Erdoğan'dan Aydın Doğan'a çok sert mektup yanıtı
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Muhtarlar Toplantısı'nda flaş açıklamalarda bulundu. Aydın Doğan'a kendisine gönderdiği mektup üzerinden sert eleştirilerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 11. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'ın gündeminde Yenikapı Mitingi'nde kullandığı 'yerli ve milli vekil' ifadesi ile bayramda kendisine mektup yazan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan vardı.
Erdoğan, Aydın Doğan'a hitaben "Tayyip Erdoğan'a oradan mektup göndermene filan da gerek yok. Senin o gönderdiğin mektupların da kıymeti harbiyesi yok" dedi.
YERLİ VE MİLLİ AÇIKLAMASI
20 Eylül Pazar günü Yenikapı'da yapılan "Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde söylediği "yerli ve milli" sözleri hakkında açıklama yapan Erdoğan, "Terör örgütü bölgedeki vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı inşaallah da bulamayacak. Terör örgütü sadece insanlığın değil milletimizin tüm fertleriyle birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır. Benim Türkiye'nin her yerinde yaşayan vatandaşlarım gibi Kürt ve Zaza kardeşlerim de yerlidir, millidir" dedi.
"YAPTIKLARIYLA YERLİ VE MİLLİ OLMADIKLARINI KANITLADILAR"
Erdoğan yerli ve milli açıklamasını şöyle sürdürdü:
Hamburg'da yapılan toplantıda, Trinidad bayrağı, Japonya bayrağı var, Türk bayrağı yok. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu? Siz kimi aldatıyosunuz? Sizin bayrakla da, devletle de, milletle de, vatanla da sorununuz var. Bunların hepsinin farkındayız. Basın kuruluşları da yaptıkları yayınlarla yerli olmadıklarını kanıtladılar. Son vatanımız Anadolu'nun kalkınması için çalışanlar yerlidir, millidir, bu vatanın evladıdır. Üstünlük kavimle, ırkla değil, Allah'a yakınlıkla olur. Allah'a kim daha yakın ise o üstündür.
"HOLDİNG SAHİBİ OLMANIZ YERLİ VE MİLLİ OLMANIZI SAĞLAMAZ"
Terör örgütüne dolaylı destek veren yayın organlarının sahipleri de bu tavırlarıyla yerli olmadıklarını gösteriyor. Holdinglerin sahip olmak yerli ve milli dairesinde olmanızı sağlamaz. Halen ülkemiz dışında yaşayan milyonlarca kardeşimiz var ki onlar da yerli ve millidir. Buna karşılık nerede doğmuş olursa olsun, tavrıyla, tutumuyla, imkanlarıyla en önemlisi de kalbiyle bu milletten kopmuş olanları yerli ve milli olarak göremeyiz. Onlar gönülleri nereye meylediyorsa, nereye hizmet ediyorlarsa işte oraya aittirler.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne hoşgeldiniz. Geçmiş bayramınızı tebrik ediyorum.
"MEKKE'DE ÖLEN KARDEŞLERİME RAHMET DİLİYORUM"
Sözlerimin hemen başında Mekke'de meydana gelen kazalarda hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Yine bayram boyunca trafik kazalarında hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
"MÜSLÜMANLIĞIN KUTSALLARINA SAYGISI OLMAYAN ÖRGÜT"
Maalesef terör bayram günlerinde de can yakmaya devam etti. Güvenlik güçlerimizden şehit olan ve yaralananlar oldu. Hiçbir kutsalları olmayan Müslümanlığın kutsallarına da saygısı olmayan bu teröristlerle mücadeleyi sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.
"BU GECE DE SINIR ÖTESİNDE OPERASYONLARIMIZ..."
Şunu da çok açık söyleyeyim, ne yurt içi ne yurtdışında operasyonlar ara vermeksizin devam ediyor. Bu gece de sınır ötesinde operasyonlarımız oldu, 30’un üzerinde terörist öldü. Burada durmayacağız, hiç rehavet yok. Aynen devam edeceğiz. Bunların yurt içinde sözde şehitlikleri varmış ya bunların buralara koydukları taziye evleri adı altında depoları var, mühimmat depoları var ve o mühimmat depolarını da biz aynen onları da yerleyeksan ediyoruz. Oralar bir taraftan bombalanıyor, bir taraftan oralar da temizleniyor. Çünkü buralarda esnafımızı oraya çağırıp orada onları haraca bağlayan, onlardan tehditle paraların alındığı herhalde birçoğunuzun malumudur. Biz buna fırsat veremeyiz, buna göz yumamayız. Şu anda bunlar bir süre böyle belki devam edecekler ama biliniz ki bunlar son çırpınışlardır. İnşallah bunun da sonuna kadar giderek hesabını milletimiz adına sormaya devam edeceğiz. Şehitlerimiz adına sormaya devam edeceğiz.
"HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYORLAR"
Umudunu terör örgütüne bağlamış olanların yavaş yavaş hayal kırıklığı yaşadığını görüyoruz. Devletimiz güvenlik güçleri ve tüm kurumlarıyla kararlı şekilde terör örgütünün üzerine gidiyor, gitmeye devam edecek. Milletimiz devletinin yanında olduğunu duruşuyla sesiyle her geçen gün daha güçlü şekilde ortaya koyuyor. Demokrasi ve hak mücadelesiyle silahın bombanın tehdidin acının kanın yan yana olamayacağı bir kez daha görülmüştür.
"PİŞMAN EDECEK GÜÇTE OLDUĞUMUZU HERKES BİLMELİDİR"
Türkiye kendine uzanan her dost elini kavrayacak samimiyettedir. Ancak bu devletin kendisine silah doğrultanlara da cürretine pişman edecek güçte olduğunu herkes çok iyi bilmelidir. Biz ülke yönetimini devraldığımızda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını kendimize uslup edindik.
"KÜRT KARDEŞİMİN İSTİSMARINI YAPIYORLAR"
12 yılda toplam 79 yılda yapılan derslik kadar dersliği hizmete açtık. Terör örgütü ayrımcılığın ta kendisini yapmak suretiyle Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e düşman etmenin gayreti içerisinde. Biz ise kardeş etmenin gayreti içerisindeyiz, farkımız bu. Bunlar sadece benim Kürt kardeşimin istismarını yapıyorlar. Terör örgütünü arkasına alanlar hendek kazmaktan başka ne yaptınız bu ülkede?
Ambulansları, itfaiye araçlarını, camileri, okulları, iş yerlerini, evleri kurşunlayan, yakan, tahrip eden bir örgütün, o bölge için, o bölgenin insanı için mücadele ediyor olabilmesi mümkün müdür? Terör örgütü sadece insanlığın, sadece ülkenin değil aynı zamanda milletimizin tüm fertleriyle birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır.
"HUZUR YOK! KAÇIRAN KİM?"
O kazdığınız hendekler Cizre’ye hizmet mi götürüyor? Nusaybin’e hizmet mi götürüyor? Sadece hendek kazmak suretiyle halkın huzurunu nasıl kaçırırız… Benim Cizreli kardeşim, Cizre’den kaçıyor mu? Kaçıyor. Silopi’deki kaçıyor. Niye? Huzur yok. Kaçıran kim? İşte bunlar. Sizler atanmış memur değilsiniz. Ben nasıl seçilmiş insansam, sizler de seçilmiş birer muhtarsınız.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ İSTİSMAR ETTİLER"
Teröre karşı mücadeleyi yılmadan ve usanmadan beraber vereceğiz. Bu teröristlere bu ülkeyi bırakmayız. İnşaallah beklediğimiz huzura kavuşacağız. Çözülemez denen nice meseleyi çözdük, yapılamaz denilen nice eseri hayata geçirdik. Terör meselesini milletimizin hayatından çıkarmak için başlattığımız çözüm sürecini maalesef istismar ettiler.
Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan olaylar ile bu sürecin siyasi muhattapların gereki iradeyi yerine koymamaları bu süreci maalesef yavaşlattı.
Küresel sistemi bilmek, tanımak anlamak elbette gereklidir önemlidir. Asıl önemli olan bu birikimi kendi ülkeniz, milletiniz için kullanabiliyor olmanızdır.
