Erdoğandan 2009 için garanti
Abone olErdoğan yılın son Ulusa Sesleniş konuşmasında 2008'in değerlendirmesini yaptı. 2009 için umut dolu konuştu.
Yılın son Ulusa Sesleniş konuşmasını yapan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, "Zaman zaman içerde yaşadığımız bazı
tartışmalar sizleri yanıltmasın. Cumhuriyetimizin bütün kurumları,
milletimize hizmet için var olduklarını unutmadan, birbirinin
rakibi ya da alternatifi gibi değil, birbirini tamamlayan bir
dayanışma içinde çalışmalıdır" dedi. Ve "Neden umutlu olmalıyız,
neden karamsarlığa kapılmamalıyız? Bunu bazı örneklerle sizlerin
dikkatinize sunmak istiyorum" diyerek örnekleri tek tek saydı.
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan "Ulusa Sesleniş"
konuşmasında, 2008'in, dünyada son derece önemli olayların cereyan
ettiği, yüzyılda bir yaşanan büyüklükte bir mali krizin, gelişmiş
ekonomiler başta olmak üzere bütün ülkeleri sarstığı bir yıl olarak
hatırlanacağını söyledi.
2008 ZORDU AMA KAYIP YIL OLMADI
Başbakan Erdoğan, "Muhtemel ki bu büyük krizin etkilerini dünya,
2009 yılında da hissetmeye devam edecek. Daha şimdiden birçok
ülkede, ekonomik büyüme ciddi seviyede yavaşlıyor hatta ABD,
Japonya, Almanya gibi bazı gelişmiş ülkelerde büyüme negatif seyir
izlemeye başlamış durumda. Bütün dünyayı sarsan bu çapta
bir krizin Türkiye'yi de az çok etkilemesi kaçınılmazdır.
Özellikle son bir yılda yaşadığımız başka olumsuz gelişmeleri de
dikkate aldığımızda, evet, 2008 zor bir yıl oldu ama asla
milletimiz için kayıp bir yıl olmadı" dedi.
KRİZ KONTROL ALTINDA
Ekonomi Koordinasyon Kurulu başta olmak üzere bütün ilgili
organlarla düzenli olarak, krizin seyrini takip ettiklerini ve
krizin etkilerini en aza indirmek için çaba gösterdiklerini
belirten Erdoğan, bu çalışmaları bugün de azami dikkat içerisinde
ve çok yönlü sürdürdüklerini ifade etti.
Her aşamada ilgili kesimlerle, reel sektör temsilcileriyle ve
sosyal taraflarla müzakereleri devam ettirdiklerini vurgulayan
Başbakan Erdoğan, reel sektörün sıkıntılarını giderecek adımları
öncelikli olarak attıklarını ve atmaya devam ettiklerini dile
getirdi.
AVANTAJLARIMIZ VAR
Erdoğan, Merkez Bankası'nın da gelişmeleri yakından izleyerek,
bu süreçte piyasadaki döviz ve YTL likiditesini dikkatle takip
ettiğini ve günü gününe önlemleri aldığını belirtti.
Başbakan Erdoğan, "Bir yandan ekonomimizi küresel
risklerden korumaya, diğer yandan da şartları ülkemiz için
fırsatlara dönüştürmeye çalışıyoruz. Böyle krizlerin
negatif etkilerinin yanı sıra bazı önemli ekonomik fırsatlar da
getirdiğinin bilincindeyiz. Son günlerde uluslararası enerji ve
emtia fiyatlarında meydana gelen düşüşleri ve bunun ülkemize
getirdiği avantajları, buna bir örnek olarak görebiliriz.
Umudumuz odur ki bu avantajlar 2009 yılı enflasyon hedefini
tutturmamızda, bize büyük katkı yapacaktır" diye
konuştu.
"Bütçeler ekonomilerin karneleri gibidir, akla kara orada
ortaya çıkar" diyen Erdoğan, her yıl olduğu gibi bu yılın
sonunda da yeni yılın bütçe hazırlıkları nedeniyle Türk ekonomisini
masaya yatırdıklarına ve bütün boyutlarıyla değerlendirme imkanı
bulduklarına işaret etti.
MİLLETİN SIRTINA YÜK YÜKLEMEYECEĞİZ
Hem ekonominin genel gidişatının sağlamasını, hem de geçen yılın
muhasebesini yaptıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, geleceğe dönük
hedefleri de bu doğrultuda belirlemeye gayret ettiklerini ifade
etti.
Başbakan Erdoğan, "Bugün başta gelişmiş ülkeler olmak üzere pek çok
ülke, ekonomilerini dalgalanmalardan korumak adına çok ağır
tedbirleri yürürlüğe koyuyorlar. O ülkelerin ekonomik
açıklarını kapatmak üzere bugün ödedikleri faturayı, yakın
gelecekte kendi vatandaşları ödemek durumunda kalacaklar.
