Erdoğana pişkin dedi

İNTERNETHABER

Deniz Baykal kürseye gündemi değerlendirmek için çıktı. Hedefinde yine başbakan vardı. "O sattığın Telekom gözünü dizine dursun" diye başladı, "utan utan" diye haykırdı. "Spekülatör de sensin" diyerek yüklendi ve sonunda doruk noktaya çıktı: Başbakan Pişkindir, fütürsuzdur, patavatsızdır...

EGEMENLİĞİ SAVAŞARAK ALDIK

Yarın 23 Nisan... TBBM'nin açılışından bu yana 88 yıl geçti. 88 yıl önce işgal altındaydık. Egemenliğin İstanbul'daki temsilcileri, hilafet yandaşları, egemenliği fiilen işgal güçlerine teslim etmişti. Egemenlik müzakere masasında değil, Sakarya'da Anafartalar'da verilmiş milli mücadele sonucunda ele geçirilmiştir. Egemenlik müzakere masasında değil, savaş edilerek millete intikal etmiştir. Bizim egemenlik anlayışımız işbirlikçi olamaz, laik bir egemenlik anlayışıdır.

DEMOKRASİ SADECE SEÇİM DEĞİLDİR

Demokrasilerde hiçbir iktidar kendi meşruiyetiyle ilgili tartışmaları anayasayı ve hukuku değiştirerek ortadan kaldıramaz. Seçim tek başına demokrasinin güvencesi değildir. Dünyanın her yerinde seçim yapılır. Demokrasiyi 4 yıldar sandık başına giderek oy kullanmak olarak düşünmek mümkün değildir. Demokrasi seçmenler için bir süreçtir. Hiçbir seçim sonucu iktidarları anayasaya bağlı kalma zorunluluğundan kurtarmaz. Çünkü anayasalar devam eder, iktidarlar gelir geçer. Hiç kuşku yok, TBMM bizim siyasetimizin temel noktasıdır. Anayasamızı şekillendirmiştir. Bunun korunması önümüzdeki temel sorundur.

TAKSİM TAKINTISINI AŞMAK İÇİN

1 Mayıs büyük emek dayanışmasının ortaya konulduğu gün olarak siyasi tarihimize geçmiştir. Ancak provakasyonlar nedeniyle acılar yaşanmıştır. 1977'de Taksim'de 35 kişi hayatını kaybetti. Bu acıyı  unutmadık. Emek örgütleri Taksim konusunda siyasi hayatımızın Taksim takıntısını aşması gerektiğini söyleyerek, 1 Mayıs'ı Taksim'de gerçekleştireceğini ifade ettiler.

KARAR SENDİKALARA KARŞI TERBİYESİZLİK

Dünkü toplantıdan çıkan sonuç tam bir aldatmacadır. Herkese "merak etmeyin, biz de sizin gibi korkuyoruz. Neden korkuyoruz, el ele verelim bunu kutlayalım, toplumumuzu  kaynaştıralım" diye yola çıktılar. Bakanlar Kurulu'ndan 1 Mayıs'ın birlik ve dayanışma günü olması kararı çıktı. Emek yok, işçi yok, tatil yok. Resmi kutlama da yok. Bu yeni bir anlayış isteyen sendikalara karşı terbiyesizliktir. Umut verip bunu yapmamak hayal kırıklığı yarattı.

EKONOMİ KAYGI VERİYOR

Ekonomik büyüme hızlı bir biçimde düşüşe geçmiştir. Biz dünya ortalamasının üzerinde kalkınırken, artık dünya ekonomik büyümesinin altında büyümeye başladık. Sadece tarımda yüzde 7 gerileme yaşandı. Çiftçi mağdur bırakıldı, sonunda toprak intikamını bunlardan almaya başladı. Son zamanlarda tarıma destek veren tüm kuruluşlar devre dışı bırakıldı. "Çiftçinin kara gün dostu TMO" da kuşa çevrildi.

SPEKÜLATÖR SENİN PARTİNDE

Başbakan spekülatörlerden şikayet ediyor. Spekülatörler senin çevrende, senin partinde, senin adamların. Tüm devlet daireleri elinin altında. Spekülatörleri himaye eden sensin. Senin politikan durumu buraya getirmiştir. Halka kuyrukta verilen pirinçler, nasıl resmi plakalı araçlarla alınıp evlere dağıtılıyor bunu gördük.

NAMERDE MUHTAÇ OLDUK

Yapılması gereken şey açık. Üretime destek olacaksın. Tüm Avrupa ülkeleri bu kadar gelişmiş olmasına rağmen tarımı destekliyor, gözünü çiftçiden ayırmıyor. Biz tam tersini yapıyoruz. Biz kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biriydik, şimdi namerde muhtaç hale geldik.

GAP NEDEN TAMAMLANMIYOR

GAP hale duruyor. Her şey tamamlanmış. Milyonlarca çiftçinin yüzünü güldürecek yatırımı niye yapmıyoruz? Türkiye'nin işi BOP deği, GAP'tır. GAP'ı yaparsak, Türkiye'de mercimek de, fasülye de, pamuk da artar. Dünyada tarım üretimi yeniden talep görüyor. Nüfus artıyor, gelir artıyor, daha çok yemek istiyorlar. Tarım da petrol de yükselecek. Bizim tarım konusunda büyük potansiyelimiz var ama kullanmıyoruz. Niye? Birileri biz size veririz dedi diye... 1,5 milyon insan AKP iktidarı döneminde topraktan koptu.

