Erdoğan'dan Arafat'a eleştiri
Abone olİsrail'in katliamlarını sert bir dille eleştiren Erdoğan, eleştiri oklarını bu kez Arafat'a yönetti. Erdoğan, Arafat'ın Barak'ın Başbakanlığı dönemindeki tutumunu eleştir
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski İsrail Başbakanı Barak'ın
başlattığı barış sürecinde Filistin lideri Yaser Arafat'ın masadan
kalkarak büyük bir fırsatı teptiğini söyledi. ABD'de bir panele
katılan Erdoğan, "80 yaşına merdiven dayamış olan bir Arafat
barışın önünde bir engel olamaz" diyerek Filistin liderini
eleştirdi. Kendisinin aşırı bir Müslüman olmadığını belirten
Erdoğan, "İslami terör” ifadesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, Amerikan kuruluşu Academy of Achievement
tarafından Chicago'daki Peninsula Hotel'de düzenlenen,
yöneticiliğini MSNBC televizyonundaki siyasi ağırlıklı Hardball
programının ünlü yapımcısı Chris Matthew'in yaptığı, “Ortadoğu”
konulu panele katıldı. Panelde Erdoğan'ın yanı sıra İsrail'in eski
Başbakanı Ehud Barak, ABD Kongre üyesi Jane Harmon ile Princeton
Üniversitesi'nden Ortadoğu uzmanı Prof. Bernard Lewis de yer aldı.
“Ortadoğu sorunu konusunda, Filistin ve İsrail halklarının her
ikisinin de barıştan yana olduğu inancındayım” diyen Başbakan
Erdoğan, “Konuyu liderler noktasında kilitlersek olayı çıkmaza
sokarız. İsrail'in de, Filistin'in de öncelikle barışa inanması
lazım. Bu bir psikolojik süreçtir. Bunu başaramadığımız sürece,
sadece bombaların yağmasına seyirci oluruz. Elinde gücü
bulunduranlar, bu işe yardımcı olmak isteyenler, barışı Filistin'e
de, İsrail'e de sürekli olarak tavsiye etmek durumundadırlar. Ben,
hükümetim ve milletim bu konuda her türlü görevi almaya hazırız”
diye konuştu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben Barak'ın
başlatmış olduğu barış sürecine katılıyorum. Ancak Sayın Barak'ın
başlattığı süreç devam etmedi. Sayın Arafat büyük bir fırsatı
tepmiştir. Eğer o zaman oturulan masadan kalkılmasaydı isabetli
olurdu. Şu anki sıkıntı budur. Fakat biz yine de barıştan umutsuz
değiliz. Burada, başta ABD olmak üzere, G-8 ülkeleri ve komşu
ülkeler olmak üzere burada barışı tesis etmek için hep birlikte
çalışabiliriz. Onun için bu toplantıdayız. Çözüm için çaba gösteren
Barak'ın aktif siyasetten çekilerek yanlış yaptığını söyleyen
Başbakan Erdoğan, “Barış süreci sıkıntılı bir süreçtir. Çile
çekmeyi gerektirir ve bu mücadeleyi çile çekerek sürdürmeliyiz. 80
yaşına merdiven dayamış olan bir Arafat barışın önünde bir engel
olamaz. Bu işi halklar arasında çözebiliriz” dedi. "ILIMLI İSLAM"
OLMAZ Panelistlerden Harmon'un konuşmasında “ılımlı İslam”
ifadesini kullanmasına tepki gösteren Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
“Türkiye ılımlı İslam'ın egemen olduğu bir ülke değildir. Her
şeyden önce ılımlı İslam ifadesi yanlıştır. İslam kelimesi
itibariyle yalındır, sadece İslam'dır. Ilımlı İslam dediğiniz zaman
bunun alternatifi çıkar, o da ılımsız İslam'dır. Bir Müslüman
olarak böyle bir kavramı, böyle bir tespiti kabul edemem. İslam
aşırılıkları reddeder. Ben aşırı bir Müslüman değilim. Biz ortayolu
bulmuş olan bir Müslümanız.” “TERÖR BİR NETİCE” Terörün bir netice
olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Terör
bir gerekçe değil. Acaba biz terörle ilgili gerekçeleri ortadan
kaldırabildik mi? ABD'nin Bağdat'a girmesi işi çözmüyor. Buraya
nereden geldik. 11 Eylül'den geldik. 11 Eylül olmasaydı
Afganistan'a girilmezdi, Irak'a da girilmezdi. Irak'ta, bir dost
olarak, samimi olarak biz bu işin hallini istiyoruz. Ama bu sorunu
halletmek dışardan dayatmacı bir yaklaşımla olmaz. Kendi iç
değerlerine kıymet verilmeli. Halklar kendilerini yönetecek
olanları kendi içinden çıkarmalıdır. Atanmış memurlarla bu işler
zor yürür. Bu benim demokrasi anlayışımdır. Tespitimdir. Bunu da
başarmaya mecburuz. Onun için altyapısını ona göre yapmak
durumundayız. Bir farklı ülkenin modelini oraya oturtmak, adeta bir
vücuda kabul edemeyeceği bir organ naklini yapmak gibidir.” “İsrail
ve Filistin arasındaki mücadelede silah gücü olarak Filistin'in
İsrail ile mukayese edilmesi mümkün değildir” diyen Başbakan
Erdoğan, “Gazze'den çekiliyor diye barış gösterileri yapanlara
bombaları yağdırdığınız zaman bu işi durdurmak mümkün değildir.