Ama açık ve net olarak ifade edeyim ki biz milletimizin sırtına
bugüne kadar böyle bir yük yüklemedik, inşallah da yüklemeyeceğiz"
dedi.
NEDEN UMUTLU OLMALIYIZ?
"Neden umutlu olmalıyız, neden karamsarlığa kapılmamalıyız?
Bunu bazı örneklerle sizlerin dikkatinize sunmak
istiyorum" diyen Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son altı
yıl içinde dünyada çok az örneği görülen istikrarlı ve
sürdürülebilir bir büyüme dönemi yaşadığını ve çok önemli bir
atılım gerçekleştirdiğini kaydetti.
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR 10 BİN DOLARI AŞTI
"Bütün göstergeler dibe vurmuşken yeniden ayağa kalkma iradesi
gösterebilmiş bir milletten ve o iradeyle son 27 çeyrek boyunca
sürekli büyüme göstermiş bir ekonomiden bahsettiklerini" belirten
Erdoğan, kişi başına milli gelirin yıl sonu itibariyle
10.000 dolar hedefini aşmış olacağını söyledi.
Bu rakamın 2002 yılında 3.517 dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan
Başbakan Erdoğan, "Bu ülkenin insanları olarak bizler
gelecekten umutlu olmayacağız da, bizler özgüven sahibi olmayacağız
da kim olacak?" diye sordu.
"Bugün dünyada yaşanan sıkıntıları biz yıllarca yaşadık, bu
girdaptan nasıl çıkılacağını da çok iyi biliyoruz" diyen Erdoğan,
krizin en güçlü ekonomileri adım adım gerilettiği bir zamanda
ekonominin istikrarlı bir büyüme içerisinde olduğunu söyledi.
TL'YE GEÇİŞ
Yine bu istikrar sayesinde yılbaşından itibaren paradan sıfır atma
operasyonunun son aşamasını başlatma imkanı bulduklarını kaydeden
Erdoğan, 1 Ocak 2009 itibariyle paradaki "Yeni" ibaresi atılarak
yeniden TL'ye dönüleceğini hatırlattı.
Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası'nın yeni madeni paraların ve
banknotların basımını tamamladığını ve dağıtımını yaptığını
bildiren Başbakan Erdoğan, 1 Ocaktan itibaren artık TL'nin
kullanmaya başlanacağını ifade etti.
1 yıl boyunca YTL ve TL'nin bir arada kullanılacağını belirten
Erdoğan, 1 yılın sonunda piyasadaki YTL'nin büyük oranda tedavülden
kalkacağını ve yeni boyutlarıyla ve yeni şekilleriyle TL'nin Türk
insanının hayatındaki yerini alacağını dile getirdi.
BOL SIFIRLI PARA KABUSU SONA ERİYOR
Başbakan Erdoğan, "Yıllar boyunca istikrar bir türlü
sağlanamadığı için sürekli ertelenen bu önemli operasyonu bu
şekilde tamamlamış, sıfırı bol ama alım gücü düşük para kabusunu da
sona erdirmiş oluyoruz. Türkiye bugün dış ticaret alanında
yakaladığı gelişme hızıyla adım adım dünyanın dev ekonomileri
arasındaki yerine ilerlemektedir" dedi.
"Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan "Ulusa Sesleniş"
konuşmasında, "makro ölçekteki bütün gelişmelerin
vatandaşların hayat standartlarına yansıması noktasında" geçen altı
yıl zarfında önemli iyileşmeler yaşandığını ifade
etti.
GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ
Vatandaşların aile bütçelerini çok daha fazla rahatlatmak ve
Türkiye'nin hayat standartlarını çok daha iyi yerlere taşımak için
geceli gündüzlü bir çalışma içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan,
bu ülkede sıkıntı çeken tek bir insan bile görmek istemediklerini
fakat, Türkiye'nin uzun istikrarsızlık yıllarının biriktirdiği
sıkıntıları bir anda çözmenin mümkün olmadığını söyledi.
Erdoğan, "Hiçbir problemimiz çözümsüz değil ve hükümet
olarak bu ülkenin ne kadar problemi varsa kararlılıkla üstüne
gidiyoruz. Bu bir zaman meselesi, bir istikrar meselesi,
sağlıklı ve kalıcı bir iyileşme için adım adım gitmek, macera
aramamak, popülizmin tuzaklarına düşmemek gerekiyor" diye
konuştu.
KİMSEYİ EZDİRMEYECEĞİZ
Göreve geldiklerinde 'memurumuzu, işçimizi, emeklimizi
enflasyona ezdirmeyeceğiz' dediklerini hatırlatan Erdoğan,
verdikleri bu sözü tuttuklarını ifade etti.
