Erdoğan'a kin ve öfke dolu mektup
Abone olÖSS sınavına alınmayan başörtülü Hanife Tunç'un ağabeyi isyanını, Erdoğan'a yazdığı mektupta şöyle dile getirdi: "Öfke kine dönüştü. Hepimizin dilinde beddua var.."
Yeni Asya Gazetesi'nin haberine göre, ÖSS'ye fötr şapka ile
girmek istemesine rağmen sınava alınmayan başörtüsü mağduru Hanife
Tunç'un ağabeyi Başbakan Erdoğan'a bir mektup yazdı ve 'umutlar
kine dönüşüyor. Anne babaların dilinde beddua var' dedi. Öğrenci
Seçme Sınavı (ÖSS)’ye başörtüsünün üzerine fötr şapka taktığı
gerekçesiyle sınava alınmayan Kübra Hanife Tunç’un ağabeyi Süleyman
Tunç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı. Mektubunda kız
kardeşinin mağduriyetini anlatan Süleyman Tunç, başörtülü
kardeşinin sınavda mağdur olmaması için fötr şapka taktığını ancak
keyfi bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Erzurum'da başörtüsü ile sınava alınmayacağını düşünerek fötr şapka
takan Kübra Hanife Tunç da başörtüsü yasağının mağduru oldu.
Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri
bölümünde sınava girecek olan Tunç, yerini görmek için gittiğinde
bile başörtülü olduğu gerekçesiyle içeriye alınmadı. Kardeşinin
durumuna çok üzüldüğünü söyleyen ağabey Süleyman Tunç, kardeşinin 1
yıllık çalışmasının keyfi bir uygulamayla zayi edildiğini iddia
ederek, “Kardeşim 1 yıldır bu sınava hazırlanıyordu. Hiç kimsenin
bu çabayı zayi etmeye hakkı yok. Benim kardeşimin içindeki ümidi
yok ettiler.” diyerek tepkisini dile getirdi. Kardeşinin bu
durumuna çok içerlediği için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup
yazdığını belirten Tunç mektubunda Başbakan Erdoğan’a şöyle
seslendi: “Sayın Başbakanım, bugün 20 Haziran ve insan hakları bir
kez daha ihlâl edildi. Demokrasi bir kez daha rafa kaldırıldı.
Laiklik birkez daha hakim gücün istediği gibi yorumlandı. Bu
mektubu size 09:45’ te yazıyorum. Kardeşim 20 dakika önce bütün
emeklerini yakarak sınava gireceği okulun kapısından geri çevrildi.
Sorun birtek benim kardeşimin kapıdan geri dönmesi değil bütün
Türkiye’de aynı problemi yaşayanların problemi. Sayın Başbakanım
hükümete geldiğinizde bu problemi çözeceğiniz noktasında umutlar
belirdi. Hatta umutları son söylemlerinizle güçlendirdiniz. Ama
şunu bilin ki umutları kine dönüşüyor. Anne-babaların dilinde
bedduâ var. Acaba iktidarınızın gayesi sadece ekonomik rahatlık
mıdır? İnsanlar peynir ekmekle de hayatlarını sürdürürler ama bazı
değerler vardır ki bunlar için yaşanır. Türkiye’deki özgürlüklerin
kapsamı nedir kimleri nasıl kapsar? Sayın Başbakanım ülkemizin her
zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bu
günlerde acaba toplumu marjinal grupların yönlendirmesine, uç
fraksiyonların etkisi altına girmesine müsaade etmek ülke için ne
kadar doğru olur. Sınava girmek için kapıda başını açan o bacıların
ellerinin baş örtülerini çıkarmak için başlarına giderken ne kadar
ağırlaştığını, nasıl bir utanç duyduklarını görmenizi isterdim.
Sayın Başbakanım insanları gelecekleri ile inançları arasında
tercih yapmaya zorlamak doğru mudur? Eğer siyain gücü bu ülkeyi
özgürleştirmeye yetmiyorsa sandığa gitmemizin br mânâsı da olmasa
gerek. Daha özgür bir Türkiye’ye başbakanlık yapmanız dileği
ile.”