"TÜRK BAYRAĞI SALLAYARAK MİLLETİ KANDIRAMAZSINIZ"
Yerli ve milli olmak içimize kapanmak değil, büyük fotoğraf içindeki yerimizi doğru olarak görmektir. Hangi kökenden olursa olsun 78 milyon vatan evladı bu ülkenin tek milletidir. Teröristlerin cesetlerini sardıkları paçavra belli. O özlemini duydukları kendilerine ait bayraklarıdır. Bir de diyorlar ki "bizim bayrakla sorunumuz yok". Peki Hamburg'da yaptığınız ne? Siz bu milleti aldatırız diye bir kaç Türk bayrağı sallayarak bu milleti kandıramazsınız. 7 Haziran'da oldu, 1 Kasım'da inşaallah halkımız bu oyuna gelmeyecek.
"İNLERİNE GİRDİK, GİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı hiçbirşeye karışmasın demek aslında cumhurbaşkanı hiçbir şey yapmasın demektir. Kimse beni görevimi yapmaktan alıkoyamaz.
Paralel yapının darbe girişimindnde olduğunu görür görmez gerekeni yaptık, inlerine girdik girmeye de devam edeceğiz. Terör örgütünü kullanan kişiler ülkedek huzur ve güven ortamından rahatsızlar.
"KIYAMETİN SON ANINA KADAR ŞEHİTLER DEVAM EDECEK"
Tabi ki her şehit bizim için bir hüzün kaynağı oluyor. Ama unutmayalım ki kıyametin son anına kadar şehitler devam edecek. Niye? O inanmayanlar bizi ilgilendirmez. Bizim yüce rabbimiz ne buyuruyor? “Allah yolunda öldürülenlere, ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz anlayamazsınız”
"ORALARDAKİ TAZİYE EVLERİ MÜHİMMAT DEPOSUDUR"
Yani kıyametin son anına kadar şehitler gelecek mi? Gelecek. Şehitlik sadece bizim dinimizde var, Zerdüştlerde değil. Veya onlarla beraber yürüyenlerde değil. Bizim dinimizde var. Öyle sözde şehitliklerle şehitlik olmuyor. Onlar da yine saf samimi Müslüman kardeşlerimizi kandırmak için kurulan sözde şehitliklerdir. Oralardaki taziye evleri mühimmat deposudur. Bunları bilelim, görelim ve adımlarımızı da ona göre atalım.
"DURMAK YOK, DURMADAN ÜZERLERİNE GİDECEĞİZ"
Onun için üç; tek vatan diyeceğiz. Hani onların şu anda belli yerleri ele geçirme gayretleri var ya… Oralar bedelini çok ağır ödeyecekleri operasyon merkezleridir bunu bilsinler. Üzerine üzerine gideceğiz. Durmak yok, durmadan üzerlerine gideceğiz. Bu vatan toprağında ameliyat yapılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Ve dört; tek devlet diyeceğiz. Devlet içinde devlet olmaz. Adı ne olursa olsun kesinlikle göz yummayacağız.
Görevimi hakkıyla yapmazsam, beni dünyaya getiren büyüten memlekete hizmet yoluna sevk eden babamın, annemin tüm ecdadımın üzerindeki haklarına halel getirmiş olurum. Görevimi hakkıyla yapmazsam, kendi evlatlarım başta olmak üzere, görevimi yerine getirmemiş olurum. Böyle bir vebali asla göze alamam. Ben ülkemizin birliği geleceği için doğru bildiğim yolda, kendi üslubumla ve elbette anayasal sınırlar içinde mücadele etmeyi sürdüreceğim. Bundan sonra da bu mücadeleyi sizlerin desteğiyle ve onun adına vermeye devam edeceğim.
"O ZAMANA KADAR HİÇ KİMSE KUSURA BAKMASIN, DURMAYACAĞIM…"
Ne zaman ki milletim bana ‘tamam’ der, işte o zaman da milletimin takdir ettiği kişiye teslim eder, kenara çekilirim. O zamana kadar hiç kimse kusura bakmasın, durmayacağım, susmayacağım, çalışacağım, koşturacağım, mücadele edeceğim.
“Cumhurbaşkanı hiçbir şeye karışmasın” demek aslında cumhurbaşkanı görevini yapmasın demek. Herkesin bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı var. Bu hesabı görmek de Allah’a aittir, olay budur.
"YİNE MANŞETLERLE ÇARPIŞARAK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"
Dün nasıl tüzüklerle çarpışarak büyüdük isek, bugün ise terörle terör örgütüyle mücadele ederek, yine manşetlerle çarpışarak yolumuza devam edeceğiz.