Erdoğan, "2008 yılında asgari geçim indiriminden kaynaklı artışlar
hariç, en düşük memur maaşında yüzde 23,2, ortalama memur maaşında
ise yüzde 19 oranında artış sağladık. 2009 yılında kamu
görevlilerinin maaşlarında Ocak ayında yüzde 4, Temmuz ayında ise
yüzde 4,5 oranında olmak üzere yıllık yüzde 8,5 oranında artış
gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yapılacak artışlar sonucunda aile
yardımı ödeneği de en düşük dereceli memurun maaşı 2009 yılı Ocak
ayında 1.164 YTL'ye, Temmuz ayında ise 1.215 YTL'ye yükseliyor"
diye konuştu.
EĞİTİM VE SAĞLIK
Hükümetin en öncelikli hedefinin eğitim, sağlık, adalet ve emniyet
gibi temel hizmetlerde standartların yükseltilmesi olduğunu
belirten Erdoğan, geçen zaman zarfında bu hedefler doğrultusunda
önemli adımlar attıklarını ve önemli kazanımlar elde ettiklerini
dile getirdi.
Hükümet olarak geleceğin en büyük teminatı olarak gördükleri
çocukların eğitimine çok büyük önem verdiklerini ve bütçeden en
büyük payı eğitime ayırdıklarını kaydeden Erdoğan, bu anlayışla
2002 yılında 7,5 katrilyon lira olan Milli Eğitim Bakanlığı
bütçesinin, 2009 yılında 28 katrilyon liraya çıkacağını
söyledi.
"Ulusa Sesleniş" konuşmasında Türkiye'nin her alanda hızla
geliştiğini ve büyüdüğünü vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin
her köşesinde yıllar yılı ihtiyaç duyulan yatırımların tek tek
hayata geçirildiğini ifade etti.
AK Parti İktidarı döneminde, farklı il ve ilçelerinde toplam 111
adalet sarayının inşa edildiğini ve hizmete açıldığını belirten
Erdoğan, başta İstanbul olmak üzere 59 Adalet Sarayının yapımının
da hızla devam ettiğini bildirdi.
Altı yıl gibi kısa bir zaman içinde 336.000 sayısına ulaşarak toplu
konut alanında bir rekora imza attıklarını kaydeden Başbakan
Erdoğan, 230.000 kaliteli, depreme dayanıklı, sağlıklı konutu hak
sahiplerine teslim ettiklerini, bir anlamda da 100.000 nüfuslu 15
şehir inşa ettiklerini dile getirdi.
Bu büyük konut projeleri sayesinde doğrudan ve dolaylı olarak
800.000 vatandaşa istihdam sağladıklarını vurgulayan Erdoğan,
"Medeniyet demek, yol demektir. 2003 yılına kadar 6.101 kilometre
bölünmüş yol yapılmışken 2003–2008 yılları arasında biz buna 338
kilometresi otoyol olmak üzere toplam 9.227 kilometre bölünmüş yol
ilave ettik. Ankara ve İstanbul'u hızlı tren ile birbirine
bağlıyoruz" dedi.
Erdoğan, "Yeni bir yıla hazırlanırken ekonomisiyle üretimiyle dış
ilişkileriyle güçlü bir dünya ülkesi haline gelen Türkiye'nin
dinamizmini, vizyonunu, en önemlisi de ilerleme iradesini korumakta
kararlıyız. Her yeni yılı, yeni bir heyecan, yeni bir başlangıç
vesilesi olarak görüyoruz" diye konuştu.
"AB'ye katılım sürecimiz için de yeni yılı milletimizin talep ve
beklentileri doğrultusunda en iyi şekilde değerlendireceğiz" diyen
Erdoğan, zaman zaman Türkiye içinde yaşanan tartışmaların halkı
yanıltmaması gerektiğini kaydetti.
"Cumhuriyetimizin bütün kurumları, milletimize hizmet için var
olduklarını unutmadan, birbirinin rakibi ya da alternatifi gibi
değil, birbirini tamamlayan bir dayanışma içinde çalışmalıdır"
diyen Erdoğan, sözlerini "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk
devleti olan Cumhuriyetimiz, çıktığı medeniyet yolculuğunu böyle
sürdürecek, ancak bu şekilde milletimiz daha çok refah, daha çok
özgürlük hedefine ulaşacaktır. Aynı şekilde bölücü terör örgütüyle
çok yönlü, çok boyutlu mücadelemiz devam ederken, birlik ve
bütünlüğümüzü güçlendirmek, demokrasimizi reformlarla daha da
derinleştirmek durumundayız" ifadeleriyle bitirdi.