Erdoğan'dan AB'ye ikinci sert çıkış
Abone olBaşbakan Erdoğan İtalya'dan AB'ye karşı sert bir çıkış daha yaptı. Erdoğan Türkiye'nin AB'ye alınmaması halinde hükümet olarak ne yapacaklarını açıkladı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam
üyeliğinin AB'nin stratejik gücünü artıracağını belirterek, "Bizim
istikametimiz bellidir. Türkiye, AB'ye alınmazsa, Kopenhag
Kriterleri'ni Ankara kriterleri yaparız. Yolumuza devam ederiz"
dedi. Erdoğan'ın, “Bazen dostluklar evlilikten iyidir” şeklindeki
yoruma, “Sizin örneğiniz, nikah masasında 'dost kalalım' demeye
benzer” yanıtını verdiği kaydedildi. Başbakan Erdoğan, “Ambrosetti
Forumu”nun ikinci gününde AB konulu oturuma katıldı. Oturumda
Başbakan Erdoğan ile birlikte Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav
Klaus, AB Komisyonu eski başkanları Valery Giscar d'Estaing ve
Romano Prodi, Avusturya Maliye Bakanı Karl-Heinz Grasser ve ABD'li
senatör Joe Biden de konuşmacı olarak yer aldı. "BÜTÜN DİNLERDEKİ
KÖKTENDİNCİLİĞİ YOBAZLIK SAYARIZ" Yaptığı konuşmada, AB'ye tam üye
olarak girme konusunda Türkiye'nin kararlılığını bir kez daha dile
getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, AB'ye giremezse
köktendincilik olur mu” şeklinde yöneltilen soruyu, “Bizim
istikametimiz bellidir. Türkiye, AB'ye alınmazsa, Kopenhag
Kriterleri'ni Ankara kriterleri yaparız. Yolumuza devam ederiz. Bu
tür düşüncelere karşı olduğumu daha önce de defalarca ifade ettim.
Din üzerinden siyaset yapmaya da karşıyız. İslami terör tanımlaması
son derece yanlıştır. Bütün dinlerde fanatizm bulunabilir. Bütün
dinlerde köktendincilik vardır. Biz bütün bunları yobazlık sayarız.
Bunlarla ortak mücadele edilmesi gerekir. Köktendincilik sadece
İslama ya da başka bir dine mahsus değildir” diye yanıtladı. "AB,
MODERNLEŞME SÜRECİNİN BİR PARÇASI" Türkiye'nin demokratik ve laik
bir devlet olduğunu da vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB
süreciyle ilgili soruyu da “AB, Türkiye'nin modernleşme sürecinin
bir parçasıdır, bir yansımasıdır. Biz Türk halkının demokrasi
özlemlerini gerçekleştirmek için bu reformları yaptık. Uygulamaları
da onun için gerçekleştiriyoruz. Biz bunu sadece AB'ye tam üyelik
hedefimizin bir gereği olarak, Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine
getirmek için yapmadık” yanıtını verdi. "ÜYELİĞİMİZ AB'NİN
STRATEJİK GÜCÜNÜ ARTIRACAK" AB'nin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra
barışı tesis etmek için kurulduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan,
“Bugünkü yeni koşullar altında AB dünya barışına büyük katkı
sağlayacak imkana da sahiptir. Bu misyonu yerine getirebilmesi için
de AB'nin Türkiye'nin üyeliğine ihtiyacı vardır. Türkiye'nin
üyeliği bu anlamda AB'ye çok büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye'nin
üyeliği AB'nin stratejik gücünü artırır” dedi. 'NİKAH MASASINDA
'DOST KALALIM' ÖNERİSİ Başbakan Erdoğan'ın oturumda, “Bazen
dostluklar evlilikten iyidir” yorumunu yapan Avusturya Maliye
Bakanı Grasser'e, “Sizin örneğiniz, nikah masasına oturulduğunda
'dost kalalım' demeye benzer” yanıtını verdiği de kaydedildi. ŞİMON
PERES'DEN TEŞEKKÜR Öte yandan Başbakan Erdoğan, oturumun ardından
İsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres ile biraraya geldi. Şimon
Peres'in görüşmede, Pakistan ve İsrail arasındaki arabuluculuk
rolünden dolayı Başbakan Erdoğan'a teşekkür ettiği bildirildi.
