Erdoğan'a türban tuzağı mı kuruluyor?
Abone olAnayasa Mahkemesi eski raportörü Osman Can'dan kafaları karıştıracak iddia: CHP başörtüsüyle hükümete tuzak mı kuruyor...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'türbanı
çözelim' önerisinde samimi mi; yoksa bu hamlenin arka planında bir
tuzak mı var?
Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Osman Can'a göre evet
seçkinler ve CHP tastamam hükümete tuzak kuruyor.
Peki ama nasıl?
Can'ın temellendirmeleri şöyle:
Bir kere başörtüsü yasak değil. 20 yıldan fazladır bizi
anlamsızlığa mahkûm eden ve yalnızca mağduriyetler üreten bu yasak
geleneksel siyasal seçkinlerin ürettiği fiili bir yasak. Bu yasak,
eğitim hakkını herhangi bir yasal temel olmaksızın engellediğinden
esasen hem idari, hem de cezai anlamda hukuksuz bir
eylem.DanıştayveAnayasa Mahkemesikararlarıyla başörtüsü yasağı
imalatı ise çok açık bir Anayasa ihlalinden başka bir anlam
taşımıyor. Anayasanın 13. Maddesine göre temel haklar ancak
meclisin çıkaracağı bir kanunla sınırlandırılabilir. Kanunların
açıkça yasaklamadığı veya sınırlandırmadığı bir eylem tarzının
yargı kararıyla yasaklanması, açık bir anayasa ihlalidir ve meşru
değildir.
TÜRBAN DERKEN TREN KAÇMASIN!
Osman Can, başörtüsü sorununu çözüyormuş gibi görünmenin önemli
reformları gözden kaçırabilmesi riski doğuracağına dikkat çekerek
analizine şöyle devam ediyor:
Buna karşın başörtüsü sorununu anayasal ve yasal tartışmaların
merkezine yerleştirmek, demokratikleşme yönünde ulaşılmış tarihi
momenti (anı) ıskalama etkisi yaratabilir. 2007'deki Anayasa
girişiminin başörtüsü nedeniyle akamete uğratılmasının ardından
yaşananları hatırlamakta yarar var. Bürokratik seçkinlerin siyasal
uzantılarıyla birlikte yarattığı yıkımın etkileri halen devam
ediyor. Unutulmamalıdır ki, siyasetteki her bir irrasyonel adım,
sonraki rasyonel adımların atılmasını zorlaştırıcı etki yaratır.
Her bir tuzak, yeni bir politik durum ve algıya yol açar. Bu
tuzaktan çıkıldığında dahi, siyasi aktörlerin hareket marjları
daralır. Çünkü inandırıcılık örselenir. 2010 Türkiye'sinde dahi bu
kadar büyük bir enerji ve çabayla yalnızca sınırlı bir reform
paketi hayata geçirilebildiyse, nedenini başka yerde aramak
gereksizdir.
AMA'SIZ-KIRMIZI ÇİZGİSİZ ANAYASA
Can 'Bu tuzağa dikkat' diyerek yazısını şöyle bitiriyor:
Geleneksel siyasal seçkinlerin 100 yıllık hegemonyanın artık bittiğinin farkına varmaları gerekiyor. Bundan sonra atacakları ilk adım, temel sorunun yalnızca sonuçları üzerinde makyaj çalışmalarıyla Türkiye'ye zaman kaybettirmek değil, temel soruna eğilmeleri, artık demokratik bir Türkiye'nin olmazsa olmazı olan önkoşulsuz, "ama"sız ve kırmızı çizgisiz bir yeni Anayasa yapım sürecine katılmaları gerekir. Diğer bir değişle süreci engelleyen değil, sürece katkı sağlayan bir dinamiğe dönüşmeleri gerekir.
Türkiye'nin sorunları 100 yıllık siyasal yapılanmanın ürettiği sorunlardır ve bunun çözüm imkânını, sistemin çağın demokratik gereklerine uygun olarak yeniden yapılandırılması yaratabilir. Ne kısmi Anayasa değişiklikleri, ne de başka bir şey!