Ben bu yazıyı yazmaya başlarken twitter'da garip şeyler
oluyordu.
Örneğin; Ayşe Hür isimli PKK sevicisi bir kadın, Suriye'de
gebertilen terörist Mihraç Ural'a "Nasılsınız?" diye twit
atmakla meşguldü!
Karşı taraf ses etmeyince Hür'ü takip eden bir twitter kullanıcısı
cevap vermiş.
"Öldüm! Burada 4.5 çekmiyor, sakın ha geleyim deme!"
İşin tuhaf tarafı kadın adamın öldüğüne inanmıyor. "Yarın
bulunduğu yerden görüntülü arama yapılacakmış. Bekleyelim
bakalım" diye umutla bekliyor.
Şaka değil yahu, vallahi yazdıkları birebir bu sözlerden
ibaret!
Tamam kabul ediyorum, Erdoğan nefreti birilerinde akıl falan
bırakmadı.
Lakin bu kadının hali Hal değil.. Bildiğiniz buji meme yapmış
farkında değil!
Neyse...
Twitter'da bir ilginç gelişme daha yaşandı dün gece
yarısı...
Türkiye sıralamasında birinci sıraya yükselen, dünya sıralamasında
da zirveye oynayan "Erdoğan'ı seviyorum" başlıklı
hastag çalışmasını hiç bir gerekçe göstermeden yayından
kaldırdı.
Bunun yerine, "Erdoğan'ı sevmiyorum" diye başlayan başka bir
TT çalışmasını ise kısa sürede ilk sıraya yükseltti.
Gezicilerin, PKK'lıların, paralel yapı mensuplarının ve hainler
korosunun bölücü ve yıkıcı mesajlarına sınırsız özgürlük tanıyan
site mesele Erdoğan'a duyulan sevgi olunca anında sansürcü
kesildi.
Sonra mı?
Erdoğan hayranları bu kez, "Erdoğan'a sansür" isminde yeni
bir TT çalışması yaptı ve kısa sürede 200 bin mesaj atıldı. Ancak
tüm çabalara rağmen bu TT çalışması listeye giremedi. Onun yerine,
26 bin mesajda kalan "Erdoğan'ı sevmiyorum" başlıklı hastag
ilk sırada kalmaya devam etti.
O anda dünyanın bir başka ucunda ne yaşanıyordu biliyor
musunuz?
AK Partililerin sesi sosyal medyada kasti bir tahrikle
kısılırken, Erdoğan Washington'da konaklayacağı otelin önünde
kendisini hasretle bekleyen binlerce Türk'ü selamlıyordu.
Tam da Arif Nihat Asya'nın "Biz kısık sesleriz" şiirinde
olduğu gibi "Kahraman bekleyen yığınlar", "kahramanlarıyla"
hasret gideriyordu.
"Hoşgeldin Suriyeli mültecilerin koruyucusu", "Seni seviyoruz
Uzun Adam", "Ant olsun ki seni üzenleri üzeceğiz" sloganları
twitter'in karargahı olan ABD'nin kalbinde yankılanıyordu!
Konuya geri dönelim...
Madem özgürlüklerin yılmaz savunucusu olduğunu belirten twitter'in
özgürlük anlayışı bu kadar!
Madem bu halkın özgür iradesiyle seçilen bir adamın ismine bile
tahammül edemiyorlar.
Madem bir ülkenin yüzde 52'sinin sesini kısabilecek kadar küstahlık
yapıyorlar.
Kısasta hayır vardır!
Türkiye'ye düşen, uyguladığı sansürden geri adım atmaması durumunda
bu fitne fesat yuvasının fişini çekmektir. Mavi kuşu aleme ibret
olsun diye yolmanın tam zamanıdır!
Dipnot - 1: Twitter'da sesi kısılan AK Partililer, bir hayli
üzgün ve kızgındı. Kendilerini teselli eder mi bilmem
ama, daha önce söylediğim bir sözü buradan tekrarlayayım:
Sanalda sesiniz kısıldı diye dert etmeyin. Allah sizi sandıkta sesi
kesilenlerden etmesin yeter ki...
Dipnot - 2: Benim yazıyı bitirip yayına verdiğim saatlerde
twitter dalga dalga büyüyen tepkiler üzerine "Erdoğan'ı
seviyorum" hastagını listeye geri koydu.