Burada objektif bir bakış yapmamız lazım. Bir defa terörün dini
yok, ırkı yok, milleti yok, vatanı yok. Öyleyse bunları belli
olmayan böyle bir fenomeni nasıl çözeceğiz. Terörün gerekçeleri
yoksulluktur, yokluktur, cehalettir. Bunu yok etmenin gayreti
içinde olmalıyız. Varlıklı olan ülkeler, silahlanma yarışı yerine
yokluğu ve yoksulluğu ortadan kaldırmanın gayreti içine girmelidir”
diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Ben, teröre 40
bin kurban vermiş bir ülkenin başbakanıyım. Teröre kurban olanların
hepsi ülkenin yoksulluk ve yokluk bölgesinden geliyor. Terörist bir
şeyi çok iyi bilir; ölmeyi ve öldürmeyi. Ve buna odaklanır. Fakat
ona yataklık yapan sermaye vardır. Bazen kişiler, bazen kuruluşlar
ve bazen de dünyanın güçlü ülkeleridir. Bunu iyi tespit etmemiz
lazım.” İSLAMİ TERÖR İFADESİNE TEPKİ Panelistlerden Bernard
Lewis'in konuşmasında “İslami terör” ifadesini kullanmasına tepki
gösteren Erdoğan, “Bu ifade dünyada sadece Müslümanları değil, tüm
ilahi dinlerin inananlarını üzer. Hiçbir din teröre müsaade etmez.
Dolayısıyla terörün önüne İslam kelimesini yakıştırmak çok
çirkindir. Dinci terörist diyebilirsiniz ama İslami terörist
diyemezsiniz” dedi. Başbakan Erdoğan'ın ifadelerine tepki gösteren
panel yöneticisi Matthews'in “Teröre İslamcı demeyeceksek peki
öyleyse terörü nasıl tanımlayacağız ki” diyerek, İslamcı terör
ifadesinin doğruluğunda ısrarcı bir tutumla müdahale etmesi
dinleyenlerden tepki aldı. Tartışma, panel sonrasında da bazı
dinleyicilerle Matthews arasında devam etti. BARAK'TAN DESTEK
İsrail'in eski Başbakanı Barak da Türkiye ve Başbakan Erdoğan'dan
övgüyle söz ederek, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecine güçlü bir
destek verdi. Türkiye'nin AB'ye en kısa zamanda girmesi gerektiğini
söyleyen Barak, AB'nin bölgede önemli bir mihenk taşı olan
Türkiye'nin bu iki dünya arasında doğal köprü olma rolünü
oynamasına şans verilmesini tavsiye etti. Barak, “Avrupa cennetinin
devamının Türkiyesiz olamayacağını” ifade etti. “İslami terör”
nitelendirmesi konusunda da Başbakan Erdoğan'a destek veren Barak,
“Terörle on parmağımla mücadele ettim. Terörle mücadelede ABD
değil, Türkiye gibi bölge ülkeleri önemli” dedi. “Ortadoğu'da bizi
yıllarca Osmanlı yönetmişti” diyen Barak, Başbakan Erdoğan'ın
cesaretli tavırlarına destek verilmesi gerektiğini söyledi. “İslami
bir partiden geldiği halde Avrupa'nın elini sıkmasının çok önemli
olduğunu” ifade eden Barak, “En önemli konu Avrupa diktatörlüğü
sona ermeli. Türkiye doğal köprü görevini üstlenip, rolünü
oynamalı” dedi.