Başbakan Erdoğan, daha sonra Como Gölü çevresinde gezintiye çıktı.
"KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜM ZEMİNİ BM" Bu arada CNBC ve İtalyan SKY
televizyonlarına konuşan Başbakan Erdoğan, ”Biz Kıbrıs sorununun
Birleşmiş Milletler zemininde çözümlenmesinden yanayız. Konu BM'ye
getirilir ve bu zeminde bir çözüm aranırsa biz elimizden gelen
desteği veririz” dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Bildiğiniz gibi 24
Nisan 2004'te, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin hazırladığı
Annan planı adada halk oylamasına sunulmuştur. Referandum öncesinde
AB de, çıkacak 'evet' oyunun adanın tümüyle ilgili bir mesele
olduğunu, bunun Kıbrıs'ın tümünün AB'ye alınmasını sağlayacağını
belirtmiştir. Ancak KKTC Kıbrıs'ın bütünlüğüne 'evet' derken, Güney
Kıbrıs ise Annan planına 'hayır' demiştir. Ardından da 1 Mayıs'ta
Güney Kıbrıs AB üyesi yapılmıştır. Halbuki Kopenhag kriterlerine
göre, belirli bir coğrafyada sınır sorunlarını halledememiş bir
ülke AB'ye üye olarak alınamaz. Ama o dönemde bu ilkeye ters düşen
bir uygulama yapılmıştır. Tabii ki bu da sıkıntı verici bir
durumdur.” Erdoğan, Türkiye'nin dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs
sorununun BM nezdinde çözümlenmesinden yana olduğunu söyledi.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ Başbakan Erdoğan, 3 Ekim'de Türkiye'nin AB
ile tam üyelik müzakerelerine başlayacağını hatırlatarak, “Türkiye
olarak AB ile üyelik sürecinde, gerek uyum yasaları gerekse
uygulamalar konusunda çok ciddi adımlar atmış olduğumuz ortadadır”
dedi. Erdoğan, AB ülkeleri arasında özellikle Fransa tarafından
Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkıldığı biçimindeki değerlendirmeleri
de gerçekçi bulmadığını belirtti. Erdoğan, Fransa'daki referandumun
Türkiye'nin üyeliğiyle ilintilendirilmesinin yanlış olduğunu
anımsatarak, “Fransa'daki referandumda, Fransız halkı AB Anayasası
ile ilgili iradesini ortaya koymuştur. Ama bunun asla Türkiye
ilgili bir yanı yok. Orada Türkiye'nin AB'ye girip girmeyeceği
değil, sadece AB Anayasası oylanmıştır. Kaldı ki Fransız halkında
oylama sonucu ortaya çıkan kanaatin pekişmesinin, direkt olarak
anayasa ile ilgili olduğu kanaatinde de değilim. Bunun birazda
oradaki yerel politikalar, oradaki iktidarlarla alakalı olduğunu
düşünüyorum. Bu tür olgular, çoğu zaman halkın değerlendirmesinde
de ciddi bir tesir oluşturabilmektedir” diye konuştu. IRAK Erdoğan,
“ABD sizce Irak'ta daha ne kadar kalabilir?” sorusunu ise şöyle
yanıtladı: “Şu an itibariyle bu konuda herhangi bir tarih belirtmek
yanlış olur. Zira Irak'ın halihazırda ne düzenli bir ordusu var ne
de düzenli bir güvenlik gücü. Her şeyden önce Irak'ta güvenliğin
temini için mevcut sürecin işletilmesi, Irak hükümetinin artık
tamamen oturmuş hale gelmesi lazım. ABD'nin ortaya koyduğu tavırla
tüm bu konularda gerekli sinyaller verilerek, Irak'ta işler hal
yoluna girene dek mevcut süreç devam etmelidir diye
düşünüyorum.”