TÜRKİYE EN KÖTÜ 5 ÜLKE ARASINDA

En önemli dergilerden birinin yaptığı araştırmada Türkiye ekonomik konuda, borç, işsizlik, cari açık konusunda 43 ülke arasında en kötü 5 ülke içinde... Dört yıldan beri enflasyon yerinden kıpırdamadı. İşsizlik arttı. Borçlar yüzde yüzün üzerinde arttı. Borç düzeyimiz 480 milyar dolardır. Bunlar geldiğinde 280 milyar dolardı. Bu borç niye arttı? Yatırım yapıldığı için mi? Hayır... Türkiye 80 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca yaptığı borçtan fazlasın bu 6 sene içinde yaptı. Dünyanın en yüksek reel faizi Türkiye'de... Savaş olan ülkelerde bile böyle değil...

O 1.3 MİLYAR DOLAR GÖZÜNE DİZİNE

Kısa süre önce Telekom özelleştirildi. 2005'te satıldı. 2 sene boyunca 1.1 milyar dolar ödeyecekti. Geçen 2 senede ne oldu? Telekomu alan firmanın kendi hissesine düşen kar miktarı yılda 2007 yılında 1.325 milyar doları kar olarak transfer etmiştir. Ödemesi gerekenden daha fazla rakam... Sonra başbakan çıkıyor diyor ki, bu CHP'nin taş taş üstüne koyduğu yoktur. O sattığın Telekom'un altındaki PTT var ya onu CHP kurmuştur. Sen CHP'nin kurduğu yerleri satacaksın, sonra taş taş üstüne koymayacaksın. O 1.3 milyar dolar gözüne dizine..

YARIN YİNE SPEKÜLATÖR DİYE AĞLAYACAK

Hayvancılık desteği 1.3 katrilyondan, 750 milyara indiriliyor. Tüm destekler kaldırılıyor. Yakında et fiyatları patlayınca yine spekülatörler diye ağlamaya başlayacaksın.

ATV-SABAH TEZGAHI

Türkiye'nin gözü önünde bir tezgah dönüyor, bir büyük oyun sahneleniyor. TMSF bir ihale yapacağını ilan etti. 7 şirket şartmane aldı. Ama ne hikmetse bu 7 şirket teker teker geri çekildi. Sadece 1 şirket kaldı. Bu süreç içinde başbakanın bu şirketlerle görüştüğünü biliyoruz. İhalenin o firma lehine sonuçlanmasıyla iş bitmiyor. Paranın bulunması gerekiyor. Parayı kim bulacak? Firma borç da alabilir. Kredibilitesi vardır, dışardaki, içerdeki bankalardan alır. Koyar teminatını krediyi alır. Böyle mi oldu? Hayır. Türkiye'de iki kamu bankasının bu firmaya bu rakamı kredi olarak verilmesi için siyasi baskı yapıldığı artık gazetelerde yazılır hale geldi. Niye özel bankalara niye gitmiyorsun? Niye yurt dışındaki bankalara gitmiyorsun? Bu kamu bankalarının sadece mali düşüncelerle para vereceğine inanmak mümkün mü? Eğer öyleyse niye özel bankalara gitmediler.

KATAR SERMAYESİ DE BU İŞİN İÇİNDE Mİ?

Bir iki gün içinde göreceğiz? Katar sermayesi de bu işin içinde mi?  Katar'a giden bir bakanın o imtiyazlı şirketlerden birine kredi vermesi için talepte bulunduğu kanıtlandı.

Bu nedir? Çağdaş bir demokraside böyle bir şey olur mu? Bir başbakan bir kamu bankasına şu televizyonu bu firma alacak. Orada benim damadım da çalışıyor diyebilir mi? Hukukta bunun yeri var mı? Gerçekten çok ağır bir tablo... Bu böyle gitmez. Bunlar kimsenin yanına kar kalmaz... Şimdi gücümüz yetiyor, sözümüz yetiyor, çeşme akarken kovamızı dolduralım anlayışı gitmez. El elden üstündür, hak yerini bulur, herkes bir gün hesabını verir.

BAŞBAKANIN ASABI BOZUK MU DİYE BAKIN?

Çarşıya pazara bakmayın. Başbakanın asabı bozuk mu ona bakın... Konuşmasının nereye gittiğini hesap edemiyorsa, bunlara ayırdığım vakte yazık deyip konuşmasının yarısını bize ayırıyorsa, CHP diyorsa, Baykal diyorsa Başbakanın asabı bozuktur. Çünkü işler iyi gitmiyordur.

Anayasa Mahkemesi'ni baskı altına almak için bütün Ak Partililer çalışıyor. En son AKPM'de gördük. Başkan açıkça dedi, sizin milletvekiliniz bunu benden istedi dedi. Başbakan hala ispat edin diyor.

BAŞBAKAN FÜTURSUZDUR, PİŞKİNDİR, PATAVATSIZDIR

Sayın başbakan artık gerçekten fütursuzluğu, pişkinliği, patavatsızlığı ölçü tanımaz hale getirmiştir. Pişkindir, fütürsuzdur, patavatsızdır... Başbakan CHP'den bahsedersen yüz kızarmaktan falan söz ediyor. İnsanın bunu söylemesi için gerçekten ar damarının çatlaması gerekiyor. Evrakta sahtecilikten suçlanan bir siyasetçi, dokunulmazlığın ardına saklanan bir siyasetçi özü sözü bir CHP'lilerin yüzünün kızarmasından bahsediyor. Utan utan...

Bu dönemi böyle yaşayacağız. Ama böyle gitmez, gidemez... Bu günler bitecek, Tayyip Erdoğan da hak ettiği sonucu yaşayacak. Hep birlikte göreceğiz.