"ONLARIN ÜLKEDE DARBE HAZIRLIĞINDA OLDUKLARINI..."
Önemli olan kendi inancımız çerçevesinde mümkün olan en iyiyi yapabilmeye çalışmaktır. Gerektiğinde özeleştiri yapmaktan, eksiklerimizi ifade etmekten çekinmedik. Paralel devlet örgütünün gerçek yüzünü göremediğimizi açıkça ifade ettim. Onların ülkede darbe hazırlığında olduklarını fark eder etmez gerekenleri yaptık. Ne demiştik? İnlerine gireceğiz, girdik devam ediyoruz. Yine siyasette bürokraside birlikte hareket ettiğimiz çeşitli isimlerle daha sonra yollarımızı ayırmak durumunda kaldık. Bizim amacımız terör nedeniyle dökülen kanı ortadan kaldırmak ve ortak gelecek hedeflerine dayalı olarak huzuru hakim kılmaktı. Burada gerçekten samimiydik. Ülkemizin tamamında ortaya çıkan ümit tablosu bizi bu ihtimali sonuna kadar zorlamaya sevk etti.
"BU KONUDA ZAFİYETE YOL AÇTIĞI ANLAŞILIYOR"
Maalesef, demokrasi ve özgürlükler art niyetlilerin elinde istismara açık hale dönüşüyor. Bu süreçte terör örgütünün kötü niyetlerini hayata geçirmek için istismar ettiğini gördük. Kamu görevlilerinin gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirmesinin, bu konuda zafiyete yol açtığı anlaşılıyor. Terör meselesi ülkemizde yeni ortaya çıkmış bir mesele değildir. Bölgedeki sıkıntılar, cumhuriyet döneminde de sürekli nükseden sorunlardır. Biz bu meseleyi çözmek için gayret gösterdik. İlk fırsatta silaha sarıldılar. Bombalarla pusularla niyetlerini ortaya döktüler. Keşke çözüm süreci bizim istediğimiz şekilde sonuçlansaydı. Tek bir askerimizin vatandaşımızın canı yanmasaydı, kanı dökülmeseydi.
CONRAD MESELESİ
Ben bir Conrad meselesi anlatmıştım. Conrad'da bana söylediklerini anlatmıştım. Bunların hepsini inkar ediyor. Şimdi ne kadar hayırlı oldu. Bu inkar etti, bütün kirli çamaşırları şimdi her taraftan piyasaya dökülmeye başladı mı? Her şeyleri A'dan Z'ye... Bu ülkeyi, bu devleti nasıl soyup soğana çevirdiklerine dair her şey şimdi piyasaya dökülmeye başladı mı? Herkes açıklamaları yapıyor mu? Sen busun. Kimin bu ülkede dürüst, kimin dürüst olmadığına zaten bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan yalandan en fazla kaçınan insandır. Ama siz bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz. Şimdi de 'ben böyle demedim' diyorsunuz, işte eserleriniz ortada ve herkes çıkıp sizin nerede neler yaptığınızı, nasıl yaptığınızı ortaya koyuyorlar.
"ERDOĞAN'A DÜŞMANLIĞINIZ OLABİLİR..."
Buradan çeşitli şekillerde terör örgütüne hizmet eden herkese bir çağrıda bulunuyorum, 'Gelin bu oyuna alet olmayın. Ey medya bu oyuna alet olma.' Erdoğan'a düşmanlığınız olabilir, ki bu düşmanlığınızı zaten attığınız başlıklarda görüyorum ama bilesiniz ki siz ne kadar düşman olursanız olun Rabbimin takdir ettiği ömrü hiçbir zaman azaltamayacaksınız ve bu mücadele azmimizi de hiçbir zaman yıldıramayacak, durduramayacaksınız ve bu oyunun kazananı asla siz olmayacaksınız."
AYDIN DOĞAN'IN MEKTUBU
Ey medya bu oyuna alet olmayın. Erdoğan'a düşmanlığınız olabilir, bu düşmanlığı zaten attığınız başlıklardan anlayabiliyorum. Onlar için her türlü yolu meşru kılan sizsiniz, sizin ekranlarınız sizin başlıklarınız. Senin o gönderdiğin mektupların kıymeti yok. Vatanı için de çalışanlar bellidir kendi için çalışanlar da bellidir.