Erdoğan'a zem zem suyu içireceğiz
Abone olArif Sakık Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'nde çözüm süreciyle ilgili değerlendirmede bulundu.
Ağabeyi Şemdin Sakık ile 1998'de Irak'ın kuzeyinde
yakalanarak Türkiye'ye getirilen ve ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına çarptırılan terör örgütü üyesi Arif Sakık, ''Başbakan
Erdoğan, eğer bu silahlı mücadeleye son verir, PKK'yı yurt dışına
çıkarırsa biz ona baldıran zehiri değil, zem zem suyu içireceğiz''
dedi.
Terör örgütüne katıldığı 1993 yılından itibaren ağabeyi Şemdin Sakık'ın yanında yer alan ve 1998 yılında Irak'ın kuzeyinde yakalanarak ağabeyi ile Türkiye'ye getirilen Arif Sakık, çıkarıldığı mahkemece iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Diyarbakır'da 7 yıl tutuklu kaldıktan sonra Muş E Tipi Kapalı Cezavi'ne gönderilen Sakık, hükümetin çözüm süreciyle ilgili başlattığı çalışmaları samimi bulduğunu ve herkesin bu sürece destek vermesi gerektiğini belirtti.
Böylesi bir hamle ile hükümetin, taşın altına elini değil, gövdesini koyduğunu, Türkiye'nin hassas bir süreçten geçtiğini vurgulayan Sakık, süreçle ilgili konuşanların da bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak değerlendirme yapması gerektiğini ifade etti.
ERDOĞAN'A BALDIRAN ZEHİRİ DEĞİL, ZEM
ZEM SUYU İÇİRECEĞİZ
''Başbakan Erdoğan, eğer bu silahlı mücadeleye son verir, PKK'yı yurt dışına çıkarırsa biz ona baldıran zehiri değil, zem zem suyu içireceğiz'' diyen Sakık, Erdoğan'ın bunu başarması durumunda hem Türklerin hem de Kürtlerin azizi ve cumhuriyet tarihinin Atatürk'ten sonra gelen en büyük devlet adamı olacağını kaydetti.
Devlet görevlilerinin İmralı ile yaptığı görüşmeleri olumlu bulduğunu, sürecin ilerlemesiyle ilgili bazı kaygılarının olduğunu dile getiren Sakık, farklı düşüncelere sahip insanların süreci sabote etmek için çeşitli çalışmalar içinde olabileceğini anlattı.
BU ÜLKE HEPİMİZE, HERKESE YETER
Terör örgütüne katıldığı için büyük pişmanlık duyduğuna işaret eden Sakık, şöyle konuştu:
''Ben pişman olmasaydım, bugün onların içinde olacaktım. Bunu artık kabullenemiyorum ve hiçbir gencin ölmesini istemiyorum. İyi ki buradayım ve iyi ki onlardan ayrıldım. Bunu içten söylüyorum. Çünkü ben savaş baronlarına kurban gitmek istemiyordum. Bu ülke hepimize, herkese yeter. Bu ülke sadece Türklerin değil, bu ülke sınırları içinde yaşayan herkesindir. Bizim topraklarımız, anayurdumuzdur. Türk, Kürt, Laz, Çerkez herkes bu ülkenin vatandaşıdır.
CHP, MHP ve BDP'nin alt tabanı artık hükümetle
birliktedir. Barış olsa, kan dursa, şehirlere Türk bayrağına sarılı
şehit cenazeleri gitmese MHP barajın altında kalır. Kürt gençleri
ölmese BDP'ye de kimse oy vermez. Özgürlük, demokrasi, insanın
karnını doyurmaz.''