacağını
bildirdi. Fransa'da yayınlanan haftalık Le Point dergisinin yarın
çıkacak sayısında soruları yanıtlayan Erdoğan, ''Fransa'da
Türkiye'yi iç politika malzemesi yapmanın ciddi hata olacağı''
uyarısında bulundu. ''Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin
tarihinin çok eskiye dayandığını'' hatırlatan Erdoğan,
''Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin özellikle Fransız
devriminden ilham alındığını'' belirtti. ''Türkiye'deki yabancı
yatırımlarda Fransız yatırımlarının ilk sıralarda yer aldığını''
kaydeden Erdoğan, ''Fransa'nın Türkiye'deki etkisinin bütün
alanlarda hissedildiğini'' ifade etti ve ''Bu kadar yakın ve yoğun
ilişki içinde olduğumuz bir ülkeyle sorun olması bizi üzer'' dedi.
Le Point dergisinin, ''Siz eski bir futbolcusunuz, Türkiye ve AB
arasındaki maçta şu anda neredeyiz'' şeklindeki sorusunu yanıtlayan
Erdoğan, ''Müzakerelere başlama öncesindeyiz, reformları hayata
geçirmek için yoğun bir biçimde çalışıyoruz. Sorunlar ve güçlükler
elbette var, ancak dostlarımızın yardımıyla bu sorunların üzerinden
gelmesini başarıyoruz'' dedi ve son gelişmeler hakkında bilgi
verdi. Erdoğan, diğer bir soru üzerine verdiği yanıtta, ''kendisini
Müslüman, demokrat ve laik olarak tanımladığını'' belirterek,
''Laik dediğim zaman, laik bir devleti yöneten olarak demek
istiyorum, devletin tersine kişiler laik değildir, bu ikisini iyi
ayırt etmek gerekir. Anayasamız da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
demokratik, sosyal ve laik olduğunu söylüyor, insanlar laik
demiyor, bu tür bir değerlendirme yanlış olur'' dedi. Başörtüsü ile
ilgili bir soru üzerine Erdoğan, AK Parti'nin seçimlerde oyların
yüzde 42'sini aldığını ve bunun da 13.5 milyon seçmen anlamına
geldiğini hatırlatarak, iktidar partisine oy verenlerin içinde
başörtü takanların olduğu gibi takmayanların da olduğunu belirtti.
Erdoğan, yine aynı şekilde başörtü takıp da başka bir partiye oy
verenlerin bulunduğuna dikkati çekti. Avrupa'da Türkiye'nin AB
üyeliğine ilişkin önyargılarla ilgili birsoru üzerine Erdoğan,
tarafsız ve iyi niyetli eleştirilerin önemli olduğunu, ancak yazılı
ve görsel basında Türkiye'yi yanlış tanıtan yaklaşımlar da
bulunduğunu söyledi. ''AB'nin Hıristiyan kulübü olmadığını''
vurgulayan Erdoğan, ''Biz AB'yi uzlaşma, farklı medeniyetlerin
buluşma yeri olarak değerlendiriyoruz. AB'nin küresel güç olması
için Türkiye'nin çok önemli katkıları olacak. Farklı medeniyetlerin
buluşması açısından ve dinamik nüfusuyla Türkiye, AB'nin
gelişmesine olumlu katkıda bulunacak'' dedi. ''Refah Partisi'nden
sonra AK Parti'nin kurulmasında siyasi söylemdeğişikliğine gidilip
gidilmediğine'' ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Refah Partisi'nin
kapatılmasından sonra yeni temellere dayanan, tamamen farklı bir
partinin kurulduğunu belirterek, partisinedaha önce farklı
oluşumlardan kişilerin de katıldığını hatırlattı. ''AK Parti içinde
üç kırmızı çizgi olduğunu'' kaydeden Erdoğan, bölgesel
milliyetçilik, etnik milliyetçilik ve dini milliyetçiliğe izin
verilmemesini partinin en önemli kuralları arasında saydı. Erdoğan,
başka bir soru üzerine, laiklik ve dinin iki farklı konu olduğunu
belirterek, ''laiklik bir yönetim modeli. Laik yönetimin biçiminin
tanımını incelediğimizde, bütün dinlere ve inanışlara eşit yaklaşım
olduğunu görüyoruz, bu yüzden din ve laikliği birbirine
karıştırmamak gerekir'' ifadesini kullandı. ''Türkiye'nin nüfus
artışının AB için ilerde sorun olup olmayacağı'' yolundaki bir soru
üzerine Erdoğan, bunun yeni keşfedilmiş bir konu olmadığını
belirterek, Helsinki ve Kopenhag zirvelerinde ve son olarak 17
Aralık'taki Brüksel zirvesi kararlarına atıfta bulundu. ''Bu soruyu
şimdi gündeme taşımanın iyi niyetli davranış olmadığını'' belirten
Erdoğan, ''Ayrıca, genç ve iyi eğitim almış Türkiye'nin Avrupa
ekonomisine de avantajı olup olmadığı sorusunun yönetilmesi
gerektiğini'' söyledi. Erdoğan, laikliğin korunmasına ilişkin bir
soru üzerine verdiği yanıtta ise ülkeyi yöneten bütün hükümetlerin
kararlılıkla laiklik ilkesini benimsediğini söyleyerek, kurumların
rolünün anayasada belirlendiğini hatırlattı. Türkiye'nin batıdan
alacağı şeyler olduğu gibi, batıya vereceği şeylerin de bulunduğunu
ifade eden Erdoğan, AB'nin birlik içinde farklılıkları koruyan bir
yapı olması gerektiğini belirterek, farklılıkların zenginlik
getirdiğini bildirdi. Türk Ceza Yasası'nda yapılacak değişiklikler
konusunda sorunların aşılmaya çalışıldığını kaydeden Erdoğan,
reformlar konusunda hükümetinsiyasi iradesinin olmasının önemli
olduğunu vurguladı. ''AB üyeliğinin Rum Kesimi'ni tanımaktan geçip
geçmediğine'' ilişkin bir soruya ''Hayır'' yanıtını veren Erdoğan,
''Bu soruna çözüm BM çerçevesinde bulunmalı. BM planını kabul
etmekle Türkiye ve KKTC, Kıbrıs'ta barış istediğini gösterdi. Plana
'Evet' diyen KKTC'ye yönelik ekonomik, ticari, sosyal, kültürel ve
sportif tecrit artık kalkmalı'' dedi. ''Sözde Ermeni soykırımına''
ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin bu konuda inceleme
yapmak isteyen Türk ve yabancı araştırmacılara arşivlerini açtığını
hatırlatarak, ''Ermenilerin de aynısını yapması halinde, bu dönemin
bilimsel metotlarla daha iyi inceleme imkanına sahip olunacağını''
belirtti.